SURE AYET NO |
ARAPÇA |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI HAMDI |
CELAL YILDIRIM |
SULEYMAN ATES |
O NASUHI BILMEN |
CÜZ SAYFA |
Yasin Suresi
55.Ayet |
إِنَّ أَصْحَابَ الْجَنَّةِ الْيَوْمَ فِي شُغُلٍ فَاكِهُونَ -55 |
Şüphesiz cennetlikler o gün nimetlerle meşguldürler, zevk sürerler. |
Cidden eshabı Cennet bu gün bir şuğl içinde zevk etmektedirler |
Bugün cennetlikler tatlı bir eğlence içinde sevinip neşelenmektedirler. |
O gün cennet halkı, bir iş içinde eğlenirler. |
Şüphe yok ki, o gün cennet ashâbı bir eğlence içinde zevkiyâb olanlardır. |
22 / 443 |
Yasin Suresi
56.Ayet |
هُمْ وَأَزْوَاجُهُمْ فِي ظِلَالٍ عَلَى الْأَرَائِكِ مُتَّكِئُونَ -56 |
Onlar ve eşleri gölgelerde koltuklara yaslanmaktadırlar. |
Kendileri ve zevceleri erîkeler üzerine kurulmuşlardır |
Onlar da, eşleri de gölgede tahtlar, kanepeler üzerinde kurulmuşlardır. |
Kendileri ve eşleri, gölgelerde, koltuklara yaslanmışlardır. |
Onlar ve zevceleri gölgeler içinde tahtlar üzerine dayanıp durmuşlardır. |
22 / 443 |
Yasin Suresi
57.Ayet |
لَهُمْ فِيهَا فَاكِهَةٌ وَلَهُمْ مَا يَدَّعُونَ -57 |
Onlar için orada meyveler vardır. Onlar için diledikleri her şey vardır. |
Onlara orada bir meyve var, hem onlara orada ne iddia ederlerse var |
Onlara orada meyveler ve istedikleri her şey vardır. |
Orada onlar için meyvalar ve istedikleri her şey vardır. |
Onlar için orada taze yemişler vardır ve onlar için ne isterlerse vardır. |
22 / 443 |
Yasin Suresi
58.Ayet |
سَلَامٌ قَوْلًا مِنْ رَبٍّ رَحِيمٍ -58 |
Çok merhametli olan Rab’den bir söz olarak (kendilerine) “Selâm” (vardır). |
Bir selâm, rahîm bir rabdan kelâm |
Onlara O çok merhametli Rabb´dan sözlü selâm vardır. |
Çok esirgeyen Rabden (onlara) sözle selâm (vardır). |
Rahîm olan Rabden kavlen bir selâm da vardır. |
22 / 443 |
Yasin Suresi
59.Ayet |
وَامْتَازُوا الْيَوْمَ أَيُّهَا الْمُجْرِمُونَ -59 |
(Allah, şöyle der:) “Ey suçlular! Ayrılın bu gün!” |
Ve haydin ayrılın bugün ey mücrimler! |
Ey suçlu günahkârlar! Bugün bir tarafa ayrılın. |
"Ey suçlular, bugün şöyle ayrılın!" |
Ve ey günahkârlar! Bugün siz ayrılıp yalnız kalınız. |
22 / 443 |
Yasin Suresi
60.Ayet |
أَلَمْ أَعْهَدْ إِلَيْكُمْ يَا بَنِي آدَمَ أَنْ لَا تَعْبُدُوا الشَّيْطَانَ ۖ إِنَّهُ لَكُمْ عَدُوٌّ مُبِينٌ -60 |
(60-61) “Ey Âdemoğulları! Ben, size, şeytana kulluk etmeyin. Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır. Bana kulluk edin. İşte bu dosdoğru yoldur, diye emretmedim mi?” |
And vermedim mi size? «Ey adem oğulları! Şeytana kulluk etmeyin, o size açık bir düşmandır» diye |
Ey Âdem oğulları! Şeytana tapmayın, o gerçekten sizin açık düşmanınızdır. |
"Ey Âdem oğulları, ben size and vermedim mi: Şeytâna tapmayın o sizin apaçık düşmanınızdır. |
Ey ademoğulları! Size tavsiye etmedim mi ki, şeytana ibadet etmeyiniz. Şüphe yok ki, o sizin için apaçık bir düşmandır. |
22 / 443 |
Yasin Suresi
61.Ayet |
وَأَنِ اعْبُدُونِي ۚ هَٰذَا صِرَاطٌ مُسْتَقِيمٌ -61 |
(60-61) “Ey Âdemoğulları! Ben, size, şeytana kulluk etmeyin. Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır. Bana kulluk edin. İşte bu dosdoğru yoldur, diye emretmedim mi?” |
«Ve bana kulluk edin doğru yol budur» diye |
Bana tapın. İşte en doğru yol budur, diye size buyurmadım mı ? |
Bana tapın doğru yol budur diye?" |
Ve bana ibadet ediniz. İşte doğru yol budur. |
22 / 443 |
Yasin Suresi
62.Ayet |
وَلَقَدْ أَضَلَّ مِنْكُمْ جِبِلًّا كَثِيرًا ۖ أَفَلَمْ تَكُونُوا تَعْقِلُونَ -62 |
“Andolsun, o sizden pek çok nesli saptırmıştı. Hiç düşünmüyor muydunuz?” |
Böyle iken celâlıma karşı o içinizden birçok cibilletleri yoldan çıkardı, ya o vakıt sizin akıllarınız yokmıy dı? |
And olsun kî şeytan sizden nice nice nesilleri saptırmıştır. Akledecek durumda değil miydiniz ? |
"O, sizden birçok kuşağı saptırmıştı. Düşünmüyor muydunuz?" |
Andolsun ki, sizden birçok cemiyetleri sapıklığa düşürdü. Siz âkilâne düşünür olmadınız mı? |
22 / 443 |
Yasin Suresi
63.Ayet |
هَٰذِهِ جَهَنَّمُ الَّتِي كُنْتُمْ تُوعَدُونَ -63 |
“İşte bu, tehdit edildiğiniz cehennemdir.” |
Bu işte o Cehennem ki va´dolunur dururdunuz |
İşte bu, tehdîd edilegeldiğiniz Cehennem´dir. |
"İşte size söylenen cehennem!" |
Bu sizin o vaadolunmuş olduğunuz cehennemdir. |
22 / 443 |
Yasin Suresi
64.Ayet |
اصْلَوْهَا الْيَوْمَ بِمَا كُنْتُمْ تَكْفُرُونَ -64 |
“İnkâr ettiğinizden dolayı bugün girin oraya!” |
Bu gün yaslanın ona bakalım küfrettiğiniz için |
İnkâr edegeldiğinize karşılık bugün girin oraya ! |
"İnkârınızdan dolayı bugün oraya girin!" |
O inkar eder olduğunuzdan dolayı bugün ona giriveriniz. |
22 / 443 |
Yasin Suresi
65.Ayet |
الْيَوْمَ نَخْتِمُ عَلَىٰ أَفْوَاهِهِمْ وَتُكَلِّمُنَا أَيْدِيهِمْ وَتَشْهَدُ أَرْجُلُهُمْ بِمَا كَانُوا يَكْسِبُونَ -65 |
O gün biz onların ağızlarını mühürleriz. Elleri bize konuşur, ayakları da kazandıklarına şahitlik eder. |
Bu gün ağızlarını mühürleriz de bize elleri söyler ve ayakları şehadet eyler: neler kesbediyorlardı |
Bugün onların (o inkarcı azgınların, sapık döneklerin) ağızlarını mühürleriz. Neler işleyip elde ettiklerini (ortaya dökmek için) bizimle (onların ağzı değil) elleri konuşur, ayakları da şâhidlikte bulunur. |
O gün ağızlarını mühürleriz, elleri bize söyler, ayakları yaptıklarına şâhidlik eder. |
Bugün onların ağızları üzerine mühür basarız ve bize elleri söyler ve neler kazanır olduklarına dair ayakları şehâdette bulunur. |
22 / 443 |
Yasin Suresi
66.Ayet |
وَلَوْ نَشَاءُ لَطَمَسْنَا عَلَىٰ أَعْيُنِهِمْ فَاسْتَبَقُوا الصِّرَاطَ فَأَنَّىٰ يُبْصِرُونَ -66 |
Eğer dileseydik, onların gözlerini büsbütün kör ederdik de (bu hâlde) yola koyulmak için didişirlerdi. Fakat nasıl görecekler ki?! |
Hem dilersek gözlerini üzerinden silme kör ediverirdik de yola dökülürlerdi, fakat nereden görecekler? |
Dilemiş olsak, gözlerini silme kör ederdik de yolu bulabilmek için koşuşup dururlardı; ama nerede görebilirlerdi ? |
Dilesek gözlerini silerdik de yola dökülürlerdi, ama nasıl görecekler? |
Ve eğer dilese idik gözlerini büsbütün mahvederdik de yola koşar dururlardı. Artık nereden görebilecekler? |
22 / 443 |
Yasin Suresi
67.Ayet |
وَلَوْ نَشَاءُ لَمَسَخْنَاهُمْ عَلَىٰ مَكَانَتِهِمْ فَمَا اسْتَطَاعُوا مُضِيًّا وَلَا يَرْجِعُونَ -67 |
Yine eğer dileseydik, oldukları yerde başka yaratıklara dönüştürürdük de ne ileri gidebilirler, ne geri dönebilirlerdi. |
Daha dilesek kendilerini oldukları yerde meshediverdik de ne ileri gidebilirlerdi ne dönebilirlerdi |
Dilemiş olsak, onları oldukları yerde suretlerini değiştirirdik de artık ne ileri gidebilirler, ne de geri dönebilirlerdi. |
Dilesek kılıklarını değiştirip onları oldukları yerde dondururduk, ne ileri gidebilir, ne geri dönebilirlerdi. |
Ve eğer dilese idik onları en kuvvetli bulundukları yerde mahvederdik. Artık ne geçip gitmeğe ve ne de geri dönmeğe muktedir olamazlardı. |
22 / 443 |
Yasin Suresi
68.Ayet |
وَمَنْ نُعَمِّرْهُ نُنَكِّسْهُ فِي الْخَلْقِ ۖ أَفَلَا يَعْقِلُونَ -68 |
Kime uzun ömür verirsek, onu yaratılış itibariyle tersine çeviririz (gücünü azaltırız). Hâlâ düşünmeyecekler mi? |
Bununla beraber her kimin ömrünü uzatıyorsak hılkatte onu tersine çeviriyoruz, hâlâ da akıllanmıyacaklar mı? |
Kimi uzun ömürlü yaşatırsak, yaratılışını tersine çevirip değiştiririz. Hâlâ aklınızı kullanmaz mısınız? |
Kime uzun ömür versek, onun yaratılışını baş aşağı çevirir (gücünü azaltır)ız, (sonunda zayıflar, ihtiyarlar). Akıllarını kullanmıyorlar mı? |
Ve her kimi de çokça yaşatıyor isek onu yaratılışta başaşağı ediyoruz. Daha âkilâne düşünemiyorlar mı? |
22 / 443 |
Yasin Suresi
69.Ayet |
وَمَا عَلَّمْنَاهُ الشِّعْرَ وَمَا يَنْبَغِي لَهُ ۚ إِنْ هُوَ إِلَّا ذِكْرٌ وَقُرْآنٌ مُبِينٌ -69 |
Biz, o Peygamber’e şiir öğretmedik. Bu, ona yaraşmaz da. O(na verdiğimiz) ancak bir öğüt ve apaçık bir Kur’an’dır. |
Biz ona şiir öğretmedik, ona yaraşmaz da, o sâde bir zikir ve parlak bir Kur´andır |
Biz O´na (Muhammed´e) şiir öğretmedik; aslında şiir ona yaraşmaz da. O ancak katıksız bir öğüt ve açık ortada bir Kur´ân´dır. |
Biz ona (Muhammed´e) şiir öğretmedik, (şiir) ona yakışmaz da. O(na vahyedilen) sadece bir öğüt ve apaçık bir Kur´ân´dır. |
Ve Biz O´na şiiri talîm etmedik ve O´nun için lâyık da olmaz. O, başka değil bir mev´izedir ve pek bedîhi bir Kur´an´dır. |
22 / 443 |
Yasin Suresi
70.Ayet |
لِيُنْذِرَ مَنْ كَانَ حَيًّا وَيَحِقَّ الْقَوْلُ عَلَى الْكَافِرِينَ -70 |
(Aklen ve fikren) diri olanları uyarması ve kâfirler hakkındaki o sözün (azabın) gerçekleşmesi için Kur’an’ı indirdik. |
Hayatı olanı uyandırmak, nankörlere de o söz hakk olmak için |
Diriyi uyarmak ve kâfirler üzerine (azâbla ilgili) sözün hakk olması içindir (bu Kur´ân)!. |
(Bu Kur´ân Muhammed´e vahyedilmiştir) ki, diri olanları uyarsın ve inkâr edenlere de (azâb) söz(ü) hak olsun. |
Hayat sahibi olan kimseyi korkutması ve kâfirler üzerine de azabın tahakkuk etmesi için (O Kur´an´ı) indirdik. |
22 / 443 |