SURE AYET NO |
ARAPÇA |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI HAMDI |
CELAL YILDIRIM |
SULEYMAN ATES |
O NASUHI BILMEN |
CÜZ SAYFA |
İsra Suresi
76.Ayet |
وَإِنْ كَادُوا لَيَسْتَفِزُّونَكَ مِنَ الْأَرْضِ لِيُخْرِجُوكَ مِنْهَا ۖ وَإِذًا لَا يَلْبَثُونَ خِلَافَكَ إِلَّا قَلِيلًا -76 |
Seni o yerden (Mekke’den) sürüp çıkarmak için neredeyse seni sıkıştıracaklardı. Bunu yapabilselerdi, senin ardından orada pek az kalırlardı. |
Ve az daha seni bu Arzdan çıkarmak için iz´ac edeceklerdi ve o takdirde kendileri de arkandan pek az kalacaklardı |
Yakında seni bu yerden çıkartmak için seni rahatsız edip dururlar. O takdirde kendileri de senin ardından pek az bir süre kalıp (sonra da) yok olup giderler. |
Neredeyse seni yurdundan çıkarmak için tedirgin edeceklerdi. O takdirde kendileri de senin ardından pek az kalabilirler. |
Ve az kaldı seni yurttan çıkarmak için rahatsız edeceklerdi. O halde onlar da senden sonra pek az kalacaklardır. |
15 / 289 |
İsra Suresi
77.Ayet |
سُنَّةَ مَنْ قَدْ أَرْسَلْنَا قَبْلَكَ مِنْ رُسُلِنَا ۖ وَلَا تَجِدُ لِسُنَّتِنَا تَحْوِيلًا -77 |
Senden önce gönderdiğimiz peygamberlerimiz hakkındaki kanun böyledir. Bizim kanunumuzda hiçbir değişme bulamazsın. |
Senden evvel gönderdiğimiz bütün Peygamberlerin sünneti vechile ki: sen bizim sünnetimize bir tahvil bulamazsın |
Bu senden önce gönderdiğimiz peygamberler hakkında (câri) bir sünnettir ve sen sünnetimizde bir değişiklik bulamazsın. |
Senden önce gönderdiğimiz elçilerimizin de yasası (budur). Bizim yasamızda bir değişiklik bulamazsın. |
Senden evvel göndermiş olduğumuz peygamberlerin sünneti (de böyle idi) ve Bizim sünnetimiz için bir değiştirme bulamazsın. |
15 / 289 |
İsra Suresi
78.Ayet |
أَقِمِ الصَّلَاةَ لِدُلُوكِ الشَّمْسِ إِلَىٰ غَسَقِ اللَّيْلِ وَقُرْآنَ الْفَجْرِ ۖ إِنَّ قُرْآنَ الْفَجْرِ كَانَ مَشْهُودًا -78 |
Güneşin zevalinden (öğle vaktinde Batı’ya kaymasından) gecenin karanlığına kadar (belli vakitlerde) namazı kıl. Bir de sabah namazını kıl. Çünkü sabah namazı şahitlidir. |
Güneşin kaymasından gecenin kararmasına kadar namazı güzel kıl, bir de kıraetiyle mümtaz olan sabah namazını, zira sabah Kur´anı hakıkaten meşhuddur (şühuda mazhardır) |
Güneş´in (zeval vaktinde) kaymasından, gecenin kararmasına kadar namaz kıl; bir de Kur´ân´ın (feyiz ve bereketiyie içice olan) sabah namazını kıl; şüphesiz ki sabah namazına (melekler) şâhid olur. |
Güneşin sarkmasından (aşağı kaymasından) gecenin kararmasına (yatsı vaktine) kadar namaz kıl ve sabahın Kur´ân´ın(ı, uzunca Kur´ân okunan sabah namazını) da (unutma). Çünkü sabah Kur´ân (okuması) görülecek şeydir. |
Namazı güneşin zevalinden gecenin karanlığına kadar güzelce kıl, sabah namazını da. Şüphe yok ki, sabah namazı müşahede olunmuş bulunmaktadır. |
15 / 289 |
İsra Suresi
79.Ayet |
وَمِنَ اللَّيْلِ فَتَهَجَّدْ بِهِ نَافِلَةً لَكَ عَسَىٰ أَنْ يَبْعَثَكَ رَبُّكَ مَقَامًا مَحْمُودًا -79 |
Gecenin bir kısmında da uyanarak sana mahsus fazla bir ibadet olmak üzere teheccüd namazı kıl ki, Rabbin seni Makam-ı Mahmud’a ulaştırsın. |
Geceden de sana mahsus fazla bir namaz olarak uykudan kalk, Kur´an ile teheccüd kıl, yakındır ki rabbın seni bir makam-ı mahmud´a ba´s ede. |
Gecenin bir bölümünde uykudan kalk da sana has, fazladan bir namazı, onunla (Kur´ân ile) kıl. Umulur ki Rabbin seni MAKAM-I MAH-MÛD´a (=Övülmeğe lâyık makama, Şefaat makamına) eriştirir. |
Ayrıca sana özgü olarak gecenin bir kısmında da Kur´ân oku(yup namaz kıl)mak üzere uyan! Rabbinin seni güzel bir makama ulaştırması umulur. |
Ve geceleyin kalk, sana mahsus bir nafile olmak üzere gece namaz kıl. Ümitvar ol ki, Rabbin seni bir makamı Mahmud´a gönderecektir. |
15 / 289 |
İsra Suresi
80.Ayet |
وَقُلْ رَبِّ أَدْخِلْنِي مُدْخَلَ صِدْقٍ وَأَخْرِجْنِي مُخْرَجَ صِدْقٍ وَاجْعَلْ لِي مِنْ لَدُنْكَ سُلْطَانًا نَصِيرًا -80 |
De ki: “Rabbim! (Gireceğim yere) doğruluk ve esenlik içinde girmemi sağla. (Çıkacağım yerden de) beni doğruluk ve esenlik içinde çıkar. Katından bana yardımcı bir kuvvet ver.” |
Ve de ki: rabbım beni sıdık girdirimi girdir ve sıdık çıkarışı çıkar ve benim için ledünnünden bir sultanı nasîr kıl |
De ki: Rabbim ! Beni gireceğim yere sıdk ile sok, çıkaracağın yerden sıdk ile çıkar ve kendi katından bana yardımcı bir kuvvet ver. |
De ki: "Rabbim, beni doğruluk girdirişiyle girdir ve beni doğruluk çıkarışiyle çıkar. Bana katından yardımcı bir güç ver." |
Ve de ki: «Yarabbi! Beni bir sıdk medhalini idhal et ve beni bir sıdk mahrecine ihrac eyle ve benim için kendi tarafından bir yardımcı kuvvet (nâsip) kıl.» |
15 / 289 |
İsra Suresi
81.Ayet |
وَقُلْ جَاءَ الْحَقُّ وَزَهَقَ الْبَاطِلُ ۚ إِنَّ الْبَاطِلَ كَانَ زَهُوقًا -81 |
De ki: “Hak geldi, batıl yok oldu. Şüphesiz batıl, yok olmaya mahkûmdur.” |
Ve de ki: hak geldi bâtıl zevale erdi hakıkaten bâtıl pek zavallıdır |
De ki: Hakk geldi, bâtıl yok oldu ; çünkü gerçekten bâtıl yok olmaya mahkûmdur. |
De ki: "Hak geldi, bâtıl gitti; zaten bâtıl yok olmağa mahkûmdur." |
Ve de ki: «Hak geldi ve bâtıl müzmahil oldu. Şüphe yok ki, bâtıl muzmahil olmuştur.» |
15 / 289 |
İsra Suresi
82.Ayet |
وَنُنَزِّلُ مِنَ الْقُرْآنِ مَا هُوَ شِفَاءٌ وَرَحْمَةٌ لِلْمُؤْمِنِينَ ۙ وَلَا يَزِيدُ الظَّالِمِينَ إِلَّا خَسَارًا -82 |
Biz Kur’an’dan, mü’minler için şifa ve rahmet olacak şeyler indiriyoruz. Zalimlerin ise Kur’an, ancak zararını artırır. |
Biz de Kur´andan peyderpey öylesini indiririz ki mü´minler için o bir şifâ ve bir rahmettir, zalimlerin ise ancak hasarını artırır |
Kur´ân´dan mü´minlere şifâ ve rahmet olan (parçalar, bölümler) indiririz. Zâlimlerin ise ancak ziyanını artırır. |
Biz Kur´ân´dan mü´minlere şifâ ve rahmet olan şeyler indiriyoruz. Ama bu, zâlimlerin ziyanını artırmaktan başka bir katkıda bulunmaz. |
Ve Kur´an´dan mü´minler için bir şifa, bir rahmet olan şeyi indiririz. Zalimler için ise, noksandan başka bir şey arttırmaz. |
15 / 289 |
İsra Suresi
83.Ayet |
وَإِذَا أَنْعَمْنَا عَلَى الْإِنْسَانِ أَعْرَضَ وَنَأَىٰ بِجَانِبِهِ ۖ وَإِذَا مَسَّهُ الشَّرُّ كَانَ يَئُوسًا -83 |
İnsana nimet verdiğimizde yüz çevirip yan çizer. Kendisine şer dokununca da umutsuzluğa düşer. |
Öyleya biz insana ni´met verdiğimiz zaman aldırmaz, yan büker, kendisine şer dokunduğu zaman da pek me´yus olur |
İnsana nîmet verdiğimiz zaman yüzçevirir de yançizer. Kendisine kötülük dokunduğu zaman ümitsizliğe kapılır. |
İnsana ni´met verdiğimiz zaman, yüz çevirip yan çizer. Ona bir zarar dokununca da umutsuzluğa düşer. |
İnsana nîmet verdiğimiz zaman kaçınır, yan çizer ve ona bir şer isabet edince de pek mey´us olur. |
15 / 289 |
İsra Suresi
84.Ayet |
قُلْ كُلٌّ يَعْمَلُ عَلَىٰ شَاكِلَتِهِ فَرَبُّكُمْ أَعْلَمُ بِمَنْ هُوَ أَهْدَىٰ سَبِيلًا -84 |
De ki: “Herkes kendi yapısına uygun işler görür. Rabbiniz, en doğru yolda olanı daha iyi bilir.” |
De ki: her biri kendi uyarına göre hareket ediyor, o halde yolca en doğru olan kim olduğunu daha ziyade rabbınız bilir |
De ki: Herkes mizacına ve inancına göre amel eder. O halde kimin daha doğru yolda bulunduğunu Rabbiniz daha iyi bilir. |
De ki: "Herkes kendi karakterine göre hareket eder. Rabbiniz kimin en doğru yolda olduğunu daha iyi bilir." |
De ki: «Herkes kendi kabiliyetine göre amelde bulunur. Rabbin ise doğru yolu takib edenleri daha ziyâde bilendir.» |
15 / 289 |
İsra Suresi
85.Ayet |
وَيَسْأَلُونَكَ عَنِ الرُّوحِ ۖ قُلِ الرُّوحُ مِنْ أَمْرِ رَبِّي وَمَا أُوتِيتُمْ مِنَ الْعِلْمِ إِلَّا قَلِيلًا -85 |
Sana ruh hakkında soru soruyorlar. De ki: “Ruh, Rabbimin bileceği bir şeydir. Size pek az ilim verilmiştir.” |
Bir de sana ruhtan soruyorlar, de ki: ruh rabbımın emrindendir ve size ılimden ancak az bir şey verilmiştir |
Sana ruhtan soruyorlar, de ki: Ruh Rabbimin emrindendir. Size ilimden az bir şey verilmiştir. |
Sana ruhtan sorarlar. De ki: "Ruh, Rabbimin emrindendir. Size ilimden pek az bir şey verilmiştir." |
Sana ruhtan sual ederler. De ki: «Ruh Rabbimin emrindendir. Size ise ilimden ancak az birşey verilmiştir.» |
15 / 289 |
İsra Suresi
86.Ayet |
وَلَئِنْ شِئْنَا لَنَذْهَبَنَّ بِالَّذِي أَوْحَيْنَا إِلَيْكَ ثُمَّ لَا تَجِدُ لَكَ بِهِ عَلَيْنَا وَكِيلًا -86 |
Andolsun, dileseydik biz sana vahyettiğimizi tamamen ortadan kaldırırdık; sonra bu konuda bize karşı kendine hiçbir yardımcı da bulamazdın. |
Celâlim hakkı için dilersek sana vahyettiğimizi de tamamen gideriveririz, sonra bize karşı kendine bir vekîl de bulamazsın |
And olsun ki, dilersek sana vahyettiğimizi giderip götürürüz (hafızandaki her şeyi sileriz). Sonra bize karşı kendinden yana bir vekil de bulamazsın. |
Andolsun, biz dilesek, sana vahyettiğimiz(âyetler)i tamamen gideririz; sonra onun (geri alınması) için bize karşı sana bir yardımcı bulamazsın. |
Zât-ı akdesime andolsun ki, eğer dilesek, sana vahyetmiş olduğumuzu elbette gideririz, sonra senin için Bize karşı onunla (o giderileni iade için) bir vekil bulamazsın. |
15 / 289 |