SURE AYET NO |
ARAPÇA |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI HAMDI |
CELAL YILDIRIM |
SULEYMAN ATES |
O NASUHI BILMEN |
CÜZ SAYFA |
Sad Suresi
62.Ayet |
وَقَالُوا مَا لَنَا لَا نَرَىٰ رِجَالًا كُنَّا نَعُدُّهُمْ مِنَ الْأَشْرَارِ -62 |
Yine şöyle derler: “Dünyada kendilerini kötü saydığımız adamları acaba neden göremiyoruz?” |
Bir de derler ki: neye görmüyoruz biz o eşrardan saydığımız bir takım adamları |
Ve derler ki: (Dünya´da) kendilerini kötülerden saydığımız (o inanan) adamları neden göremiyoruz ? |
"Bize ne oldu ki, (dünyâda) kötülerden saydığımız adamları (burada) görmüyoruz?" dediler. |
Ve (azgınlar) derler ki: «Bize ne oluyor ki, birtakım erkekleri görüyoruz ki, biz onları en şerli kimselerden sayar idik?» |
23 / 456 |
Sad Suresi
63.Ayet |
أَتَّخَذْنَاهُمْ سِخْرِيًّا أَمْ زَاغَتْ عَنْهُمُ الْأَبْصَارُ -63 |
“(Cehennemlik değillerdi de) biz onları alaya mı almış olduk, yoksa (buradalar da) gözlerimizden mi kaçtılar?” |
Onları eğlence yerine tuttuktu ha! yoksa onlardan kaydı mı bu gözler? |
Onları alay ve eğlence edinirdik ; yoksa gözler onlardan (başka tarafa) kaydı da (onun için mi göremiyoruz) ? |
"Hani onlarla alay ederdik. Yoksa gözler(imiz) mi onlardan kaydı, (onları gözden mi kaçırdık)?" |
«Biz onları maskaraya alırdık. Yoksa onlardan gözler kaydı mı?» |
23 / 456 |
Sad Suresi
64.Ayet |
إِنَّ ذَٰلِكَ لَحَقٌّ تَخَاصُمُ أَهْلِ النَّارِ -64 |
Şüphesiz bu, cehennemliklerin birbirleriyle çekişmesi kesin bir gerçektir. |
Şübhesiz ki bu haktır muhakkak olacaktır ehli nârın birbirine husûmeti |
Bu elbette gerçektir: Cehennem ehli birbirleriyle tartışıp duracak. |
Bu, mutlaka gerçektir, ateş halkının tartışmasıdır (bunun olacağından aslâ şüphe yoktur). |
Şüphe yok ki, bu, (haber verilen şey) elbette sabittir. O ateş ehlinin birbiriyle husumeti (muhakkaktır). |
23 / 456 |
Sad Suresi
65.Ayet |
قُلْ إِنَّمَا أَنَا مُنْذِرٌ ۖ وَمَا مِنْ إِلَٰهٍ إِلَّا اللَّهُ الْوَاحِدُ الْقَهَّارُ -65 |
(Ey Muhammed!) De ki: “Ben ancak bir uyarıcıyım. Her şey üzerinde mutlak otorite sahibi olan bir Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur.” |
De ki ben ancak korkuyu haber veren bir Peygamberim, başka bir tanrı da yok ancak Allah: o vahidi kahhar |
De ki: Ben ancak uyarıcı bir peygamberim. O, Bir olan, her şeyi kahr u saltanatı altında tutan Allah´tan başka hiçbir Tanrı yoktur. |
De ki: "Ben ancak bir uyarıcıyım. Tek ve (her şeyi) kahreden Allah´tan başka tanrı yoktur." |
(65-66) De ki: «Ben şüphe yok, ancak bir korkutucuyum ve vâhid, kahhâr olan Allah´tan başka ilâh yoktur. Göklerin ve yerin ve bunların aralarında bulunanların Rabbi (O´dur). O her şeye galip, çok yarlığayıcı olandır.» |
23 / 456 |
Sad Suresi
66.Ayet |
رَبُّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا الْعَزِيزُ الْغَفَّارُ -66 |
“O, göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbidir. Mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.” |
O Göklerin, Yerin ve aralarındakilerin rabbı azîz, gaffar var |
O, göklerin, yerin ve ikisi arasında olanların Rabbıdır. Çok üstün, çok güçlü, çok bağışlayandır. |
"O, göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbidir, dâimâ üstündür, çok bağışlayandır." |
(65-66) De ki: «Ben şüphe yok, ancak bir korkutucuyum ve vâhid, kahhâr olan Allah´tan başka ilâh yoktur. Göklerin ve yerin ve bunların aralarında bulunanların Rabbi (O´dur). O her şeye galip, çok yarlığayıcı olandır.» |
23 / 456 |
Sad Suresi
67.Ayet |
قُلْ هُوَ نَبَأٌ عَظِيمٌ -67 |
De ki: “Bu Kur’an, büyük bir haberdir.” |
De ki bu bir azîm haberdir |
De ki: Bu (Kur´ân) büyük bir haberdir! |
De ki: "O, büyük bir haberdir." |
(67-68) De ki: «Bu (Kur´an) pek büyük bir haberdir. Siz ondan yüz çeviriyorsunuz.» |
23 / 456 |
Sad Suresi
68.Ayet |
أَنْتُمْ عَنْهُ مُعْرِضُونَ -68 |
“Siz ise ondan yüz çeviriyorsunuz.” |
Siz ondan yüz çeviriyorsunuz |
Siz ise Ondan hep yüzçeviriyorsunuz. |
"(Ama gafletinizden dolayı) Siz ondan yüz çeviriyorsunuz." |
(67-68) De ki: «Bu (Kur´an) pek büyük bir haberdir. Siz ondan yüz çeviriyorsunuz.» |
23 / 456 |
Sad Suresi
69.Ayet |
مَا كَانَ لِيَ مِنْ عِلْمٍ بِالْمَلَإِ الْأَعْلَىٰ إِذْ يَخْتَصِمُونَ -69 |
“Aralarında tartıştıkları sırada, yüce topluluğa (ileri gelen melekler topluluğuna) dair benim hiçbir bilgim yoktu.” |
Benim mele-i a´lâya ne ılmim olurdu onlar münakaşa ederlerken? |
Onlar çekişip dururken Mele-i A´lâ (=Yüce Âlem)´da olup bitenler hakkında bir bilgim yoktur. |
"Yüce topluluk tartışırlarken (aralarında) neler geçtiği hakkında bir bilgim yoktu." |
«Benim için Mele-i Âlâ´ya mübahasede bulunur oldukları zamana (ait) bir bilgi yoktu.» |
23 / 456 |
Sad Suresi
70.Ayet |
إِنْ يُوحَىٰ إِلَيَّ إِلَّا أَنَّمَا أَنَا نَذِيرٌ مُبِينٌ -70 |
“Bana ancak, benim sadece bir uyarıcı olduğum vahyediliyor.” |
Fakat ben açık inzar edecek bir Peygamber olduğum içindir ki o ılm bana vahy olunuyor |
Bana ancak ve sadece vahyolunmaktadır. Ben ancak açık bir uyarıcıyım. |
"Ben ancak apaçık bir uyarıcı olduğum için (bu bilgi) bana vahyediliyor." |
(70-71) «Bana vahyolunmuyor, ancak ben şüphe yok bir apaçık korkutucu olduğum için (vahyolunuyor).» Ve yâd et o zamanı ki, Rabbin meleklere demişti ki: «Şüphe yok, Ben çamurdan bir beşer yaratıcıyım.» |
23 / 456 |
Sad Suresi
71.Ayet |
إِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلَائِكَةِ إِنِّي خَالِقٌ بَشَرًا مِنْ طِينٍ -71 |
Hani, Rabbin meleklere şöyle demişti: “Muhakkak ben çamurdan bir insan yaratacağım.” |
Rabbın Melâikeye dediği vakıt: haberiniz olsun ben bir çamurdan bir beşer yaratmaktayım |
Bir vakit Rabbin meleklere : Ben mutlaka çamurdan bir insan yaratacağım, demişti. |
Rabbin meleklere demişti ki: "Ben çamurdan bir insan yaratacağım." |
(70-71) «Bana vahyolunmuyor, ancak ben şüphe yok bir apaçık korkutucu olduğum için (vahyolunuyor).» Ve yâd et o zamanı ki, Rabbin meleklere demişti ki: «Şüphe yok, Ben çamurdan bir beşer yaratıcıyım.» |
23 / 456 |
Sad Suresi
72.Ayet |
فَإِذَا سَوَّيْتُهُ وَنَفَخْتُ فِيهِ مِنْ رُوحِي فَقَعُوا لَهُ سَاجِدِينَ -72 |
“Onu şekillendirip içine ruhumdan üflediğim zaman onun için saygı ile eğilin.” |
Onu tesviye ettim de ruhumdan ona nefheyledim mi derhal ona secdeye kapanın |
Onu biçimine koyup ruhumdan ona üflediğimde, kendisine secde edin ! (diye buyurmuştum). |
"Onu biçimlendirip ona ruhumdan üflediğim zaman derhal ona secdeye kapanın!" |
«İmdi O´nun yaradılışını tamamladığım ve içerisine ruhumdan üfürdüğüm zaman hemen onun için secde ediciler olarak yere kapanın.» |
23 / 456 |
Sad Suresi
73.Ayet |
فَسَجَدَ الْمَلَائِكَةُ كُلُّهُمْ أَجْمَعُونَ -73 |
Derken bütün melekler topluca saygı ile eğildiler. |
Onun üzerine Melâikenin hepsi toptan secde ettiler |
(73-74) Bunun üzerine meleklerin hepsi birden secde ettiler, ancak İblîs secde etmedi, büyüklük tasladı ve kâfirlerden oldu. |
Meleklerin hepsi tüm olarak secde ettiler. |
(73-74) Bunun üzerine melekler hepsi de cümleten secde ediverdiler. İblis müstesna. O böbürlenmek istedi ve kâfirlerden oldu. |
23 / 456 |
Sad Suresi
74.Ayet |
إِلَّا إِبْلِيسَ اسْتَكْبَرَ وَكَانَ مِنَ الْكَافِرِينَ -74 |
Ancak İblis eğilmedi. O büyüklük tasladı ve kâfirlerden oldu. |
Yalnız İblîs kibirlenmek istedi ve kâfirlerden oldu |
(73-74) Bunun üzerine meleklerin hepsi birden secde ettiler, ancak İblîs secde etmedi, büyüklük tasladı ve kâfirlerden oldu. |
Yalnız İblis etmedi, büyüklük tasladı ve kâfirlerden oldu. |
(73-74) Bunun üzerine melekler hepsi de cümleten secde ediverdiler. İblis müstesna. O böbürlenmek istedi ve kâfirlerden oldu. |
23 / 456 |
Sad Suresi
75.Ayet |
قَالَ يَا إِبْلِيسُ مَا مَنَعَكَ أَنْ تَسْجُدَ لِمَا خَلَقْتُ بِيَدَيَّ ۖ أَسْتَكْبَرْتَ أَمْ كُنْتَ مِنَ الْعَالِينَ -75 |
Allah, “Ey İblis! Ellerimle yarattığıma saygı ile eğilmekten seni ne alıkoydu? Büyüklük mü tasladın, yoksa üstünlerden mi oldun?” dedi. |
Ey İblîs! buyurdu: o benim iki elimle yarattığıma secde etmene ne mani´ oldu sana? Kibirlenmek mi istedin? Yoksa âlîlerden mi bulunuyorsun? |
Allah, «Ey İblîs ! Kudret elimle yarattığım şeye secde etmekten seni alıkoyan nedir ? Büyüklük mü tasladın, yoksa kendini çok yükseklerde mi görüyorsun ?» dedi. |
(Rabbin ona) Dedi ki: "Ey İblis, iki elimle yarattığıma secde etmekten seni alıkoyan nedir? Büyüklük mü tasladın, yoksa yücelerden mi oldun?" |
(75-76) (Cenâb-ı Hak) Buyurdu ki: «Ey İblis! İki elimle yarattığıma secde etmekten seni ne şey alıkoydu? Kibirlenmek mi istedin, yoksa sen yükseklerden mi oldun?» (İblis) Dedi ki: «Ben ondan hayırlıyım. Beni ateşten yarattın. Onu ise çamurdan yarattın.» |
23 / 456 |
Sad Suresi
76.Ayet |
قَالَ أَنَا خَيْرٌ مِنْهُ ۖ خَلَقْتَنِي مِنْ نَارٍ وَخَلَقْتَهُ مِنْ طِينٍ -76 |
İblis, “Ben ondan daha hayırlıyım. Beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın” dedi. |
Dedi ki ben ondan hayırlıyım beni bir ateşten yarattın, onu ise bir çamurdan yarattın |
İblîs: Ben ondan hayırlıyım, beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın, dedi. |
Dedi: "Ben ondan iyiyim. Beni ateşten, onu çamurdan yarattın." |
(75-76) (Cenâb-ı Hak) Buyurdu ki: «Ey İblis! İki elimle yarattığıma secde etmekten seni ne şey alıkoydu? Kibirlenmek mi istedin, yoksa sen yükseklerden mi oldun?» (İblis) Dedi ki: «Ben ondan hayırlıyım. Beni ateşten yarattın. Onu ise çamurdan yarattın.» |
23 / 456 |
Sad Suresi
77.Ayet |
قَالَ فَاخْرُجْ مِنْهَا فَإِنَّكَ رَجِيمٌ -77 |
Allah, şöyle dedi: “Öyle ise çık oradan (cennetten), çünkü sen kovuldun.” |
Buyurdu ki: hemen çık oradan çünkü artık sen matrud (racîm) sin |
Allah: Çık oradan, çünkü şüphesiz sen kovulmuşun birisin. |
Buyurdu ki: "Haydi çık oradan, sen kovuldun!" |
(77-78) (Allah Teâlâ da) Buyurdu ki: «Hemen oradan çıkıver. Çünkü sen şüphe yok ki, koğulmuşsundur. Ve muhakkak ki, lânetim Kıyâmet gününe kadar senin üzerinedir.» |
23 / 456 |
Sad Suresi
78.Ayet |
وَإِنَّ عَلَيْكَ لَعْنَتِي إِلَىٰ يَوْمِ الدِّينِ -78 |
“Şüphesiz benim lânetim hesap ve ceza gününe kadar senin üzerinedir.” |
Ve her halde üzerindedir lâ´netim ceza gününe kadar |
Ve artık ceza gününe kadar lanetim üzerindedir senin, dedi. |
"Tâ cezâ gününe kadar lânetim üzerinedir!" |
(77-78) (Allah Teâlâ da) Buyurdu ki: «Hemen oradan çıkıver. Çünkü sen şüphe yok ki, koğulmuşsundur. Ve muhakkak ki, lânetim Kıyâmet gününe kadar senin üzerinedir.» |
23 / 456 |
Sad Suresi
79.Ayet |
قَالَ رَبِّ فَأَنْظِرْنِي إِلَىٰ يَوْمِ يُبْعَثُونَ -79 |
İblis, “Ey Rabbim! Öyle ise bana insanların diriltilecekleri güne kadar mühlet ver” dedi. |
Dedi: ya rab! o halde ba´solunacakları güne kadar beni geri bırak |
İblîs : Rabbim ! Tekrar dirilip kalkacakları güne kadar bana mühlet ver, dedi. |
"Rabbim, dedi, öyleyse yeniden dirilecekleri güne kadar bana süre ver." |
(İblis de) Dedi ki: «Yarabbi! Öyle ise bana ba´s olunacakları güne kadar mühlet ver.» |
23 / 456 |
Sad Suresi
80.Ayet |
قَالَ فَإِنَّكَ مِنَ الْمُنْظَرِينَ -80 |
(80-81) Allah, şöyle dedi: “Sen o bilinen vakte (kıyamet gününe) kadar mühlet verilenlerdensin.” |
Haydi buyurdu: geri bırakılanlardansın |
(80-81) Allah : Gerçekten bilinen vakte (Kıyamete) kadar sen mühlet verilenlerdensin, dedi. |
Buyurdu: "Haydi sen süre verilenlerdensin." |
(Cenâb-ı Hak da) Buyurdu ki: «Haydi, sen muhakkak ki, mühlet verilenlerdensin.» |
23 / 456 |
Sad Suresi
81.Ayet |
إِلَىٰ يَوْمِ الْوَقْتِ الْمَعْلُومِ -81 |
(80-81) Allah, şöyle dedi: “Sen o bilinen vakte (kıyamet gününe) kadar mühlet verilenlerdensin.” |
Malûm vakıt gününe kadar |
(80-81) Allah : Gerçekten bilinen vakte (Kıyamete) kadar sen mühlet verilenlerdensin, dedi. |
"O belli vaktin gününe kadar." |
(81-83) «O malum vakit gününe kadar.» (İblis de) Dedi ki: «Senin izzetine yemin ederim ki, elbette onların hepsini azdıracağım. Ancak onlardan ihlasa erdirilmiş olan kulların müstesna». |
23 / 456 |
Sad Suresi
82.Ayet |
قَالَ فَبِعِزَّتِكَ لَأُغْوِيَنَّهُمْ أَجْمَعِينَ -82 |
(82-83) İblis, “Senin şerefine andolsun ki, içlerinden ihlâslı kulların hariç, elbette onların hepsini azdıracağım” dedi. |
Öyle ise dedi: ızzetine kasem ederim ki ben onların hepsini mutlak iğva eder sapıtırım |
(82-83) İblîs : Senin izzetin hakkı için onların hepsini saptıracağım; ancak iyi niyetli, samimî, gösterişten uzak (mü´min) kulların müstesna, dedi. |
(İblis) Dedi: "Senin izzet ve şerefine and olsun ki, onların tümünü azdıracağım." |
(81-83) «O malum vakit gününe kadar.» (İblis de) Dedi ki: «Senin izzetine yemin ederim ki, elbette onların hepsini azdıracağım. Ancak onlardan ihlasa erdirilmiş olan kulların müstesna». |
23 / 456 |
Sad Suresi
83.Ayet |
إِلَّا عِبَادَكَ مِنْهُمُ الْمُخْلَصِينَ -83 |
(82-83) İblis, “Senin şerefine andolsun ki, içlerinden ihlâslı kulların hariç, elbette onların hepsini azdıracağım” dedi. |
Ancak içlerinden ıhlâs ile seçilmiş has kulların müstesnâ |
(82-83) İblîs : Senin izzetin hakkı için onların hepsini saptıracağım; ancak iyi niyetli, samimî, gösterişten uzak (mü´min) kulların müstesna, dedi. |
"Yalnız onlardan ihlâslı kulların(a dokunmayacağım)." |
(81-83) «O malum vakit gününe kadar.» (İblis de) Dedi ki: «Senin izzetine yemin ederim ki, elbette onların hepsini azdıracağım. Ancak onlardan ihlasa erdirilmiş olan kulların müstesna». |
23 / 456 |