KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
AYET MEALLERİ   SURE MEAL   SAYFA MEAL   CÜZ MEAL   SECDE AYETLERİ
KUR'AN-I KERİMİN 575. SAYFASΙNA GÖRE AYET VE MEALLERİ Nİ SΙRALAMA >
MEAL SAYFALARI
1 2 3
4 5 6
7 8 9
10 11 12
13 14 15
16 17 18
19 20 21
22 23 24
25 26 27
28 29 30
31 32 33
34 35 36
37 38 39
40 41 42
43 44 45
46 47 48
49 50 51
52 53 54
55 56 57
58 59 60
61 62 63
64 65 66
67 68 69
70 71 72
73 74 75
76 77 78
79 80 81
82 83 84
85 86 87
88 89 90
91 92 93
94 95 96
97 98 99
100 101 102
103 104 105
106 107 108
109 110 111
112 113 114
115 116 117
118 119 120
121 122 123
124 125 126
127 128 129
130 131 132
133 134 135
136 137 138
139 140 141
142 143 144
145 146 147
148 149 150
151 152 153
154 155 156
157 158 159
160 161 162
163 164 165
166 167 168
169 170 171
172 173 174
175 176 177
178 179 180
181 182 183
184 185 186
187 188 189
190 191 192
193 194 195
196 197 198
199 200 201
202 203 204
205 206 207
208 209 210
211 212 213
214 215 216
217 218 219
220 221 222
223 224 225
226 227 228
229 230 231
232 233 234
235 236 237
238 239 240
241 242 243
244 245 246
247 248 249
250 251 252
253 254 255
256 257 258
259 260 261
262 263 264
265 266 267
268 269 270
271 272 273
274 275 276
277 278 279
280 281 282
283 284 285
286 287 288
289 290 291
292 293 294
295 296 297
298 299 300
301 302 303
304 305 306
307 308 309
310 311 312
313 314 315
316 317 318
319 320 321
322 323 324
325 326 327
328 329 330
331 332 333
334 335 336
337 338 339
340 341 342
343 344 345
346 347 348
349 350 351
352 353 354
355 356 357
358 359 360
361 362 363
364 365 366
367 368 369
370 371 372
373 374 375
376 377 378
379 380 381
382 383 384
385 386 387
388 389 390
391 392 393
394 395 396
397 398 399
400 401 402
403 404 405
406 407 408
409 410 411
412 413 414
415 416 417
418 419 420
421 422 423
424 425 426
427 428 429
430 431 432
433 434 435
436 437 438
439 440 441
442 443 444
445 446 447
448 449 450
451 452 453
454 455 456
457 458 459
460 461 462
463 464 465
466 467 468
469 470 471
472 473 474
475 476 477
478 479 480
481 482 483
484 485 486
487 488 489
490 491 492
493 494 495
496 497 498
499 500 501
502 503 504
505 506 507
508 509 510
511 512 513
514 515 516
517 518 519
520 521 522
523 524 525
526 527 528
529 530 531
532 533 534
535 536 537
538 539 540
541 542 543
544 545 546
547 548 549
550 551 552
553 554 555
556 557 558
559 560 561
562 563 564
565 566 567
568 569 570
571 572 573
574 575 576
577 578 579
580 581 582
583 584 585
586 587 588
589 590 591
592 593 594
595 596 597
598 599 600
601 602 603
604
SURE
AYET NO
ARAPÇA DİYANET VAKFI ELMALILI HAMDI CELAL YILDIRIM  SULEYMAN ATES O NASUHI BILMEN CÜZ
SAYFA
Müddessir Suresi

18.Ayet
إِنَّهُ فَكَّرَ وَقَدَّرَ -18 Çünkü o, düşündü taşındı, ölçtü biçti. Çünkü o bir düşündü, ölçtü biçti Çünkü gerçekten o, iyice düşündü, ölçüp biçti. Zirâ o düşündü, ölçtü, biçti. (18-19) Şüphe yok ki o, düşündü ve ölçtü biçti. Artık kahrolası, nasıl ölçtü biçti. 29 / 575
Müddessir Suresi

19.Ayet
فَقُتِلَ كَيْفَ قَدَّرَ -19 Kahrolası nasıl da ölçtü biçti! Kahrolası nasıl biçti (19-20) Geberesi nasıl ölçüp biçti I Sonra yine kahrolası nasıl ölçüp biçti! Kahrolası nasıl da ölçtü, biçti. (18-19) Şüphe yok ki o, düşündü ve ölçtü biçti. Artık kahrolası, nasıl ölçtü biçti. 29 / 575
Müddessir Suresi

20.Ayet
ثُمَّ قُتِلَ كَيْفَ قَدَّرَ -20 Yine kahrolası, nasıl ölçtü biçti! Sonra kahr olası nasıl biçti (19-20) Geberesi nasıl ölçüp biçti I Sonra yine kahrolası nasıl ölçüp biçti! Yine kahrolası nasıl ölçtü, biçti. (20-21) Sonra kahrolası, nasıl ölçtü biçti. Sonra bakıverdi. 29 / 575
Müddessir Suresi

21.Ayet
ثُمَّ نَظَرَ -21 Sonra (Kur’an hakkında) derin derin düşündü. Sonra baktı Sonra baktı.. Sonra baktı, (20-21) Sonra kahrolası, nasıl ölçtü biçti. Sonra bakıverdi. 29 / 575
Müddessir Suresi

22.Ayet
ثُمَّ عَبَسَ وَبَسَرَ -22 Sonra yüzünü ekşitti, kaşlarını çattı. Sonra kaşını çattı ve ekşiyerek surat astı Sonra kaşını çatıp yüzünü ekşitti. Sonra surat astı, kaşlarını çattı, (22-23) Sonra kaşını çattı, suratını astı. Sonra gerisine döndü ve böbürlendi. 29 / 575
Müddessir Suresi

23.Ayet
ثُمَّ أَدْبَرَ وَاسْتَكْبَرَ -23 (23-24) Sonra arkasını döndü ve büyüklük taslayıp şöyle dedi: “Bu, ancak nakledilegelen bir sihirdir.” Sonra ardına döndü ve büyüklük tasladı da Sonra da arkasını dönüp büyüklük taslıyarak gitti. Sonra arkasını döndü, böbürlendi: (22-23) Sonra kaşını çattı, suratını astı. Sonra gerisine döndü ve böbürlendi. 29 / 575
Müddessir Suresi

24.Ayet
فَقَالَ إِنْ هَٰذَا إِلَّا سِحْرٌ يُؤْثَرُ -24 (23-24) Sonra arkasını döndü ve büyüklük taslayıp şöyle dedi: “Bu, ancak nakledilegelen bir sihirdir.” Bu, dedi «başka değil, bir sihri müser Ve «Bu ancak anlatılagelen bir sihirden başkası değildir. "Bu dedi, rivâyet edilip öğretilen bir büyüden başka bir şey değildir." (24-25) Artık dedi ki: «Bu, naklolunagelen, bir sihirden başka değildir. Bu başka değil, ancak insan lâkırdısıdır.» 29 / 575
Müddessir Suresi

25.Ayet
إِنْ هَٰذَا إِلَّا قَوْلُ الْبَشَرِ -25 “Bu, ancak insan sözüdür.” Başka değil kavl-i beşer» Bu ancak bir insan sözüdür» dedi. "Bu, sadece, bir insan sözüdür." (24-25) Artık dedi ki: «Bu, naklolunagelen, bir sihirden başka değildir. Bu başka değil, ancak insan lâkırdısıdır.» 29 / 575
Müddessir Suresi

26.Ayet
سَأُصْلِيهِ سَقَرَ -26 Ben onu “Sekar”a (cehenneme) sokacağım. Yaslıyacağım onu Sekare Onu Sakar´a (Cehennem´in alt tabakasına) itip atacağım. Onu Sekar´a sokacağım. (26-27) Onu cehenneme yaslayacağım. Sana ne bildirdi; cehennem nedir? 29 / 575
Müddessir Suresi

27.Ayet
وَمَا أَدْرَاكَ مَا سَقَرُ -27 Sekar’ın ne olduğunu sen ne bileceksin? Bilir misin hem ne sekar Sakar nedir bilir misin ? Sekar´ın ne olduğunu sen nereden bileceksin? (26-27) Onu cehenneme yaslayacağım. Sana ne bildirdi; cehennem nedir? 29 / 575
Müddessir Suresi

28.Ayet
لَا تُبْقِي وَلَا تَذَرُ -28 Geride bir şey koymaz, bırakmaz. Ne bakıyye kor ne bırakır Ne geriye kor, ne de bırakır ? (Geride bir şey) Komaz, bırakmaz (her şeyi yakıp yok eder). Ne bırakır ve ne de terkeder, 29 / 575
Müddessir Suresi

29.Ayet
لَوَّاحَةٌ لِلْبَشَرِ -29 Derileri kavurur. Beşere susamış bir susuz Deriyi iyice değiştirir. Durmadan deriler kavurur. İnsan için çok yakıcıdır. 29 / 575
Müddessir Suresi

30.Ayet
عَلَيْهَا تِسْعَةَ عَشَرَ -30 Üzerinde on dokuz (görevli melek) vardır. Üzerinde on dokuz Üzerinde 19 (bekçi) vardır. Üzerinde ondokuz (muhafız) vardır. Onun üzerinde ondokuz (bekçi) vardır. 29 / 575
Müddessir Suresi

31.Ayet
وَمَا جَعَلْنَا أَصْحَابَ النَّارِ إِلَّا مَلَائِكَةً ۙ وَمَا جَعَلْنَا عِدَّتَهُمْ إِلَّا فِتْنَةً لِلَّذِينَ كَفَرُوا لِيَسْتَيْقِنَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ وَيَزْدَادَ الَّذِينَ آمَنُوا إِيمَانًا ۙ وَلَا يَرْتَابَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ وَالْمُؤْمِنُونَ ۙ وَلِيَقُولَ الَّذِينَ فِي قُلُوبِهِمْ مَرَضٌ وَالْكَافِرُونَ مَاذَا أَرَادَ اللَّهُ بِهَٰذَا مَثَلًا ۚ كَذَٰلِكَ يُضِلُّ اللَّهُ مَنْ يَشَاءُ وَيَهْدِي مَنْ يَشَاءُ ۚ وَمَا يَعْلَمُ جُنُودَ رَبِّكَ إِلَّا هُوَ ۚ وَمَا هِيَ إِلَّا ذِكْرَىٰ لِلْبَشَرِ -31 Biz, cehennemin görevlilerini ancak meleklerden kıldık. Onların sayısını inkâr edenler için bir imtihan vesilesi yaptık ki kendilerine kitap verilenler kesin olarak bilsinler, iman edenlerin imanı artsın, kendilerine kitap verilenler ve mü’minler şüpheye düşmesin, kalplerinde bir hastalık bulunanlar ile kâfirler, “Allah, örnek olarak bununla neyi anlatmak istedi” desinler. İşte böyle. Allah, dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola iletir. Rabbinin ordularını ancak kendisi bilir. Bu, insanlar için ancak bir uyarıdır. Hem biz o ateşin muhafızlarını hep Melâike yaptık, sayılarını da ancak küfr edenler için bir fitne kıldık ki kitab verilmiş olanlar yakîn edinsin ve iyman edenlere iyman artırsın, kitab verilenler ve mü´minler şübhelenmesin, kalblerinde bir maraz bulunanlarla kâfirler de desin: Allah bununla meselâ ne murad etmiş? İşte böyle Allah dilediğini şaşırtır, dilediğini de yola getirir ve rabbının ordularını ancak kendisi bilir ve o ancak bir öğüttür düşünmek için beşer Cehennem´de görev yapanları ancak meleklerden kıldık. Biz, onların sayısını kâfirler için bir fitne yaptık ki kendilerine kitap verilenler kesin bilgi edinsinler; imân edenlere de, imânlarını artırsın ve kendilerine kitap verilenler ile mü´minler şüpheye düşmesin ; kalblerinde (inkâr ve inâd) hastalığı bulunanlar ile kâfirler de, «Allah bununla misâl olarak neyi murad etmiştir?» desinler. İşte Allah böylece dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola eriştirir. Rabbin ordularını ancak kendisi bilir. Bu, insanlara ancak bir öğüttür. Biz cehennemin muhafızlarını hep melekler yaptık. Onların sayısını da inkâr edenler için bir sınav yaptık ki, kendilerine Kitap verilmiş olanlar iyice inansın, inananların da imanı artsın. Kitap verilmiş olanlar ve inananlar kuşkulanmasınlar. Kalblerinde hastalık bulunanlar ve kâfirler de: "Allâh bu misâlle ne demek istedi?" desinler. Böylece Allâh, dilediğini şaşırtır, dilediğini doğru yola iletir. Rabbinin ordularını ancak kendisi bilir. Bu, insanlara bir uyarıdır. Ve Biz cehennemin muhafızlarını meleklerden başka kılmadık ve onların adetlerini kâfir olanlar için ancak bir fitne kılmış olduk. Tâ ki kendilerine kitap verilmiş olanlar, yakîn getirsinler. Ve imân etmiş olanlara da imân arttırsın ve kitap verilmiş olanlar ile mü´min bulunanlar, şüpheye düşmesinler. Ve kalblerinde bir maraz bulunanlar ile kâfirler de desin ki: «Allah bununla bir mesel olarak ne murad etmiş?» İşte Allah, dilediği kimseyi böyle dalâlete düşürür ve dilediği kimseye de hidâyet nâsib buyurur ve Rabbin ordularını ancak kendisi bilir ve o, insan için ancak bir öğüttür. 29 / 575
Müddessir Suresi

32.Ayet
كَلَّا وَالْقَمَرِ -32 (32-37) Hayır, (öğüt almazlar.) Aya, çekilip gittiğinde geceye, aydınlandığında sabaha andolsun ki o (cehennem) insan için; içinizden ileri geçmek yahut geri kalmak isteyenler için uyarıcı olarak elbette en büyük bir şeydir. Hayır hayır o Kamere (32-33-34-35-36-37) Hayır, (onlar öğüt almazlar). Ay´a, "dönüp gittiği zaman geceye, ışık saçtığı zaman sabaha and olsunki, gerçekten (Cehennem) büyük belâlardan biridir, insanlar için sizden öne geçmek isteyen veya geri kalmayı arzu eden için uyarıcıdır. Hayır, andolsun Aya, (32-33) Hayır. Kasem olsun kamere. Ve döndüğü an o geceye. 29 / 575
Müddessir Suresi

33.Ayet
وَاللَّيْلِ إِذْ أَدْبَرَ -33 (32-37) Hayır, (öğüt almazlar.) Aya, çekilip gittiğinde geceye, aydınlandığında sabaha andolsun ki o (cehennem) insan için; içinizden ileri geçmek yahut geri kalmak isteyenler için uyarıcı olarak elbette en büyük bir şeydir. Ve döndüğü dem o geceye (32-33-34-35-36-37) Hayır, (onlar öğüt almazlar). Ay´a, "dönüp gittiği zaman geceye, ışık saçtığı zaman sabaha and olsunki, gerçekten (Cehennem) büyük belâlardan biridir, insanlar için sizden öne geçmek isteyen veya geri kalmayı arzu eden için uyarıcıdır. Dönüp gitmekte olan geceye, (32-33) Hayır. Kasem olsun kamere. Ve döndüğü an o geceye. 29 / 575
Müddessir Suresi

34.Ayet
وَالصُّبْحِ إِذَا أَسْفَرَ -34 (32-37) Hayır, (öğüt almazlar.) Aya, çekilip gittiğinde geceye, aydınlandığında sabaha andolsun ki o (cehennem) insan için; içinizden ileri geçmek yahut geri kalmak isteyenler için uyarıcı olarak elbette en büyük bir şeydir. Ve açtığı sıra o sabaha kasem olsun ki (32-33-34-35-36-37) Hayır, (onlar öğüt almazlar). Ay´a, "dönüp gittiği zaman geceye, ışık saçtığı zaman sabaha and olsunki, gerçekten (Cehennem) büyük belâlardan biridir, insanlar için sizden öne geçmek isteyen veya geri kalmayı arzu eden için uyarıcıdır. Ağaran sabaha, (34-35) Ve açtığı vakit o sabaha. Şüphe yok ki, o (cehennem) elbette büyüklerin biridir. 29 / 575
Müddessir Suresi

35.Ayet
إِنَّهَا لَإِحْدَى الْكُبَرِ -35 (32-37) Hayır, (öğüt almazlar.) Aya, çekilip gittiğinde geceye, aydınlandığında sabaha andolsun ki o (cehennem) insan için; içinizden ileri geçmek yahut geri kalmak isteyenler için uyarıcı olarak elbette en büyük bir şeydir. her halde büyüklerin biridir o Sekar (32-33-34-35-36-37) Hayır, (onlar öğüt almazlar). Ay´a, "dönüp gittiği zaman geceye, ışık saçtığı zaman sabaha and olsunki, gerçekten (Cehennem) büyük belâlardan biridir, insanlar için sizden öne geçmek isteyen veya geri kalmayı arzu eden için uyarıcıdır. Ki o (Sekar), büyük (belâ)lardan biridir. (34-35) Ve açtığı vakit o sabaha. Şüphe yok ki, o (cehennem) elbette büyüklerin biridir. 29 / 575
Müddessir Suresi

36.Ayet
نَذِيرًا لِلْبَشَرِ -36 (32-37) Hayır, (öğüt almazlar.) Aya, çekilip gittiğinde geceye, aydınlandığında sabaha andolsun ki o (cehennem) insan için; içinizden ileri geçmek yahut geri kalmak isteyenler için uyarıcı olarak elbette en büyük bir şeydir. Kocundurmak için beşeri (32-33-34-35-36-37) Hayır, (onlar öğüt almazlar). Ay´a, "dönüp gittiği zaman geceye, ışık saçtığı zaman sabaha and olsunki, gerçekten (Cehennem) büyük belâlardan biridir, insanlar için sizden öne geçmek isteyen veya geri kalmayı arzu eden için uyarıcıdır. İnsanlar için uyarıcıdır; (36-38) İnsan için bir korkutucu olarak. Sizden ileri gitmek veya geri kalmak isteyen kimse için. Her nefs, kazanmış olduğu şeye bağlıdır. 29 / 575
Müddessir Suresi

37.Ayet
لِمَنْ شَاءَ مِنْكُمْ أَنْ يَتَقَدَّمَ أَوْ يَتَأَخَّرَ -37 (32-37) Hayır, (öğüt almazlar.) Aya, çekilip gittiğinde geceye, aydınlandığında sabaha andolsun ki o (cehennem) insan için; içinizden ileri geçmek yahut geri kalmak isteyenler için uyarıcı olarak elbette en büyük bir şeydir. İçinizden ileri gitmek veya geri kalmak istiyen kimseleri (32-33-34-35-36-37) Hayır, (onlar öğüt almazlar). Ay´a, "dönüp gittiği zaman geceye, ışık saçtığı zaman sabaha and olsunki, gerçekten (Cehennem) büyük belâlardan biridir, insanlar için sizden öne geçmek isteyen veya geri kalmayı arzu eden için uyarıcıdır. Sizden (iman yolunda) ileri gitmek veya geri kalmak dileyen kimseler için (uyarıcıdır). (36-38) İnsan için bir korkutucu olarak. Sizden ileri gitmek veya geri kalmak isteyen kimse için. Her nefs, kazanmış olduğu şeye bağlıdır. 29 / 575
Müddessir Suresi

38.Ayet
كُلُّ نَفْسٍ بِمَا كَسَبَتْ رَهِينَةٌ -38 Herkes kazandığına karşılık bir rehindir. Her nefis kazancına bağlıdır Herkes elde ettiğine karşılık rehindir. Her can, kazandığıyle (Allâh katında) rehin alınmıştır. (36-38) İnsan için bir korkutucu olarak. Sizden ileri gitmek veya geri kalmak isteyen kimse için. Her nefs, kazanmış olduğu şeye bağlıdır. 29 / 575
Müddessir Suresi

39.Ayet
إِلَّا أَصْحَابَ الْيَمِينِ -39 Ancak ahiret mutluluğuna eren kimseler başka. Ancak ashab-ı yemîn Ancak sağ taraftakiler (amel defterleri sağdan verilenler) böyle değildir. Yalnız sağın adamları (Kitapları sağdan verilenler) hariç. (39-40) Ashâb-ı Yemîn ise müstesna. Onlar cennetlerdedirler, soruşurlar. 29 / 575
Müddessir Suresi

40.Ayet
فِي جَنَّاتٍ يَتَسَاءَلُونَ -40 (40-42) Onlar cennetlerdedirler. Birbirlerine suçlular hakkında sorular sorarlar ve dönüp onlara şöyle derler: “Sizi Sekar’a (cehenneme) ne soktu?” Cennetlerdedir, soruşdururlar (40-41) Cennetlerde, suçlu günahkârlar hakkında birbirlerinden sorarlar : Onlar cennetler içinde soruyorlar; (39-40) Ashâb-ı Yemîn ise müstesna. Onlar cennetlerdedirler, soruşurlar. 29 / 575
Müddessir Suresi

41.Ayet
عَنِ الْمُجْرِمِينَ -41 (40-42) Onlar cennetlerdedirler. Birbirlerine suçlular hakkında sorular sorarlar ve dönüp onlara şöyle derler: “Sizi Sekar’a (cehenneme) ne soktu?” Mücrimlerden (40-41) Cennetlerde, suçlu günahkârlar hakkında birbirlerinden sorarlar : Suçluların durumunu: (41-42) Günahkârlardan. «Sizi cehennemde bulunmaya ne şey sevketti?» 29 / 575
Müddessir Suresi

42.Ayet
مَا سَلَكَكُمْ فِي سَقَرَ -42 (40-42) Onlar cennetlerdedirler. Birbirlerine suçlular hakkında sorular sorarlar ve dönüp onlara şöyle derler: “Sizi Sekar’a (cehenneme) ne soktu?” Nedir, diye: sizi sekare sokan? Sizi Cehennem´e sürüp sokan nedir? "Sizi şu yakıcı ateşe ne sürükledi?" (41-42) Günahkârlardan. «Sizi cehennemde bulunmaya ne şey sevketti?» 29 / 575
Müddessir Suresi

43.Ayet
قَالُوا لَمْ نَكُ مِنَ الْمُصَلِّينَ -43 Onlar şöyle derler: “Biz namaz kılanlardan değildik.” Derler: biz namaz kılanlardan değildik Onlar da: Biz namaz kılanlardan olmadık. (Onlar da) Dediler ki: "Biz namaz kılanlardan olmadık." (43-44) Dediler ki: «Biz namaz kılanlardan olmadık. Ve yoksullara taam verir de olmadık.» 29 / 575
Müddessir Suresi

44.Ayet
وَلَمْ نَكُ نُطْعِمُ الْمِسْكِينَ -44 “Yoksula yedirmezdik.” Ve fukaraya yemek yedirmezdik Yoksulu yedirmedik. "Yoksula da yedirmezdik." (43-44) Dediler ki: «Biz namaz kılanlardan olmadık. Ve yoksullara taam verir de olmadık.» 29 / 575
Müddessir Suresi

45.Ayet
وَكُنَّا نَخُوضُ مَعَ الْخَائِضِينَ -45 “Batıla dalanlarla birlikte biz de dalardık.” Batakçılarla dalar giderdik (Bâtıla) dalanlarla birlikte daldık.. Boş şeylere dalanlarla birlikte dalardık." «Ve biz bâtıla dalanlar ile beraber dalan kimseler olmuştuk.» 29 / 575
Müddessir Suresi

46.Ayet
وَكُنَّا نُكَذِّبُ بِيَوْمِ الدِّينِ -46 “Ceza gününü de yalanlıyorduk.” Ve ceza gününe yalan derdik Ve biz hesap ve ceza gününü yalanladık. "Cezâ gününü yalanlardık." (46-47) «Ve biz ceza gününü tekzîp eder olmuştuk.. Bize ölüm gelinceye değin.» 29 / 575
Müddessir Suresi

47.Ayet
حَتَّىٰ أَتَانَا الْيَقِينُ -47 “Nihayet ölüm bize gelip çattı.” Tâ gelinciye kadar bize o yakîn Tâ ki, ölüm bize gelip çattı. "İşte böyle iken ölüm bize gelip çattı." (46-47) «Ve biz ceza gününü tekzîp eder olmuştuk.. Bize ölüm gelinceye değin.» 29 / 575
KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014