SURE AYET NO |
ARAPÇA |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI HAMDI |
CELAL YILDIRIM |
SULEYMAN ATES |
O NASUHI BILMEN |
CÜZ SAYFA |
Zariyat Suresi
52.Ayet |
كَذَٰلِكَ مَا أَتَى الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ مِنْ رَسُولٍ إِلَّا قَالُوا سَاحِرٌ أَوْ مَجْنُونٌ -52 |
İşte böyle! Onlardan öncekilere hiçbir peygamber gelmemişti ki, “O bir büyücüdür” yahut “bir delidir” demiş olmasınlar. |
Böyle, bunlardan evvelkiler bir Resul gelince behemehal ya sahir dediler ya mecnun |
Bunun gibi onlardan öncekilere de ne kadar bir peygamber gönderdikse, mutlaka, «bu bir sihirbazdır veya delinin biridir,» demişlerdi. |
İşte böyle, onlardan önce de ne kadar elçi geldiyse mutlaka: "Büyücü veya cinlenmiş" dediler. |
Böylecedir. Onlardan evvelkilere de bir peygamber gelmedi ki illâ «Sâhirdir veya mecnûndur,» dediler. |
26 / 522 |
Zariyat Suresi
53.Ayet |
أَتَوَاصَوْا بِهِ ۚ بَلْ هُمْ قَوْمٌ طَاغُونَ -53 |
Onlar bunu birbirlerine tavsiye mi ettiler (ki hep aynı şeyleri söylüyorlar)? Hayır, onlar azgın bir topluluktur. |
Hep buna vasıyyetleştiler mi? Hayır hep onlar azgın kavımlar |
Onlar, birbirlerine bu hususta böyle mi vasiyette bulundular? Hayır, onlar azgınlığı huy ve sanat edinen bir millettir. |
Bunu birbirlerine tavsiye mi ettiler (ki hep aynı şeyi söylüyorlar)? Doğrusu, onlar azgın bir topluluktur. |
Bunu birbirine vasiyet mi ettiler? Hayır... Onlar azgın bir kavimdir. |
26 / 522 |
Zariyat Suresi
54.Ayet |
فَتَوَلَّ عَنْهُمْ فَمَا أَنْتَ بِمَلُومٍ -54 |
Onun için, onlardan yüz çevir. Artık kınanacak değilsin. |
Onun için onlardan yüz çevir, artık sen levm olunacak değilsin |
Onlardan yüzçevir; bu yüzden kınanacak değilsin. |
Onlardan yüz çevir, sen kınanacak değilsin. |
Şimdi onlardan yüz çevir, artık sen kınanılacak değilsin. |
26 / 522 |
Zariyat Suresi
55.Ayet |
وَذَكِّرْ فَإِنَّ الذِّكْرَىٰ تَنْفَعُ الْمُؤْمِنِينَ -55 |
Sen yine de öğüt ver. Çünkü öğüt mü’minlere fayda verir. |
Onunla beraber va´z-u nasıhate devam et, çünkü va´z, mü´minlere fayda verir |
Ve sen öğüt vermeğe devam et. Çünkü gerçekten hatırlatmada bulunup öğüt vermek mü´minlere fayda verir. |
Ama yine de hatırlat, çünkü hatırlatmak inananlara yararlıdır. |
Ve sen öğüt ver. Çünkü şüphe yok, öğüt mü´minlere faide verir. |
26 / 522 |
Zariyat Suresi
56.Ayet |
وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْإِنْسَ إِلَّا لِيَعْبُدُونِ -56 |
Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım. |
Ve ben, Cinn-ü İns´i ancak bana kulluk etsinler diye yarattım. |
Ben, cinleri ve insanları ancak beni tanıyıp ibâdet etsinler diye yarattım. |
Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım. |
Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım. |
26 / 522 |
Zariyat Suresi
57.Ayet |
مَا أُرِيدُ مِنْهُمْ مِنْ رِزْقٍ وَمَا أُرِيدُ أَنْ يُطْعِمُونِ -57 |
Ben, onlardan bir rızık istemiyorum. Bana yedirmelerini de istemiyorum. |
Ben onlardan bir rızk istemiyorum, bana yemek yedirmelerini de istemiyorum |
Onlardan hiçbir rızık istemiyorum ve beni yedirip içirmelerini de dilemiyorum. |
Ben onlardan rızık istemiyorum, beni beslemelerini de istemiyorum. |
Ve ben onlardan bir rızık istemiyorum ve bana yemek yedirmelerini de istemiyorum. |
26 / 522 |
Zariyat Suresi
58.Ayet |
إِنَّ اللَّهَ هُوَ الرَّزَّاقُ ذُو الْقُوَّةِ الْمَتِينُ -58 |
Şüphesiz Allah rızık verendir, güçlüdür, çok kuvvetlidir. |
Şübhe yok ki Allah, rezzak, kuvvet sahibi metîn o |
Şüphesiz ki Allah, O´dur rızık veren metin kuvvet sahibi.. |
Şüphesiz rızık veren, sağlam kuvvet sâhibi olan ancak Allah´tır. |
Şüphe yok ki Allah´tır rızık veren metin, kuvvet sahibi olan O´dur. |
26 / 522 |
Zariyat Suresi
59.Ayet |
فَإِنَّ لِلَّذِينَ ظَلَمُوا ذَنُوبًا مِثْلَ ذَنُوبِ أَصْحَابِهِمْ فَلَا يَسْتَعْجِلُونِ -59 |
Şüphesiz zulmedenler için (önceki müşrik) arkadaşlarının azap payı gibi payları vardır. Artık azabımı acele istemesinler. |
Onun için muhakkak ki o zulm edenlere arkadaşlarının payı gibi dolgun bir pay vardır, şimdi onu acele etmesinler |
Doğrusu o zulmedenlerin (önceki) arkadaşlarının günahları gibi günahları vardır. Artık acele etmesinler. |
Muhakkak ki, bu zulmedenlerin de (geçmiş) arkadaşlarının payı gibi bir azâb payı vardır, (ötekilerin başına gelen azâb gibi bir azâb bunların da başına gelecektir), acele etmesinler. |
Şimdi şüphe yok ki, zulmeden kimseler için arkadaşlarının nâsibleri gibi birçok nâsip vardır, artık acele etmesinler. |
26 / 522 |
Zariyat Suresi
60.Ayet |
فَوَيْلٌ لِلَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ يَوْمِهِمُ الَّذِي يُوعَدُونَ -60 |
Uyarıldıkları günlerinden dolayı vay o inkâr edenlerin hâline! |
artık o va´dolundukları günlerinden vay o küfredenlere!... |
Va´dolundukları günlerinden (o günün azabından) vay kâfirlerin hâline! |
Uyarıldıkları günlerinden dolayı vay o kâfirlerin haline! |
Artık vaadolunur oldukları günlerinden dolayı vay kâfir olan kimselere. |
26 / 522 |
Tur Suresi
1.Ayet |
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ وَالطُّورِ -1 |
(1-7) Tûr’a, yayılmış ince deri sayfalara düzenle yazılmış kitaba, “Beyt-i Ma’mur”a , yükseltilmiş tavana (göğe), kabaran denize andolsun ki, şüphesiz Rabbinin azabı mutlaka gerçekleşecektir. |
Kasem olsun o Tura |
Tûr´a, |
Andolsun Tûr´a (Mûsâ´nın vahiy aldığı Sinâ Dağı´na). |
(1-3) Kasem olsun Tûr´a. Ve yazılmış bir kitaba. Yayılmış bir ince deride. |
27 / 522 |
Tur Suresi
2.Ayet |
وَكِتَابٍ مَسْطُورٍ -2 |
(1-7) Tûr’a, yayılmış ince deri sayfalara düzenle yazılmış kitaba, “Beyt-i Ma’mur”a , yükseltilmiş tavana (göğe), kabaran denize andolsun ki, şüphesiz Rabbinin azabı mutlaka gerçekleşecektir. |
Yazılmış bir kitaba |
Yayınlanmış ince deri üzerine yazılı Kitâb´a, |
Satır satır yazılmış Kitaba; |
(1-3) Kasem olsun Tûr´a. Ve yazılmış bir kitaba. Yayılmış bir ince deride. |
27 / 522 |
Tur Suresi
3.Ayet |
فِي رَقٍّ مَنْشُورٍ -3 |
(1-7) Tûr’a, yayılmış ince deri sayfalara düzenle yazılmış kitaba, “Beyt-i Ma’mur”a , yükseltilmiş tavana (göğe), kabaran denize andolsun ki, şüphesiz Rabbinin azabı mutlaka gerçekleşecektir. |
Ve yayılmış bir verakta |
Yayınlanmış ince deri üzerine yazılı Kitâb´a, |
Yayılmış ince deri üzerine, |
(1-3) Kasem olsun Tûr´a. Ve yazılmış bir kitaba. Yayılmış bir ince deride. |
27 / 522 |
Tur Suresi
4.Ayet |
وَالْبَيْتِ الْمَعْمُورِ -4 |
(1-7) Tûr’a, yayılmış ince deri sayfalara düzenle yazılmış kitaba, “Beyt-i Ma’mur”a , yükseltilmiş tavana (göğe), kabaran denize andolsun ki, şüphesiz Rabbinin azabı mutlaka gerçekleşecektir. |
Ve beyti ma´mûra |
Bayındır eve (veya Beytü´l-Ma´mûr´a), |
Ma´mur (bakımlı, şen) Ev (Ka´be´y)e, |
(4-7) Ve Beyt-i Mâmur´a. Ve yükseltilmiş tavana. Ve dolmuş denize kasem olsun ki, şüphe yok, Rabbinin azabı elbette vaki olacaktır. |
27 / 522 |
Tur Suresi
5.Ayet |
وَالسَّقْفِ الْمَرْفُوعِ -5 |
(1-7) Tûr’a, yayılmış ince deri sayfalara düzenle yazılmış kitaba, “Beyt-i Ma’mur”a , yükseltilmiş tavana (göğe), kabaran denize andolsun ki, şüphesiz Rabbinin azabı mutlaka gerçekleşecektir. |
Ve sakfi merfûa |
Yükseltilmiş tavana, |
Yükseltilmiş tavana (göğe), |
(4-7) Ve Beyt-i Mâmur´a. Ve yükseltilmiş tavana. Ve dolmuş denize kasem olsun ki, şüphe yok, Rabbinin azabı elbette vaki olacaktır. |
27 / 522 |
Tur Suresi
6.Ayet |
وَالْبَحْرِ الْمَسْجُورِ -6 |
(1-7) Tûr’a, yayılmış ince deri sayfalara düzenle yazılmış kitaba, “Beyt-i Ma’mur”a , yükseltilmiş tavana (göğe), kabaran denize andolsun ki, şüphesiz Rabbinin azabı mutlaka gerçekleşecektir. |
bahri mescûre ki |
Dolup kabaran (veya kaynayıp kabaran) denize and olsun ki, |
Kaynatılmış denize (bunlara andolsun ki), |
(4-7) Ve Beyt-i Mâmur´a. Ve yükseltilmiş tavana. Ve dolmuş denize kasem olsun ki, şüphe yok, Rabbinin azabı elbette vaki olacaktır. |
27 / 522 |
Tur Suresi
7.Ayet |
إِنَّ عَذَابَ رَبِّكَ لَوَاقِعٌ -7 |
(1-7) Tûr’a, yayılmış ince deri sayfalara düzenle yazılmış kitaba, “Beyt-i Ma’mur”a , yükseltilmiş tavana (göğe), kabaran denize andolsun ki, şüphesiz Rabbinin azabı mutlaka gerçekleşecektir. |
Rabbının azâbı olacak muhakkak |
Elbette Rabbin azabı gerçekleşecektir. |
Rabbinin azâbı mutlaka vuku bulacaktır; |
(4-7) Ve Beyt-i Mâmur´a. Ve yükseltilmiş tavana. Ve dolmuş denize kasem olsun ki, şüphe yok, Rabbinin azabı elbette vaki olacaktır. |
27 / 522 |
Tur Suresi
8.Ayet |
مَا لَهُ مِنْ دَافِعٍ -8 |
Onu geri çevirecek hiçbir şey yoktur. |
Yoktur onu hiç bir def´edecek |
Onu savacak bir güç yoktur. |
Ona engel olacak bir şey yoktur. |
(8-9) Onun için bir defedici yoktur. O günde ki, gök bir çalkanışla çalkalanır. |
27 / 522 |
Tur Suresi
9.Ayet |
يَوْمَ تَمُورُ السَّمَاءُ مَوْرًا -9 |
O gün gök şiddetle sallanıp çalkalanır. |
O gün ki Sema bir çalkanış çalkanır |
(9-10-11-12) O gün, gök döndükçe dönecek. O gün (Hakk´ı) yalanlıyanların vay hâline ! Ki onlar, daldıkları şeyde (küfür ve sapıklık içinde) eğlenip dururlar. |
O gün gök, bir çalkalanış çalkanır, |
(8-9) Onun için bir defedici yoktur. O günde ki, gök bir çalkanışla çalkalanır. |
27 / 522 |
Tur Suresi
10.Ayet |
وَتَسِيرُ الْجِبَالُ سَيْرًا -10 |
Dağlar yürüdükçe yürür. |
Dağlar da bir yürüyüş yürür |
(9-10-11-12) O gün, gök döndükçe dönecek. O gün (Hakk´ı) yalanlıyanların vay hâline ! Ki onlar, daldıkları şeyde (küfür ve sapıklık içinde) eğlenip dururlar. |
Dağlar bir yürüyüş yürür ki!.. |
(10-11) Ve dağlar bir yürüyüş ile yürüyüverir. Artık o gün vay tekzîp edenler için. |
27 / 522 |
Tur Suresi
11.Ayet |
فَوَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ -11 |
(11-12) İşte o gün, içine daldıkları dünya zevki içinde eğlenip oyalanan yalanlayıcıların vay hâline! |
Vay artık o gün o yalan diyenlere |
(9-10-11-12) O gün, gök döndükçe dönecek. O gün (Hakk´ı) yalanlıyanların vay hâline ! Ki onlar, daldıkları şeyde (küfür ve sapıklık içinde) eğlenip dururlar. |
Yalanlayanların vay haline o gün! |
(10-11) Ve dağlar bir yürüyüş ile yürüyüverir. Artık o gün vay tekzîp edenler için. |
27 / 522 |
Tur Suresi
12.Ayet |
الَّذِينَ هُمْ فِي خَوْضٍ يَلْعَبُونَ -12 |
(11-12) İşte o gün, içine daldıkları dünya zevki içinde eğlenip oyalanan yalanlayıcıların vay hâline! |
Ki onlar daldıkları bir batakta oynayıp duruyorlar |
(9-10-11-12) O gün, gök döndükçe dönecek. O gün (Hakk´ı) yalanlıyanların vay hâline ! Ki onlar, daldıkları şeyde (küfür ve sapıklık içinde) eğlenip dururlar. |
O daldıkları bâtıl içinde oynayıp duranlar, |
O kimseler ki, onlar bir bataklıkta oynarlar. |
27 / 522 |
Tur Suresi
13.Ayet |
يَوْمَ يُدَعُّونَ إِلَىٰ نَارِ جَهَنَّمَ دَعًّا -13 |
(13-14) Cehennem ateşine itilip atılacakları gün onlara, “İşte bu yalanlamakta olduğunuz ateştir” denilir. |
O gün ki Cehenneme bir kakılış kakılacaklar |
(13-14) O gün, onlar Cehennem ateşine itildikçe itilecekler. «İşte bu, yalanladığınız ateştir!» (denilecek). |
O gün (şöyle denilerek) cehennem ateşine kakılırlar: |
Bir gün ki, cehennem ateşine şiddetli bir surette atılıp defedilirler. |
27 / 522 |
Tur Suresi
14.Ayet |
هَٰذِهِ النَّارُ الَّتِي كُنْتُمْ بِهَا تُكَذِّبُونَ -14 |
(13-14) Cehennem ateşine itilip atılacakları gün onlara, “İşte bu yalanlamakta olduğunuz ateştir” denilir. |
İşte diye: bu sizin o yalan deyip durduğunuz ateş |
(13-14) O gün, onlar Cehennem ateşine itildikçe itilecekler. «İşte bu, yalanladığınız ateştir!» (denilecek). |
"İşte yalanlayıp durduğunuz ateş budur!" |
Bu, o ateştir ki, siz bunu talep eder olmuştunuz. (denilir). |
27 / 522 |