SURE AYET NO |
ARAPÇA |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI HAMDI |
CELAL YILDIRIM |
SULEYMAN ATES |
O NASUHI BILMEN |
CÜZ SAYFA |
Kadr Suresi
1.Ayet |
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ إِنَّا أَنْزَلْنَاهُ فِي لَيْلَةِ الْقَدْرِ -1 |
Şüphesiz, biz onu (Kur’an’ı) Kadir gecesinde indirdik. |
Elhak biz indirdik onu kadir gecesi |
Şüphesiz ki biz O´nu (Kur´ân´ı) Kadir Gecesi indirdik. |
Biz o(Kur´â)n´ı Kadir gecesinde indirdik. |
Muhakkak ki Biz onu Kâdir gecesinde indirdik. |
30 / 598 |
Kadr Suresi
2.Ayet |
وَمَا أَدْرَاكَ مَا لَيْلَةُ الْقَدْرِ -2 |
Kadir gecesinin ne olduğunu sen ne bileceksin! |
Ne bildirdi ki sana? Ne kadir gecesi? |
Kadir Gecesi´nin ne olduğunu bilir misin ? |
Kadir gecesinin ne olduğunu sen nereden bileceksin? |
Kâdir gecesinin ne olduğunu sana ne şey bildirdi? |
30 / 598 |
Kadr Suresi
3.Ayet |
لَيْلَةُ الْقَدْرِ خَيْرٌ مِنْ أَلْفِ شَهْرٍ -3 |
Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. |
Bin aydan hayırdır o kadir gecesi |
Kadir Gecesi bin aydan hayırlıdır. |
Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır. |
Kâdir gecesi, bin aydan daha hayırlıdır. |
30 / 598 |
Kadr Suresi
4.Ayet |
تَنَزَّلُ الْمَلَائِكَةُ وَالرُّوحُ فِيهَا بِإِذْنِ رَبِّهِمْ مِنْ كُلِّ أَمْرٍ -4 |
Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner de iner. |
İner peyderpey melâike ve ruh onda, izniyle rablarının her bir emirden |
O gece melekler ve Ruh, Rablarının izniyle her emir (iş, durum, hüküm ve takdir) ile inerler. |
Melekler ve Rûh, o gece Rab´lerinin izniyle her iş için iner de iner. |
Onda melekler ve Ruh, Rabbilerinin izni ile her bir emirden iniverir. |
30 / 598 |
Kadr Suresi
5.Ayet |
سَلَامٌ هِيَ حَتَّىٰ مَطْلَعِ الْفَجْرِ -5 |
O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir. |
Bir selâmdır o tâ tan atana kadar |
O gece, fecir doğuncaya kadar bir selâmdır. |
Esenliktir o, tâ tan yeri ağarıncaya kadar! |
O (gece) tan yeri ağarıncaya değin bir selâmettir. |
30 / 598 |
Beyyine Suresi
1.Ayet |
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ لَمْ يَكُنِ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ وَالْمُشْرِكِينَ مُنْفَكِّينَ حَتَّىٰ تَأْتِيَهُمُ الْبَيِّنَةُ -1 |
Kitap ehlinden inkâr edenler ile Allah’a ortak koşanlar, kendilerine apaçık delil gelinceye kadar (küfürden) ayrılacak değillerdi. |
Ehli kitab ve müşriklerden o küfredenler, infilâk edecek değildi gelinciye kadar kendilerine beyyine |
(1-2-3) Kitap Ehli (Yahudi ve Hıristiyanlar) ve müşrikler (Allah´a i ortak koşanlar)dan küfre sapanlar, kendilerine açık ve kesin delil; içinde en âdil, en sağlam hükümler bulunan tertemiz sahifeleri okuyan, Allah tarafından gönderilen bir peygamber gelinceye kadar (küfürden) ayrılmış olmadılar. |
Kitap ehlinden ve müşriklerden (hakk´ı) tanımayanlar, kendilerine açık kanıt gelinceye dek (halleri üzere) bırakılacak değillerdi (mutlaka kendilerine açıklama gelecekti). |
Ehl-i kitaptan ve müşriklerden kâfir olanlar kendilerine apaçık bir hüccet gelinceye değin (küfürlerinden) ayrılacak değillerdir. |
30 / 598 |
Beyyine Suresi
2.Ayet |
رَسُولٌ مِنَ اللَّهِ يَتْلُو صُحُفًا مُطَهَّرَةً -2 |
Bu delil, tertemiz sahifeleri okuyan, Allah tarafından gönderilen bir peygamberdir. |
Allahdan bir Resul, peyderpey mutahhar sahifeler okur, |
(1-2-3) Kitap Ehli (Yahudi ve Hıristiyanlar) ve müşrikler (Allah´a i ortak koşanlar)dan küfre sapanlar, kendilerine açık ve kesin delil; içinde en âdil, en sağlam hükümler bulunan tertemiz sahifeleri okuyan, Allah tarafından gönderilen bir peygamber gelinceye kadar (küfürden) ayrılmış olmadılar. |
(Yani) Allâh tarafından gönderilen ve tertemiz sahifeler okuyan bir elçi. |
(O hüccet ise) Allah tarafından bir peygamber ki tertemiz sahifeleri tilâvet eder. |
30 / 598 |
Beyyine Suresi
3.Ayet |
فِيهَا كُتُبٌ قَيِّمَةٌ -3 |
O sahifelerde dosdoğru hükümler vardır. |
öyle ki onlarda bütün «Kütübi kayyime» |
(1-2-3) Kitap Ehli (Yahudi ve Hıristiyanlar) ve müşrikler (Allah´a i ortak koşanlar)dan küfre sapanlar, kendilerine açık ve kesin delil; içinde en âdil, en sağlam hükümler bulunan tertemiz sahifeleri okuyan, Allah tarafından gönderilen bir peygamber gelinceye kadar (küfürden) ayrılmış olmadılar. |
O sahifelerde doğru, değerli Kitaplar vardır. |
Onlarda dosdoğru yazılmış şeyler vardır. |
30 / 598 |
Beyyine Suresi
4.Ayet |
وَمَا تَفَرَّقَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ إِلَّا مِنْ بَعْدِ مَا جَاءَتْهُمُ الْبَيِّنَةُ -4 |
Kendilerine kitap verilenler, ancak kendilerine o apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler. |
Böyle iken o kitab verilmiş olanlar ancak geldikten sonra ayrıldılar kendilerine o beyyine |
Kitap (Tevrat ve İncil) verilenler ise, kendilerine ancak bu açık kesin delil geldikten sonra bölünüp ayrıldılar. |
Kitap verilmiş olanlar, ancak kendilerine açık kanıt geldikten sonra ayrılığa düştüler. |
Halbuki, kitap verilmiş olanlar; ayrılmış olmadılar, kendilerine o hüccet geldikten sonra tefrikaya düştüler. |
30 / 598 |
Beyyine Suresi
5.Ayet |
وَمَا أُمِرُوا إِلَّا لِيَعْبُدُوا اللَّهَ مُخْلِصِينَ لَهُ الدِّينَ حُنَفَاءَ وَيُقِيمُوا الصَّلَاةَ وَيُؤْتُوا الزَّكَاةَ ۚ وَذَٰلِكَ دِينُ الْقَيِّمَةِ -5 |
Hâlbuki onlara, ancak dini Allah’a has kılarak, hakka yönelen kimseler olarak O’na kulluk etmeleri, namazı kılmaları ve zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte bu dosdoğru dindir. |
Halbuki onlar ancak şununla emr olunmuşlardı: hakperest müvahhid (hanîfler) olarak dîni Allah için halis kılarak yalnız Allaha ıbadet etsinler ve namazı dürüst kılsınlar ve zekâtı versinler ve odur «dîni kayyime» |
Halbuki onlar ancak dini O´na (Allah´a) has kılmak, bâtıldan uzak, Hakk´a yönelerek Allah´a kulluk etmekle, namaz kılmakla, zekâtı vermekle emrolunmuşlardı. İşte en âdil, en sağlam hükümler taşıyan din budur ´ |
Oysa kendilerine, dini yalnız Allah´a hâlis kılıp O´nu birleyerek Allah´a kulluk etmeleri, namazı kılmaları, zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte doğru din oydu. |
Halbuki, onlar emrolunmadılar, ancak dinde ihlas sahipleri, muvahhidler olarak ibadet etsinler ve namazı dosdoğru kılsınlar ve zekâtı versinler (diye emrolunmuşlardır). Ve işte en doğru din de budur. |
30 / 598 |
Beyyine Suresi
6.Ayet |
إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ وَالْمُشْرِكِينَ فِي نَارِ جَهَنَّمَ خَالِدِينَ فِيهَا ۚ أُولَٰئِكَ هُمْ شَرُّ الْبَرِيَّةِ -6 |
Şüphesiz, inkâr eden kitap ehli ile Allah´a ortak koşanlar, içinde ebedî kalmak üzere cehennem ateşindedirler. İşte onlar yaratıkların en kötüsüdürler. |
Küfr edenler: gerek Ehli kitabdan olsun gerek müşriklerden muhakkak Cehennem ateşindedirler, orada muhalled kalacaklardır, onlardır bütün «şerrülberiyye» |
Kitap Ehli´nden ve müşriklerden inkâra sapanlar var ya, elbette onlar, içinde devamlı kalacakları Cehennem´dedirler. İşte onlar yaratılanların en kötüsüdürler. |
Kitap ehlinden ve (Allah´a) ortak koşanlardan olan nânkörler, sürekli olarak cehennem ateşindedirler. Onlar, halkın en şerlisidir. |
Hakikaten o kimseler ki ehl-i kitaptan ve müşriklerden kâfir olmuşlardır. Cehennem ateşindedirler, orada ebedîyyen kalıcılardır. İşte onlar, halkın en azılılarıdır. |
30 / 598 |
Beyyine Suresi
7.Ayet |
إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ أُولَٰئِكَ هُمْ خَيْرُ الْبَرِيَّةِ -7 |
Şüphesiz, iman edip, salih ameller işleyenler var ya; işte onlar yaratıkların en hayırlısıdırlar. |
Muhakkak ki iyman edip yarar ameller yapanlar onlardır bütün «hayrulberiyye» |
İmân edip iyi-yararlı amellerde bulunanlar ise, işte onlar yaratılanların en iyileridirler. |
İnanıp iyi işler yapanlar da halkın en hayırlısıdır. |
Muhakkak o kimseler ki imân ettiler ve sâlih sâlih amellerde bulundular, işte yaradılmışların hayırlısı da onlardır, onlar. |
30 / 598 |
Beyyine Suresi
8.Ayet |
جَزَاؤُهُمْ عِنْدَ رَبِّهِمْ جَنَّاتُ عَدْنٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا ۖ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا عَنْهُ ۚ ذَٰلِكَ لِمَنْ خَشِيَ رَبَّهُ -8 |
Rableri katında onların mükâfatı, içlerinden ırmaklar akan, içlerinde ebedî kalacakları Adn cennetleridir. Allah onlardan razı olmuştur, onlar da Allah’tan razı olmuşlardır. İşte bu mükâfat Rablerine derin saygı duyanlara mahsustur. |
Onların mükâfatı rableri ındinde altından ırmaklar akar Cennetlerdir, onlar içinde ebediyyen muhalled olacaklar, Allah onlardan hoşnud, onlar da ondan hoşnud, bu işte rabbına haşyet duyanlara |
Onların elbette ki Rabları yanında mükâfatı, altlarından ırmaklar akan, içinde devamlı kalacakları Adn Cennetleri´dir. Allah onlardan razı, onlar da Allah´tan razıdırlar. Bu (mükâfat ve rızâ mertebesi) Rabbından saygı ile korkup eğilen kimseyedir. |
Rableri katında onların mükâfâtı altlarından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları, Adn cennetleridir. Allâh onlardan râzı olmuş, onlar da O´ndan râzı olmuşlardır. Bu, Rabbine saygı gösterene mahsustur. |
Onların Rabblerinin nezdinde mükâfaatı, altlarından ırmaklar akan cennetlerdir, oralarda ebedîyyen daimi kalıcılardır. Allah onlardan razı olmuştur. Onlar da O´ndan razı olmuşlardır. İşte bu, Rabbinden korkan kimse içindir. |
30 / 598 |