SURE AYET NO |
ARAPÇA |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI HAMDI |
CELAL YILDIRIM |
SULEYMAN ATES |
O NASUHI BILMEN |
CÜZ SAYFA |
Karia Suresi
1.Ayet |
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ الْقَارِعَةُ -1 |
Yürekleri hoplatan büyük felaket! |
O karia |
El-Kari´â : Kalblere korku salan o müthiş gürültü !. |
Çarpan olay! |
O çarpacak olan felaket. |
30 / 600 |
Karia Suresi
2.Ayet |
مَا الْقَارِعَةُ -2 |
Nedir o yürekleri hoplatan büyük felaket? |
Nedir o karia? |
Kari´â nedir? |
Nedir o çarpan olay? |
O çarpacak olan felaket, nedir? |
30 / 600 |
Karia Suresi
3.Ayet |
وَمَا أَدْرَاكَ مَا الْقَارِعَةُ -3 |
Yürekleri hoplatan büyük felaketin ne olduğunu sen ne bileceksin? |
Ne bildirdi ki sana; nedir o karia? |
Kari´â´nın ne olduğunu bilir misin ? |
O çarpan olayın ne olduğunu sen nereden bileceksin? |
O çarpacak olan felaketin ne olduğunu sana ne bildirdi? |
30 / 600 |
Karia Suresi
4.Ayet |
يَوْمَ يَكُونُ النَّاسُ كَالْفَرَاشِ الْمَبْثُوثِ -4 |
O gün insanlar, her biri bir tarafa uçuşan küçük kelebekler gibi olacaktır. |
O gün ki nâs çırpınıp yayılan pervaneler gibi olacak |
O gün insanlar (ateşin çevresinde) dağılıp dökülen pervane gibi olacak. |
O gün insanlar, yayılmış pervâneler gibi olur(lar). |
Bir günde ki nâs çırpınıp dağılacak pervaneler gibi olacaktır. |
30 / 600 |
Karia Suresi
5.Ayet |
وَتَكُونُ الْجِبَالُ كَالْعِهْنِ الْمَنْفُوشِ -5 |
Dağlar da atılmış renkli yünler gibi olacaktır. |
Dağlar da didilmiş elvan yünler gibi atılacaktır |
Dağlar da atılmış renk renk yüne benzeyecek. |
Dağlar atılmış renkli yün gibi olur. |
Dağlar da atılmış renkli yünler gibi olacaktır. |
30 / 600 |
Karia Suresi
6.Ayet |
فَأَمَّا مَنْ ثَقُلَتْ مَوَازِينُهُ -6 |
İşte o vakit, kimin tartıları ağır gelmişse, |
İşte o vakıt miyzanları ağır basan kimse |
Artık kimin tartıları ağır basarsa, |
Kimin tartıları ağır gelirse, |
Kimin tartıları ağır gelirse. |
30 / 600 |
Karia Suresi
7.Ayet |
فَهُوَ فِي عِيشَةٍ رَاضِيَةٍ -7 |
Artık o, hoşnut olacağı bir hayat içinde olacaktır. |
O artık hoşnud bir hayattadır |
O, memnun olacağı bir hayattadır. |
O, memmun edici bir hayât içindedir. |
İşte o, hoşnut (olacağı) bir yaşayıştadır. |
30 / 600 |
Karia Suresi
8.Ayet |
وَأَمَّا مَنْ خَفَّتْ مَوَازِينُهُ -8 |
Ama kimin de tartıları hafif gelirse, |
Fakat miyzanları hafif gelen kimse |
Kimin de tartıları hafif gelirse, |
Kimin tartıları hafif gelirse, |
Fakat kimin tartıları hafif olursa. |
30 / 600 |
Karia Suresi
9.Ayet |
فَأُمُّهُ هَاوِيَةٌ -9 |
İşte onun anası (varacağı yer) Hâviye’dir. |
O vakıt onun anası haviyedir |
Onun yeri Hâviye´dir. |
Onun anası (bağrına atılacağı) hâviye (uçurum)dur. |
Onun anası (sığınacağı yer) Hâviye´dir. |
30 / 600 |
Karia Suresi
10.Ayet |
وَمَا أَدْرَاكَ مَا هِيَهْ -10 |
Sen Hâviye’nin ne olduğunu ne bileceksin? |
Ve bildin mi haviye nedir |
Hâviye´nin ne olduğunu bilir misin ? |
Onun ne olduğunu sen nereden bileceksin? |
Haviye´nin ne olduğunu sana ne şey bildirdi? |
30 / 600 |
Karia Suresi
11.Ayet |
نَارٌ حَامِيَةٌ -11 |
O, kızgın bir ateştir. |
Kızışmış bir ateş |
iyice kızışmış bir ateştir. |
Kızgın bir ateştir! |
(O) Çok kızgın bir ateştir. |
30 / 600 |
Tekasür Suresi
1.Ayet |
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ أَلْهَاكُمُ التَّكَاثُرُ -1 |
(1-2) Çoklukla övünmek sizi, kabirlere varıncaya (ölünceye) kadar oyaladı. |
Oyaladı o çokluk kuruntusu sizleri |
Çokluk kuruntusu sizi o kadar oyaladı ki, |
Çokluk yarışı, sizi oyaladı, |
(1-2) Sizi o çokluk kuruntusu oyaladı. Tâ ki, kabirleri ziyaret ediverdiniz. |
30 / 600 |
Tekasür Suresi
2.Ayet |
حَتَّىٰ زُرْتُمُ الْمَقَابِرَ -2 |
(1-2) Çoklukla övünmek sizi, kabirlere varıncaya (ölünceye) kadar oyaladı. |
Ta.. ziyaret edişinize kadar kabirleri |
Kabirleri bile ziyaret ettiniz (oradaki ölülerinizi bile saymaya çalıştınız). |
Nihâyet kabirleri ziyaret ettiniz (kabre girinceye kadar mal artırmağa çalıştınız). |
(1-2) Sizi o çokluk kuruntusu oyaladı. Tâ ki, kabirleri ziyaret ediverdiniz. |
30 / 600 |
Tekasür Suresi
3.Ayet |
كَلَّا سَوْفَ تَعْلَمُونَ -3 |
Hayır; ileride bileceksiniz! |
Öyle değil, ilerde bileceksiniz |
Hayır, (bu hareketiniz ve düşünceniz hiç doğru değildir). İleride (gerçeği) bileceksiniz. |
Hayır (olmaz bu), yakında bileceksiniz (hatânızı)! |
Öyle değil, ileride bileceksiniz. |
30 / 600 |
Tekasür Suresi
4.Ayet |
ثُمَّ كَلَّا سَوْفَ تَعْلَمُونَ -4 |
Hayır, Hayır! İleride bileceksiniz! |
Sonra öyle değil, ilerde bileceksiniz |
Sonra da dikkat edin (gerçeği elbette) öğreneceksiniz. |
Yine hayır, yakında bileceksiniz (hatânızı)! |
Sonra öyle değil, ileride bileceksiniz. |
30 / 600 |
Tekasür Suresi
5.Ayet |
كَلَّا لَوْ تَعْلَمُونَ عِلْمَ الْيَقِينِ -5 |
Hayır, kesin olarak bir bilseniz.. |
Öyle değil, ilmel yakîn bilseniz |
Hayır, (iş bu kadar da değil) kesin bir bilgiyle (yaptıklarınızın ne kazandırdığını) bir bilseniz (büyük bir pişmanlık duyardınız)! |
Hayır, (gerçeği) kesin bilgi ile bilseydiniz; |
Vazgeçin. Sizin anladığınız gibi değil, eğer yakın bir bilgi ile bilecek olsa idiniz. (öyle yapmazdınız). |
30 / 600 |
Tekasür Suresi
6.Ayet |
لَتَرَوُنَّ الْجَحِيمَ -6 |
Andolsun, o cehennemi muhakkak göreceksiniz. |
Kasem olsun o Cahimi çaresiz göreceksiniz |
And olsun ki, Cehennem´i elbette göreceksiniz. |
Mutlaka cehennemi görür (onun varlığını gözle görmüş gibi kabul eder)diniz. |
Andolsun ki, o cehennemi mutlaka göreceksiniz. |
30 / 600 |
Tekasür Suresi
7.Ayet |
ثُمَّ لَتَرَوُنَّهَا عَيْنَ الْيَقِينِ -7 |
Yine andolsun, onu gözünüzle kesin olarak göreceksiniz. |
Sonra kasem olsun onu çaresiz aynel yakîn göreceksiniz |
Yine de orayı gözlerinizle kesinlikle göreceksiniz !. |
Sonra onu kesin olarak gözle göreceksiniz. |
Sonra onu elbette ki, ayne´l yakîn göreceksiniz. |
30 / 600 |
Tekasür Suresi
8.Ayet |
ثُمَّ لَتُسْأَلُنَّ يَوْمَئِذٍ عَنِ النَّعِيمِ -8 |
Sonra o gün, nimetlerden mutlaka hesaba çekileceksiniz? |
Sonra kasem olsun o gün o naîmden muhakkak sorulacaksınız |
Sonra da o gün, (size verilen) nimetlerden elbette sorulacaksınız !. |
Sonra o gün, (size verilen) ni´metten sorulacaksınız. |
Sonra kasem olsun ki o gün her türlü nîmetten muhakkak sorulacaksınız. |
30 / 600 |