SURE AYET NO |
ARAPÇA |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI HAMDI |
CELAL YILDIRIM |
SULEYMAN ATES |
O NASUHI BILMEN |
CÜZ SAYFA |
Hadid Suresi
4.Ayet |
هُوَ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوَىٰ عَلَى الْعَرْشِ ۚ يَعْلَمُ مَا يَلِجُ فِي الْأَرْضِ وَمَا يَخْرُجُ مِنْهَا وَمَا يَنْزِلُ مِنَ السَّمَاءِ وَمَا يَعْرُجُ فِيهَا ۖ وَهُوَ مَعَكُمْ أَيْنَ مَا كُنْتُمْ ۚ وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ -4 |
O, gökleri ve yeri altı günde (altı evrede) yaratan, sonra Arş’a kurulandır. Yere gireni, ondan çıkanı, gökten ineni, oraya yükseleni bilir. Nerede olsanız, O sizinle beraberdir. Allah, bütün yaptıklarınızı hakkıyla görendir. |
O odur ki Gökleri ve yeri altı günde yarattı, sonra arş üzerine istiva buyurdu, Yere gireni ve ondan çıkanı, Gökten ineni ve ona yükseleni hepsini bilir ve her nerede olsanız sizinle beraberdir, hem Allah her ne yaparsanız görür |
Gökleri ve yeri altı gün (devir)de yaratan, sonra da Arş üzerinde saltanat ve kudretini kuran O´dur.. Yere nelerin girdiğini, nelerin ondan çıktığını; gökten nelerin indiğini ve nelerin oraya yükselip çıktığını bilir. Nerede olursanız olun mutlaka O, sizinledir. Allah yaptıklarınızı görüp bilendir. |
O´dur ki gökleri ve yeri altı günde yarattı, sonra Arş´a oturdu. Yere gireni, ondan çıkanı, gökten ineni, ona çıkanı bilir. Nerede olsanız, O sizinle beraberdir, Allâh yaptıklarınızı görmektedir. |
O, o (zât)dır ki, gökleri ve yeri altı günde yarattı, sonra Arş üzerine istiva buyurdu. Yerde dahil olan şeyi ve ondan çıkan şeyi ve semadan iniveren şeyi, ve onda yükselen şeyi bilir. Ve o, her nerede olsanız sizinle beraberdir. Ve Allah, ne işlediğinizi bihakkın görücüdür. |
27 / 537 |
Hadid Suresi
5.Ayet |
لَهُ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ۚ وَإِلَى اللَّهِ تُرْجَعُ الْأُمُورُ -5 |
Göklerin ve yerin hükümranlığı O’nundur. Bütün işler ancak O’na döndürülür. |
Bütün Göklerin ve Yerin mülkü onundur ve bütün işler Allaha irca´ olunur. |
Göklerin ve yerin mülkü (tasarruf ve hükümranlığı) O´na aittir. İşler eninde sonunda Allah´a döner (veya döndürülür). |
Göklerin ve yerin mülkü O´nundur. Bütün işler Allâh´a döndürülecektir. |
Göklerin ve yerin mülkü O´nundur ve bütün işler Allah´a döndürülür. |
27 / 537 |
Hadid Suresi
6.Ayet |
يُولِجُ اللَّيْلَ فِي النَّهَارِ وَيُولِجُ النَّهَارَ فِي اللَّيْلِ ۚ وَهُوَ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ -6 |
Geceyi gündüze sokar, gündüzü de geceye sokar. O, göğüslerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla bilendir. |
Geceyi gündüze sokar, gündüzü geceye sokar ve bütün sînelerin künhünü bilir |
Geceyi gündüze sokup bağlar, gündüzü de geceye sokup bağlar ; O, göğüslerde duyulup dolaşanı bilir. |
Geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü gecenin içine sokar. O, göğüslerin özünü bilir. |
Geceyi gündüze çevirir, gündüzü de geceye çevirir ve O, sinelerde gizli olanları da bihakkın bilendir. |
27 / 537 |
Hadid Suresi
7.Ayet |
آمِنُوا بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ وَأَنْفِقُوا مِمَّا جَعَلَكُمْ مُسْتَخْلَفِينَ فِيهِ ۖ فَالَّذِينَ آمَنُوا مِنْكُمْ وَأَنْفَقُوا لَهُمْ أَجْرٌ كَبِيرٌ -7 |
Allah’a ve Resûlüne iman edin ve sizi üzerinde tasarrufa yetkili kıldığı maldan, (Allah yolunda) harcayın. İçinizden iman edip de (Allah yolunda) harcayanlar var ya; onlar için büyük bir mükâfat vardır. |
İyman edin Allaha ve Resulüne de sizi istıhlaf buyurduğu şeylerden infak eyleyin ki iyman edip de infak eyliyenleriniz için azîm bir ecir vardır |
Allah´a ve Peygamberine imân edin ; Allah´ın sizi başkalarının yerine getirip vâris kıldığı mal ve mülkten (Allah yolunda) harcayın. Artık sizden kimler imân edip (malını Allah´ın dilediği yolda ve ölçüde) harcarsa, onlar için büyük bir mükâfat vardır. |
Allah´a ve Elçisine inanın ve (O´nun) sizi hâkim kıldığı, sizin yönetiminize verdiği şeylerden (Allâh için) harcayın. Sizden, inanan ve (hak rızâsına) harcayanlar için büyük mükâfât vardır. |
Allah´a ve Peygamberine imân edin. Kendisinde sizi istihlâf etmiş olduğu şeylerden infakta bulunun. İmdi sizden o kimseler ki, imân ettiler ve infakta bulundular, onlar için pek büyük bir mükâfaat vardır. |
27 / 537 |
Hadid Suresi
8.Ayet |
وَمَا لَكُمْ لَا تُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ ۙ وَالرَّسُولُ يَدْعُوكُمْ لِتُؤْمِنُوا بِرَبِّكُمْ وَقَدْ أَخَذَ مِيثَاقَكُمْ إِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِنِينَ -8 |
Peygamber, sizi, Rabbinize iman etmeniz için davet edip dururken size ne oluyor da Allah’a iman etmiyorsunuz? Hâlbuki (Allah ezelde) sizden sağlam bir söz de almıştı. Eğer inanacak kimselerseniz (bu çağrıya uyun). |
Hem neye iyman etmiyesiniz Allaha ki Peygamber sizi Rabbınıza iyman edesiniz diye da´vet edip duruyor, hal bu ise mîsakınızı da aldı? Gerçek mü´min olacaksanız? |
Size ne oluyor ki, Peygamber, Rabbınıza imân etmeniz için sizi davet ettiği halde Allah´a imân etmiyorsunuz ? Kaldı ki, O, sizden kesin söz almıştı. Eğer cidden mü´min olmak istiyorsanız (bu davete olumlu cevap verin). |
Elçi sizi Rabbinize inanmağa (güvenmeğe) çağırdığı ve (bu konuda) sizden sağlam söz almış olduğu halde inananlar iseniz neden Allah´a güvenmiyorsunuz? |
Ve sizin için ne var ki, Allah´a imân etmeyesiniz? Halbuki, Peygamber Rabbinize imân etmeniz için dâvet ediyor ve muhakkak ki, (Allah Teâlâ) sizden misak da almıştır, eğer mü´minler oldunuz iseniz? |
27 / 537 |
Hadid Suresi
9.Ayet |
هُوَ الَّذِي يُنَزِّلُ عَلَىٰ عَبْدِهِ آيَاتٍ بَيِّنَاتٍ لِيُخْرِجَكُمْ مِنَ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّورِ ۚ وَإِنَّ اللَّهَ بِكُمْ لَرَءُوفٌ رَحِيمٌ -9 |
O, sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için kulu Muhammed’e apaçık âyetler indirendir. Şüphesiz Allah, size karşı çok esirgeyici, çok merhametlidir. |
O odur ki sizi karanlıklardan nura çıkarsın diye kuluna parlak parlak âyetler indiriyor. Muhakkak ki Allah size çok re´fetli bir rahîmdir. |
Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için kuluna (Muhammed´e) açık-seçik âyetler indiren O´dur. Şüphesiz ki Allah, size karşı çok şefkatla, çok merhametlidir. |
Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için kuluna açık açık âyetler indiren O´dur. Şüphesiz Allâh, size karşı çok şefkatli, çok merhametlidir. |
O, o (zât)tır ki, kulunun üzerine açık açık âyetler indirir, sizi zulmetlerden nûra çıkarması için ve şüphe yok ki Allah, sizin için elbette çok re´fetlidir, çok merhametlidir. |
27 / 537 |
Hadid Suresi
10.Ayet |
وَمَا لَكُمْ أَلَّا تُنْفِقُوا فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَلِلَّهِ مِيرَاثُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ۚ لَا يَسْتَوِي مِنْكُمْ مَنْ أَنْفَقَ مِنْ قَبْلِ الْفَتْحِ وَقَاتَلَ ۚ أُولَٰئِكَ أَعْظَمُ دَرَجَةً مِنَ الَّذِينَ أَنْفَقُوا مِنْ بَعْدُ وَقَاتَلُوا ۚ وَكُلًّا وَعَدَ اللَّهُ الْحُسْنَىٰ ۚ وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرٌ -10 |
Size ne oluyor da, Allah yolunda harcama yapmıyorsunuz? Hâlbuki göklerin ve yerin mirası Allah’ındır. İçinizden, fetihten (Mekke fethinden) önce harcayanlar ve savaşanlar, (diğerleri ile) bir değildir. Onların derecesi, sonradan harcayan ve savaşanlardan daha yüksektir. Bununla beraber Allah, hepsine de en güzel olanı (cenneti) va’detmiştir. Allah, bütün yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır. |
Muhakkak ki Allah size çok re´fetli bir rahîmdir |
Size ne oluyor ki, mallarınızı Allah yolunda harcamıyorsunuz ? Oysa göklerin ve yerin mîrası Allah´ındır. Sizden fetih (Mekke´nin fethin)den önce malını harcayıp savaşanlarla, fetihten sonra harcayıp savaşanlar bir değildir; öncekilerin derecesi bunlardan daha büyüktür. (Ama) Allah, hepsine de en güzelini (en yüksek dereceleri) va´detmiştir. Allah, yaptıklarınızdan haberlidir. |
Neden siz Allâh yolunda harcamayasınız ki? Göklerin ve yerin mirâsı zaten Allâh´ındır. Elbette içinizden (Mekke´nin) feth(in)den önce (Hak yolunda) harcayan ve savaşan(lar, ötekilerle) bir olmaz. Onların derecesi, sonradan infâk eden ve savaşanlardan daha büyüktür. Bununla beraber Allâh hepsine de (gerek fetihten önce, gerek fetihten sonra infâk eden ve savaşan müslümanlara) en güzel sonucu va´detmiştir. Allâh, yaptıklarınızı haber almaktadır. |
Ve sizin için ne vardır ki, Allah yolunda infakta bulunmayasınız? Ve göklerin ve yerin mirası Allah içindir. Sizden kable´l-feth infak eden ve mukatelede bulunanlar ki, onlar dereceten pek büyüktürler. Bilâhare infak eden ve mukatelede bulunanlar ile müsavî olmazlar. Maamafih Allah Teâlâ hepsine de pek güzel mükâfaat vaadetmiştir ve Allah Teâlâ yapar olduğunuzdan haberdardır. |
27 / 537 |
Hadid Suresi
11.Ayet |
مَنْ ذَا الَّذِي يُقْرِضُ اللَّهَ قَرْضًا حَسَنًا فَيُضَاعِفَهُ لَهُ وَلَهُ أَجْرٌ كَرِيمٌ -11 |
Kim Allah’a güzel bir borç verecek ki, Allah da onu kendisine kat kat ödesin. Ona çok değerli bir mükâfat da vardır. |
Hani kim? O Allah´a bir karz-ı hasen takdim edecek kimse ki Allah onu ona katlayıversin, hem onun için çok hoş bir ecir de var. |
Kim ki Allah´a (O´nun için) faizsiz ödünç verirse, Allah, bu ödüncü onun için kat kat artırır ve onun için güzel, şerefli bir karşılık ve dır. |
Kimdir o, Allah´a güzel bir borç verecek olan ki, Allâh da onun verdiğini kat kat artırsın ve onun için değerli bir mükâfât da versin? |
Kimdir o kimse ki, Allah´a güzel ödünç ile ödünç versin de (Allah Teâlâ) onun için onu kat kat arttırsın? Ve onun için pek kerîmâne bir mükâfaat da vardır. |
27 / 537 |