SURE AYET NO |
ARAPÇA |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI HAMDI |
CELAL YILDIRIM |
SULEYMAN ATES |
O NASUHI BILMEN |
CÜZ SAYFA |
Mü'minun Suresi
28.Ayet |
فَإِذَا اسْتَوَيْتَ أَنْتَ وَمَنْ مَعَكَ عَلَى الْفُلْكِ فَقُلِ الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي نَجَّانَا مِنَ الْقَوْمِ الظَّالِمِينَ -28 |
Sen ve beraberindeki kimseler, gemiye bindiğiniz zaman: “Bizi zalim kavmin elinden kurtaran Allah’a hamd olsun” de. |
Binaenaleyh sen maıyyetindekilerle geminin üzerine çıktığında da de ki: hamd o Allaha ki bizi o zalim kavminden kurtardı |
Artık sen ve beraberindekiler gemiye yerleşip yerinizi alınca, de ki: «Bizi zâlim bir kavimden kurtaran Allah´a hamd olsun.» |
Sen ve yanında bulunanlar gemiye yerleştiğiniz zaman: "Bizi o zâlim kavimden kurtaran Allah´a hamdolsun." de. |
İmdi sen ve seninle beraber olanlar geminin üzerine çıktığınızda de ki: «Hamd o Allah´a olsun ki, bizi o zalimler olan kavimden kurtardı.» |
18 / 343 |
Mü'minun Suresi
29.Ayet |
وَقُلْ رَبِّ أَنْزِلْنِي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَأَنْتَ خَيْرُ الْمُنْزِلِينَ -29 |
Yine de ki: “Ey Rabbim! Beni bereketli bir yere kondur. Sen, konuk edenlerin en hayırlısısın.” |
Ve de ki: rabbım! Beni bir mübarek menzile kondur, konuklıyanların en hayırlısı sensin |
Ve de ki: «Rabbim ! Beni mubarek bir konağa indir, sen (konaklara) indirenlerin en hayırlısısın.» |
Ve de ki: "Rabbim, beni mübârek bir inişle indir; sen konuklayanların en hayırlısısın." |
Ve de ki: «Yarabbi! Beni bir mübarek menzile indir ve Sen indirenlerin en hayırlısısın.» |
18 / 343 |
Mü'minun Suresi
30.Ayet |
إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَآيَاتٍ وَإِنْ كُنَّا لَمُبْتَلِينَ -30 |
Şüphesiz bu olayda ibretler vardır. Biz gerçekten (kullarımızı) imtihan ederiz. |
İşte bunda çok âyetler vardır ve hakıkat biz pek imtihancıyızdır |
Şüphesiz ki (bu önemli ve ibretli olayda) birçok öğütler ve dersler vardır. Doğrusu biz hep (böyle) sınava çekeriz. |
Gerçi biz, (onları) sınıyorduk ama, bu olayda (sizler için de) nice ibretler vardır. |
Şüphe yok ki, bunda elbette bir nice ibretler vardır ve hakikaten Biz elbette pek imtihan edicileriz. |
18 / 343 |
Mü'minun Suresi
31.Ayet |
ثُمَّ أَنْشَأْنَا مِنْ بَعْدِهِمْ قَرْنًا آخَرِينَ -31 |
Sonra onların (Nûh kavminin) ardından başka bir nesil yarattık. |
Sonra arkalarından başka bir karn inşa eyledik |
Sonra onların ardından başka bir nesil ortaya çıkardık. |
Sonra onların ardından başka bir nesil yetiştirdik. |
Sonra onların arkalarından başka bir nesil icad ettik. |
18 / 343 |
Mü'minun Suresi
32.Ayet |
فَأَرْسَلْنَا فِيهِمْ رَسُولًا مِنْهُمْ أَنِ اعْبُدُوا اللَّهَ مَا لَكُمْ مِنْ إِلَٰهٍ غَيْرُهُ ۖ أَفَلَا تَتَّقُونَ -32 |
Onlara, kendilerinden, “Allah’a kulluk edin, sizin O’ndan başka hiçbir ilâhınız yoktur, hâlâ O’na karşı gelmekten sakınmaz mısınız?” diye öğüt veren bir peygamber gönderdik. |
Onların içinde de kendilerinden bir Resul gönderdik şöyle ki: Allaha ıbadet edin ondan başka bir tanrınız yok, artık korunmaz mısınız? |
İçlerinden (seçip beğendiklerimizi) kendilerine peygamber olarak gönderdik. (O da onlara): «Allah´a ibâdet edin, O´ndan başka sizin için (hakiki) hiçbir tanrı yoktur; artık (inkârdan, puta tapmaktan, azgınlık göstermekten) sakınmazmısınız ?» dedi. |
Onlara da kendi içlerinden: "Allah´a kulluk edin, sizin O´ndan başka Tanrınız yoktur, (Allâh´ın azâbından) korunmaz mısınız?" diyen bir elçi gönderdik. |
Onların içinde de onlardan bir peygamber gönderdik. Dedi ki: «Siz Allah´a ibadet edin, sizin için O´ndan başka bir ilâh yoktur. Artık ittika etmiyecek misiniz?» |
18 / 343 |
Mü'minun Suresi
33.Ayet |
وَقَالَ الْمَلَأُ مِنْ قَوْمِهِ الَّذِينَ كَفَرُوا وَكَذَّبُوا بِلِقَاءِ الْآخِرَةِ وَأَتْرَفْنَاهُمْ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا مَا هَٰذَا إِلَّا بَشَرٌ مِثْلُكُمْ يَأْكُلُ مِمَّا تَأْكُلُونَ مِنْهُ وَيَشْرَبُ مِمَّا تَشْرَبُونَ -33 |
O peygamberin kavminden, Allah’ı inkâr eden, ahireti yalanlayan ve bizim dünya hayatında kendilerine bol bol nimet verdiğimiz ileri gelenler şöyle dediler: “O da ancak sizin gibi bir insandır. Sizin yediğiniz şeylerden yiyor, içtiğiniz şeylerden içiyor.” |
Dünya hayatta kendilerine refah verdiğimiz halde küfredip Âhıret likasını tekzib eyliyen kavminden o (mele´) kodaman güruh ise şöyle dedi: «bu başka değil, ancak sizin gibi bir beşer, yediğinizden yiyor, içtiğinizden içiyor |
O´nun kavminden küfredip Âhiret´e kavuşmayı yalan (ve saçma) sayan, Dünya hayatında refaha kavuşturduğumuz ileri gelenler dediler ki: «Bu da ancak sizin gibi bir insandır; sizin yediğinizden yiyor, içtiğinizden içiyor. |
Kavminden, kendilerine dünyâ hayâtında bol ni´met verdiğimiz o inkâr eden ve âhiret buluşmasını (hesap ve cezâsını) yalanlayan eşraf takımı dedi ki: "Bu da sizin gibi bir insandan başka bir şey değildir. Sizin yediğinizden yiyor, içtiğinizden içiyor." |
Onun kavminden bir tâife ki, kâfir oldular ve ahirete kavuşmayı tekzîp ettiler ve dünya hayatında kendilerine refah verdiğimiz halde dediler ki: «Bu başka değil, ancak sizin gibi bir insan, sizin yediğinizden yiyor ve sizin içtiğinizden içiyor.» |
18 / 343 |
Mü'minun Suresi
34.Ayet |
وَلَئِنْ أَطَعْتُمْ بَشَرًا مِثْلَكُمْ إِنَّكُمْ إِذًا لَخَاسِرُونَ -34 |
“Andolsun, kendiniz gibi bir beşere itaat ederseniz mutlaka ziyana uğrarsınız.” |
ve şayet sizin gibi bir beşere itaat ederseniz muhakkak ki siz o halde kat´ıyyen husrandasınızdır. |
Eğer kendiniz gibi bir insana itaat edip peşine takılırsanız o takdirde hüsrana uğrarsınız. |
"Eğer sizin gibi bir insana itâ´at ederseniz o takdirde siz, mutlaka ziyana uğrayanlarsınız demektir." |
«Ve eğer siz, misliniz olan bir insana itaat ederseniz, şüphe yok ki o halde muhakkak hüsrâna uğramış kimselersiniz.» |
18 / 343 |
Mü'minun Suresi
35.Ayet |
أَيَعِدُكُمْ أَنَّكُمْ إِذَا مِتُّمْ وَكُنْتُمْ تُرَابًا وَعِظَامًا أَنَّكُمْ مُخْرَجُونَ -35 |
“O, öldüğünüz, toprak ve kemik hâline geldiğiniz zaman sizin tekrar mutlaka (diriltilip) çıkarılacağınızı mı vaad ediyor?” |
Siz öldüğünüz ve bir toprak, bir yığın kemik olduğunuz vakıt muhakkak çıkarılacaksınız diye mi va´dediyor? |
Siz öldüğünüz, toprak ve kemik haline geldiğiniz zaman, elbette (topraktan yeniden) çıkarılacağınızı mı va´dediyor O ? |
"O size, siz öldüğünüz, toprak ve kemik haline geldiğiniz zaman yeniden hayâta çıkarılacağınızı mı va´dediyor?" |
«Size vaadediyor ki, siz öldüğünüz ve bir toprak ve birtakım kemikler kesildiğiniz vakit muhakkak ki, siz çıkarılmış olacaksınızdır.» |
18 / 343 |
Mü'minun Suresi
36.Ayet |
هَيْهَاتَ هَيْهَاتَ لِمَا تُوعَدُونَ -36 |
“Hâlbuki bu size vaad olunan şey, ne kadar da uzak!” |
Heyhât o va´dolunduğunuz şey ne kadar uzak |
Va´dolunduğunuz şeyler pek uzaktır, pek uzak!. |
"Heyhât, o size va´dedilen şey ne kadar uzak!" |
«Ne uzak, ne uzak o vaad olunduğunuz şey.» |
18 / 343 |
Mü'minun Suresi
37.Ayet |
إِنْ هِيَ إِلَّا حَيَاتُنَا الدُّنْيَا نَمُوتُ وَنَحْيَا وَمَا نَحْنُ بِمَبْعُوثِينَ -37 |
“Hayat, bu dünya hayatından ibarettir. Ölürüz ve yaşarız. Biz tekrar diriltilecek değiliz.” |
O, bizim Dünya hayatımızdan başka bir şey değildir, ölürüz ve yaşarız, fakat biz ba´s olunmayız |
Bizim ancak Dünya hayatımızdır ki (bir kısmımız) ölürüz, (bir kısmımız) yaşarız ve biz bir daha diriltilip kaldırılmıyacağız. |
"Ne ise hep bu dünyâ hayâtımızdır; ölürüz ve yaşarız, biz öldükten sonra diriltilecek değiliz." |
«O (hayat) değildir, ancak bizim bu dünya hayatımızdan ibarettir. Ölürüz ve yaşarız ve biz tekrar hayata erdirilecekler değiliz.» |
18 / 343 |
Mü'minun Suresi
38.Ayet |
إِنْ هُوَ إِلَّا رَجُلٌ افْتَرَىٰ عَلَى اللَّهِ كَذِبًا وَمَا نَحْنُ لَهُ بِمُؤْمِنِينَ -38 |
“Bu, Allah’a karşı yalan uyduran bir kimseden başkası değildir. Biz ona inanmayız.” |
O ancak öyle bir adam ki bir yalanı Allaha iftira etti, biz ona inanacak değiliz |
(Peygamberlik iddiasında bulunan) o adam, Allah´a karşı yalan uyduran bir (şaşkından) başkası değildir. Biz de ona inanacak değiliz. |
"O, Allah´a yalan uydurandan başka bir adam değildir. Biz ona inanıcı(insan)lar değiliz." |
«O başka değil, ancak bir erkektir ki, Allah´a karşı yalan yere iftirada bulunmuştur ve biz ona inananlar değiliz.» |
18 / 343 |
Mü'minun Suresi
39.Ayet |
قَالَ رَبِّ انْصُرْنِي بِمَا كَذَّبُونِ -39 |
O peygamber, “Ey Rabbim! Yalanlamalarına karşı bana yardım et!” dedi. |
Ya rab! dedi: beni tekzib ettikleri cihetle öcümü al |
O (Peygamber) dedi ki: «Rabbim ! Beni yalancı saymalarına karşılık bana yardım et.» |
(O peygamber): "Rabbim, dedi, beni yalanlamaları karşısında bana yardım et." |
(O Peygamber de) Dedi ki: «Yarabbi! beni tekzîp ettikleri için bana yardım et.» |
18 / 343 |
Mü'minun Suresi
40.Ayet |
قَالَ عَمَّا قَلِيلٍ لَيُصْبِحُنَّ نَادِمِينَ -40 |
Allah, “Yakın zamanda mutlaka pişman olacaklardır!” dedi. |
Buyurdu ki: az bir zamanda nâdim olacaklar |
Allah buyurduki: «Az bir zamanda (azabı görünce) pişman olacaklar.» |
(Allâh): "Az sonra onlar pişman olacaklar!" dedi. |
(Cenâb-ı Hak da vahyen) Buyurdu ki: «Biraz sonra elbette ki pişman olarak sabahlayacaklardır.» |
18 / 343 |
Mü'minun Suresi
41.Ayet |
فَأَخَذَتْهُمُ الصَّيْحَةُ بِالْحَقِّ فَجَعَلْنَاهُمْ غُثَاءً ۚ فَبُعْدًا لِلْقَوْمِ الظَّالِمِينَ -41 |
Derken onları o korkunç ses, kaçınılmaz olarak kıskıvrak yakalayıverdi de kendilerini çör çöp yığını hâline getirdik. Zalimler topluluğu, Allah’ın rahmetinden uzak olsun! |
Derken onları sayha, bihakkın alıverdi de kendilerini bir seyl süpürüntüsü yapıverdik, artık öyle bir defolmuş oldu ki o kavm, o zalimler! |
Derken korkunç bir ses gerçekten onları yakaladı da bu yüzden onları (kıyılara atılıp itilmiş) çerçöp haline getirdik. Zâlim kavme (rahmet ve yardımdan) uzaklık!. |
Derken o korkunç ses, onları gerçekten yakaladı da onları sel süprüntüsü haline getirdik. Uzak olsun o zâlim kavim!. |
Derken onları bihakkın bir sayha yakaladı da Biz onları bir sel süprüntüsü kıldık. Artık zalimler olan kavim için bir uzaklık olsun. |
18 / 343 |
Mü'minun Suresi
42.Ayet |
ثُمَّ أَنْشَأْنَا مِنْ بَعْدِهِمْ قُرُونًا آخَرِينَ -42 |
Sonra bunların arkalarından başka nesiller yarattık. |
Sonra arkalarından başka karnlar inşâ ettik |
Sonra bunların ardından biz nice nesilleri ortaya çıkardık. |
Sonra onların ardından başka nesiller yetiştirdik. |
Sonra onların ardından başka kavimler vücuda getirdik. |
18 / 343 |