KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
AYET MEALLERİ   SURE MEAL   SAYFA MEAL   CÜZ MEAL   SECDE AYETLERİ
KUR'AN-I KERİMİN 522. SAYFASΙNA GÖRE AYET VE MEALLERİ Nİ SΙRALAMA >
MEAL SAYFALARI
1 2 3
4 5 6
7 8 9
10 11 12
13 14 15
16 17 18
19 20 21
22 23 24
25 26 27
28 29 30
31 32 33
34 35 36
37 38 39
40 41 42
43 44 45
46 47 48
49 50 51
52 53 54
55 56 57
58 59 60
61 62 63
64 65 66
67 68 69
70 71 72
73 74 75
76 77 78
79 80 81
82 83 84
85 86 87
88 89 90
91 92 93
94 95 96
97 98 99
100 101 102
103 104 105
106 107 108
109 110 111
112 113 114
115 116 117
118 119 120
121 122 123
124 125 126
127 128 129
130 131 132
133 134 135
136 137 138
139 140 141
142 143 144
145 146 147
148 149 150
151 152 153
154 155 156
157 158 159
160 161 162
163 164 165
166 167 168
169 170 171
172 173 174
175 176 177
178 179 180
181 182 183
184 185 186
187 188 189
190 191 192
193 194 195
196 197 198
199 200 201
202 203 204
205 206 207
208 209 210
211 212 213
214 215 216
217 218 219
220 221 222
223 224 225
226 227 228
229 230 231
232 233 234
235 236 237
238 239 240
241 242 243
244 245 246
247 248 249
250 251 252
253 254 255
256 257 258
259 260 261
262 263 264
265 266 267
268 269 270
271 272 273
274 275 276
277 278 279
280 281 282
283 284 285
286 287 288
289 290 291
292 293 294
295 296 297
298 299 300
301 302 303
304 305 306
307 308 309
310 311 312
313 314 315
316 317 318
319 320 321
322 323 324
325 326 327
328 329 330
331 332 333
334 335 336
337 338 339
340 341 342
343 344 345
346 347 348
349 350 351
352 353 354
355 356 357
358 359 360
361 362 363
364 365 366
367 368 369
370 371 372
373 374 375
376 377 378
379 380 381
382 383 384
385 386 387
388 389 390
391 392 393
394 395 396
397 398 399
400 401 402
403 404 405
406 407 408
409 410 411
412 413 414
415 416 417
418 419 420
421 422 423
424 425 426
427 428 429
430 431 432
433 434 435
436 437 438
439 440 441
442 443 444
445 446 447
448 449 450
451 452 453
454 455 456
457 458 459
460 461 462
463 464 465
466 467 468
469 470 471
472 473 474
475 476 477
478 479 480
481 482 483
484 485 486
487 488 489
490 491 492
493 494 495
496 497 498
499 500 501
502 503 504
505 506 507
508 509 510
511 512 513
514 515 516
517 518 519
520 521 522
523 524 525
526 527 528
529 530 531
532 533 534
535 536 537
538 539 540
541 542 543
544 545 546
547 548 549
550 551 552
553 554 555
556 557 558
559 560 561
562 563 564
565 566 567
568 569 570
571 572 573
574 575 576
577 578 579
580 581 582
583 584 585
586 587 588
589 590 591
592 593 594
595 596 597
598 599 600
601 602 603
604
SURE
AYET NO
ARAPÇA DİYANET VAKFI ELMALILI HAMDI CELAL YILDIRIM  SULEYMAN ATES O NASUHI BILMEN CÜZ
SAYFA
Zariyat Suresi

52.Ayet
كَذَٰلِكَ مَا أَتَى الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ مِنْ رَسُولٍ إِلَّا قَالُوا سَاحِرٌ أَوْ مَجْنُونٌ -52 İşte böyle! Onlardan öncekilere hiçbir peygamber gelmemişti ki, “O bir büyücüdür” yahut “bir delidir” demiş olmasınlar. Böyle, bunlardan evvelkiler bir Resul gelince behemehal ya sahir dediler ya mecnun Bunun gibi onlardan öncekilere de ne kadar bir peygamber gönderdikse, mutlaka, «bu bir sihirbazdır veya delinin biridir,» demişlerdi. İşte böyle, onlardan önce de ne kadar elçi geldiyse mutlaka: "Büyücü veya cinlenmiş" dediler. Böylecedir. Onlardan evvelkilere de bir peygamber gelmedi ki illâ «Sâhirdir veya mecnûndur,» dediler. 26 / 522
Zariyat Suresi

53.Ayet
أَتَوَاصَوْا بِهِ ۚ بَلْ هُمْ قَوْمٌ طَاغُونَ -53 Onlar bunu birbirlerine tavsiye mi ettiler (ki hep aynı şeyleri söylüyorlar)? Hayır, onlar azgın bir topluluktur. Hep buna vasıyyetleştiler mi? Hayır hep onlar azgın kavımlar Onlar, birbirlerine bu hususta böyle mi vasiyette bulundular? Hayır, onlar azgınlığı huy ve sanat edinen bir millettir. Bunu birbirlerine tavsiye mi ettiler (ki hep aynı şeyi söylüyorlar)? Doğrusu, onlar azgın bir topluluktur. Bunu birbirine vasiyet mi ettiler? Hayır... Onlar azgın bir kavimdir. 26 / 522
Zariyat Suresi

54.Ayet
فَتَوَلَّ عَنْهُمْ فَمَا أَنْتَ بِمَلُومٍ -54 Onun için, onlardan yüz çevir. Artık kınanacak değilsin. Onun için onlardan yüz çevir, artık sen levm olunacak değilsin Onlardan yüzçevir; bu yüzden kınanacak değilsin. Onlardan yüz çevir, sen kınanacak değilsin. Şimdi onlardan yüz çevir, artık sen kınanılacak değilsin. 26 / 522
Zariyat Suresi

55.Ayet
وَذَكِّرْ فَإِنَّ الذِّكْرَىٰ تَنْفَعُ الْمُؤْمِنِينَ -55 Sen yine de öğüt ver. Çünkü öğüt mü’minlere fayda verir. Onunla beraber va´z-u nasıhate devam et, çünkü va´z, mü´minlere fayda verir Ve sen öğüt vermeğe devam et. Çünkü gerçekten hatırlatmada bulunup öğüt vermek mü´minlere fayda verir. Ama yine de hatırlat, çünkü hatırlatmak inananlara yararlıdır. Ve sen öğüt ver. Çünkü şüphe yok, öğüt mü´minlere faide verir. 26 / 522
Zariyat Suresi

56.Ayet
وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْإِنْسَ إِلَّا لِيَعْبُدُونِ -56 Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım. Ve ben, Cinn-ü İns´i ancak bana kulluk etsinler diye yarattım. Ben, cinleri ve insanları ancak beni tanıyıp ibâdet etsinler diye yarattım. Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım. Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım. 26 / 522
Zariyat Suresi

57.Ayet
مَا أُرِيدُ مِنْهُمْ مِنْ رِزْقٍ وَمَا أُرِيدُ أَنْ يُطْعِمُونِ -57 Ben, onlardan bir rızık istemiyorum. Bana yedirmelerini de istemiyorum. Ben onlardan bir rızk istemiyorum, bana yemek yedirmelerini de istemiyorum Onlardan hiçbir rızık istemiyorum ve beni yedirip içirmelerini de dilemiyorum. Ben onlardan rızık istemiyorum, beni beslemelerini de istemiyorum. Ve ben onlardan bir rızık istemiyorum ve bana yemek yedirmelerini de istemiyorum. 26 / 522
Zariyat Suresi

58.Ayet
إِنَّ اللَّهَ هُوَ الرَّزَّاقُ ذُو الْقُوَّةِ الْمَتِينُ -58 Şüphesiz Allah rızık verendir, güçlüdür, çok kuvvetlidir. Şübhe yok ki Allah, rezzak, kuvvet sahibi metîn o Şüphesiz ki Allah, O´dur rızık veren metin kuvvet sahibi.. Şüphesiz rızık veren, sağlam kuvvet sâhibi olan ancak Allah´tır. Şüphe yok ki Allah´tır rızık veren metin, kuvvet sahibi olan O´dur. 26 / 522
Zariyat Suresi

59.Ayet
فَإِنَّ لِلَّذِينَ ظَلَمُوا ذَنُوبًا مِثْلَ ذَنُوبِ أَصْحَابِهِمْ فَلَا يَسْتَعْجِلُونِ -59 Şüphesiz zulmedenler için (önceki müşrik) arkadaşlarının azap payı gibi payları vardır. Artık azabımı acele istemesinler. Onun için muhakkak ki o zulm edenlere arkadaşlarının payı gibi dolgun bir pay vardır, şimdi onu acele etmesinler Doğrusu o zulmedenlerin (önceki) arkadaşlarının günahları gibi günahları vardır. Artık acele etmesinler. Muhakkak ki, bu zulmedenlerin de (geçmiş) arkadaşlarının payı gibi bir azâb payı vardır, (ötekilerin başına gelen azâb gibi bir azâb bunların da başına gelecektir), acele etmesinler. Şimdi şüphe yok ki, zulmeden kimseler için arkadaşlarının nâsibleri gibi birçok nâsip vardır, artık acele etmesinler. 26 / 522
Zariyat Suresi

60.Ayet
فَوَيْلٌ لِلَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ يَوْمِهِمُ الَّذِي يُوعَدُونَ -60 Uyarıldıkları günlerinden dolayı vay o inkâr edenlerin hâline! artık o va´dolundukları günlerinden vay o küfredenlere!... Va´dolundukları günlerinden (o günün azabından) vay kâfirlerin hâline! Uyarıldıkları günlerinden dolayı vay o kâfirlerin haline! Artık vaadolunur oldukları günlerinden dolayı vay kâfir olan kimselere. 26 / 522
Tur Suresi

1.Ayet
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ وَالطُّورِ -1 (1-7) Tûr’a, yayılmış ince deri sayfalara düzenle yazılmış kitaba, “Beyt-i Ma’mur”a , yükseltilmiş tavana (göğe), kabaran denize andolsun ki, şüphesiz Rabbinin azabı mutlaka gerçekleşecektir. Kasem olsun o Tura Tûr´a, Andolsun Tûr´a (Mûsâ´nın vahiy aldığı Sinâ Dağı´na). (1-3) Kasem olsun Tûr´a. Ve yazılmış bir kitaba. Yayılmış bir ince deride. 27 / 522
Tur Suresi

2.Ayet
وَكِتَابٍ مَسْطُورٍ -2 (1-7) Tûr’a, yayılmış ince deri sayfalara düzenle yazılmış kitaba, “Beyt-i Ma’mur”a , yükseltilmiş tavana (göğe), kabaran denize andolsun ki, şüphesiz Rabbinin azabı mutlaka gerçekleşecektir. Yazılmış bir kitaba Yayınlanmış ince deri üzerine yazılı Kitâb´a, Satır satır yazılmış Kitaba; (1-3) Kasem olsun Tûr´a. Ve yazılmış bir kitaba. Yayılmış bir ince deride. 27 / 522
Tur Suresi

3.Ayet
فِي رَقٍّ مَنْشُورٍ -3 (1-7) Tûr’a, yayılmış ince deri sayfalara düzenle yazılmış kitaba, “Beyt-i Ma’mur”a , yükseltilmiş tavana (göğe), kabaran denize andolsun ki, şüphesiz Rabbinin azabı mutlaka gerçekleşecektir. Ve yayılmış bir verakta Yayınlanmış ince deri üzerine yazılı Kitâb´a, Yayılmış ince deri üzerine, (1-3) Kasem olsun Tûr´a. Ve yazılmış bir kitaba. Yayılmış bir ince deride. 27 / 522
Tur Suresi

4.Ayet
وَالْبَيْتِ الْمَعْمُورِ -4 (1-7) Tûr’a, yayılmış ince deri sayfalara düzenle yazılmış kitaba, “Beyt-i Ma’mur”a , yükseltilmiş tavana (göğe), kabaran denize andolsun ki, şüphesiz Rabbinin azabı mutlaka gerçekleşecektir. Ve beyti ma´mûra Bayındır eve (veya Beytü´l-Ma´mûr´a), Ma´mur (bakımlı, şen) Ev (Ka´be´y)e, (4-7) Ve Beyt-i Mâmur´a. Ve yükseltilmiş tavana. Ve dolmuş denize kasem olsun ki, şüphe yok, Rabbinin azabı elbette vaki olacaktır. 27 / 522
Tur Suresi

5.Ayet
وَالسَّقْفِ الْمَرْفُوعِ -5 (1-7) Tûr’a, yayılmış ince deri sayfalara düzenle yazılmış kitaba, “Beyt-i Ma’mur”a , yükseltilmiş tavana (göğe), kabaran denize andolsun ki, şüphesiz Rabbinin azabı mutlaka gerçekleşecektir. Ve sakfi merfûa Yükseltilmiş tavana, Yükseltilmiş tavana (göğe), (4-7) Ve Beyt-i Mâmur´a. Ve yükseltilmiş tavana. Ve dolmuş denize kasem olsun ki, şüphe yok, Rabbinin azabı elbette vaki olacaktır. 27 / 522
Tur Suresi

6.Ayet
وَالْبَحْرِ الْمَسْجُورِ -6 (1-7) Tûr’a, yayılmış ince deri sayfalara düzenle yazılmış kitaba, “Beyt-i Ma’mur”a , yükseltilmiş tavana (göğe), kabaran denize andolsun ki, şüphesiz Rabbinin azabı mutlaka gerçekleşecektir. bahri mescûre ki Dolup kabaran (veya kaynayıp kabaran) denize and olsun ki, Kaynatılmış denize (bunlara andolsun ki), (4-7) Ve Beyt-i Mâmur´a. Ve yükseltilmiş tavana. Ve dolmuş denize kasem olsun ki, şüphe yok, Rabbinin azabı elbette vaki olacaktır. 27 / 522
Tur Suresi

7.Ayet
إِنَّ عَذَابَ رَبِّكَ لَوَاقِعٌ -7 (1-7) Tûr’a, yayılmış ince deri sayfalara düzenle yazılmış kitaba, “Beyt-i Ma’mur”a , yükseltilmiş tavana (göğe), kabaran denize andolsun ki, şüphesiz Rabbinin azabı mutlaka gerçekleşecektir. Rabbının azâbı olacak muhakkak Elbette Rabbin azabı gerçekleşecektir. Rabbinin azâbı mutlaka vuku bulacaktır; (4-7) Ve Beyt-i Mâmur´a. Ve yükseltilmiş tavana. Ve dolmuş denize kasem olsun ki, şüphe yok, Rabbinin azabı elbette vaki olacaktır. 27 / 522
Tur Suresi

8.Ayet
مَا لَهُ مِنْ دَافِعٍ -8 Onu geri çevirecek hiçbir şey yoktur. Yoktur onu hiç bir def´edecek Onu savacak bir güç yoktur. Ona engel olacak bir şey yoktur. (8-9) Onun için bir defedici yoktur. O günde ki, gök bir çalkanışla çalkalanır. 27 / 522
Tur Suresi

9.Ayet
يَوْمَ تَمُورُ السَّمَاءُ مَوْرًا -9 O gün gök şiddetle sallanıp çalkalanır. O gün ki Sema bir çalkanış çalkanır (9-10-11-12) O gün, gök döndükçe dönecek. O gün (Hakk´ı) yalanlıyanların vay hâline ! Ki onlar, daldıkları şeyde (küfür ve sapıklık içinde) eğlenip dururlar. O gün gök, bir çalkalanış çalkanır, (8-9) Onun için bir defedici yoktur. O günde ki, gök bir çalkanışla çalkalanır. 27 / 522
Tur Suresi

10.Ayet
وَتَسِيرُ الْجِبَالُ سَيْرًا -10 Dağlar yürüdükçe yürür. Dağlar da bir yürüyüş yürür (9-10-11-12) O gün, gök döndükçe dönecek. O gün (Hakk´ı) yalanlıyanların vay hâline ! Ki onlar, daldıkları şeyde (küfür ve sapıklık içinde) eğlenip dururlar. Dağlar bir yürüyüş yürür ki!.. (10-11) Ve dağlar bir yürüyüş ile yürüyüverir. Artık o gün vay tekzîp edenler için. 27 / 522
Tur Suresi

11.Ayet
فَوَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ -11 (11-12) İşte o gün, içine daldıkları dünya zevki içinde eğlenip oyalanan yalanlayıcıların vay hâline! Vay artık o gün o yalan diyenlere (9-10-11-12) O gün, gök döndükçe dönecek. O gün (Hakk´ı) yalanlıyanların vay hâline ! Ki onlar, daldıkları şeyde (küfür ve sapıklık içinde) eğlenip dururlar. Yalanlayanların vay haline o gün! (10-11) Ve dağlar bir yürüyüş ile yürüyüverir. Artık o gün vay tekzîp edenler için. 27 / 522
Tur Suresi

12.Ayet
الَّذِينَ هُمْ فِي خَوْضٍ يَلْعَبُونَ -12 (11-12) İşte o gün, içine daldıkları dünya zevki içinde eğlenip oyalanan yalanlayıcıların vay hâline! Ki onlar daldıkları bir batakta oynayıp duruyorlar (9-10-11-12) O gün, gök döndükçe dönecek. O gün (Hakk´ı) yalanlıyanların vay hâline ! Ki onlar, daldıkları şeyde (küfür ve sapıklık içinde) eğlenip dururlar. O daldıkları bâtıl içinde oynayıp duranlar, O kimseler ki, onlar bir bataklıkta oynarlar. 27 / 522
Tur Suresi

13.Ayet
يَوْمَ يُدَعُّونَ إِلَىٰ نَارِ جَهَنَّمَ دَعًّا -13 (13-14) Cehennem ateşine itilip atılacakları gün onlara, “İşte bu yalanlamakta olduğunuz ateştir” denilir. O gün ki Cehenneme bir kakılış kakılacaklar (13-14) O gün, onlar Cehennem ateşine itildikçe itilecekler. «İşte bu, yalanladığınız ateştir!» (denilecek). O gün (şöyle denilerek) cehennem ateşine kakılırlar: Bir gün ki, cehennem ateşine şiddetli bir surette atılıp defedilirler. 27 / 522
Tur Suresi

14.Ayet
هَٰذِهِ النَّارُ الَّتِي كُنْتُمْ بِهَا تُكَذِّبُونَ -14 (13-14) Cehennem ateşine itilip atılacakları gün onlara, “İşte bu yalanlamakta olduğunuz ateştir” denilir. İşte diye: bu sizin o yalan deyip durduğunuz ateş (13-14) O gün, onlar Cehennem ateşine itildikçe itilecekler. «İşte bu, yalanladığınız ateştir!» (denilecek). "İşte yalanlayıp durduğunuz ateş budur!" Bu, o ateştir ki, siz bunu talep eder olmuştunuz. (denilir). 27 / 522
KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014