SURE AYET NO |
ARAPÇA |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI HAMDI |
CELAL YILDIRIM |
SULEYMAN ATES |
O NASUHI BILMEN |
CÜZ SAYFA |
Leyl Suresi
1.Ayet |
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ وَاللَّيْلِ إِذَا يَغْشَىٰ -1 |
(Ortalığı) bürüdüğü zaman geceye andolsun, |
Kasem olsun bürürken o geceye |
(Karanlığıyla ortalığı) bürüdüğü zaman geceye, |
Örttüğü zaman geceye andolsun, |
(1-2) Andolsun örtüverdiği zaman geceye. Ve açıldığı zaman gündüze. |
30 / 595 |
Leyl Suresi
2.Ayet |
وَالنَّهَارِ إِذَا تَجَلَّىٰ -2 |
Açılıp aydınlandığı zaman gündüze andolsun, |
Ve açıldığı zaman o gündüze |
(Karanlığı yırtıp) aydınlığıyla ortaya çıktığı zaman gündüze, |
Göründüğü zaman gündüze andolsun, |
(1-2) Andolsun örtüverdiği zaman geceye. Ve açıldığı zaman gündüze. |
30 / 595 |
Leyl Suresi
3.Ayet |
وَمَا خَلَقَ الذَّكَرَ وَالْأُنْثَىٰ -3 |
Erkeği ve dişiyi yaratana andolsun ki, |
Ve erkeği dişiyi yaratana |
Erkeği ve dişiyi yaratana and olsun ki, |
Erkeği ve dişiyi yaratana andolsun ki, |
Ve erkeği ve dişiyi yaradana. |
30 / 595 |
Leyl Suresi
4.Ayet |
إِنَّ سَعْيَكُمْ لَشَتَّىٰ -4 |
Şüphesiz sizin çabalarınız elbette çeşit çeşittir. |
Ki sizin sa´yiniz dağınıktır |
Gerçekten sizin çalışıp çabalamanız dağınık (yönde farklı amaçlara yönelik)tir. |
Sizin işiniz çeşit çeşittir: |
Şüphe yok ki sizin çalışmanız dağınıktır. |
30 / 595 |
Leyl Suresi
5.Ayet |
فَأَمَّا مَنْ أَعْطَىٰ وَاتَّقَىٰ -5 |
(5-7) Onun için kim (elinde bulunandan) verir, Allah’a karşı gelmekten sakınır ve en güzel sözü (kelime-i tevhidi) tasdik ederse, biz onu en kolay olana kolayca iletiriz. |
Bundan böyle amma her kim vergi verir korunur |
(5-6-7) Artık kim (Allah için) verir ve (kötülüklerden) sakınır, en güzel olanı doğrularsa, biz onu, kolayını kolaylaştırıp başarılı kılarız. |
Kim (hayır için) verir, korunursa, |
Artık kim infak etti ve ittikada bulundu ise. |
30 / 595 |
Leyl Suresi
6.Ayet |
وَصَدَّقَ بِالْحُسْنَىٰ -6 |
(5-7) Onun için kim (elinde bulunandan) verir, Allah’a karşı gelmekten sakınır ve en güzel sözü (kelime-i tevhidi) tasdik ederse, biz onu en kolay olana kolayca iletiriz. |
Ve husnâyı tasdîk eylerse |
(5-6-7) Artık kim (Allah için) verir ve (kötülüklerden) sakınır, en güzel olanı doğrularsa, biz onu, kolayını kolaylaştırıp başarılı kılarız. |
Ve en güzel (söz)ü doğrularsa, |
(6-7) Ve en güzel olanı tasdik etti ise. İmdi ona en kolay olan için kolaylık veririz. |
30 / 595 |
Leyl Suresi
7.Ayet |
فَسَنُيَسِّرُهُ لِلْيُسْرَىٰ -7 |
(5-7) Onun için kim (elinde bulunandan) verir, Allah’a karşı gelmekten sakınır ve en güzel sözü (kelime-i tevhidi) tasdik ederse, biz onu en kolay olana kolayca iletiriz. |
Biz onu yüsraya (en kolayına) kolaylıyacağız |
(5-6-7) Artık kim (Allah için) verir ve (kötülüklerden) sakınır, en güzel olanı doğrularsa, biz onu, kolayını kolaylaştırıp başarılı kılarız. |
Ona en kolay (yolda gitmey)i kolaylaştırırız. |
(6-7) Ve en güzel olanı tasdik etti ise. İmdi ona en kolay olan için kolaylık veririz. |
30 / 595 |
Leyl Suresi
8.Ayet |
وَأَمَّا مَنْ بَخِلَ وَاسْتَغْنَىٰ -8 |
(8-10) Fakat, kim cimrilik eder, kendini Allah’a muhtaç görmez ve en güzel sözü (kelime-i tevhidi) yalanlarsa, biz de onu en zor olana kolayca iletiriz. |
Ve amma her kim bahıllik eder ve istiğna gösterir |
(8-9-10) Kim de cimrilik edip kendini (Allah´a) muhtaç saymaz ve en güzel olanı yalanlarsa, ona da güçlüğe (uzanan yolu çekici kılıp) kolaylaştırırız. |
Kim de cimrilik eder, kendini zengin (ve kendine yeterli) görürse, |
Amma kim cimrilikte bulundu ve istiğna gösterdi ise, |
30 / 595 |
Leyl Suresi
9.Ayet |
وَكَذَّبَ بِالْحُسْنَىٰ -9 |
(8-10) Fakat, kim cimrilik eder, kendini Allah’a muhtaç görmez ve en güzel sözü (kelime-i tevhidi) yalanlarsa, biz de onu en zor olana kolayca iletiriz. |
Ve husnâyı tekzib eylerse |
(8-9-10) Kim de cimrilik edip kendini (Allah´a) muhtaç saymaz ve en güzel olanı yalanlarsa, ona da güçlüğe (uzanan yolu çekici kılıp) kolaylaştırırız. |
Ve en güzel (söz)ü de yalanlarsa, |
Ve en güzeli tekzîp etti ise. |
30 / 595 |
Leyl Suresi
10.Ayet |
فَسَنُيَسِّرُهُ لِلْعُسْرَىٰ -10 |
(8-10) Fakat, kim cimrilik eder, kendini Allah’a muhtaç görmez ve en güzel sözü (kelime-i tevhidi) yalanlarsa, biz de onu en zor olana kolayca iletiriz. |
Onu da usraya (en zoruna) kolaylıyacağız |
(8-9-10) Kim de cimrilik edip kendini (Allah´a) muhtaç saymaz ve en güzel olanı yalanlarsa, ona da güçlüğe (uzanan yolu çekici kılıp) kolaylaştırırız. |
Ona da en güç (yolda gitmey)i kolaylaştırırız. |
Onu da en zor olan için kolayca iletiriz. |
30 / 595 |
Leyl Suresi
11.Ayet |
وَمَا يُغْنِي عَنْهُ مَالُهُ إِذَا تَرَدَّىٰ -11 |
Cehenneme yuvarlandığı zaman, malı ona fayda vermez. |
Ve yuvarlandığı zaman onu malı kurtaramıyacak |
Başaşağı gelip (Cehennem´e) yuvarlandığı zaman malı ona yarar sağlamaz. |
Çukura düştüğü zaman malı ona hiçbir fayda sağlamaz. |
Ve aşağıya düştüğü zaman, onu malı kurtaramıyacaktır. |
30 / 595 |
Leyl Suresi
12.Ayet |
إِنَّ عَلَيْنَا لَلْهُدَىٰ -12 |
Şüphesiz bize düşen sadece doğru yolu göstermektir. |
Her halde doğruyu göstermek bize |
Şüphesiz ki bize gereken, doğru yolu göstermektir. |
Doğru yola iletmek bize âittir. |
Şüphe yok ki hidâyet yolunu göstermek Bize aittir. |
30 / 595 |
Leyl Suresi
13.Ayet |
وَإِنَّ لَنَا لَلْآخِرَةَ وَالْأُولَىٰ -13 |
Şüphesiz ahiret de dünya da bizimdir. |
Ve her halde sonu da bizim önü de (Âhıret de Dünyada) |
ve elbette Âhiret de, Dünya da bize aittir. |
Son da ilk de (âhiret de dünyâ da) bizimdir. |
Ve muhakkak ki, ahiret de, dünya da Bizimdir. |
30 / 595 |
Leyl Suresi
14.Ayet |
فَأَنْذَرْتُكُمْ نَارًا تَلَظَّىٰ -14 |
Sizi alevler saçan ateşe karşı uyardım. |
Ben size bir ateş haber verdim ki köpürdükçe köpürür |
Sizi, köpürüp dalga dalga alevleri yükselen ateşle uyardım. |
Ben sizi alev saçan bir ateşe karşı uyardım. |
Artık sizi alev saçıp duran bir ateş ile korkuttum. |
30 / 595 |
Leyl Suresi
15.Ayet |
لَا يَصْلَاهَا إِلَّا الْأَشْقَى -15 |
(15-16) O ateşe, ancak yalanlayıp yüz çeviren en bedbaht kimse girer. |
Ona ancak en şakî olan yaslanır |
Ona, ancak en bedbaht olan varıp girer. |
Ona ancak haydut olan girer. |
Ona en şakî olandan başkası girmez. |
30 / 595 |
Leyl Suresi
16.Ayet |
الَّذِي كَذَّبَ وَتَوَلَّىٰ -16 |
(15-16) O ateşe, ancak yalanlayıp yüz çeviren en bedbaht kimse girer. |
O, ki tekzib etmiş ve tersine gitmiştir |
O bedbaht ki (Hakk´ı) yalanlayıp arkasını dönmüştür. |
O ki, yalanlandı ve sırtını döndü. |
Öyle şakî ki, tekzîb etmiş ve yüz çevirmiştir. |
30 / 595 |
Leyl Suresi
17.Ayet |
وَسَيُجَنَّبُهَا الْأَتْقَى -17 |
(17-18) Temizlenmek için malını hayra veren en muttekî (Allah’a karşı gelmekten en çok sakınan) kimse o ateşten uzak tutulacaktır. |
O en müttakî olan ise ondan uzaklaştıkca uzaklaşdırılacaktır |
(17-18) (Allah´tan) saygı ile korkup (fenalıklardan) en çok sakınan ve arınmak için malını (Allah yolunda) veren de o ateşten uzaklaştırılır. |
En çok korunan da ondan uzak tutulur. |
Ve çok muttakî olan ise ondan uzaklaştırılacaktır. |
30 / 595 |
Leyl Suresi
18.Ayet |
الَّذِي يُؤْتِي مَالَهُ يَتَزَكَّىٰ -18 |
(17-18) Temizlenmek için malını hayra veren en muttekî (Allah’a karşı gelmekten en çok sakınan) kimse o ateşten uzak tutulacaktır. |
O, ki malını verir, tezekkî eder |
(17-18) (Allah´tan) saygı ile korkup (fenalıklardan) en çok sakınan ve arınmak için malını (Allah yolunda) veren de o ateşten uzaklaştırılır. |
O ki malını hayra vererek arınır, yücelir. |
Öyle muttakî ki, malını verir temizlenir. |
30 / 595 |
Leyl Suresi
19.Ayet |
وَمَا لِأَحَدٍ عِنْدَهُ مِنْ نِعْمَةٍ تُجْزَىٰ -19 |
(19-20) O, hiç kimseye karşılık bekleyerek iyilik yapmaz. (Yaptığı iyiliği) ancak yüce Rabbinin rızasını istediği için (yapar). |
Ve onda hiç kimsenin mükâfat edilecek bir ni´meti yoktur |
O´nun yanında hiç birine, karşılığı verilecek bir (minnet borcu) nimeti yoktur. |
Ve onun yanında, hiç kimsenin karşılık verilecek bir ni´meti yoktur (o, verdiğini kendisine yapılan bir iyiliğin karşılığı olarak değil), |
Halbuki, onun yanında hiçbir kimsenin bir nîmeti yoktur ki, o mükâfaatlansın. |
30 / 595 |
Leyl Suresi
20.Ayet |
إِلَّا ابْتِغَاءَ وَجْهِ رَبِّهِ الْأَعْلَىٰ -20 |
(19-20) O, hiç kimseye karşılık bekleyerek iyilik yapmaz. (Yaptığı iyiliği) ancak yüce Rabbinin rızasını istediği için (yapar). |
Ancak rabbi a´lâsının rızasını aramak için verir |
Ancak karşılığını sırf o çok yüce Rabbın´dan bekleyerek yaptığı (iyilik) mükâfatlandırılır. |
Yalnız yüce Rabbinin rızâsı için verir. |
Ancak pek yüce olan Rabbinin rızasını aramak için (infakta bulunur). |
30 / 595 |
Leyl Suresi
21.Ayet |
وَلَسَوْفَ يَرْضَىٰ -21 |
Elbette kendisi de hoşnut olacaktır. |
Ve elbette o rızaya irecektir. |
Ve elbette (böylesi) ileride razı olacaktır. |
Yakında kendisi de (Allâh´ın verceği ni´metle) râzı olacaktır. |
Ve andolsun herhalde razı olacaktır. |
30 / 595 |
Duha Suresi
1.Ayet |
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ وَالضُّحَىٰ -1 |
Kuşluk vaktine andolsun, |
O duhâya |
Kuşluk vaktine, |
Kuşluk vaktine andolsun, |
(1-2) Kasem olsun kuşluk vaktine. Ve sâkin olduğu zaman geceye ki, |
30 / 595 |
Duha Suresi
2.Ayet |
وَاللَّيْلِ إِذَا سَجَىٰ -2 |
Karanlığı çöktüğü vakit geceye andolsun ki, |
Ve dindiği zaman o geceye kasem olsun ki |
Karanlığıyla yönelip gelen geceye and olsun ki, |
Sâkinleşen geceye andolsun ki, |
(1-2) Kasem olsun kuşluk vaktine. Ve sâkin olduğu zaman geceye ki, |
30 / 595 |
Duha Suresi
3.Ayet |
مَا وَدَّعَكَ رَبُّكَ وَمَا قَلَىٰ -3 |
Rabbin seni terk etmedi, sana darılmadı da. |
veda´ etmedi rabbın sana ve darılmadı |
Rabbin seni terketmedi ve sana darılmadı.. |
Rabbin, seni bırakmadı ve sana darılmadı. |
Rabbin seni ne terketti ve ne de (sana) darıldı. |
30 / 595 |