KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
AYET MEALLERİ   SURE MEAL   SAYFA MEAL   CÜZ MEAL   SECDE AYETLERİ
KUR'AN-I KERİMİN 591. SAYFASΙNA GÖRE AYET VE MEALLERİ Nİ SΙRALAMA >
MEAL SAYFALARI
1 2 3
4 5 6
7 8 9
10 11 12
13 14 15
16 17 18
19 20 21
22 23 24
25 26 27
28 29 30
31 32 33
34 35 36
37 38 39
40 41 42
43 44 45
46 47 48
49 50 51
52 53 54
55 56 57
58 59 60
61 62 63
64 65 66
67 68 69
70 71 72
73 74 75
76 77 78
79 80 81
82 83 84
85 86 87
88 89 90
91 92 93
94 95 96
97 98 99
100 101 102
103 104 105
106 107 108
109 110 111
112 113 114
115 116 117
118 119 120
121 122 123
124 125 126
127 128 129
130 131 132
133 134 135
136 137 138
139 140 141
142 143 144
145 146 147
148 149 150
151 152 153
154 155 156
157 158 159
160 161 162
163 164 165
166 167 168
169 170 171
172 173 174
175 176 177
178 179 180
181 182 183
184 185 186
187 188 189
190 191 192
193 194 195
196 197 198
199 200 201
202 203 204
205 206 207
208 209 210
211 212 213
214 215 216
217 218 219
220 221 222
223 224 225
226 227 228
229 230 231
232 233 234
235 236 237
238 239 240
241 242 243
244 245 246
247 248 249
250 251 252
253 254 255
256 257 258
259 260 261
262 263 264
265 266 267
268 269 270
271 272 273
274 275 276
277 278 279
280 281 282
283 284 285
286 287 288
289 290 291
292 293 294
295 296 297
298 299 300
301 302 303
304 305 306
307 308 309
310 311 312
313 314 315
316 317 318
319 320 321
322 323 324
325 326 327
328 329 330
331 332 333
334 335 336
337 338 339
340 341 342
343 344 345
346 347 348
349 350 351
352 353 354
355 356 357
358 359 360
361 362 363
364 365 366
367 368 369
370 371 372
373 374 375
376 377 378
379 380 381
382 383 384
385 386 387
388 389 390
391 392 393
394 395 396
397 398 399
400 401 402
403 404 405
406 407 408
409 410 411
412 413 414
415 416 417
418 419 420
421 422 423
424 425 426
427 428 429
430 431 432
433 434 435
436 437 438
439 440 441
442 443 444
445 446 447
448 449 450
451 452 453
454 455 456
457 458 459
460 461 462
463 464 465
466 467 468
469 470 471
472 473 474
475 476 477
478 479 480
481 482 483
484 485 486
487 488 489
490 491 492
493 494 495
496 497 498
499 500 501
502 503 504
505 506 507
508 509 510
511 512 513
514 515 516
517 518 519
520 521 522
523 524 525
526 527 528
529 530 531
532 533 534
535 536 537
538 539 540
541 542 543
544 545 546
547 548 549
550 551 552
553 554 555
556 557 558
559 560 561
562 563 564
565 566 567
568 569 570
571 572 573
574 575 576
577 578 579
580 581 582
583 584 585
586 587 588
589 590 591
592 593 594
595 596 597
598 599 600
601 602 603
604
SURE
AYET NO
ARAPÇA DİYANET VAKFI ELMALILI HAMDI CELAL YILDIRIM  SULEYMAN ATES O NASUHI BILMEN CÜZ
SAYFA
A'la Suresi

1.Ayet
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ سَبِّحِ اسْمَ رَبِّكَ الْأَعْلَى -1 Yüce Rabbinin adını tespih et. Tesbih et rabbının a´lâ ismine O çok Yüce Rabbin ismini tesbîh et. Rabbinin yüce adını tesbih et (O´nun eksikliklerden uzak olduğunu an). Rabbinin pek yüce olan ismini takdis et. 30 / 591
A'la Suresi

2.Ayet
الَّذِي خَلَقَ فَسَوَّىٰ -2 O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır. O rabbın ki yarattı da düzenine koydu O ki yarattı, düzene koydu. O ki (her şeyi) yarattı, düzenledi. O (Rab) ki,yarattı da düzeltti. 30 / 591
A'la Suresi

3.Ayet
وَالَّذِي قَدَّرَ فَهَدَىٰ -3 O, (her şeyi) ölçüyle yapıp yönlendirendir. O rabbın ki takdir etti de hidayet buyurdu O ki (yarattığını) belli ölçüye göre ortaya çıkardı ve (ona göre de) yolunu gösterdi. Ve O ki herşeyin miktarını, biçimini belirleyip hedefini gösterdi. Ve o ki takdir etti de doğru yolu gösterdi. 30 / 591
A'la Suresi

4.Ayet
وَالَّذِي أَخْرَجَ الْمَرْعَىٰ -4 (4-5) O, yeşil bitki örtüsünü çıkaran, sonra da onları çürüyüp kararmış çör çöpe çevirendir. O rabbın ki o İbni mer´ayı çıkardı O ki, yeşilliği (bütün güzelliğiyle ve yararlarıyla) çıkardı. Ve O ki otlağı çıkardı, Ve o ki, o yeşillikleri çıkardı. 30 / 591
A'la Suresi

5.Ayet
فَجَعَلَهُ غُثَاءً أَحْوَىٰ -5 (4-5) O, yeşil bitki örtüsünü çıkaran, sonra da onları çürüyüp kararmış çör çöpe çevirendir. Sonra da onu karamsı bir sel kusuğuna çevirdi Sonra da onu kupkuru kömüre çevirdi. Sonra da onu kupkuru, siyah bir çöpe çevirdi. Sonra onu kapkara, kuruca bir ota çevirdi. 30 / 591
A'la Suresi

6.Ayet
سَنُقْرِئُكَ فَلَا تَنْسَىٰ -6 Sana Kur’an’ı okutacağız ve sen onu unutmayacaksın. Bundan böyle sana Kur´an okutacağız da unutmayacaksın (Kur´ân´ı) sana okuyacağız ve sen de unutmayacaksın. Sana (Kur´ân´ı), okutacağız, unutmayacaksın. Sana okutacağız, artık unutmayacaksın. 30 / 591
A'la Suresi

7.Ayet
إِلَّا مَا شَاءَ اللَّهُ ۚ إِنَّهُ يَعْلَمُ الْجَهْرَ وَمَا يَخْفَىٰ -7 Ancak Allah’ın dilediği başka. Şüphesiz O, açık olanı da bilir, gizliyi de. Yalnız Allahın dilediği başka çünkü o açığı da bilir gizliyi de Ancak Allah´ın dilediği müstesna.. Çünkü O elbette açığı da bilir, gizli olanı da bilir. Yalnız Allâh´ın dilediğini unutursun. O, açığı da bilir, gizli olanı da. (7-8) Allah´ın dilediği müstesna, şüphe yok ki o, âşikâr olanı da bilir, gizliyi de. Ve seni en kolayına muvaffak ederiz. 30 / 591
A'la Suresi

8.Ayet
وَنُيَسِّرُكَ لِلْيُسْرَىٰ -8 Biz seni en kolay olana kolayca ileteceğiz. Ve seni en kolay yola muvaffak kılacağız Kolay olana seni iletip başarılı kılacağız. Seni en kolay yola muvaffak edeceğiz. (7-8) Allah´ın dilediği müstesna, şüphe yok ki o, âşikâr olanı da bilir, gizliyi de. Ve seni en kolayına muvaffak ederiz. 30 / 591
A'la Suresi

9.Ayet
فَذَكِّرْ إِنْ نَفَعَتِ الذِّكْرَىٰ -9 O hâlde, eğer öğüt fayda verirse, öğüt ver. Onun için öğüd ver, öğüd fâide verirse O halde öğüt fayda verirse ona devam et. O halde eğer hatırlatmak yarar verirse hatırlat, öğüt ver. (9-10) Artık öğüt ver, eğer öğüt faide verirse. Korkar kimse, öğütü dinleyecektir. 30 / 591
A'la Suresi

10.Ayet
سَيَذَّكَّرُ مَنْ يَخْشَىٰ -10 Allah’a karşı derin saygı duyarak O’ndan korkan öğüt alacaktır. Saygısı olan öğüd alacaktır (Allah´tan) saygı ile korkup eğilen öğüt alacaktır. (Allah´a) Saygılı olan hatırlar (öğüt alır). (9-10) Artık öğüt ver, eğer öğüt faide verirse. Korkar kimse, öğütü dinleyecektir. 30 / 591
A'la Suresi

11.Ayet
وَيَتَجَنَّبُهَا الْأَشْقَى -11 (11-12) En büyük ateşe girecek olan en bedbaht kimse (kâfir) ise, öğüt almaktan kaçınır. Pek bedbaht olan da ondan kaçınacaktır Sapıtmış âsi günahkâr ise ondan uzak duracaktır. Bahtsız olan da ondan kaçınır. (11-12) En serkeş olan ise ondan kaçınır. O kimsedir ki, en büyük ateşe yaslanacaktır. 30 / 591
A'la Suresi

12.Ayet
الَّذِي يَصْلَى النَّارَ الْكُبْرَىٰ -12 (11-12) En büyük ateşe girecek olan en bedbaht kimse (kâfir) ise, öğüt almaktan kaçınır. O ki en büyük ateşe yaslanacaktır O en büyük ateşe varıp girecektir. O da en büyük ateşe girer. (11-12) En serkeş olan ise ondan kaçınır. O kimsedir ki, en büyük ateşe yaslanacaktır. 30 / 591
A'la Suresi

13.Ayet
ثُمَّ لَا يَمُوتُ فِيهَا وَلَا يَحْيَىٰ -13 Sonra orada ne ölür (kurtulur), ne de (rahat bir hayat) yaşar. Sonra ne ölecek onda ne hayat bulacaktır Sonra da orada ne ölecek, ne de yaşayacaktır. Sonra orada ne ölür, ne de yaşar. (13-14) Sonra orada ne ölür ve ne dirilir. Muhakkak o kimse felâha ermiştir ki, temizlenmiştir. 30 / 591
A'la Suresi

14.Ayet
قَدْ أَفْلَحَ مَنْ تَزَكَّىٰ -14 (14-15) Arınan ve Rabbinin adını anıp, namaz kılan kimse mutlaka kurtuluşa erer. Doğrusu felâh buldu tezekkî eden (14-15) Kendini (inkâr, inâd ve kötülüklerden) arındıran, Rabbinin adını anıp namaz kılan kimse, cidden korktuğundan kurtulup umduğuna kavuşmuştur. Doğrusu, mutluluğa ermiştir zekât veren; (13-14) Sonra orada ne ölür ve ne dirilir. Muhakkak o kimse felâha ermiştir ki, temizlenmiştir. 30 / 591
A'la Suresi

15.Ayet
وَذَكَرَ اسْمَ رَبِّهِ فَصَلَّىٰ -15 (14-15) Arınan ve Rabbinin adını anıp, namaz kılan kimse mutlaka kurtuluşa erer. Ve rabbının ismini anıp da namaz kılan (14-15) Kendini (inkâr, inâd ve kötülüklerden) arındıran, Rabbinin adını anıp namaz kılan kimse, cidden korktuğundan kurtulup umduğuna kavuşmuştur. Rabbinin adını anıp namaz kılan. Ve Rabbinin ismini zikredip de namaz kılmıştır. 30 / 591
A'la Suresi

16.Ayet
بَلْ تُؤْثِرُونَ الْحَيَاةَ الدُّنْيَا -16 Fakat sizler dünya hayatını tercih ediyorsunuz. Fakat siz Dünya hayatı tercih ediyorsunuz Ama siz Dünya hayatını (Âhiret´e) tercîh ediyorsunuz. Ama siz, şu yakın hayâtı yeğliyorsunuz. (16-17) Belki siz, dünya hayatını tercih edersiniz. Halbuki, ahiret daha hayırlıdır ve daha bâkîdir. 30 / 591
A'la Suresi

17.Ayet
وَالْآخِرَةُ خَيْرٌ وَأَبْقَىٰ -17 Oysa âhiret, daha hayırlı ve süreklidir. Halbuki âhıret daha hayırlı ve daha bakâlıdır Halbuki Âhiret, hem daha hayırlı, hem devamlı ve sonsuzdur. Oysa âhiret daha iyi ve daha kalıcıdır. (16-17) Belki siz, dünya hayatını tercih edersiniz. Halbuki, ahiret daha hayırlıdır ve daha bâkîdir. 30 / 591
A'la Suresi

18.Ayet
إِنَّ هَٰذَا لَفِي الصُّحُفِ الْأُولَىٰ -18 (18-19) Şüphesiz bu hükümler ilk sayfalarda, İbrahim ve Mûsâ’nın sayfalarında da vardır. Haberiniz olsun ki vardır bu evvelki suhuflarda (18-19) Şüpheniz olmasın ki, bu (öğütler) önceki sahifelerde, İbrahim ve Musa´nın sahifelerinde de vardı. Bu (hükümler), elbette ilk sahifelerde de vardı: Şüphe yok ki bu, elbette evvelki sahifelerde (bildirilmiş)dir. 30 / 591
A'la Suresi

19.Ayet
صُحُفِ إِبْرَاهِيمَ وَمُوسَىٰ -19 (18-19) Şüphesiz bu hükümler ilk sayfalarda, İbrahim ve Mûsâ’nın sayfalarında da vardır. İbrahim ve Musânın suhuflarında (18-19) Şüpheniz olmasın ki, bu (öğütler) önceki sahifelerde, İbrahim ve Musa´nın sahifelerinde de vardı. İbrâhim´in ve Mûsâ´nn sayfalarında. İbrahim´in ve Mûsa´nın sahifelerinde. 30 / 591
Gasiye Suresi

1.Ayet
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ هَلْ أَتَاكَ حَدِيثُ الْغَاشِيَةِ -1 Dehşeti her şeyi kaplayan felaketin haberi sana geldi mi? Geldi mi sana o Gaşiye hadîsi? Korku ve dehşeti herşeyi kaplayacak olan Kıyâmet´in haberi elbette sana geldi. (Şiddet ve dehşetiyle her şeyi) Sarıp kaplayacak olan(o felâket)in haberi sana geldi mi? (1-2) Sana salgın Kıyametin haberi geldi mi? O gün nice yüzler zillete düşmüştür. 30 / 591
Gasiye Suresi

2.Ayet
وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ خَاشِعَةٌ -2 O gün birtakım yüzler vardır ki zillete bürünmüşlerdir. Bir takım yüzler o gün eğilmiş zillete düşmüştür Yüzler var ki, o gün kararıp aşağılanmıştır. Yüzler var ki o gün öne düşüktür, (1-2) Sana salgın Kıyametin haberi geldi mi? O gün nice yüzler zillete düşmüştür. 30 / 591
Gasiye Suresi

3.Ayet
عَامِلَةٌ نَاصِبَةٌ -3 Çalışmış, (boşa) yorulmuşlardır. Çalışmış fakat boşuna yorulmuştur Çalışıp didinmiş, boşuna yorulup bitkin düşmüştür. Çalışır, yorulur. (3-4) Çalışmış, yorgun kalmıştır. Son derece sıcak bir ateşe girecektir. 30 / 591
Gasiye Suresi

4.Ayet
تَصْلَىٰ نَارًا حَامِيَةً -4 Kızgın ateşe girerler. Kızışmış bir ateşe yaslanırlar İyice kızışmış ateşe varıp yaslanırlar. Kızgın ateşe girerler. (3-4) Çalışmış, yorgun kalmıştır. Son derece sıcak bir ateşe girecektir. 30 / 591
Gasiye Suresi

5.Ayet
تُسْقَىٰ مِنْ عَيْنٍ آنِيَةٍ -5 Son derece kızgın bir kaynaktan içirilirler. Kızgın bir menba´dan sulanırlar Çok sıcak bir kaynaktan içirilirler. Kendilerine kaynamış bir gözeden (su) içirilir. (5-7) Pek hararetli kaynaktan suvarılacaktır. Onlar için dikenli bir ağaçtan başka bir yiyecek yoktur. Ne semîzletir, ne de açlıktan kurtarır. 30 / 591
Gasiye Suresi

6.Ayet
لَيْسَ لَهُمْ طَعَامٌ إِلَّا مِنْ ضَرِيعٍ -6 Onlara, acı ve kötü kokulu bir dikenli bitkiden başka yiyecek yoktur. Yiyecekleri yok ancak bir darî´ Onlar için derî´ dikeninden başka yiyecek yoktur. Onlar için kuru dikenden başka yiyecek de yoktur. (5-7) Pek hararetli kaynaktan suvarılacaktır. Onlar için dikenli bir ağaçtan başka bir yiyecek yoktur. Ne semîzletir, ne de açlıktan kurtarır. 30 / 591
Gasiye Suresi

7.Ayet
لَا يُسْمِنُ وَلَا يُغْنِي مِنْ جُوعٍ -7 O, ne besler ne de açlıktan kurtarır. Ne besler ne açlıktan kurtarır O ne besler, ne de açlığı giderir. O da ne semirtir, ne de açlığı giderir. (5-7) Pek hararetli kaynaktan suvarılacaktır. Onlar için dikenli bir ağaçtan başka bir yiyecek yoktur. Ne semîzletir, ne de açlıktan kurtarır. 30 / 591
Gasiye Suresi

8.Ayet
وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ نَاعِمَةٌ -8 O gün birtakım yüzler vardır ki, nimet içinde mutludurlar. Bir takım yüzler de o gün mes´uddur Yüzler de var ki, o gün yumuşacık tazedir. Yüzler de var ki o gün ni´met içinde mutlu, (8-9) Bir kısım yüzler de o günde güzellik sahibidir. Çalışmış olmasından dolayı hoşnuttur. 30 / 591
Gasiye Suresi

9.Ayet
لِسَعْيِهَا رَاضِيَةٌ -9 Yaptıklarından dolayı hoşnutturlar. Sayinden hoşnuddur Çalışıp çabaladıklarından memnundurlar. İşinden memnun, (8-9) Bir kısım yüzler de o günde güzellik sahibidir. Çalışmış olmasından dolayı hoşnuttur. 30 / 591
Gasiye Suresi

10.Ayet
فِي جَنَّةٍ عَالِيَةٍ -10 Yüksek bir cennettedirler. Yüksek bir Cennette Yüksek Cennet´tedirler. Yüksek bir bahçededir. (10-11) Bir yüksek cennette. Orada boş bir lâkırdı işitmezsin. 30 / 591
Gasiye Suresi

11.Ayet
لَا تَسْمَعُ فِيهَا لَاغِيَةً -11 Orada hiçbir boş söz işitmezler. Ki onda lağviyyattan bir kelime işidilmez Orada boş-anlamsız söz işitmezler. Orada boş söz işitmezler. (10-11) Bir yüksek cennette. Orada boş bir lâkırdı işitmezsin. 30 / 591
Gasiye Suresi

12.Ayet
فِيهَا عَيْنٌ جَارِيَةٌ -12 Orada akan bir kaynak vardır. Onda carî bir menba´ Orada akan pınar vardır. Orada akan bir kaynak vardır. (12-13) Orada akan bir su kaynağı vardır. Orada yüksek tahtlar vardır. 30 / 591
KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014