KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
AYET MEALLERİ   SURE MEAL   SAYFA MEAL   CÜZ MEAL   SECDE AYETLERİ
KUR'AN-I KERİMİN 554. SAYFASΙNA GÖRE AYET VE MEALLERİ Nİ SΙRALAMA >
MEAL SAYFALARI
1 2 3
4 5 6
7 8 9
10 11 12
13 14 15
16 17 18
19 20 21
22 23 24
25 26 27
28 29 30
31 32 33
34 35 36
37 38 39
40 41 42
43 44 45
46 47 48
49 50 51
52 53 54
55 56 57
58 59 60
61 62 63
64 65 66
67 68 69
70 71 72
73 74 75
76 77 78
79 80 81
82 83 84
85 86 87
88 89 90
91 92 93
94 95 96
97 98 99
100 101 102
103 104 105
106 107 108
109 110 111
112 113 114
115 116 117
118 119 120
121 122 123
124 125 126
127 128 129
130 131 132
133 134 135
136 137 138
139 140 141
142 143 144
145 146 147
148 149 150
151 152 153
154 155 156
157 158 159
160 161 162
163 164 165
166 167 168
169 170 171
172 173 174
175 176 177
178 179 180
181 182 183
184 185 186
187 188 189
190 191 192
193 194 195
196 197 198
199 200 201
202 203 204
205 206 207
208 209 210
211 212 213
214 215 216
217 218 219
220 221 222
223 224 225
226 227 228
229 230 231
232 233 234
235 236 237
238 239 240
241 242 243
244 245 246
247 248 249
250 251 252
253 254 255
256 257 258
259 260 261
262 263 264
265 266 267
268 269 270
271 272 273
274 275 276
277 278 279
280 281 282
283 284 285
286 287 288
289 290 291
292 293 294
295 296 297
298 299 300
301 302 303
304 305 306
307 308 309
310 311 312
313 314 315
316 317 318
319 320 321
322 323 324
325 326 327
328 329 330
331 332 333
334 335 336
337 338 339
340 341 342
343 344 345
346 347 348
349 350 351
352 353 354
355 356 357
358 359 360
361 362 363
364 365 366
367 368 369
370 371 372
373 374 375
376 377 378
379 380 381
382 383 384
385 386 387
388 389 390
391 392 393
394 395 396
397 398 399
400 401 402
403 404 405
406 407 408
409 410 411
412 413 414
415 416 417
418 419 420
421 422 423
424 425 426
427 428 429
430 431 432
433 434 435
436 437 438
439 440 441
442 443 444
445 446 447
448 449 450
451 452 453
454 455 456
457 458 459
460 461 462
463 464 465
466 467 468
469 470 471
472 473 474
475 476 477
478 479 480
481 482 483
484 485 486
487 488 489
490 491 492
493 494 495
496 497 498
499 500 501
502 503 504
505 506 507
508 509 510
511 512 513
514 515 516
517 518 519
520 521 522
523 524 525
526 527 528
529 530 531
532 533 534
535 536 537
538 539 540
541 542 543
544 545 546
547 548 549
550 551 552
553 554 555
556 557 558
559 560 561
562 563 564
565 566 567
568 569 570
571 572 573
574 575 576
577 578 579
580 581 582
583 584 585
586 587 588
589 590 591
592 593 594
595 596 597
598 599 600
601 602 603
604
SURE
AYET NO
ARAPÇA DİYANET VAKFI ELMALILI HAMDI CELAL YILDIRIM  SULEYMAN ATES O NASUHI BILMEN CÜZ
SAYFA
Münafikun Suresi

5.Ayet
وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ تَعَالَوْا يَسْتَغْفِرْ لَكُمْ رَسُولُ اللَّهِ لَوَّوْا رُءُوسَهُمْ وَرَأَيْتَهُمْ يَصُدُّونَ وَهُمْ مُسْتَكْبِرُونَ -5 O münafıklara, “Gelin, Allah’ın Resûlü sizin için bağışlama dilesin” denildiği zaman başlarını çevirirler ve sen onların büyüklük taslayarak uzaklaştıklarını görürsün. Onlara gelin Resulullah sizin için istiğfar ediversin denildiği zaman da başlarını bükerler ve görürsün ki kibir taslıyarak yan çizer giderler. Onlara, gelin de Allah´ın Peygamberi sizin için bağışlanma dilesin, denilince, başlarını çevirirler, büyüklük taslayarak yüzlerini döndürdüklerini görürsün. Onlara: "Gelin, Allâh´ın Elçisi sizin için mağfiret dilesin" dendiği zaman başlarını çevirirler ve onların, büyüklük taslayarak yüz çevirdiklerini görürsün. Ve onlara: «Geliniz, sizin için Allah´ın peygamberi istiğfarda bulunsun,» denildiği zaman başlarını çevirmiş olurlar ve onları görürsün ki, onlar böbürlenir kimseler olarak irâz ederler. 28 / 554
Münafikun Suresi

6.Ayet
سَوَاءٌ عَلَيْهِمْ أَسْتَغْفَرْتَ لَهُمْ أَمْ لَمْ تَسْتَغْفِرْ لَهُمْ لَنْ يَغْفِرَ اللَّهُ لَهُمْ ۚ إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْفَاسِقِينَ -6 Onlara bağışlama dilesen de, dilemesen de onlar için birdir. Allah, onları asla bağışlamayacaktır. Çünkü Allah, fasıklar topluluğunu doğru yola iletmez. Onlar için istiğfar etsen de etmesen de aleyhlerinde müsavidir, Allah onlara aslâ mağfiret etmez ve Allah fâsıklar gürühunu doğru yola çıkarmaz Onlar için bağışlanma dilesen de, bağışlanma dilemesen de kendilerine göre birdir, farketmez. Allah elbette onları bağışlamıyacaktır. Şüphesiz ki Allah, ilâhî sınırı aşan sapıkları doğru yola eriştirmez. Onlar için mağfiret dilesen de, mağfiret dilemesen de onlar için birdir. Allâh onları bağışlamayacaktır. Çünkü Allâh, yoldan çıkan topluluğu yola iletmez. Onlar için istiğfarda bulunsan da veya onlar için istiğfarda bulunmasan da onlara karşı müsavîdir. Elbette Allah, onlar için mağfiret buyurmayacaktır. Şüphe yok ki Allah fâsıklar olan kavmi hidâyete erdirmez. 28 / 554
Münafikun Suresi

7.Ayet
هُمُ الَّذِينَ يَقُولُونَ لَا تُنْفِقُوا عَلَىٰ مَنْ عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ حَتَّىٰ يَنْفَضُّوا ۗ وَلِلَّهِ خَزَائِنُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَلَٰكِنَّ الْمُنَافِقِينَ لَا يَفْقَهُونَ -7 Onlar, “Allah Resûlü’nün yanında bulunanlara (muhacirlere) bir şey vermeyin ki dağılıp gitsinler” diyenlerdir. Hâlbuki göklerin ve yerin hazineleri Allah’ındır. Fakat münafıklar (bunu) anlamazlar. Onlardır ki «Resulullâhın yanındakilere nafaka vermeyin tâki dağılsınlar» diyorlar. Halbuki Göklerin ve Yerin hazineleri Allahındır ve lâkin Münafıklar anlamazlar Bunlar o kimselerdir ki, «Allah´ın Peygamberi´nin yanında bulunanlara (yardım olarak) harcama yapmayın ki dağılıp gitsinler» derler. Göklerin ve yerin hazîneleri Allah´ındır. Fakat ikiyüzlü dönekler (bu gerçeği) anlamazlar. Onlar öyle kimselerdir ki: "Allâh´ın Elçisinin yanında bulunanları beslemeyin ki dağılıp gitsinler" diyorlar. Oysa göklerin ve yerin hazineleri Allâh´ındır, fakat münâfıklar anlamazlar. Onlar o kimselerdir ki, «Allah´ın Peygamberinin yanında bulunanlara nafaka vermeyin, tâ ki dağılsınlar,» derler. Halbuki göklerin ve yerin hazineleri Allah´ındır. Fakat o münafıklar anlamazlar. 28 / 554
Münafikun Suresi

8.Ayet
يَقُولُونَ لَئِنْ رَجَعْنَا إِلَى الْمَدِينَةِ لَيُخْرِجَنَّ الْأَعَزُّ مِنْهَا الْأَذَلَّ ۚ وَلِلَّهِ الْعِزَّةُ وَلِرَسُولِهِ وَلِلْمُؤْمِنِينَ وَلَٰكِنَّ الْمُنَافِقِينَ لَا يَعْلَمُونَ -8 Onlar, “Andolsun, eğer Medine’ye dönersek, üstün olan, zayıf olanı oradan mutlaka çıkaracaktır” diyorlardı. Hâlbuki asıl üstünlük, ancak Allah’ın, Peygamberinin ve mü’minlerindir. Fakat münafıklar (bunu) bilmezler. Diyorlar ki: eğer Medîneye dönersek herhalde eazz olan oradan ezell olanı çıkaracaktır, halbuki izzet, Allahın ve Resulünün ve mü´minlerindir ve lâkin Münafıklar bilmezler. Derler ki: «Eğer Medine´ye dönersek and olsun ki, üstün ve şerefli olanlar, aşağılık alçakları oradan çıkaracaktır.» (Oysa) üstünlük ve şeref Allah´a, Peygamberine ve mü´minlere aittir. Ne var ki münafıklar (bunu) bilmezler. Diyorlar ki: "Andolsun, eğer Medine´ye dönersek üstün olan, alçak olanı oradan mutlaka çıkaracaktır." Üstünlük, ancak Allâh´a, Elçisine ve mü´minlere mahsustur. Fakat münâfıklar bilmezler. Derler ki: «Eğer Medine´ye döner gider isek elbette azîz olanlar, zelil olanları oradan çıkaracaklardır.» Halbuki izzet Allah´a mahsustur ve Peygamberi ile mü´minlere mahsustur. Fakat o münafıklar bilmezler. 28 / 554
Münafikun Suresi

9.Ayet
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تُلْهِكُمْ أَمْوَالُكُمْ وَلَا أَوْلَادُكُمْ عَنْ ذِكْرِ اللَّهِ ۚ وَمَنْ يَفْعَلْ ذَٰلِكَ فَأُولَٰئِكَ هُمُ الْخَاسِرُونَ -9 Ey iman edenler! Mallarınız ve evlatlarınız sizi, Allah’ı zikretmekten alıkoymasın. Her kim bunu yaparsa, işte onlar ziyana uğrayanların ta kendileridir. Ey o bütün iyman edenler! Sizleri ne mallarınız, ne evlâdlarınız Allahın zikrinden alıkoymasın ve her kim öyle yaparsa işte onlar husrana düşenlerdir Ey imân edenler! Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah´ı anmaktan meşgul edip alıkoymasın. Kim böyle yaparsa, işte onlar zarara uğrayanlardır. Ey inananlar, mallarınız ve çocuklarınız sizi Allâh´ı anmaktan alıkoymasın. Kim bunu yaparsa işte onlar ziyana uğrayanlardır. Ve imân etmiş olanlar! Sizi mallarınız ve evlâdınız Allah´ın zikrinden işgal ederek alıkoymasın! Ve her kim öyle yaparsa, işte hüsrâna uğramış olanlar onlardır. 28 / 554
Münafikun Suresi

10.Ayet
وَأَنْفِقُوا مِنْ مَا رَزَقْنَاكُمْ مِنْ قَبْلِ أَنْ يَأْتِيَ أَحَدَكُمُ الْمَوْتُ فَيَقُولَ رَبِّ لَوْلَا أَخَّرْتَنِي إِلَىٰ أَجَلٍ قَرِيبٍ فَأَصَّدَّقَ وَأَكُنْ مِنَ الصَّالِحِينَ -10 Herhangi birinize ölüm gelip de, “Ey Rabbim! Beni yakın bir zamana kadar geciktirsen de sadaka verip iyilerden olsam!” demeden önce, size rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda harcayın. Ve sizlere merzuk kıldığımız şeylerden infak yapın, her birinize ölüm gelmezden evvel ki sonra: «Yarabbi! Beni yakın bir ecele kadar te´hır eylesen de sadeka versem ve salihînden olsam» der Henüz sizden birinize ölüm gelmeden ve o da: «Rabbim ! Beni yakın bir ecele geciktirseydin de sadaka versem ve iyi-yararlı kişilerden olsam,» demeden önce size rızık olarak verdiğimizden (Allah İçin, O´nun yolunda) harcayın. Biriniz kendisine ölüm gelip de: "Rabbim beni yakın bir süreye kadar erteleseydin de sadaka verip iyilerden olsaydım!" demeden önce, size verdiğimiz rızıktan sadaka verin. Ve size rızk olarak verdiğimiz şeylerden infakta bulunun; birinize ölüm gelmesinden, «Artık Yarabbi! Beni bir yakın müddete kadar tehir etse idin de sadaka verse idim ve sâlihlerden olsa idim,» demesinden evvel. 28 / 554
Münafikun Suresi

11.Ayet
وَلَنْ يُؤَخِّرَ اللَّهُ نَفْسًا إِذَا جَاءَ أَجَلُهَا ۚ وَاللَّهُ خَبِيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ -11 Allah, eceli geldiğinde hiçbir kimseyi asla ertelemez. Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdardır. Halbuki Allah bir nefsi eceli geldiği zaman aslâ te´hır buyurmaz ve her ne yaparsanız Allah habirdir And olsun ki, Allah, hiçbir canlıyı eceli geldiğinde elbette geciktirmez. Allah işleyegeldiğiniz şeylerden haberlidir. Allâh, süresi dolan hiçbir canı ertelemez. Allâh, yaptıklarınızı haber alandır. Halbuki Allah hiçbir şahsı eceli geldiği vakit sonraya bırakmaz ve Allah her ne yapar iseniz haberdardır. 28 / 554
KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014