SURE AYET NO |
ARAPÇA |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI HAMDI |
CELAL YILDIRIM |
SULEYMAN ATES |
O NASUHI BILMEN |
CÜZ SAYFA |
Saffat Suresi
154.Ayet |
مَا لَكُمْ كَيْفَ تَحْكُمُونَ -154 |
Neyiniz var? Nasıl hüküm veriyorsunuz! |
Nah sizlere! nasıl hukmediyorsunuz? |
Size ne oluyor, nasıl hükmediyorsunuz ?! |
Size ne oldu, nasıl hüküm veriyorsunuz? |
«Size ne oluyor? Nasıl hükmediyorsunuz?» |
23 / 451 |
Saffat Suresi
155.Ayet |
أَفَلَا تَذَكَّرُونَ -155 |
Hiç düşünmüyor musunuz? |
Hiç de mi düşünmezsiniz? |
İyice düşünmez misiniz? |
Hiç mi düşünmüyorsunuz? |
«Hiç düşünüvermez misiniz?» |
23 / 451 |
Saffat Suresi
156.Ayet |
أَمْ لَكُمْ سُلْطَانٌ مُبِينٌ -156 |
Yoksa sizin apaçık bir deliliniz mi var? |
Yoksa sizin için açık bir ferman mı var? |
Yoksa sizin açık bir belge ve deliliniz mi var ? |
Yoksa sizin, (meleklerin, Allâh´ın kızları oldukları hakkında) açık bir deliliniz mi var? |
«Yoksa sizin için apaçık bir hüccet mi var?» |
23 / 451 |
Saffat Suresi
157.Ayet |
فَأْتُوا بِكِتَابِكُمْ إِنْ كُنْتُمْ صَادِقِينَ -157 |
Eğer doğru söyleyen kimseler iseniz getirin (bu delili içeren) kitabınızı! |
O halde getirin kitabınızı sadıksanız |
Doğru kişilerden iseniz haydi kitabınızı getirin (de göreyim). |
Eğer doğru iseniz Kitabınızı getirin. |
«Haydi, eğer siz sâdıklar iseniz kitabınızı getiriveriniz.» |
23 / 451 |
Saffat Suresi
158.Ayet |
وَجَعَلُوا بَيْنَهُ وَبَيْنَ الْجِنَّةِ نَسَبًا ۚ وَلَقَدْ عَلِمَتِ الْجِنَّةُ إِنَّهُمْ لَمُحْضَرُونَ -158 |
Allah ile cinler arasında da nesep bağı kurdular. Oysa cinler de kendilerinin Allah’ın huzuruna getirileceklerini bilirler. |
Bir de onunla Cinler beyninde bir neseb uydururlar. Celâlim hakkı için Cinler bilirler ki onlar ihzar olunacaklardır |
Bunlar, Allah ile cinler arasında bir de hısımlık uydurdular. Halbuki cinler de onların mutlaka azaba hazır duruma getirileceklerini bilmektedirler. |
Allâh ile cinler arasında bir nesep, (bir soy bağlantısı) uydurdular. Oysa cinler de kendilerinin (yüce divâna) getirileceklerini bilmişlerdir. |
Ve bir de O´nunla cinler arasında bir neseb (iddiasında) bulundular. Andolsun ki, cinler bilmişlerdir ki, elbette onlar (cehenneme) ihzar edilmiş kimselerdir. |
23 / 451 |
Saffat Suresi
159.Ayet |
سُبْحَانَ اللَّهِ عَمَّا يَصِفُونَ -159 |
Allah, onların nitelendirdiği şeylerden uzaktır, yücedir. |
Münezzeh sübhan o Allah onların isnad ettikleri vasıflardan |
Allah, onların iddia ve isnad ettikleri sıfatlardan yücedir, münezzehtir. |
Hâşâ Allâh, onların taktıkları sıfatlardan (münezzehtir), yücedir. |
Allah Teâlâ, onların tavsif ettiklerinden münezzehtir. |
23 / 451 |
Saffat Suresi
160.Ayet |
إِلَّا عِبَادَ اللَّهِ الْمُخْلَصِينَ -160 |
Ancak Allah’ın ihlâslı kulları bunlar gibi değildir. |
Lâkin Allahın ıhlâs ile seçilen kulları başka |
Ancak Allah´ın iyi niyetli, samimi, gösterişten uzak (mü´min) kulları müstesna. |
Fakat Allâh´ın temiz kulları hâriç (onlar azâba sokulmayacaklardır). |
Allah´ın ihlâsa nâil buyurmuş olduğu kulları müstesna. (onlar böyle bir tavsifte bulunmazlar). |
23 / 451 |
Saffat Suresi
161.Ayet |
فَإِنَّكُمْ وَمَا تَعْبُدُونَ -161 |
(161-163) (Ey müşrikler!) Ne siz ve ne de taptıklarınız, cehenneme gireceklerden başkasını kandırıp Allah’ın yolundan saptırabilirsiniz. |
Çünkü siz ve taptıklarınız |
(161-162-163) Çünkü siz ve taptıklarınız, Cehennem´e girecek olanlar dışında, Allah´a karşı kimseyi azdıracak, baştan çıkartacak değilsiniz. |
(Ey inkârcılar) Ne siz, ne de taptıklarınız, |
(161-162) Artık şüphe yok ki, siz ve ibadet ettiğiniz şeyler O´na karşı (kimseyi) fitneye düşürücüler değilsinizdir. |
23 / 451 |
Saffat Suresi
162.Ayet |
مَا أَنْتُمْ عَلَيْهِ بِفَاتِنِينَ -162 |
(161-163) (Ey müşrikler!) Ne siz ve ne de taptıklarınız, cehenneme gireceklerden başkasını kandırıp Allah’ın yolundan saptırabilirsiniz. |
Ona karşı kimseyi meftun edemezsiniz |
(161-162-163) Çünkü siz ve taptıklarınız, Cehennem´e girecek olanlar dışında, Allah´a karşı kimseyi azdıracak, baştan çıkartacak değilsiniz. |
Kandırıp Allâh´ın yolundan çıkaramazsınız; |
(161-162) Artık şüphe yok ki, siz ve ibadet ettiğiniz şeyler O´na karşı (kimseyi) fitneye düşürücüler değilsinizdir. |
23 / 451 |
Saffat Suresi
163.Ayet |
إِلَّا مَنْ هُوَ صَالِ الْجَحِيمِ -163 |
(161-163) (Ey müşrikler!) Ne siz ve ne de taptıklarınız, cehenneme gireceklerden başkasını kandırıp Allah’ın yolundan saptırabilirsiniz. |
Meğer ki Cahîme saldıran olsun |
(161-162-163) Çünkü siz ve taptıklarınız, Cehennem´e girecek olanlar dışında, Allah´a karşı kimseyi azdıracak, baştan çıkartacak değilsiniz. |
Cehenneme girecek olandan başkasını. |
Ancak (kendisini) cehenneme saldıran kimse müstesna. |
23 / 451 |
Saffat Suresi
164.Ayet |
وَمَا مِنَّا إِلَّا لَهُ مَقَامٌ مَعْلُومٌ -164 |
(Melekler derler ki:) “Bizim her birimizin bilinen bir makamı vardır.” |
Bizden ise her birimiz için bir makamı ma´lûm vardır |
(Melekler), «bizden her birimiz için belli-belirli bir makam vardır. |
"Bizden herkesin belli bir makâmı vardır." |
Ve bizden ise bir kimse yoktur ki, illâ onun için bir malum makam vardır. |
23 / 451 |
Saffat Suresi
165.Ayet |
وَإِنَّا لَنَحْنُ الصَّافُّونَ -165 |
“Şüphesiz biz (orada) saf duranlarız.” |
Ve biz elbette biz o saf dizenleriz |
Ve bizler mutlaka saf saf dururuz, |
"Biziz, o saf saf dizilenler, biz." |
(165-166) Ve şüphe yok ki, bizleriz, elbette bizleriz, o saf beste olanlar. Ve muhakkak ki, bizleriz, o tesbih ediciler. |
23 / 451 |
Saffat Suresi
166.Ayet |
وَإِنَّا لَنَحْنُ الْمُسَبِّحُونَ -166 |
“Şüphesiz biz (Allah’ı) tespih edip yüceltenleriz.” |
Ve biz elbette biz o tesbih edenleriz |
Ve şüphesiz bizler durmadan tesbîh ederiz,» (derler). |
"Biziz, o tesbih edenler, biz." |
(165-166) Ve şüphe yok ki, bizleriz, elbette bizleriz, o saf beste olanlar. Ve muhakkak ki, bizleriz, o tesbih ediciler. |
23 / 451 |
Saffat Suresi
167.Ayet |
وَإِنْ كَانُوا لَيَقُولُونَ -167 |
(167-169) Müşrikler) şunu da söylüyorlardı: “Eğer yanımızda öncekilere verilen kitaplardan bir kitap olsaydı, elbette biz ihlâslı kullar olurduk.” |
Ve gerçek, evvel şöyle diyorlardır: |
(167-168-169) Her ne kadar müşrikler, «yanımızda öncekilerden kalma bir kitap bulunsaydı, elbette bizler, Allah´ın hâlis kullarından olurduk» dlyorlardıysa da, |
Gerçi o(ortak koşa)nlar şöyle diyorlardı: |
(167-169) Ve elbette ki, (kâfirler, evvelce) diyorlardı ki: «Eğer bizim yanımızda evvelkilerden bir kitap bulunmuş olsa idi. Elbette ki, biz Allah´ın ihlâsa nâil olmuş kullarından olur idik.» |
23 / 451 |
Saffat Suresi
168.Ayet |
لَوْ أَنَّ عِنْدَنَا ذِكْرًا مِنَ الْأَوَّلِينَ -168 |
(167-169) Müşrikler) şunu da söylüyorlardı: “Eğer yanımızda öncekilere verilen kitaplardan bir kitap olsaydı, elbette biz ihlâslı kullar olurduk.” |
eğer yanımızda evvelkilerinkinden bir zikr olsa idi |
(167-168-169) Her ne kadar müşrikler, «yanımızda öncekilerden kalma bir kitap bulunsaydı, elbette bizler, Allah´ın hâlis kullarından olurduk» dlyorlardıysa da, |
"Eğer yanımızda öncekiler(e gelen Kitap´lar)dan bir uyarı olsaydı." |
(167-169) Ve elbette ki, (kâfirler, evvelce) diyorlardı ki: «Eğer bizim yanımızda evvelkilerden bir kitap bulunmuş olsa idi. Elbette ki, biz Allah´ın ihlâsa nâil olmuş kullarından olur idik.» |
23 / 451 |
Saffat Suresi
169.Ayet |
لَكُنَّا عِبَادَ اللَّهِ الْمُخْلَصِينَ -169 |
(167-169) Müşrikler) şunu da söylüyorlardı: “Eğer yanımızda öncekilere verilen kitaplardan bir kitap olsaydı, elbette biz ihlâslı kullar olurduk.” |
Her halde Allahın ıhlâs ile seçilmiş kullarından olurduk |
(167-168-169) Her ne kadar müşrikler, «yanımızda öncekilerden kalma bir kitap bulunsaydı, elbette bizler, Allah´ın hâlis kullarından olurduk» dlyorlardıysa da, |
"Elbette biz, Allâh´ın hâlis kulları olurduk!" |
(167-169) Ve elbette ki, (kâfirler, evvelce) diyorlardı ki: «Eğer bizim yanımızda evvelkilerden bir kitap bulunmuş olsa idi. Elbette ki, biz Allah´ın ihlâsa nâil olmuş kullarından olur idik.» |
23 / 451 |
Saffat Suresi
170.Ayet |
فَكَفَرُوا بِهِ ۖ فَسَوْفَ يَعْلَمُونَ -170 |
Fakat (kitap gelince) onu inkâr ettiler. Yakında (sonlarının ne olacağını) bilecekler. |
Fakat şimdi ona küfrettiler, artık ileride bilecekler |
(Kitap indirilince) onu red ve inkâr ettiler. İleride (bu dönekliğin sonunun nereye varacağını) bileceklerdir. |
Ama o uyarıyı inkâr ettiler, yakında (inkâr etmelerinin sonunun nasıl olacağını) bileceklerdir. |
(170-171) Fakat şimdi O´nu inkar ettiler. Artık ileride bileceklerdir. Celâlim hakkı için (peygamber) gönderilmiş kullarım için Bizim bir sözümüz geçmiştir. |
23 / 451 |
Saffat Suresi
171.Ayet |
وَلَقَدْ سَبَقَتْ كَلِمَتُنَا لِعِبَادِنَا الْمُرْسَلِينَ -171 |
Andolsun, peygamber olarak gönderilen kullarımız hakkında şu sözümüz geçmişti: |
Celâlim hakkı için risaletle gönderilen kullarımız hakkında şu kelimemiz sebkat etmiştir: |
(171-172) And olsun ki, peygamber olarak gönderdiğimiz kullarımız hakkında şu sözümüz sübut bulup gerçekleşmiştir: «Elbette onlar (peygamberler) yardım göreceklerdir.» |
Gönderilen elçi kullarımıza şu sözümüz geçmişti: |
(170-171) Fakat şimdi O´nu inkar ettiler. Artık ileride bileceklerdir. Celâlim hakkı için (peygamber) gönderilmiş kullarım için Bizim bir sözümüz geçmiştir. |
23 / 451 |
Saffat Suresi
172.Ayet |
إِنَّهُمْ لَهُمُ الْمَنْصُورُونَ -172 |
“Onlara mutlaka yardım edilecektir.” |
«Onlar elbette onlar muhakkak muzaffer olacaklardır |
(171-172) And olsun ki, peygamber olarak gönderdiğimiz kullarımız hakkında şu sözümüz sübut bulup gerçekleşmiştir: «Elbette onlar (peygamberler) yardım göreceklerdir.» |
"Mutlaka zafere ulaştırılanlar kendileri olacaktır." |
(172-173) Şüphe yok ki, onlar elbette nusrete nâil olanlar onlardır. Ve muhakkak ki, Bizim ordumuz, elbette galipler olanlar onlardır. |
23 / 451 |
Saffat Suresi
173.Ayet |
وَإِنَّ جُنْدَنَا لَهُمُ الْغَالِبُونَ -173 |
“Şüphesiz ordularımız galip gelecektir.” |
Ve elbette bizim askerlerimiz mutlak onlar galib geleceklerdir» |
«Ve şüphesiz bizim ordumuz mutlaka galib geleceklerdir.» |
"Ve gâlip gelenler, mutlaka bizim ordumuz olacaktır!" |
(172-173) Şüphe yok ki, onlar elbette nusrete nâil olanlar onlardır. Ve muhakkak ki, Bizim ordumuz, elbette galipler olanlar onlardır. |
23 / 451 |
Saffat Suresi
174.Ayet |
فَتَوَلَّ عَنْهُمْ حَتَّىٰ حِينٍ -174 |
O hâlde, bir süreye kadar onlardan yüz çevir |
Onun için yüz çevir de onlardan bir zamana kadar |
Artık sen onlardan bir süreye kadar yüzçevir. |
Bir süreye kadar onlardan dön (onların sözlerine aldırış etme). |
(174-176) Artık sen, onlardan (O muhaliflerden) bir zamana kadar yüz çevir. Ve onlara bak! Elbette ki, yakında göreceklerdir. Ya Bizim azabımızı mı alelacele istiyorlar? |
23 / 451 |
Saffat Suresi
175.Ayet |
وَأَبْصِرْهُمْ فَسَوْفَ يُبْصِرُونَ -175 |
Gözetle onları, yakında onlar da görecekler. |
Gör onları: yakında görecekler |
Onların sonunun ne olacağını gör, onlar da göreceklerdir. |
Onları gözetle. Yakında (başlarına neler geleceğini) göreceklerdir. |
(174-176) Artık sen, onlardan (O muhaliflerden) bir zamana kadar yüz çevir. Ve onlara bak! Elbette ki, yakında göreceklerdir. Ya Bizim azabımızı mı alelacele istiyorlar? |
23 / 451 |
Saffat Suresi
176.Ayet |
أَفَبِعَذَابِنَا يَسْتَعْجِلُونَ -176 |
Yoksa onlar azabımızı acele mi istiyorlar? |
Ya şimdi bizim azâbımızı mı iviyorlar? |
Azabımızın hemen gelmesini mi istiyorlar? |
Bizim azâbımızı mı acele istiyorlar? |
(174-176) Artık sen, onlardan (O muhaliflerden) bir zamana kadar yüz çevir. Ve onlara bak! Elbette ki, yakında göreceklerdir. Ya Bizim azabımızı mı alelacele istiyorlar? |
23 / 451 |
Saffat Suresi
177.Ayet |
فَإِذَا نَزَلَ بِسَاحَتِهِمْ فَسَاءَ صَبَاحُ الْمُنْذَرِينَ -177 |
Fakat azabımız onların yurtlarına indiğinde, o uyarılmış olanların sabahı ne kötü olur! |
Amma onların sahasına indiği vakıt ne fenadır o acı haber verilenlerin sabahı!... |
Azâb onların sahasına indiği zaman, o uyarılan (nankör inkârcı)ların sabahı ne kötü olur! |
Fakat o azâb yurtlarına indiği zaman uyarılmış olanların sabahı ne kötü olur! |
(177-179) Fakat onların sahasına indiği vakit artık korkutulmuş olanların sabahı ne kadar fenadır. Ve onlardan bir zamana kadar yüz çevir. Ve gör. Onlar da yakında göreceklerdir. |
23 / 451 |
Saffat Suresi
178.Ayet |
وَتَوَلَّ عَنْهُمْ حَتَّىٰ حِينٍ -178 |
Ey Muhammed! Bir süreye kadar onlardan yüz çevir. |
Yine sen yüz çevir de onlardan bir zamana kadar |
Ve sen bir süre onlardan yüzçevir. |
Bir süreye kadar onları kendi hallerine bırak. |
(177-179) Fakat onların sahasına indiği vakit artık korkutulmuş olanların sabahı ne kadar fenadır. Ve onlardan bir zamana kadar yüz çevir. Ve gör. Onlar da yakında göreceklerdir. |
23 / 451 |
Saffat Suresi
179.Ayet |
وَأَبْصِرْ فَسَوْفَ يُبْصِرُونَ -179 |
(Bekle ve) gör. Onlar da yakında görecekler. |
Gör, yakında görecekler |
(Sonlarının ne olacağını) gör, kendileri de yakında göreceklerdir. |
Ve (bekle de) gör, onlar da göreceklerdir. |
(177-179) Fakat onların sahasına indiği vakit artık korkutulmuş olanların sabahı ne kadar fenadır. Ve onlardan bir zamana kadar yüz çevir. Ve gör. Onlar da yakında göreceklerdir. |
23 / 451 |
Saffat Suresi
180.Ayet |
سُبْحَانَ رَبِّكَ رَبِّ الْعِزَّةِ عَمَّا يَصِفُونَ -180 |
Senin Rabbin; kudret ve şeref sahibi olan Rab, onların nitelendirdiği şeylerden uzaktır, yücedir. |
Tesbiyh o ızzetin sahibi rabbına onların vasıflarından |
Çok üstün, çok güçlü olan Rabbin, onların vasfedegeldiklerinden yücedir, münezzehtir. |
Kudret ve şeref sâhibi Rabbin, onların nitelendirmelerinden yücedir. |
(180-182) Rabbin, o izzet sahibi, onların tavsif ettiklerinden münezzehtir. Ve selâm peygamberlerin üzerinedir. Ve hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah içindir. |
23 / 451 |
Saffat Suresi
181.Ayet |
وَسَلَامٌ عَلَى الْمُرْسَلِينَ -181 |
Peygamberlere selâm olsun. |
Ve selâm mürselîne |
Selâm, gönderilen peygamberlere olsun ! |
Selâm, gönderilen elçilere, |
(180-182) Rabbin, o izzet sahibi, onların tavsif ettiklerinden münezzehtir. Ve selâm peygamberlerin üzerinedir. Ve hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah içindir. |
23 / 451 |
Saffat Suresi
182.Ayet |
وَالْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ -182 |
Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. |
Ve hamd âlemlerin rabbı Allaha |
Hamd de âlemlerin Rabbi Allah´a mahsustur. |
Hamd, âlemlerin Rabbi Allah´a! |
(180-182) Rabbin, o izzet sahibi, onların tavsif ettiklerinden münezzehtir. Ve selâm peygamberlerin üzerinedir. Ve hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah içindir. |
23 / 451 |