KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
AYET MEALLERİ   SURE MEAL   SAYFA MEAL   CÜZ MEAL   SECDE AYETLERİ
KUR'AN-I KERİMİN 585. SAYFASΙNA GÖRE AYET VE MEALLERİ Nİ SΙRALAMA >
MEAL SAYFALARI
1 2 3
4 5 6
7 8 9
10 11 12
13 14 15
16 17 18
19 20 21
22 23 24
25 26 27
28 29 30
31 32 33
34 35 36
37 38 39
40 41 42
43 44 45
46 47 48
49 50 51
52 53 54
55 56 57
58 59 60
61 62 63
64 65 66
67 68 69
70 71 72
73 74 75
76 77 78
79 80 81
82 83 84
85 86 87
88 89 90
91 92 93
94 95 96
97 98 99
100 101 102
103 104 105
106 107 108
109 110 111
112 113 114
115 116 117
118 119 120
121 122 123
124 125 126
127 128 129
130 131 132
133 134 135
136 137 138
139 140 141
142 143 144
145 146 147
148 149 150
151 152 153
154 155 156
157 158 159
160 161 162
163 164 165
166 167 168
169 170 171
172 173 174
175 176 177
178 179 180
181 182 183
184 185 186
187 188 189
190 191 192
193 194 195
196 197 198
199 200 201
202 203 204
205 206 207
208 209 210
211 212 213
214 215 216
217 218 219
220 221 222
223 224 225
226 227 228
229 230 231
232 233 234
235 236 237
238 239 240
241 242 243
244 245 246
247 248 249
250 251 252
253 254 255
256 257 258
259 260 261
262 263 264
265 266 267
268 269 270
271 272 273
274 275 276
277 278 279
280 281 282
283 284 285
286 287 288
289 290 291
292 293 294
295 296 297
298 299 300
301 302 303
304 305 306
307 308 309
310 311 312
313 314 315
316 317 318
319 320 321
322 323 324
325 326 327
328 329 330
331 332 333
334 335 336
337 338 339
340 341 342
343 344 345
346 347 348
349 350 351
352 353 354
355 356 357
358 359 360
361 362 363
364 365 366
367 368 369
370 371 372
373 374 375
376 377 378
379 380 381
382 383 384
385 386 387
388 389 390
391 392 393
394 395 396
397 398 399
400 401 402
403 404 405
406 407 408
409 410 411
412 413 414
415 416 417
418 419 420
421 422 423
424 425 426
427 428 429
430 431 432
433 434 435
436 437 438
439 440 441
442 443 444
445 446 447
448 449 450
451 452 453
454 455 456
457 458 459
460 461 462
463 464 465
466 467 468
469 470 471
472 473 474
475 476 477
478 479 480
481 482 483
484 485 486
487 488 489
490 491 492
493 494 495
496 497 498
499 500 501
502 503 504
505 506 507
508 509 510
511 512 513
514 515 516
517 518 519
520 521 522
523 524 525
526 527 528
529 530 531
532 533 534
535 536 537
538 539 540
541 542 543
544 545 546
547 548 549
550 551 552
553 554 555
556 557 558
559 560 561
562 563 564
565 566 567
568 569 570
571 572 573
574 575 576
577 578 579
580 581 582
583 584 585
586 587 588
589 590 591
592 593 594
595 596 597
598 599 600
601 602 603
604
SURE
AYET NO
ARAPÇA DİYANET VAKFI ELMALILI HAMDI CELAL YILDIRIM  SULEYMAN ATES O NASUHI BILMEN CÜZ
SAYFA
Abese Suresi

34.Ayet
يَوْمَ يَفِرُّ الْمَرْءُ مِنْ أَخِيهِ -34 (33-37) Kişinin kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçacağı gün kulakları sağır edercesine şiddetli ses geldiği vakit, işte o gün onlardan herkesin kendini meşgul edecek bir işi vardır. O kaçacağı gün kişinin kardeşinden O gün kişi kardeşinden, İşte o gün kişi kaçar: kardeşinden, (34-36) İnsanın kardeşinden firar edeceği gün. Ve anasından ve babasından. Ve refîkasından ve oğullarından (firar edeceği bir gün). 30 / 585
Abese Suresi

35.Ayet
وَأُمِّهِ وَأَبِيهِ -35 (33-37) Kişinin kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçacağı gün kulakları sağır edercesine şiddetli ses geldiği vakit, işte o gün onlardan herkesin kendini meşgul edecek bir işi vardır. Ve anasından babasından (35-36) Anasından, babasından, eşinden ve oğullarından kaçar. Anasından, babasından, (34-36) İnsanın kardeşinden firar edeceği gün. Ve anasından ve babasından. Ve refîkasından ve oğullarından (firar edeceği bir gün). 30 / 585
Abese Suresi

36.Ayet
وَصَاحِبَتِهِ وَبَنِيهِ -36 (33-37) Kişinin kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçacağı gün kulakları sağır edercesine şiddetli ses geldiği vakit, işte o gün onlardan herkesin kendini meşgul edecek bir işi vardır. Ve refîkasından ve oğullarından (35-36) Anasından, babasından, eşinden ve oğullarından kaçar. Eşinden ve oğullarından. (34-36) İnsanın kardeşinden firar edeceği gün. Ve anasından ve babasından. Ve refîkasından ve oğullarından (firar edeceği bir gün). 30 / 585
Abese Suresi

37.Ayet
لِكُلِّ امْرِئٍ مِنْهُمْ يَوْمَئِذٍ شَأْنٌ يُغْنِيهِ -37 (33-37) Kişinin kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçacağı gün kulakları sağır edercesine şiddetli ses geldiği vakit, işte o gün onlardan herkesin kendini meşgul edecek bir işi vardır. Onlardan her kişinin bir şe´ni vardır o gün başından aşar Onlardan her kişinin (o gün) kendine yetecek derdi ve meşguliyeti vardır. O gün, onlardan her kişinin, kendisine yeter derecede işi vardır. Onlardan her kişi için o günde bir iş vardır ki, ona yeter. 30 / 585
Abese Suresi

38.Ayet
وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ مُسْفِرَةٌ -38 O gün birtakım yüzler vardır ki pırıl pırıl parlarlar, Yüzler vardır o gün ışılar Yüzler var ki o gün ışıl ışıl ışıldar. Yüzler var ki o gün parıl parıl, (38-39) O günde birtakım yüzler parıldanır. Gülücüdür, sevinicidir. 30 / 585
Abese Suresi

39.Ayet
ضَاحِكَةٌ مُسْتَبْشِرَةٌ -39 Gülerler, sevinirler. Güler sevinir Güler ve müjde sevincini duyar. Güleç, sevinçli. (38-39) O günde birtakım yüzler parıldanır. Gülücüdür, sevinicidir. 30 / 585
Abese Suresi

40.Ayet
وَوُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ عَلَيْهَا غَبَرَةٌ -40 O gün nice yüzler de vardır ki, toz toprak içindedirler. Yüzler de vardır o gün üzerinde tor toz (40-41) Yüzler de var ki o gün üzerleri tozludur; o tozu da bir karanlık sarar. Yüzler de var ki o gün tozlanmış. Ve o gün birtakım yüzler de vardır ki, onların üzerlerini bir toz toprak sarmıştır. 30 / 585
Abese Suresi

41.Ayet
تَرْهَقُهَا قَتَرَةٌ -41 Onları bir siyahlık bürür. Sarar onu bir kara (40-41) Yüzler de var ki o gün üzerleri tozludur; o tozu da bir karanlık sarar. Onları karanlık bürümüş (öylesine üzgün, öylesine dertli). Onları bir karanlık kaplar. 30 / 585
Abese Suresi

42.Ayet
أُولَٰئِكَ هُمُ الْكَفَرَةُ الْفَجَرَةُ -42 İşte onlar, kâfirlerdir, günaha dalanlardır. İşte onlar o kefere-i fecere İşte bunlar kâfirler ve tacirler (Allah´ı inkâr edenler, günah işleyip haklara tecâvüz edenler)dir. İşte onlar kâfirler, Hak´tan sapanlardır. İşte kâfirler, facirler olan, onlardır. 30 / 585
Tekvir Suresi

1.Ayet
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ إِذَا الشَّمْسُ كُوِّرَتْ -1 Güneş, dürüldüğü zaman, O Güneş dürüldüğü vakıt Güneş kararıp dürüldüğünde, Güneş büzüldüğü zaman, Güneş, dürüldüğü zaman. 30 / 585
Tekvir Suresi

2.Ayet
وَإِذَا النُّجُومُ انْكَدَرَتْ -2 Yıldızlar, bulanıp söndüğü zaman, Ve yıldızlar bulandığı vakıt Yıldızlar parçalanıp döküldüğünde, Yıldızlar kararıp döküldüğü zaman, Ve yıldızlar döküldüğü zaman. 30 / 585
Tekvir Suresi

3.Ayet
وَإِذَا الْجِبَالُ سُيِّرَتْ -3 Dağlar, yürütüldüğü zaman, Ve dağlar yürütüldüğü vakıt Dağlar yerinden oynatılıp yürütüldüğünde, Dağlar yürütüldüğü zaman, Ve dağlar yürütüldüğü zaman. 30 / 585
Tekvir Suresi

4.Ayet
وَإِذَا الْعِشَارُ عُطِّلَتْ -4 Gebe develer salıverildiği zaman. Ve kıyılmaz mallar bırakıldığı vakıt Gebe olan develer (kendi haline) bırakıldığında, On aylık gebe develer başı boş bırakıldığı zaman, (4-6) Ve yüklü develer salıverildiği zaman. Vahşi hayvanlar toplanıldığı zaman. Ve denizler ateş ile dolduğu zaman. 30 / 585
Tekvir Suresi

5.Ayet
وَإِذَا الْوُحُوشُ حُشِرَتْ -5 Yaban hayatı yaşayan (irili ufaklı) tüm canlılar toplandığı zaman, Ve vuhuş toplandığı vakıt Vahşi hayvanlar (korkudan) biraraya toplandığında, Vahşi hayvanlar bir araya toplandığı zaman, (4-6) Ve yüklü develer salıverildiği zaman. Vahşi hayvanlar toplanıldığı zaman. Ve denizler ateş ile dolduğu zaman. 30 / 585
Tekvir Suresi

6.Ayet
وَإِذَا الْبِحَارُ سُجِّرَتْ -6 Denizler kaynatıldığı zaman, Ve denizler ateşlendiği vakıt Denizler birbirine karışıp kaynaştığında (veya ateş haline geldiğinde), Denizler kaynatıldığı zaman, (4-6) Ve yüklü develer salıverildiği zaman. Vahşi hayvanlar toplanıldığı zaman. Ve denizler ateş ile dolduğu zaman. 30 / 585
Tekvir Suresi

7.Ayet
وَإِذَا النُّفُوسُ زُوِّجَتْ -7 Ruhlar (bedenlerle) eşleştirildiği zaman. nüfus çiftlendiği vakıt Ruhlar bedenlerle; iyiler iyilerle, kötüler kötülerle birleştiğinde, Nefisler çiftleştirildiği zaman. Ve ruhlar çiftleştirildiği zaman. 30 / 585
Tekvir Suresi

8.Ayet
وَإِذَا الْمَوْءُودَةُ سُئِلَتْ -8 (8-9) Diri diri gömülen kız çocuğunun, hangi günahtan ötürü öldürüldüğü sorulduğu zaman, (8-9) Ve o diri gömülen hangi günahla öldürüldü? Sorulduğu vakıt (8-9) Diri diri gömülen veya gömülmeden öldürülüp öylece gömülen kız çocuğuna, hangi suçtan dolayı öldürüldüğü sorulduğunda, Ve sorulduğu zaman o diri diri toprağa gömülen kıza: Ve diri olarak gömülen kız çocuğuna sorulduğu zaman. 30 / 585
Tekvir Suresi

9.Ayet
بِأَيِّ ذَنْبٍ قُتِلَتْ -9 (8-9) Diri diri gömülen kız çocuğunun, hangi günahtan ötürü öldürüldüğü sorulduğu zaman, (8-9) Ve o diri gömülen hangi günahla öldürüldü? Sorulduğu vakıt (8-9) Diri diri gömülen veya gömülmeden öldürülüp öylece gömülen kız çocuğuna, hangi suçtan dolayı öldürüldüğü sorulduğunda, "Hangi günâh(ı) yüzünden öldürüldü?" diye. «Hangi günahından dolayı öldürüldü?» diye. 30 / 585
Tekvir Suresi

10.Ayet
وَإِذَا الصُّحُفُ نُشِرَتْ -10 Amel defterleri açıldığı zaman, Ve defterler açıldığı vakıt (Amel) sahifeleri açıldığında, (Amel) defterler(i) açılıp yayıldığı zaman, Ve defterler açıldığı zaman. 30 / 585
Tekvir Suresi

11.Ayet
وَإِذَا السَّمَاءُ كُشِطَتْ -11 Gökyüzü (yerinden) sıyrılıp koparıldığı zaman, Ve sema´ sıyrıldığı vakıt Gök(teki cisimler) yörüngesinden kaydırılıp dürüldüğünde, Gök sıyrılıp açıldığı zaman, Ve gök giderildiği zaman. 30 / 585
Tekvir Suresi

12.Ayet
وَإِذَا الْجَحِيمُ سُعِّرَتْ -12 Cehennem alevlendirildiği zaman, Ve Cehennem kızıştırıldığı vakıt Cehennem iyice alev alev kızıştırdığında, Cehennem alevlendirildiği zaman, (12-13) Ve cehennem, şiddetle alevlendirildiği zaman. Ve cennet yaklaştırıldığı zaman. 30 / 585
Tekvir Suresi

13.Ayet
وَإِذَا الْجَنَّةُ أُزْلِفَتْ -13 Cennet yaklaştırıldığı zaman, Ve Cennet yaklaştırıldığı vakıt Cennet (mü´minlere) yaklaştırıldığında, Cennet yaklaştırıldığı zaman, (12-13) Ve cehennem, şiddetle alevlendirildiği zaman. Ve cennet yaklaştırıldığı zaman. 30 / 585
Tekvir Suresi

14.Ayet
عَلِمَتْ نَفْسٌ مَا أَحْضَرَتْ -14 Herkes önceden hazırlayıp getirdiği şeyleri bilecektir. Anlar bir nefis ne hazırlamıştır Herkes neler hazırladığını bilip anlayacak. Her can, ne yapıp getirdiğini bilir. Her şahıs, ne hazırlamış olduğunu bilmiş olur. 30 / 585
Tekvir Suresi

15.Ayet
فَلَا أُقْسِمُ بِالْخُنَّسِ -15 (15-16) Andolsun, bir görünüp bir sinenlere, akıp gidip kaybolanlara, Şimdi kasem ederim o sinenlere Yemin ederim o (gündüzleyin) sinip gizlenen (yıldız)lara, Yoo, yemin ederim o geri kalıp gizlenenlere; Artık andolsun geri dönen yıldızlara. 30 / 585
Tekvir Suresi

16.Ayet
الْجَوَارِ الْكُنَّسِ -16 (15-16) Andolsun, bir görünüp bir sinenlere, akıp gidip kaybolanlara, O akıp akıp yuvasına girenlere (Geceleyin) ortaya çıkıp gözükenlere, Akıp gidenlere, dönüp saklananlara, Akıp saklanıveren (seyyare)lere. 30 / 585
Tekvir Suresi

17.Ayet
وَاللَّيْلِ إِذَا عَسْعَسَ -17 Andolsun, yöneldiği zaman geceye, Ve yöneldiği dem o geceye Karanlığa gömülen geceye, Sırtını dönen geceye, Ve yöneldiği zaman geceye. 30 / 585
Tekvir Suresi

18.Ayet
وَالصُّبْحِ إِذَا تَنَفَّسَ -18 Andolsun, aydınlandığı zaman sabaha ki, Ve nefeslendiği dem o sabaha ki Teneffüs eden (ağarıp nefes nafes belirginleşen) sabaha ki, Soluk almağa başlayan sabaha, Ve açılmaya başladığı zaman gündüze. 30 / 585
Tekvir Suresi

19.Ayet
إِنَّهُ لَقَوْلُ رَسُولٍ كَرِيمٍ -19 (19-21) O (Kur’an), şüphesiz değerli, güçlü ve Arş’ın sahibi katında itibarlı, orada (meleklerce) itaat edilen, güvenilir bir elçinin (Cebrail’in) getirdiği sözdür. muhakkak o (Kur´an), kerîm bir Resulün getirdiği kelâmdır (19-20) Muhakkak o (Kur´ân), yüce şerefli, Arş´ın sahibi yanında güçlü ve kudretli bir elçinin sözüdür. (Andolsun bunlara) Ki o, değerli bir elçinin (Cebrâil´in) sözüdür. Şüphe yok ki O, muhakkak bir kerîm elçinin (getirdiği) kelâmdır. 30 / 585
Tekvir Suresi

20.Ayet
ذِي قُوَّةٍ عِنْدَ ذِي الْعَرْشِ مَكِينٍ -20 (19-21) O (Kur’an), şüphesiz değerli, güçlü ve Arş’ın sahibi katında itibarlı, orada (meleklerce) itaat edilen, güvenilir bir elçinin (Cebrail’in) getirdiği sözdür. Bir Resul ki pek kuvvetli, metîn, Zül´arş´ın nezdinde mekîn (19-20) Muhakkak o (Kur´ân), yüce şerefli, Arş´ın sahibi yanında güçlü ve kudretli bir elçinin sözüdür. (O elçi,) Güçlüdür, Arşın sâhibi (Allâh) katında yücedir. Büyük bir kuvvet sahibidir, arş´ın sahibi nezdinde âlî bir makama nâildir. 30 / 585
KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014