SURE AYET NO |
ARAPÇA |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI HAMDI |
CELAL YILDIRIM |
SULEYMAN ATES |
O NASUHI BILMEN |
CÜZ SAYFA |
Necm Suresi
45.Ayet |
وَأَنَّهُ خَلَقَ الزَّوْجَيْنِ الذَّكَرَ وَالْأُنْثَىٰ -45 |
(45-46) Şüphesiz O, iki eşi, erkeği ve dişiyi, (rahme) atıldığında az bir sudan (meniden) yaratmıştır. |
Hakıkat odur erkeği dişiyi iki eş yaratan |
(45-46) Ve gerçekten O´dur, nutfeden atıldığında (ana rahmine intikal ettiğinde) erkeği dişiyi çift yaratan. |
O yarattı iki çifti: erkeği ve dişiyi, |
Ve muhakkak ki, iki çifti, erkek ile dişiyi o yarattı. |
27 / 527 |
Necm Suresi
46.Ayet |
مِنْ نُطْفَةٍ إِذَا تُمْنَىٰ -46 |
(45-46) Şüphesiz O, iki eşi, erkeği ve dişiyi, (rahme) atıldığında az bir sudan (meniden) yaratmıştır. |
Bir nutfeden ekildiği zaman |
(45-46) Ve gerçekten O´dur, nutfeden atıldığında (ana rahmine intikal ettiğinde) erkeği dişiyi çift yaratan. |
Atıldığı zaman nutfe (sperm)den. |
Bir nutfeden rahîmlere döküldüğü zaman. |
27 / 527 |
Necm Suresi
47.Ayet |
وَأَنَّ عَلَيْهِ النَّشْأَةَ الْأُخْرَىٰ -47 |
Şüphesiz tekrar diriltmek de O’na aittir. |
Şübhesiz ona aiddir neş´eti uhrâ da |
Sonradan oluşturup yaratma da O´na aittir. |
Şüphesiz tekrar yaratmak da O´nun işidir. |
Ve muhakkak ki O´na aittir, ölenlerin bilâhare diriltilmeleri. |
27 / 527 |
Necm Suresi
48.Ayet |
وَأَنَّهُ هُوَ أَغْنَىٰ وَأَقْنَىٰ -48 |
Şüphesiz O, başkalarına muhtaç olmaktan kurtardı ve varlık sahibi kıldı. |
Hakıkat zengin eden, sermaye veren o |
Ve şüphesiz O, hem zengin edendir, hem anasermaye verendir. |
Zengin eden O´dur, bol verip memnun eden O. |
Ve şüphe yok ki, O´dur zengin eden ve fakir düşüren O´dur. |
27 / 527 |
Necm Suresi
49.Ayet |
وَأَنَّهُ هُوَ رَبُّ الشِّعْرَىٰ -49 |
Şüphesiz O, Şi’râ’nın Rabbidir. |
Ve hakıkat Şi´ranın rabbı o |
Ve elbette ki O, Şi´râ yıldızı´nın da Rabbıdır. |
(Taptıkları) Şi´râ (yıldızı)nın Rabbi O´dur. |
Ve muhakkak ki, Şi´ra (yıldızı)nın Rabbi O´dur. |
27 / 527 |
Necm Suresi
50.Ayet |
وَأَنَّهُ أَهْلَكَ عَادًا الْأُولَىٰ -50 |
(50-51) Şüphesiz O, önce gelen Âd kavmini ve Semûd kavmini helâk etti ve hiç kimseyi bırakmadı. |
Ve fil´vakı´ o helâk etti evvelki Âd´ı |
(50-51) Ve gerçekten O, ilk Âd´ı ve Semûd´u yok edip geriye bırakmayandır. |
O helâk etti, önce gelen ´Âd´ı, |
Ve şüphe yok ki, O helâk etti evvelki Âd´i. |
27 / 527 |
Necm Suresi
51.Ayet |
وَثَمُودَ فَمَا أَبْقَىٰ -51 |
(50-51) Şüphesiz O, önce gelen Âd kavmini ve Semûd kavmini helâk etti ve hiç kimseyi bırakmadı. |
Ve Semûd´u da hiç bırakmadı |
(50-51) Ve gerçekten O, ilk Âd´ı ve Semûd´u yok edip geriye bırakmayandır. |
Semûd´u, komadı (onları). |
(51-52) Ve Semûd´u (da o helâk etti) artık (onlardan hiçbirini) bırakmadı. Ve evvelce de Nûh kavmini (helâk etmişti). Şüphe yok ki, onlar olmuşlardı onlar, en zalim ve en azgın (kimseler). |
27 / 527 |
Necm Suresi
52.Ayet |
وَقَوْمَ نُوحٍ مِنْ قَبْلُ ۖ إِنَّهُمْ كَانُوا هُمْ أَظْلَمَ وَأَطْغَىٰ -52 |
Daha önce de Nûh’un kavmini helâk etmişti. Şüphesiz onlar daha zalim ve daha azgın kimselerdi. |
Daha evvel de Nuhun kavmını, çünkü bunlar pek zâlim, pek azgındılar |
Daha önce Nûh milletini de yok edendir. Çünkü onlar, hem çok zâlim, hem çok azgın idiler. |
Önceden de Nûh kavmini (helâk etmişti). Çünkü onlar daha zâlim ve azgın idiler. |
(51-52) Ve Semûd´u (da o helâk etti) artık (onlardan hiçbirini) bırakmadı. Ve evvelce de Nûh kavmini (helâk etmişti). Şüphe yok ki, onlar olmuşlardı onlar, en zalim ve en azgın (kimseler). |
27 / 527 |
Necm Suresi
53.Ayet |
وَالْمُؤْتَفِكَةَ أَهْوَىٰ -53 |
(53-54) O, “Mu’tefike”yi de kaldırıp yere çarpmış ve onlara örttüğü azap örtüsünü örtmüştür. |
Mü´tefikeyi de Haviyeye attı |
Yerlebir edilecek kasabaların, O, altını üstüne getirdi de, |
Altı üstüne getirilen kentleri (Lût kavminin oturduğu bölgeleri) devirip yıktı. |
(53-54) Mü´tefike´yi de yerlere atıverdi. Artık onların yurdlarını kaplayan kapladı. |
27 / 527 |
Necm Suresi
54.Ayet |
فَغَشَّاهَا مَا غَشَّىٰ -54 |
(53-54) O, “Mu’tefike”yi de kaldırıp yere çarpmış ve onlara örttüğü azap örtüsünü örtmüştür. |
Sardırttı da onlara o sardırdığını |
Onları örtecek şeyler örttü de örttü.. |
Onların üstüne neler çöktü, neler! |
(53-54) Mü´tefike´yi de yerlere atıverdi. Artık onların yurdlarını kaplayan kapladı. |
27 / 527 |
Necm Suresi
55.Ayet |
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكَ تَتَمَارَىٰ -55 |
O hâlde Rabbi’nin nimetlerinin hangisinden şüphe ediyorsun (ey insan!). |
Şimdi rabbının hangi eltafına şekkedersin? |
Artık Rabbının hangi nimetinde şüphe edersin ? |
O halde Rabbinin hangi ni´metinden kuşku duyuyorsun? |
(55-56) Artık Rabbin hangi nîmetlerinde şek edersin? İşte bu da evvelki korkutuculardan bir korkutucudur. |
27 / 527 |
Necm Suresi
56.Ayet |
هَٰذَا نَذِيرٌ مِنَ النُّذُرِ الْأُولَىٰ -56 |
Bu da önceki uyarıcılardan bir uyarıcıdır. |
Bu işte o evvelki inzarlardan bir inzar |
Bu (Muhammed) ilk uyarıcılar gibi bir uyarıcıdır. |
Bu (Kur´ân veya peygamber) de ilk uyarıcılar gibi bir uyarıcıdır. |
(55-56) Artık Rabbin hangi nîmetlerinde şek edersin? İşte bu da evvelki korkutuculardan bir korkutucudur. |
27 / 527 |
Necm Suresi
57.Ayet |
أَزِفَتِ الْآزِفَةُ -57 |
Yaklaşmakta olan (Kıyamet iyice) yaklaştı. |
Yaklaştı yaklaşıcı |
Yaklaşan yaklaşıyor (kurtuluş yok). |
O yaklaşıcı, yaklaştı. |
(57-58) Saat yaklaştı Kıyamet tekarrüb etti. Onun için Allah Teâlâ´dan başka yoktur bir açıcı. |
27 / 527 |
Necm Suresi
58.Ayet |
لَيْسَ لَهَا مِنْ دُونِ اللَّهِ كَاشِفَةٌ -58 |
Onu Allah’tan başka açacak kimse yoktur. |
Yoktur ona Allahdan başka açıcı |
Onu Allah´tan başka açıp ortaya koyacak yok. |
Onu Allah´tan başka açacak (geldiği zaman kaldıracak, vaktini erteleyecek veya onun ne zaman geleceğini belirleyecek) kimse yoktur. |
(57-58) Saat yaklaştı Kıyamet tekarrüb etti. Onun için Allah Teâlâ´dan başka yoktur bir açıcı. |
27 / 527 |
Necm Suresi
59.Ayet |
أَفَمِنْ هَٰذَا الْحَدِيثِ تَعْجَبُونَ -59 |
(59-61) Şimdi siz gaflet içinde eğlenerek bu söze mi (Kur’an’a mı) şaşıyorsunuz, gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz? |
Şimdi siz bu kelâma mı teaccüb ediyorsunuz |
Yoksa bu söze mi şaşıyorsunuz? |
Şimdi siz bu söze mi hayret ediyorsunuz? |
(59-60) Şimdi siz bu kelâmdan mı teaccüb ediyorsunuz? Ve gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz? |
27 / 527 |
Necm Suresi
60.Ayet |
وَتَضْحَكُونَ وَلَا تَبْكُونَ -60 |
(59-61) Şimdi siz gaflet içinde eğlenerek bu söze mi (Kur’an’a mı) şaşıyorsunuz, gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz? |
ve gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz? |
Gülüyorsunuz ve (fakat) ağlamıyorsunuz. |
Ve gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz? |
(59-60) Şimdi siz bu kelâmdan mı teaccüb ediyorsunuz? Ve gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz? |
27 / 527 |
Necm Suresi
61.Ayet |
وَأَنْتُمْ سَامِدُونَ -61 |
(59-61) Şimdi siz gaflet içinde eğlenerek bu söze mi (Kur’an’a mı) şaşıyorsunuz, gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz? |
Siz mi kafa tutuyorsunuz hey gafiller? |
Ve siz gaflet içinde diretiyorsunuz. |
Ve siz baş kaldırıyorsunuz? |
Ve halbuki siz gâfillersiniz |
27 / 527 |
Necm Suresi
62.Ayet |
فَاسْجُدُوا لِلَّهِ وَاعْبُدُوا ۩ ۩ -62 |
Haydi Allah’a secde edin ve O’na kulluk edin. |
Haydi secdeye kapanın ve kulluk edin |
Artık Allah´a secde edip O´na kulluk edin !. |
Haydi Allah´a secde edin ve kulluk edin! |
Artık Allah için secde ediniz ve ibadette bulununuz. |
27 / 527 |
Kamer Suresi
1.Ayet |
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ اقْتَرَبَتِ السَّاعَةُ وَانْشَقَّ الْقَمَرُ -1 |
Kıyamet yaklaştı ve ay yarıldı. |
Yaklaştı Saat, yarıldı Kamer |
Kıyâmet´in kopuş saati yaklaştı, Ay yarıldı. |
O sâ´at yaklaştı, ay yarıldı. |
Kıyamet yaklaştı ve ay ikiye ayrıldı. |
27 / 527 |
Kamer Suresi
2.Ayet |
وَإِنْ يَرَوْا آيَةً يُعْرِضُوا وَيَقُولُوا سِحْرٌ مُسْتَمِرٌّ -2 |
Onlar bir mucize görseler yüz çevirirler ve “Süregelen bir sihirdir” derler. |
Hâlâ bir âyet görseler yüz çevirip derler: müstemir bir sihir |
Bir âyet (açık bir belge, bir mu´cize) görseler yüzçevirirler ve «devamedegelen bir sihir» derler. |
Bir mu´cize görecek olsalar yüz çevirirler ve "Süregelen bir büyüdür" derler. |
Onlar, bir mûcize görecek olsalar, yüz çevirirler ve daimi bir büyüdür derler. |
27 / 527 |
Kamer Suresi
3.Ayet |
وَكَذَّبُوا وَاتَّبَعُوا أَهْوَاءَهُمْ ۚ وَكُلُّ أَمْرٍ مُسْتَقِرٌّ -3 |
Peygamberi yalanladılar, nefislerinin arzularına uydular. Hâlbuki her iş, (Allah nasıl takdir ettiyse öylece) gerçekleşecek (değişmeyecek)tir. |
Yalan dediler, hevâlarına uydular, halbuki her emir müstekır |
(Hakk´ı) yalanladılar da kendi heveslerine uydular. Oysa her işin kararlaştırılmış bir vakti vardır. |
Yalanladılar, nefislerinin heveslerine uydular. Halbuki her iş, yerini bulacaktır (Allâh´ın kararına kimse engel olamaz). |
Ve onlar tekzîp ettiler ve kendi hevâlarına uydular. Halbuki, her iş kararlaşmıştır. |
27 / 527 |
Kamer Suresi
4.Ayet |
وَلَقَدْ جَاءَهُمْ مِنَ الْأَنْبَاءِ مَا فِيهِ مُزْدَجَرٌ -4 |
Andolsun, onlara içinde caydırıcı tehditlerin bulunduğu haberler geldi. |
Celâlim hakkı için onlara kıssalardan öyleleri de geldi ki onlarda zecredecek haberler var |
And olsun ki, onlara öyle haberler geldi ki içinde onları (tutumlarından) vazgeçirecek olanı da vardı. |
Andolsun, onlara, (bâtılda kalmalarını) önleyecek (ibret verici olayları anlatan) haberler geldi. |
Andolsun ki, onlara haberlerden öylesi gelmiştir ki, onda sakındıracak öğüt vardır. |
27 / 527 |
Kamer Suresi
5.Ayet |
حِكْمَةٌ بَالِغَةٌ ۖ فَمَا تُغْنِ النُّذُرُ -5 |
Bu haberler, zirveye ulaşmış birer hikmettir! Fakat uyarılar fayda vermiyor! |
Bir hikmet-i baliga, fakat inzarlar faide vermiyor. |
Gayesinin doruğuna yükselmiş bir hikmet! Ne var ki, uyarmalar, korkutmalar yarar sağlamıyor. |
Bunlar üstün hikmettir! Ama uyarılar fayda vermiyor. |
Son derecedeki bir hikmettir. Fakat bu korkutucular bir faidebahş olmuyor. |
27 / 527 |
Kamer Suresi
6.Ayet |
فَتَوَلَّ عَنْهُمْ ۘ يَوْمَ يَدْعُ الدَّاعِ إِلَىٰ شَيْءٍ نُكُرٍ -6 |
(6-7) O hâlde sen de onlardan yüz çevir. Onlar, o davetçinin (İsrafil’in benzeri görülmemiş) bilinmedik (korkunç) bir şeye çağırdığı gün, gözleri düşmüş bir hâlde dağılmış çekirgeler gibi kabirlerden çıkarlar. |
Sen de onlardan yüz çevir, o gün ki çağırıcı görülmedik müdhiş bir şey´e çağırır |
Onlardan yüzçevir. O gün çağrıcı, bilinmedik (korkunç) bir şeyle çağırır. |
Öyleyse sen de onlardan yüz çevir; o çağırıcının görülmemiş, tanınmamış bir şeye çağıracağı gün, |
Artık sen onlardan yüz çevir. O gün ki dâvetci bir korkunç, nâhoş bir şeye dâvet eder. |
27 / 527 |