KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
AYET MEALLERİ   SURE MEAL   SAYFA MEAL   CÜZ MEAL   SECDE AYETLERİ
KUR'AN-I KERİMİN 320. SAYFASΙNA GÖRE AYET VE MEALLERİ Nİ SΙRALAMA >
MEAL SAYFALARI
1 2 3
4 5 6
7 8 9
10 11 12
13 14 15
16 17 18
19 20 21
22 23 24
25 26 27
28 29 30
31 32 33
34 35 36
37 38 39
40 41 42
43 44 45
46 47 48
49 50 51
52 53 54
55 56 57
58 59 60
61 62 63
64 65 66
67 68 69
70 71 72
73 74 75
76 77 78
79 80 81
82 83 84
85 86 87
88 89 90
91 92 93
94 95 96
97 98 99
100 101 102
103 104 105
106 107 108
109 110 111
112 113 114
115 116 117
118 119 120
121 122 123
124 125 126
127 128 129
130 131 132
133 134 135
136 137 138
139 140 141
142 143 144
145 146 147
148 149 150
151 152 153
154 155 156
157 158 159
160 161 162
163 164 165
166 167 168
169 170 171
172 173 174
175 176 177
178 179 180
181 182 183
184 185 186
187 188 189
190 191 192
193 194 195
196 197 198
199 200 201
202 203 204
205 206 207
208 209 210
211 212 213
214 215 216
217 218 219
220 221 222
223 224 225
226 227 228
229 230 231
232 233 234
235 236 237
238 239 240
241 242 243
244 245 246
247 248 249
250 251 252
253 254 255
256 257 258
259 260 261
262 263 264
265 266 267
268 269 270
271 272 273
274 275 276
277 278 279
280 281 282
283 284 285
286 287 288
289 290 291
292 293 294
295 296 297
298 299 300
301 302 303
304 305 306
307 308 309
310 311 312
313 314 315
316 317 318
319 320 321
322 323 324
325 326 327
328 329 330
331 332 333
334 335 336
337 338 339
340 341 342
343 344 345
346 347 348
349 350 351
352 353 354
355 356 357
358 359 360
361 362 363
364 365 366
367 368 369
370 371 372
373 374 375
376 377 378
379 380 381
382 383 384
385 386 387
388 389 390
391 392 393
394 395 396
397 398 399
400 401 402
403 404 405
406 407 408
409 410 411
412 413 414
415 416 417
418 419 420
421 422 423
424 425 426
427 428 429
430 431 432
433 434 435
436 437 438
439 440 441
442 443 444
445 446 447
448 449 450
451 452 453
454 455 456
457 458 459
460 461 462
463 464 465
466 467 468
469 470 471
472 473 474
475 476 477
478 479 480
481 482 483
484 485 486
487 488 489
490 491 492
493 494 495
496 497 498
499 500 501
502 503 504
505 506 507
508 509 510
511 512 513
514 515 516
517 518 519
520 521 522
523 524 525
526 527 528
529 530 531
532 533 534
535 536 537
538 539 540
541 542 543
544 545 546
547 548 549
550 551 552
553 554 555
556 557 558
559 560 561
562 563 564
565 566 567
568 569 570
571 572 573
574 575 576
577 578 579
580 581 582
583 584 585
586 587 588
589 590 591
592 593 594
595 596 597
598 599 600
601 602 603
604
SURE
AYET NO
ARAPÇA DİYANET VAKFI ELMALILI HAMDI CELAL YILDIRIM  SULEYMAN ATES O NASUHI BILMEN CÜZ
SAYFA
Taha Suresi

126.Ayet
قَالَ كَذَٰلِكَ أَتَتْكَ آيَاتُنَا فَنَسِيتَهَا ۖ وَكَذَٰلِكَ الْيَوْمَ تُنْسَىٰ -126 Allah, “Evet, öyle. Âyetlerimiz sana geldi de sen onları unuttun. Aynı şekilde bugün de sen unutuluyorsun” der. Buyurur ki: öyle, sana âyetlerimiz geldi de onları unuttun, bugün de böyle bırakılacaksın Allah ona: Bu böyledir. Âyetlerimiz sana geldi ama sen onları unuttun (bir tarafa itip terkettin). Bugün de sen öylece unutulurda (Cehennem´e) terkedilirsin, buyurur, d). (Allâh) buyurur ki: "Nasıl sana âyetlerimiz geldiği zaman, sen onları unuttuysan, bugün de sen öyle unutulursun!" (Allah Teâlâ da) Buyuruyor ki: «Öyledir. Sana âyetlerimiz geldi, sen hemen onları unutuverdin. Bugün de sen öylece unutulursun.» 16 / 320
Taha Suresi

127.Ayet
وَكَذَٰلِكَ نَجْزِي مَنْ أَسْرَفَ وَلَمْ يُؤْمِنْ بِآيَاتِ رَبِّهِ ۚ وَلَعَذَابُ الْآخِرَةِ أَشَدُّ وَأَبْقَىٰ -127 Haddi aşan ve Rabbi’nin âyetlerine inanmayanları işte böyle cezalandırırız. Şüphesiz ahiret azabı daha şiddetli ve daha kalıcıdır. Ve işte rabbının âyâtına iyman etmeyip israf edeni biz böyle cezalandıracağız ve elbette o Âhıret azâbı daha şiddetli ve daha bakalıdır (İşte günah ve haksızlıkta) ileri gidenleri, haddini aşanları ve Rablarının âyetlerine inanmayanları da böylece cezalandıracağız. Âhiret azabı ise daha şiddetli ve daha süreklidir. İşte isrâf eden ve Rabbinin âyetlerine inanmayanları böyle cezâlandırırız. Elbette âhiretin azâbı daha çetin ve daha süreklidir. «Ve israf eden ve Rabbisinin âyetlerine imân etmeyen kimseyi böylece cezalandırırız ve ahiretin azabı ise elbette ki, daha şiddetlidir ve daha bakidir.» 16 / 320
Taha Suresi

128.Ayet
أَفَلَمْ يَهْدِ لَهُمْ كَمْ أَهْلَكْنَا قَبْلَهُمْ مِنَ الْقُرُونِ يَمْشُونَ فِي مَسَاكِنِهِمْ ۗ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَآيَاتٍ لِأُولِي النُّهَىٰ -128 Yurtlarında dolaşıp durdukları, kendilerinden önceki nice nesilleri helâk etmiş olmamız, onları doğru yola iletmedi mi? Şüphesiz bunda akıl sahipleri için ibretler vardır. Daha onları şu irşad etmedi mi? Ki kendilerinden evvel nice kurûn helâk etmişiz, onların meskenlerinde yürüyüp duruyorlar, her halde bunda ıbret alacak aklı olanlar için çok âyetler var Kendilerinden önce nice nesilleri yok etmemiz bunları doğru yola getirmedi mi? Yok edilenlerin oturdukları yerlerde yürüyüp dolaşmaktadırlar, (hiç de ibret almazlar mı ?). Şüphesiz ki bunda sağduyu sahipleri için nice acık belgeler ve ibretler vardır. (Bugün) meskenlerinde dolaştıkları, kendilerinden önce yaşamış nice nesilleri yok edişimiz onları hâlâ yola getirmedi mi? Elbette bunda akıl sâhipleri için ibretler vardır. Onlar için vesile-i hidâyet olmadı mı ki, onlardan evvel nice asırlar ahalisini helâk ettik. Onların yurtlarında yürüyorlar. Şüphe yok ki, bunda güzel akıl sahipleri için büyük ibretler vardır. 16 / 320
Taha Suresi

129.Ayet
وَلَوْلَا كَلِمَةٌ سَبَقَتْ مِنْ رَبِّكَ لَكَانَ لِزَامًا وَأَجَلٌ مُسَمًّى -129 Rabbin tarafından daha önce söylenmiş bir hüküm ve belirlenmiş bir süre olmasaydı, onlar da hemen cezalandırılırlardı. Rabbından bir kelime sebketmiş olmasa idi her halde azâb lizam olurdu fakat müsemmâ bir ecel var Eğer Rabbinden bir söz ve belirlenmiş bir va´de geçmemiş olsaydı, elbette (azâb onlara) gerekli olurdu. Eğer Rabbin tarafından söylenmiş bir söz ve belirtilmiş bir süre olmasaydı. (bunların da hemen helâk edilmeleri) gerekli olurdu. Ve eğer Rabbinden sabk etmiş bir kelime ve tayin edilmiş bir müddet olmasa idi elbette büyük bir azap lâzım olurdu. 16 / 320
Taha Suresi

130.Ayet
فَاصْبِرْ عَلَىٰ مَا يَقُولُونَ وَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ قَبْلَ طُلُوعِ الشَّمْسِ وَقَبْلَ غُرُوبِهَا ۖ وَمِنْ آنَاءِ اللَّيْلِ فَسَبِّحْ وَأَطْرَافَ النَّهَارِ لَعَلَّكَ تَرْضَىٰ -130 O hâlde, onların söylediklerine sabret ve güneşin doğuşundan ve batışından önce Rabbini hamd ile tespih et. Gece vakitlerinde ve gündüzün uçlarında da tespih et ki hoşnut olasın. O halde dediklerine sabret de rabbına hamdile tesbih eyle; güneş doğmadan evvel, gece saatlerinde de tesbih et gündüzün etrafında da, ki rızaya irebilesin Onların dediklerine karşı sabret. Güneşin doğmasından ve batmasından önce Rabbını hamd ile tesbîh et; gece saatlerinde ve gündüzün etrafında da O´nu tesbîh et ki ilâhî hoşnutluğa eresin. Onların dediklerine sabret, güneşin doğmasından ve batmasından önce Rabbini överek tesbih et; gece sâ´atlerinden bir kısmında ve gündüzün taraflarında da tesbih et ki memnun olasın! Artık onların dediklerine sabret ve güneşin doğmasından evvel ve batmasından evvel Rabbine hamd ile tesbihte bulun. Ve gece saatlerinde de tesbih et ve gündüzün etrafında da. Tâ ki sen hoşnut olasın. 16 / 320
Taha Suresi

131.Ayet
وَلَا تَمُدَّنَّ عَيْنَيْكَ إِلَىٰ مَا مَتَّعْنَا بِهِ أَزْوَاجًا مِنْهُمْ زَهْرَةَ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا لِنَفْتِنَهُمْ فِيهِ ۚ وَرِزْقُ رَبِّكَ خَيْرٌ وَأَبْقَىٰ -131 Onlardan bazı kesimlere, kendilerini sınamak için dünya hayatının süsü olarak verdiğimiz şeylere gözünü dikme. Rabbinin rızkı daha hayırlı ve daha kalıcıdır. Ve sakın öyle şey´e gözlerini uzatma ki biz onun hakkında kâfirleri fitneye düşürmek için onunla bir kaç çiftini Dünya hayatın cici bicisinden zevkıyab etmişizdir, halbuki rabbının rızkı hem daha hayırlı, hem daha bakalıdır O inkarcılardan kendilerini denemek için Dünya hayatının süsleriyle yararlandırdığımız kimselere (içinde bulundukları geçici şatafata) gözlerini dikme. Rabbın rızkı daha hayırlı ve daha süreklidir. Onlardan bazı zümrelere kendilerini denemek için verdiğimiz dünyâ hayâtının süsüne gözlerini dikme. Rabbinin rızkı daha hayırlı ve daha süreklidir. Ve gözlerini uzatma o şeye ki onunla kâfirlerden bazı zümreleri dünya hayatının bir ziyneti olmak üzere faidelendirmişizdir, onları o şeyde imtihana tâbi tutmak için ve Rabbin ise hayırlıdır ve daha devamlıdır. 16 / 320
Taha Suresi

132.Ayet
وَأْمُرْ أَهْلَكَ بِالصَّلَاةِ وَاصْطَبِرْ عَلَيْهَا ۖ لَا نَسْأَلُكَ رِزْقًا ۖ نَحْنُ نَرْزُقُكَ ۗ وَالْعَاقِبَةُ لِلتَّقْوَىٰ -132 Ailene namazı emret ve kendin de ona devam et. Senden rızık istemiyoruz. Sana da biz rızık veriyoruz. Güzel sonuç, Allah’a karşı gelmekten sakınmanındır. Hem ehline de namaz ile emret hem de kendin ona sabrile devam eyle, biz senden bir rızk istemiyoruz. Biz seni merzuk ederiz ve âkıbet takvânındır Ehline (=Ümmetine ve yakınlarına) namazı emret! Kendin de sabır gösterip devam et; biz senden rızık (için çalışmanı) istemiyoruz. (Senin çok daha önemli görevlerin, hizmet amaçların vardır). Biz seni rızıklandırırız. İyi sonuç, Allah´tan korkup fenalıklardan sakınmaya mahsustur. Âilene namazı emret, kendin de namaz kılmaya dayan. Biz senden rızık istemiyoruz. Seni biz besliyoruz. Sonuç takvâ(sâhipleri)nindir. Ehline namaz ile emret, ve sen de onun üzerine sabret, Biz senden bir rızk istemiyoruz, seni Biz merzûk ederiz. Akibet ise takvâ içindir. 16 / 320
Taha Suresi

133.Ayet
وَقَالُوا لَوْلَا يَأْتِينَا بِآيَةٍ مِنْ رَبِّهِ ۚ أَوَلَمْ تَأْتِهِمْ بَيِّنَةُ مَا فِي الصُّحُفِ الْأُولَىٰ -133 İnanmayanlar, “Doğru söylediğine dair bize Rabbinden açık bir delil (bir mucize) getirse ya!” dediler. Önceki kitaplarda olanların apaçık delili (olan Kur’an) onlara gelmedi mi? Birde rabbından bir âyet getirse ya! Dediler, yâ kendilerine evvelki kitablardakinin beyyinesi gelmedimi ki? (İnkarcı sapıklar) O (Muhammed), Rabbından bize bir mu´cize getirse ya, dediler. Önceki sahifelerde gecen belgeler, deliller onlara gelmedi mi ? (Kur´ân, o mu´cize ve belgeleri onlara açıklamadı mı ?) Dediler ki: "Rabbinden bize bir âyet (mu´cize) getirmeli değil mi?" Onlara, önceki Kitap´larda bulunan kanıt gelmedi mi? Ve dediler ki: «Rabbinden bize bir âyet getirmeli değil mi idi?» Onlara evvelki sahifelerde olanın beyanı gelmiş değil midir? 16 / 320
Taha Suresi

134.Ayet
وَلَوْ أَنَّا أَهْلَكْنَاهُمْ بِعَذَابٍ مِنْ قَبْلِهِ لَقَالُوا رَبَّنَا لَوْلَا أَرْسَلْتَ إِلَيْنَا رَسُولًا فَنَتَّبِعَ آيَاتِكَ مِنْ قَبْلِ أَنْ نَذِلَّ وَنَخْزَىٰ -134 Eğer biz onları o Kur’an’dan önce bir azap ile helâk etseydik mutlaka, “Ey Rabbimiz! Keşke bize bir peygamber gönderseydin de alçalıp rezil olmadan önce âyetlerine uysaydık” derlerdi. Eğer biz onları bundan evvel âzâb ile ihlâk etmiş olsa idik derlerdi ki o rabbımız! Ne olurdu bize bir Resul gönderseydin de biz zelil ve rüsvay olmadan evvel âyetlerine ittiba etseydik Eğer biz onları (Kur´ân´ı indirmeden, peygamber göndermeden) önce bir azâb ile yok etmiş olsaydık, (Kıyamet günü onlar): «Ey Rabbimiz ! Bize bir peygamber gönderseydin de alçalıp zillete uğramadan âyetlerine uysaydık (olmaz mıydı ?) diyecekler. Şâyet onları, ondan önce bir azâb ile helâk etseydik: "Rabbimiz, bize bir elçi gönderseydin de böyle alçak ve rezil olmadan önce senin âyetlerine uysaydık!" derlerdi. Ve eğer Biz onları ondan evvel bir azab ile ihlâk etmiş olsa idik, elbette diyeceklerdi ki: «Ey Rabbimiz! Bize bir peygamber göndermeli değil mi idin ki, bir zillete ve rüsvaylığa düşmeden evvel senin âyetlerine tâbi olsa idik?» 16 / 320
Taha Suresi

135.Ayet
قُلْ كُلٌّ مُتَرَبِّصٌ فَتَرَبَّصُوا ۖ فَسَتَعْلَمُونَ مَنْ أَصْحَابُ الصِّرَاطِ السَّوِيِّ وَمَنِ اهْتَدَىٰ -135 Ey Muhammed, de ki: “Herkes beklemektedir, siz de bekleyin. Yakında kimin düz yolun sahipleri olduğunu, kimin doğru yolu bulduğunu bileceksiniz!” De ki hep beklemekte, bekleyin bakalım çünkü yakında bileceksiniz: doğru yol sahibleri kimler? ve doğru giden kim? De ki: Hep beklemekte(yiz), siz de bekleyin, bakalım; yakında kimlerin doğru yolun yakınları (adamları) olduğunu, kimlerin de doğru yolda bulunduğunu bileceksiniz. De ki: "Herkes gözetlemektedir. Gözetleyin, düzgün yolun sâhipleri kimdir, doğru yolda olan kimdir, bileceksiniz!" De ki: «Hepsi gözlemektedir. Artık siz de gözleyiniz. Yakında bileceksiniz ki, doğru yol sahipleri kimlerdir ve hidâyete ermiş olanlar kimlerdir?» 16 / 320
KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014