SURE AYET NO |
ARAPÇA |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI HAMDI |
CELAL YILDIRIM |
SULEYMAN ATES |
O NASUHI BILMEN |
CÜZ SAYFA |
Tevbe Suresi
51.Ayet |
قُلْ لَنْ يُصِيبَنَا إِلَّا مَا كَتَبَ اللَّهُ لَنَا هُوَ مَوْلَانَا ۚ وَعَلَى اللَّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ -51 |
De ki: “Bizim başımıza ancak, Allah’ın bizim için yazdığı şeyler gelir. O, bizim yardımcımızdır. Öyleyse mü’minler, yalnız Allah’a güvensinler.” |
De ki: hiç bir zaman bize Allah´ın bizim için yazdığından başka bir şey isâbet etmez o bizim mevlâmızdır ve mü´minler onun için yalnız Allaha mütevekkil olsunlar |
De ki: Bize ancak Allah´ın (takdir edip) yazdığı dokunur; O bizim Mevlâmızdır. Mü´minler ancak Allah´a güvenip dayansınlar. |
De ki: "Allâh, bizim için ne yazmış (ne takdir etmiş) ise ancak o, bize ulaşır, bizim sâhibimiz O´dur. İnananlar Allah´a dayansınlar." |
De ki: «Bize Allah Teâlâ´nın yazmış olduğu şeyden başkası isabet etmez. o bizim Mevlâmızdır ve mü´min olanlar artık Allah Teâlâ´ya tevekkül etsinler.» |
10 / 194 |
Tevbe Suresi
52.Ayet |
قُلْ هَلْ تَرَبَّصُونَ بِنَا إِلَّا إِحْدَى الْحُسْنَيَيْنِ ۖ وَنَحْنُ نَتَرَبَّصُ بِكُمْ أَنْ يُصِيبَكُمُ اللَّهُ بِعَذَابٍ مِنْ عِنْدِهِ أَوْ بِأَيْدِينَا ۖ فَتَرَبَّصُوا إِنَّا مَعَكُمْ مُتَرَبِّصُونَ -52 |
De ki: “Bizim için siz, (şehitlik veya zafer olmak üzere) ancak iki güzellikten birini bekleyebilirsiniz. Biz de, Allah’ın kendi katından veya bizim ellerimizle size ulaştıracağı bir azabı bekliyoruz. Haydi bekleyedurun. Şüphesiz biz de sizinle birlikte beklemekteyiz.” |
De ki: siz, bize ancak iki güzelliğin birini gözetebilirsiniz, biz ise size Allahın kendi tarafından veya bizim ellerimizle bir azâb indirmesini gözetiyoruz, onun için gözetin çünkü biz beraberinizde gözetiyoruz |
De ki: Bizim hakkımızda bekleyedurduğunuz, gözetleyip beklediğiniz, iki iyilikten başkası mıdır ? (Yo gazi, ya da şehîd olmak). Biz de Allah´ın kendi tarafından veya bizim elimizle size bir azâb dokunduracağını bekliyoruz. Siz de bekleyin ; doğrusu biz de sizinle beraber beklemekteyiz. |
De ki: "Bize yalnız iki iyilikten (ya gâzilik veya şehidlikten) birini gözetmiyor musunuz? Ama biz, Allâh´ın size ya kendi tarafından veya bizim ellerimizle bir azâb ulaştırmasını gözetiyoruz. Haydi gözetin, biz de sizinle beraber gözetenleriz." |
De ki: «Siz bizim hakkımızda iki güzellikten birinden başkasını mı beklersiniz? Ve bizler ise size Cenâb-ı Hakk´ın katından veya bizim ellerimizle bir azabın isabetini bekliyoruz. Artık bekleyiniz. Biz de sizinle beraber bekleyicileriz.» |
10 / 194 |
Tevbe Suresi
53.Ayet |
قُلْ أَنْفِقُوا طَوْعًا أَوْ كَرْهًا لَنْ يُتَقَبَّلَ مِنْكُمْ ۖ إِنَّكُمْ كُنْتُمْ قَوْمًا فَاسِقِينَ -53 |
Yine de ki: “İster gönüllü, ister gönülsüz olarak harcayın, sizden asla kabul olunmayacaktır. Çünkü siz fasık bir topluluksunuz.” |
De ki: gerek tav´an infak edin gerek kerhen sizden hiç bir zaman nefakalarınız kabul edilmiyecek, çünkü siz fasık bir kavm oldunuz |
De ki: Gerek isteyerek, gerek istemiyerek harcayın, elbetteki sizden kabul edilmiyecektir. Çünkü siz (ilâhî emri dinlemeyen) hak yolundan çıkmış bir topluluksunuz. |
De ki: "İster gönüllü, ister gönülsüz sadaka verin: sizden kabul edilmeyecektir. Çünkü siz yoldan çıkan bir kavimsiniz!" |
De ki: «İster gönül rızasıyla ve ister kerhen infakta bulunun, elbette sizden kabul edilmeyecektir. Çünkü siz şüphe yok fâsıklar olan bir kavim olmuş oldunuz.» |
10 / 194 |
Tevbe Suresi
54.Ayet |
وَمَا مَنَعَهُمْ أَنْ تُقْبَلَ مِنْهُمْ نَفَقَاتُهُمْ إِلَّا أَنَّهُمْ كَفَرُوا بِاللَّهِ وَبِرَسُولِهِ وَلَا يَأْتُونَ الصَّلَاةَ إِلَّا وَهُمْ كُسَالَىٰ وَلَا يُنْفِقُونَ إِلَّا وَهُمْ كَارِهُونَ -54 |
Harcamalarının kabul edilmesine, yalnızca, Allah’ı ve Resûlünü inkâr etmeleri, namaza ancak üşene üşene gelmeleri ve ancak gönülsüzce harcamaları engel olmuştur. |
Kendilerinden nefakalarının kabul olunmasına mani´ olan da sırf şudur: çünkü bunlar Allaha ve Resulüne küfrettiler ve namaza ancak üşene üşene geliyorlar, verdiklerini de ancak istemiyerek veriyorlar |
Harcadıklarının kendilerinden kabul edilmesini ancak, Allah´ı ve Peygamberini inkâr etmeleri, üşenerek namaza gelmeleri ve bir de istemeyerek (mallarını hayır işlerinde) sarfetmeleri engellemiştir. |
Sadakalarının kabul edilmesine engel olan sadece şudur: Onlar Allah´a ve elçisine karşı nankörlük ettiler; namaza da üşene üşene gelirler ve istemeye istemeye sadaka verirler. |
Onlardan infak ettikleri şeylerin kabul edilmesine mani olan şey de, onların Allah Teâlâ´yı ve peygamberini inkâr etmiş olmalarıdır ve onlar namaza ancak üşenici oldukları halde gelirler ve onlar ancak kerih görür oldukları halde infakta bulunurlar. |
10 / 194 |