SURE AYET NO |
ARAPÇA |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI HAMDI |
CELAL YILDIRIM |
SULEYMAN ATES |
O NASUHI BILMEN |
CÜZ SAYFA |
Casiye Suresi
1.Ayet |
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ حم -1 |
Hâ Mîm. |
Hâ, mîm. |
Hâ - Mîm. |
Hâ mim. |
(1-2) Hâ, Mîm. Kitabın indirilişi, azîz, hakîm olan Allah´tandır. |
25 / 498 |
Casiye Suresi
2.Ayet |
تَنْزِيلُ الْكِتَابِ مِنَ اللَّهِ الْعَزِيزِ الْحَكِيمِ -2 |
Kitab’ın indirilişi, mutlak güç sahibi, hüküm ve hikmet sahibi Allah tarafındandır. |
Kitab indirilmek o azîz, hakîm Allahdan |
Kitab´ın indirilişi, çok üstün, çok güçlü hikmet sahibi Allah´tandır. |
Kitabın indirilmesi, o üstün, hüküm ve hikmet sâhibi Allâh tarafındandır. |
(1-2) Hâ, Mîm. Kitabın indirilişi, azîz, hakîm olan Allah´tandır. |
25 / 498 |
Casiye Suresi
3.Ayet |
إِنَّ فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ لَآيَاتٍ لِلْمُؤْمِنِينَ -3 |
Şüphesiz, göklerde ve yerde, inananlar için (Allah’ın varlığını ve birliğini gösteren) nice deliller vardır. |
Her halde Göklerde ve Yerde mü´minler için âyetler var |
Şüphesiz ki, göklerde ve yerde imân edenler için açık belgeler, isbatlayıcı deliller vardır. |
Şüphesiz göklerde ve yerde, inananlar için ibretler vardır. |
Şüphe yok ki, göklerde ve yerde mü´minler için elbette ibretler vardır. |
25 / 498 |
Casiye Suresi
4.Ayet |
وَفِي خَلْقِكُمْ وَمَا يَبُثُّ مِنْ دَابَّةٍ آيَاتٌ لِقَوْمٍ يُوقِنُونَ -4 |
Sizin yaratılışınızda ve Allah’ın (yeryüzüne) yaydığı her bir canlıda da kesin olarak inanan bir toplum için elbette nice deliller vardır. |
Hayvanâtı tenevvü´ ettirip üreterek sizi yaratmasında da yakîn edinecek bir kavm için çok âyetler var |
Sizi yaratmasında, hayvanları üretip yaymasında, kesin olarak inanan bir millet için öğütler, açık deliller ve ibretler vardır. |
Sizin yaratılışınızda ve (yeryüzünde) yaymakta olduğu canlılarda, kesin olarak inananlar için ibretler vardır. |
Ve sizin yaradılışınızda ve neşrettiği her bir canlı şeyde yakinen bilip inanırlar olan bir kavim için ibretler vardır. |
25 / 498 |
Casiye Suresi
5.Ayet |
وَاخْتِلَافِ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ وَمَا أَنْزَلَ اللَّهُ مِنَ السَّمَاءِ مِنْ رِزْقٍ فَأَحْيَا بِهِ الْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا وَتَصْرِيفِ الرِّيَاحِ آيَاتٌ لِقَوْمٍ يَعْقِلُونَ -5 |
Geceyle gündüzün birbiri ardınca gelişinde, Allah’ın gökten rızık (sebebi olarak yağmur) indirip, onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesinde, rüzgârları evirip çevirmesinde aklını kullanan bir toplum için deliller vardır. |
Gece ile gündüzün ıhtilâfında ve Allahın Semâdan bir rızk indirip de onunla Arzı ölümünden sonra diriltmesinde ve rüzgârları çevirmesinde de aklı olan bir kavm için bir çok âyetler var |
Gece ile gündüzün birbirini izleyip durmasında; Allah´ın gökten indirip öldükten sonra onunla dirilttiği yeryüzündeki rızıkta ; rüzgârları değiştirip çevirmesinde, aklını kullanan bir millet için açık belgeler, isbatlayıcı deliller vardır. |
Gecenin ve gündüzün değişmesinde, Allâh´ın gökten rızık (sebebi) indirip onunla ölümünden sonra yeri diriltmesinde, rüzgârları estirmesinde düşünen bir toplum için ibretler vardır. |
Ve gece ile gündüzün ihtilâfında ve Allah´ın gökten bir rızık indirip onunla yeri ölümünden sonra diriltmesinde ve rüzgârları bir taraftan diğer tarafa döndürmesinde de âkilâne düşünenler olan bir kavim için ibretler vardır. |
25 / 498 |
Casiye Suresi
6.Ayet |
تِلْكَ آيَاتُ اللَّهِ نَتْلُوهَا عَلَيْكَ بِالْحَقِّ ۖ فَبِأَيِّ حَدِيثٍ بَعْدَ اللَّهِ وَآيَاتِهِ يُؤْمِنُونَ -6 |
İşte bunlar, Allah’ın âyetleridir. Onları sana gerçek olarak okuyoruz. Artık Allah’tan ve O’nun âyetlerinden sonra hangi söze inanacaklar? |
İşte bunlar Allahın âyetleri, sana onları bihakkın okuyoruz. Artık Allahın âyetlerine inanmadıktan sonra hangi söze inanırlar? |
İşte bunlar, sana hakk ile okuduğumuz Allah´ın âyetleridir. Artık onlar, Allah´tan ve âyetlerinden sonra hangi söze inanırlar ? |
İşte şunlar, Allâh´ın âyetleridir, onları sana gerçek ile okuyoruz. Allah´tan ve O´nun âyetlerinden sonra hangi hadise (söze) inanacaklar? |
(6-7) İşte bunlar, Allah´ın âyetleridir ki bunları sana bihakkın okuyoruz. Artık Allah´tan ve O´nun âyetlerinden sonra hangi bir söze inanırlar? Herbir yalancının, günaha düşkünün vay hâline! |
25 / 498 |
Casiye Suresi
7.Ayet |
وَيْلٌ لِكُلِّ أَفَّاكٍ أَثِيمٍ -7 |
Her günahkâr yalancının vay hâline! |
Veyl o her bir vebal yüklü sahtekâra |
Çok yalan söyleyip iftira atan her günahkârın vay hâline ! |
Her yalancı, günâh yüklü kimseye yuh olsun! |
(6-7) İşte bunlar, Allah´ın âyetleridir ki bunları sana bihakkın okuyoruz. Artık Allah´tan ve O´nun âyetlerinden sonra hangi bir söze inanırlar? Herbir yalancının, günaha düşkünün vay hâline! |
25 / 498 |
Casiye Suresi
8.Ayet |
يَسْمَعُ آيَاتِ اللَّهِ تُتْلَىٰ عَلَيْهِ ثُمَّ يُصِرُّ مُسْتَكْبِرًا كَأَنْ لَمْ يَسْمَعْهَا ۖ فَبَشِّرْهُ بِعَذَابٍ أَلِيمٍ -8 |
Kendisine Allah’ın âyetlerinin okunduğunu işitir de, sonra büyüklük taslayarak sanki onları hiç duymamış gibi direnir. İşte onu elem dolu bir azap ile müjdele! |
Allahın âyetleri karşısında okunurken işitir de sonra kibrinden hiç işitmemiş gibi ısrar eyler, işte onu elîm bir azâb ile müjdele |
Allah´ın âyetleri kendisine karşı okununca dinler ve hemen sonra büyüklük taslayarak sanki hiç işitmemiş gibi ısrar edip durur. Artık onu elem verici bir azâb ile müjdele. |
O, Allâh´ın âyetlerinin kendisine okunduğunu işitir de sonra büyüklük taslayarak sanki hiç onları işitmemiş gibi (küfründe) direnir. Onu, acı bir azâb ile müjdele. |
Allah´ın âyetlerinin kendisine karşı okunur olduğunu işitir de sonra böbürlenerek ısrar eder, sanki onlar işitmemiştir. Artık onu acıklı bir azap ile müjdele! |
25 / 498 |
Casiye Suresi
9.Ayet |
وَإِذَا عَلِمَ مِنْ آيَاتِنَا شَيْئًا اتَّخَذَهَا هُزُوًا ۚ أُولَٰئِكَ لَهُمْ عَذَابٌ مُهِينٌ -9 |
Âyetlerimizden bir şey öğrenince onu alaya alır. Onlar için alçaltıcı bir azap vardır! |
Âyetlerimizden bir şey, ma´lûmu olduğu vakıt da onu eğlenceye tutar, işte onlar için mühîn bir azâb var |
Âyetlerimizden bir şey anlayıp öğrenince onu alay konusu edinir. İşte bunlar için horlayıcı, alçaltıcı, aşağılayıcı bir azâb vardır. |
O, bizim âyetlerimizden bir şey öğrendiği zaman onunla alay eder. İşte öyleleri için alçaltıcı bir azâb vardır. |
Ayetlerimizden bir şeyi bildiği zaman da onu eğlence edinmiş olur. Onlar var ya, onlar için pek zillet veren bir azab vardır. |
25 / 498 |
Casiye Suresi
10.Ayet |
مِنْ وَرَائِهِمْ جَهَنَّمُ ۖ وَلَا يُغْنِي عَنْهُمْ مَا كَسَبُوا شَيْئًا وَلَا مَا اتَّخَذُوا مِنْ دُونِ اللَّهِ أَوْلِيَاءَ ۖ وَلَهُمْ عَذَابٌ عَظِيمٌ -10 |
Arkalarında da cehennem vardır. Dünyada kazandıkları ve Allah’tan başka edindikleri dostlar onlara hiçbir fayda vermez. Onlar için elbette büyük bir azap vardır. |
Peşlerinde Cehennem ve onlardan ne kazandıkları bir şey def´edebilir, ne de Allahdan başka evliya edindikleri şeyler, hem onlara azîm bir azâb var |
Ve önlerinde de Cehennem. Kazandıkları hiçbir şey ve Allah´ı bırakıp edindikleri dostlar fayda vermez, (azabı geri çevirmez). Onlar için büyük bir azâb vardır. |
Ötelerinden de cehennem (onları beklemektedir). Ne kazandıkları ve ne de Allah´tan başka edindikleri veliler kendilerine bir yarar sağlayabilir. Onlar için büyük bir azâb vardır. |
Arkalarından cehennem vardır. Onlardan ne kazanmış oldukları şeyler ve ne de Allah´ın gayrı ittihaz etmiş oldukları dostlar, bir şeyi bertaraf edemiyecektir. Onlar için pek büyük bir azab vardır. |
25 / 498 |
Casiye Suresi
11.Ayet |
هَٰذَا هُدًى ۖ وَالَّذِينَ كَفَرُوا بِآيَاتِ رَبِّهِمْ لَهُمْ عَذَابٌ مِنْ رِجْزٍ أَلِيمٌ -11 |
İşte bu (Kur’an) bir hidayettir. Rablerinin âyetlerini inkâr edenlere ise elem dolu çok kötü bir azap vardır. |
Bu bir irşaddır, rablarının âyetlerine küfredenler ise onlara en fenâsından bir elîm azâb var |
İşte bu (Kur´ân), doğru yolu gösterendir. Rabblarının âyetlerini inkâr edenlere gelince : Onlara da pek fena murdar elemli bir azâb hazırlanmıştır. |
İşte yol gösterici, bu (Kur´ân)dır. Rablerinin âyetlerini tanımayanlar için çok çetin bir azâb vardır! |
İşte bu, (Kur´an) bir rehber-i hidâyettir. Rablerinin âyetlerini inkâr eden kimseler ise, onlar için pek şiddetlisinden bir acıklı azab vardır. |
25 / 498 |
Casiye Suresi
12.Ayet |
اللَّهُ الَّذِي سَخَّرَ لَكُمُ الْبَحْرَ لِتَجْرِيَ الْفُلْكُ فِيهِ بِأَمْرِهِ وَلِتَبْتَغُوا مِنْ فَضْلِهِ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ -12 |
Allah, içinde gemilerin, emriyle akıp gitmesi, O’nun lütfunu aramanız ve şükretmeniz için denizi sizin hizmetinize verendir. |
Allah odur ki sizin için denizi musahhar kıldı, onda emri ile gemiler aksın diye, hem fadlından talebde bulunasınız diye ve gerek ki şükredesiniz |
O Allah ki, buyruğu gereği, gemiler yüzüp yol alsın; geniş lütuf, bol ihsanını arayasınız ve şükredesiniz diye denize başeğdirip emrinize vermiştir. |
Allah´tır ki denizi size boyun eğdirdi, tâ ki gemiler buyruğuyla denizin içinde akıp gitsin de, siz bu sayede O´nun lutfundan payınızı arayasınız ve şükredesiniz. |
Allah o (Zât)dır ki, denizi size musahhar kıldı. O´nun emriyle o denizler içinde gemiler cereyan etsin diye ve O´nun fazlından talepte bulunasınız diye ve gerektir ki, şükredesiniz. |
25 / 498 |
Casiye Suresi
13.Ayet |
وَسَخَّرَ لَكُمْ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ جَمِيعًا مِنْهُ ۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَآيَاتٍ لِقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ -13 |
Göklerdeki ve yerdeki her şeyi kendi katından (bir nimet olarak) sizin hizmetinize verendir. Elbette bunda düşünen bir toplum için deliller vardır. |
Hem Göklerde ne var Yerde ne varsa hepsini kendinden olarak sizin için musahhar kıldı, şübhesiz ki bunda düşünecek bir kavm için âyetler var |
Göklerde ve yerde ne varsa, hepsini kendi tarafından sizin emrinize vermiştir. Şüphesiz ki, bunda iyice düşünen bir millet için açık belgeler vardır. |
Göklerde ve yerde bulunan şeyleri kendisinden (bir lutuf olarak) size boyun eğdirdi. Elbette bunda, düşünen bir toplum için ibretler vardır. |
Ve göklerde ne varsa ve yerde ne varsa hepsini sizin için, tarafından musahhar kıldı. Şüphe yok ki, bunda düşünecekler olan bir kavim için elbette alâmetler vardır. |
25 / 498 |