SURE AYET NO |
ARAPÇA |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI HAMDI |
CELAL YILDIRIM |
SULEYMAN ATES |
O NASUHI BILMEN |
CÜZ SAYFA |
Tevbe Suresi
100.Ayet |
وَالسَّابِقُونَ الْأَوَّلُونَ مِنَ الْمُهَاجِرِينَ وَالْأَنْصَارِ وَالَّذِينَ اتَّبَعُوهُمْ بِإِحْسَانٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا عَنْهُ وَأَعَدَّ لَهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي تَحْتَهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا ۚ ذَٰلِكَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ -100 |
İslâm’ı ilk önce kabul eden muhâcirler ve ensar ile, iyilikle onlara uyanlar var ya, Allah onlardan razı olmuş; onlar da O’ndan razı olmuşlardır. Allah, onlara içinden ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetler hazırlamıştır. İşte bu büyük başarıdır. |
Sâbikunun birincileri Mühacirîn ve Ensar ve ihsan ile onların ardınca gidenler, Allah onlardan razı oldu onlar da Allahtan razı oldular ve onlara altlarında nehirler akar cennetler hazırladı ki içlerinde ebeden muhalled olacaklar, işte fevzi azîm, bu |
Muhacir ve Ansar´dan (hicret etmede ve Peygamber´e Yardımda) yarışırcasına öne geçen ilk (grupta gelen)ler ve onlara iyilik ve güzellikle uyanlardan Allah razı oldu; onlar da Allah´tan razı olmuşlardır. Allah onlar için, altlarından ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları Cennetler hazırlamıştır. İşte bu en büyük kurtuluştur. |
Muhâcirlerden ve Ensârdan (İslâm´a girmekte) ilk öne geçenler ile bunlara güzelce tabi olanlar... Allâh onlardan râzı olmuştur, onlar da O´ndan râzı olmuşlardır. (Allâh) onlara, altlarından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetler hazırlamıştır. İşte büyük kurtuluş budur. |
Muhacirler ile Ensârdan ilk evvel (İslâmiyet´i kabul ile başkalarına) sabkedenler ve (onlara) ihsan ile tâbi olanlar var ya! Allah Teâlâ onlardan razı oldu, onlar da O´ndan razı oldular. Ve onlar için altından ırmaklar cereyan eden cennetler hazırladı. İçlerinde ebedîyyen baki olacaklardır. İşte bu, en büyük bir necâttır. |
11 / 202 |
Tevbe Suresi
101.Ayet |
وَمِمَّنْ حَوْلَكُمْ مِنَ الْأَعْرَابِ مُنَافِقُونَ ۖ وَمِنْ أَهْلِ الْمَدِينَةِ ۖ مَرَدُوا عَلَى النِّفَاقِ لَا تَعْلَمُهُمْ ۖ نَحْنُ نَعْلَمُهُمْ ۚ سَنُعَذِّبُهُمْ مَرَّتَيْنِ ثُمَّ يُرَدُّونَ إِلَىٰ عَذَابٍ عَظِيمٍ -101 |
Çevrenizdeki bedevîlerden birtakım münafıklar vardır. Medine halkından da münafıklıkta direnenler var ki sen onları bilmezsin. Biz onları biliriz. Onlara iki defa azap edeceğiz. Sonra da büyük bir azaba itileceklerdir. |
Hem etrafınızdaki a´râbîlerden münafıklar var, hem de medine ahalisinden münafıklığa idman edenler, sen onları bilemezsin, onları biz biliriz, biz onları iki kerre tazib edeceğiz, sonra da büyük bir azâba itilecekler |
Çevrenizdeki Bedevîler´den bir kısmı münafıktırlar. Medineliler´ den de bir kısmı münafıklıkta inatla ısrar etmekteler, siz onları bilmezsiniz, biz biliriz. Onları iki defa azaba uğratacağız. Sonra da büyük bir azaba döndürüleceklerdir. |
Çevrenizdeki bedevi Araplardan ve Medine halkından iki yüzlülüğe iyice alışmış münâfıklar vardır. Sen onları bilmezsin, onları biz biliriz. Onlara iki kere azâb edeceğiz, sonra da onlar, büyük azâba itileceklerdir. |
Ve sizin etrafınızdaki bedevîlerden ve Medîne ahalisinden münafıklar vardır. Münafıklık üzerine sebat edip durdular. Onları sen bilmezsin, onları Biz biliriz. Elbette onları iki kere muazzep edeceğiz, sonra da daha büyük bir azaba döndürüleceklerdir. |
11 / 202 |
Tevbe Suresi
102.Ayet |
وَآخَرُونَ اعْتَرَفُوا بِذُنُوبِهِمْ خَلَطُوا عَمَلًا صَالِحًا وَآخَرَ سَيِّئًا عَسَى اللَّهُ أَنْ يَتُوبَ عَلَيْهِمْ ۚ إِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَحِيمٌ -102 |
Diğer bir kısmı ise, günahlarını itiraf ettiler. Bunlar salih amelle kötü ameli birbirine karıştırmışlardır. Umulur ki Allah tövbelerini kabul eder. Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. |
Diğer bir takımı ise günahlarını itiraf ettiler ve iyi bir amel ile diğer bir kötüyü karıştırdılar, ola ki Allah tevbelerini kabul ede, çünkü Allah gafurdur, rahîmdir |
(Tebük Seferi´ne katılmayanlardan) diğer bir kısmı da günahlarını itiraf ettiler, iyi bir ameli kötüsüyle karıştırdılar. Allah´ın onların tevbesini kabul etmesi umulur. Şüphesiz ki Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir. |
Başka bir kısmı da günâhlarını itiraf ettiler, iyi işle kötü işi birbirine karıştırdılar. Belki Allâh, onların tevbesini kabul eder. Çünkü Allâh bağışlayandır, esirgeyendir. |
Ve günahlarını itiraf eden başkaları da iyi bir ameli diğer bir kötü ile karıştırmışlardır. Umulur ki, Allah Teâlâ onların tevbelerini kabul eder. Şüphe yok ki, Allah Teâlâ gafûrdur, rahîmdir. |
11 / 202 |
Tevbe Suresi
103.Ayet |
خُذْ مِنْ أَمْوَالِهِمْ صَدَقَةً تُطَهِّرُهُمْ وَتُزَكِّيهِمْ بِهَا وَصَلِّ عَلَيْهِمْ ۖ إِنَّ صَلَاتَكَ سَكَنٌ لَهُمْ ۗ وَاللَّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ -103 |
Onların mallarından, onları kendisiyle arındıracağın ve temizleyeceğin bir sadaka (zekât) al ve onlara dua et. Çünkü senin duan onlar için sükûnettir (Onların kalplerini yatıştırır.) Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. |
Bunların mallarından bir sadaka al ki onunla kendilerini hem tathir edersin hem tezkiye, bir de haklarında dua ediver, çünkü senin duan onların kalblerini yatıştırır, Allah semîdir alîmdir |
Onların mallarından zekât al ki, onunla kendilerini temizler ve (günah ile kusurlarını) paklarsın ; ayrıca onlara duâ et, çünkü senin duan onlar için sükûnet ve gönül yatışkanlığıdır. Allah her şeyi işitendir, bilendir. |
Onların mallarından, kendilerini temizleyeceğin, yücelteceğin bir sadaka al ve onlara du´â et; çünkü senin du´ân, onlara huzûr verir. Allâh işitendir, bilendir. |
Onların mallarından bir sadaka al, onunla kendilerini temizlemiş, tezkiye etmiş olursun. Ve onlara dua et, şüphe yok ki, senin duan onlar için bir sükûnettir ve Allah Teâlâ kemaliyle işiticidir, bilicidir. |
11 / 202 |
Tevbe Suresi
104.Ayet |
أَلَمْ يَعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ هُوَ يَقْبَلُ التَّوْبَةَ عَنْ عِبَادِهِ وَيَأْخُذُ الصَّدَقَاتِ وَأَنَّ اللَّهَ هُوَ التَّوَّابُ الرَّحِيمُ -104 |
Onlar, kullarının tövbesini kabul edenin ve sadakaları alanın Allah olduğunu; tövbeyi çok kabul edenin, çok merhametli olanın Allah olduğunu bilmediler mi? |
Bilmedilermi ki Allah kullarından tevbeyi o, kabul eder de sadakaları alır ve hakikaten Allah, tevvab, rahîm o |
Bilmediler mi ki, ancak Allah kullarının tevbesini kabul eder; sadakalarını alır ve Allah´tır ancak tevbeleri çokça kabul eden ve çok merhamet eden. |
Bilmediler mi ki, kullarından tevbeyi kabul eden, sadakaları alan Allah´tır. Ve Allâh, tevbeyi çok kabul eden, çok esirgeyendir. |
Onlar bilmediler mi ki, muhakkak Allah Teâlâ o Mabud-i Kerîm kullarından tevbeyi kabul eder ve sadakaları alır. Ve şüphe yok ki tevbeleri kabul eden, pek merhametli olan ancak O (Hâlık-i Azîmüşşan)dır. |
11 / 202 |
Tevbe Suresi
105.Ayet |
وَقُلِ اعْمَلُوا فَسَيَرَى اللَّهُ عَمَلَكُمْ وَرَسُولُهُ وَالْمُؤْمِنُونَ ۖ وَسَتُرَدُّونَ إِلَىٰ عَالِمِ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ فَيُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ -105 |
De ki: “Çalışın, yapın. Yaptıklarınızı Allah da, Resûlü de, mü’minler de göreceklerdir. Sonra gaybı da, görülen âlemi de bilen Allah’ın huzuruna döndürüleceksiniz. O da size bütün yapmakta olduğunuz şeyleri haber verecektir.” |
Ve de ki: çalışın çünkü amelinizi hem Allah görecek hem Resulü hem mü´minler ve hepiniz mutlaka o, gayb-ü şehadeti bilen hakkın huzuruna götürülüceksiniz o vakit o size haber verecek: Neler yapıyordunuz |
De ki: İstediğiniz şekilde amel edin. Allah işlediğinizi görüp (değerlendirecektir). Peygamberi de, mü´minler de sizin yaptıklarınızı görüp (gerekeni yapacaklardır). Sonra da gizli açık her şeyi bilen (Yüce Kudret´e) döndürüleceksiniz; O da amel edegeldiğiniz şeyleri bir bir size haber verecektir. |
De ki: "Yapın (yapacağınızı); yaptığınız işleri Allâh da görecek Elçisi de, mü´minler de. Sonra görülmeyeni ve görüleni bilen(Allâh)a döndürüleceksiniz. O size yaptıklarınızı bir bir haber verecek. |
Ve de ki: «(Dilediğinizi) Yapınız. Elbette ki, Allah Teâlâ ve O´nun Peygamberi ve mü´minler sizin yaptıklarınızı göreceklerdir. Ve siz gaybı da, meşhut olanı da bilen zâta elbette döndürüleceksinizdir. Artık o da neler yapar olduğunuzu size haber verecektir.» |
11 / 202 |
Tevbe Suresi
106.Ayet |
وَآخَرُونَ مُرْجَوْنَ لِأَمْرِ اللَّهِ إِمَّا يُعَذِّبُهُمْ وَإِمَّا يَتُوبُ عَلَيْهِمْ ۗ وَاللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ -106 |
(Sefere katılmayanlardan) diğer bir kısmı da, Allah’ın emrine bırakılmışlardır. Bunlara ya azap eder ya da tövbelerini kabul eder. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. |
Diğer bir takımı da Allahın emrine geri bırakılmışlardır, ya kendilerini tazib eder veya tevbelerini kabul buyurur, Allah alîmdir, hakîmdir |
(Tebük Seferi´ne katılmayanlardan) başka bir kısmı da Allah´ in vereceği hükme bırakılmışlardır; ya onlara azâb eder ya da tevbe nasîb edip pişmanlıklarını kabul eder. Allah her şeyi bilendir, her şeyi hikmetle yürütendir. |
Başka bir takımları da var ki Allâh´ın emrine bırakılmışlardır. (Allâh) ya onlara azâbeder, ya da onları affeder. Allâh bilendir, hüküm ve hikmet sâhibidir. |
Ve diğer birtakımı da Allah Teâlâ´nın emri için tehir edilmişlerdir. Ya onları muazzep kılacak veya onların tevbelerini kabul buyuracaktır. Ve Allah Teâlâ alîmdir, hakîmdir. |
11 / 202 |