KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
AYET MEALLERİ   SURE MEAL   SAYFA MEAL   CÜZ MEAL   SECDE AYETLERİ
KUR'AN-I KERİMİN 524. SAYFASΙNA GÖRE AYET VE MEALLERİ Nİ SΙRALAMA >
MEAL SAYFALARI
1 2 3
4 5 6
7 8 9
10 11 12
13 14 15
16 17 18
19 20 21
22 23 24
25 26 27
28 29 30
31 32 33
34 35 36
37 38 39
40 41 42
43 44 45
46 47 48
49 50 51
52 53 54
55 56 57
58 59 60
61 62 63
64 65 66
67 68 69
70 71 72
73 74 75
76 77 78
79 80 81
82 83 84
85 86 87
88 89 90
91 92 93
94 95 96
97 98 99
100 101 102
103 104 105
106 107 108
109 110 111
112 113 114
115 116 117
118 119 120
121 122 123
124 125 126
127 128 129
130 131 132
133 134 135
136 137 138
139 140 141
142 143 144
145 146 147
148 149 150
151 152 153
154 155 156
157 158 159
160 161 162
163 164 165
166 167 168
169 170 171
172 173 174
175 176 177
178 179 180
181 182 183
184 185 186
187 188 189
190 191 192
193 194 195
196 197 198
199 200 201
202 203 204
205 206 207
208 209 210
211 212 213
214 215 216
217 218 219
220 221 222
223 224 225
226 227 228
229 230 231
232 233 234
235 236 237
238 239 240
241 242 243
244 245 246
247 248 249
250 251 252
253 254 255
256 257 258
259 260 261
262 263 264
265 266 267
268 269 270
271 272 273
274 275 276
277 278 279
280 281 282
283 284 285
286 287 288
289 290 291
292 293 294
295 296 297
298 299 300
301 302 303
304 305 306
307 308 309
310 311 312
313 314 315
316 317 318
319 320 321
322 323 324
325 326 327
328 329 330
331 332 333
334 335 336
337 338 339
340 341 342
343 344 345
346 347 348
349 350 351
352 353 354
355 356 357
358 359 360
361 362 363
364 365 366
367 368 369
370 371 372
373 374 375
376 377 378
379 380 381
382 383 384
385 386 387
388 389 390
391 392 393
394 395 396
397 398 399
400 401 402
403 404 405
406 407 408
409 410 411
412 413 414
415 416 417
418 419 420
421 422 423
424 425 426
427 428 429
430 431 432
433 434 435
436 437 438
439 440 441
442 443 444
445 446 447
448 449 450
451 452 453
454 455 456
457 458 459
460 461 462
463 464 465
466 467 468
469 470 471
472 473 474
475 476 477
478 479 480
481 482 483
484 485 486
487 488 489
490 491 492
493 494 495
496 497 498
499 500 501
502 503 504
505 506 507
508 509 510
511 512 513
514 515 516
517 518 519
520 521 522
523 524 525
526 527 528
529 530 531
532 533 534
535 536 537
538 539 540
541 542 543
544 545 546
547 548 549
550 551 552
553 554 555
556 557 558
559 560 561
562 563 564
565 566 567
568 569 570
571 572 573
574 575 576
577 578 579
580 581 582
583 584 585
586 587 588
589 590 591
592 593 594
595 596 597
598 599 600
601 602 603
604
SURE
AYET NO
ARAPÇA DİYANET VAKFI ELMALILI HAMDI CELAL YILDIRIM  SULEYMAN ATES O NASUHI BILMEN CÜZ
SAYFA
Tur Suresi

32.Ayet
أَمْ تَأْمُرُهُمْ أَحْلَامُهُمْ بِهَٰذَا ۚ أَمْ هُمْ قَوْمٌ طَاغُونَ -32 Bunu kendilerine akılları mı emrediyor, yoksa onlar azgın bir topluluk mudur? Yoksa onlara bunu (bu tenakuzu) akılları mı emrediyor? Yoksa azgın bir kavım mıdırlar? Yoksa bunu (bu tutarsızlık ve çelişkiyi) akılları mı onlara emrediyor ? Değilse onlar, azıp sapıtan bir millet midir? Akılları mı bunu kendilerine emrediyor, yoksa onlar azgın bir topluluk mudur? Yoksa onlara bununla akılları mı emrediyor? Yoksa onlar bir azgın kavim midirler? 27 / 524
Tur Suresi

33.Ayet
أَمْ يَقُولُونَ تَقَوَّلَهُ ۚ بَلْ لَا يُؤْمِنُونَ -33 Yoksa “O Kur’an’ı kendisi uydurup söyledi” mi diyorlar? Hayır, (sırf inatlarından dolayı) iman etmiyorlar. Yoksa onu (o Kur´anı) kendisi uydurmakta mı diyorlar? Hayır kendileri inanmazlar Yoksa bunu (Kur´ân´ı) kendisi mi uydurup söyledi diyorlar ? Hayır, onlar inanmazlar. Yoksa "Onu uydurdu" mu diyorlar? Hayır, onlar inanmıyorlar. (33-34) Yoksa diyorlar mı ki: «Onu kendisi uydurdu?» Hayır. İmân etmezler. Haydi onun misli bir söz getiriversinler, eğer doğru sözlü kimseler oldu iseler. 27 / 524
Tur Suresi

34.Ayet
فَلْيَأْتُوا بِحَدِيثٍ مِثْلِهِ إِنْ كَانُوا صَادِقِينَ -34 Eğer doğru söyleyenler iseler, haydi onun gibi bir söz getirsinler! Haydi onun gibi bir söz getirsinler, doğru iseler Eğer doğru sözlü kimseler iseler bu sözün bir benzerini getirsinler! Doğru iseler haydi onun gibi bir söz getirsinler. (33-34) Yoksa diyorlar mı ki: «Onu kendisi uydurdu?» Hayır. İmân etmezler. Haydi onun misli bir söz getiriversinler, eğer doğru sözlü kimseler oldu iseler. 27 / 524
Tur Suresi

35.Ayet
أَمْ خُلِقُوا مِنْ غَيْرِ شَيْءٍ أَمْ هُمُ الْخَالِقُونَ -35 Acaba onlar herhangi bir yaratıcı olmadan mı yaratıldılar? Yoksa kendileri mi yaratıcıdırlar? Yoksa kendileri «lâ şey»den mi yaratıldılar? Yoksa yaratan onlar mıdırlar? Yoksa onlar, hiçbir şeysiz mi yaratıldılar? Değilse, yaratanlar kendileri midir? Yoksa kendileri, hiçbir şey olmadan (raslantı sonucu olarak) mı yaratıldılar? Yoksa yaratanlar kendileri midir? (35-36) Yoksa bir şey olmaksızın mı yaratıldılar, yoksa yaratıcılar onlar mıdır? Yoksa gökleri ve yeri mi yarattılar? Hayır. Onlar yakınen bilmezler. 27 / 524
Tur Suresi

36.Ayet
أَمْ خَلَقُوا السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ ۚ بَلْ لَا يُوقِنُونَ -36 Yoksa, gökleri ve yeri onlar mı yarattılar? Hayır, onlar kesin olarak inanmıyorlar. Yoksa Gökleri ve Yeri mi yarattılar? Hayır iykan ehli değiller Yoksa gökleri ve yeri onlar mı yarattı ? Hayır, onlar kesinlikle inanmazlar. Yoksa gökleri ve yeri mi yarattılar? Hayır, onlar düşünüp de inanmazlar. (35-36) Yoksa bir şey olmaksızın mı yaratıldılar, yoksa yaratıcılar onlar mıdır? Yoksa gökleri ve yeri mi yarattılar? Hayır. Onlar yakınen bilmezler. 27 / 524
Tur Suresi

37.Ayet
أَمْ عِنْدَهُمْ خَزَائِنُ رَبِّكَ أَمْ هُمُ الْمُصَيْطِرُونَ -37 Yoksa, Rabbinin hazineleri onların yanında mıdır? Ya da her şeye hâkim olan kendileri midir? Yoksa rabbının hazîneleri onların yanında mı? Yoksa onlar mı istiylâ etmişler? Yoksa Rabbin hazineleri onların yanında mıdır ? Yoksa onlar mı (Kâinat´ta) hüküm ve saltanat kurup (düzeni) yürütenlerdir ? Yoksa Rabbinin hazineleri onların yanında mıdır? Yahut hâkim olan (her şeyi istedikleri gibi yöneten) kendileri midir? Yoksa onların yanlarında Rabbin hazineleri mi vardır? Yoksa onlar musallat, zorba kimseler midir? 27 / 524
Tur Suresi

38.Ayet
أَمْ لَهُمْ سُلَّمٌ يَسْتَمِعُونَ فِيهِ ۖ فَلْيَأْتِ مُسْتَمِعُهُمْ بِسُلْطَانٍ مُبِينٍ -38 Yoksa onların, kendisi vasıtasıyla (ilâhî vahyi) dinleyecekleri bir merdivenleri mi var? (Eğer varsa) dinleyenleri, açık bir delil getirsin! Yoksa onlara mahsus bir merdiven var da ondan dinliyorlar mı? Öyle ise dinleyicileri beyan edecek bir bürhan getirsin Yoksa onların merdivenleri var da onunla mı (yükselip göklerin haberlerini) dinliyorlar ? O halde dinleyenleri (bu hususta) açık belge, isbatlayıcı delil getirsinler. Yoksa onların, (göğe çıkıp meleklerin sözlerini ve onlara vahyedileni) dinleyecekleri bir merdivenleri mi var? Öyleyse dinleyenleri, (meleklerin sözlerini dinlediklerine) açık bir delil getirsin. Yoksa onlar için bir merdiven mi var, orada dinliyorlar? Öyle ise dinleyicileri açık bir bürhan getirsin. 27 / 524
Tur Suresi

39.Ayet
أَمْ لَهُ الْبَنَاتُ وَلَكُمُ الْبَنُونَ -39 Yoksa, kızlar O’na (Allah’a) da oğullar size mi? Yoksa kızlar ona oğullar size öyle mi? Yoksa kızlar Allah´a, oğlanlar size, öyle mi ? Yoksa kızlar O´na, oğullar size mi? Yoksa onun için kızlar var da sizin için oğlanlar mı (var). 27 / 524
Tur Suresi

40.Ayet
أَمْ تَسْأَلُهُمْ أَجْرًا فَهُمْ مِنْ مَغْرَمٍ مُثْقَلُونَ -40 Yoksa sen onlardan (tebliğ görevine karşılık) bir ücret istiyorsun da onlar, borçtan ağır bir yük altında mı kalmışlardır? Yoksa kendilerinden bir ücret istiyorsun da cereme vermekten ezilmekteler mi? Yoksa sen, onlardan bir ücret istiyorsun da onlar ağır bir borç altına mı giriyorlar? Yoksa sen onlardan (vahiyleri duyurmana karşı) bir ücret istiyorsun da onlar, ağır bir borç yükü altında mı kalmışlardır? Yoksa onlardan bir ücret mi istiyorsun da artık onlar borçtan dolayı ağır bir yük altında bulunmuşlardır? 27 / 524
Tur Suresi

41.Ayet
أَمْ عِنْدَهُمُ الْغَيْبُ فَهُمْ يَكْتُبُونَ -41 Yoksa, gayb ilmi onların yanında da ondan mı yazıyorlar? Yoksa gayb onların yanında da onlar mı yazıyorlar? Yoksa gayb (görünmeyen, bilinmeyen hususlar), onların yanında bulunuyor da onu kendileri mi yazıp tesbit ediyorlar ? Ama o küfre sapanlar kendileri tuzağa düşeceklerdir. Yoksa gayb (görülmeyen bilgi) kendilerinin yanındadır da kendileri mi (oradan istediklerini) yazıyorlar? Yoksa gayb onların yanında mı ki, artık ondan yazıyorlar? 27 / 524
Tur Suresi

42.Ayet
أَمْ يُرِيدُونَ كَيْدًا ۖ فَالَّذِينَ كَفَرُوا هُمُ الْمَكِيدُونَ -42 Yoksa, bir tuzak mı kurmak istiyorlar? Asıl, inkâr edenler tuzağa düşecek olanlardır. Yoksa bir tuzak mı kurmak istiyorlar? Fakat o küfredenler kendileri o tuzağa düşeceklerdir. Yoksa bir hile ve tuzak mı kurmak istiyorlar ? Ama o küfre sapanlar kendileri tuzağa düşeceklerdir. Yoksa bir tuzak mı kurmak istiyorlar? Asıl tuzağa düşecek olanlar, o inkâr edenlerin kendileridir. Yoksa bir tuzak kurmak mı istiyorlar? Fakat o kimseler ki kâfir oldular, tuzağa düşmüş olanlar onlardan ibarettir. 27 / 524
Tur Suresi

43.Ayet
أَمْ لَهُمْ إِلَٰهٌ غَيْرُ اللَّهِ ۚ سُبْحَانَ اللَّهِ عَمَّا يُشْرِكُونَ -43 Yoksa, onların Allah’tan başka bir ilâhı mı var? Allah, onların ortak koştuklarından uzaktır. Yoksa onların Allahdan başka bir ilâhları mı var? Allah onların koştukları şirklerden münezzehtir. Yoksa onların, Allah´tan başka bir tanrıları mı var? Allah, onların ortak koştuklarından yücedir, münezzehtir. Yoksa onların Allah´tan başka bir tanrısı mı var? Allâh´ın şânı onların ortak koştuklarından yücedir. Yoksa onlar için Allah´tan başka bir ilâh mı vardır? Allah bunların şerik koştuklarından münezzehtir. 27 / 524
Tur Suresi

44.Ayet
وَإِنْ يَرَوْا كِسْفًا مِنَ السَّمَاءِ سَاقِطًا يَقُولُوا سَحَابٌ مَرْكُومٌ -44 Gökten düşmekte olan parçalar görseler, “Bunlar, üst üste yığılmış bulutlardır” derler. Hem onlar Semadan bir kıt´ayı düşerken görseler, teraküm etmiş bir bulut diyecekler Gökten bir kütlenin düştüğünü görseler, birbiri üstüne yığılmış bulut kümesidir derler. Gökten bir parçanın düştüğünü görseler, (yine inatlarından): "Üst üste yığılmış bulutlardır" derler. Eğer gökten bir parçanın düşücü olduğunu görseler, derler ki: «Toplanmış bir bulut.» 27 / 524
Tur Suresi

45.Ayet
فَذَرْهُمْ حَتَّىٰ يُلَاقُوا يَوْمَهُمُ الَّذِي فِيهِ يُصْعَقُونَ -45 Artık sen çarpılacakları günlerine kadar onları kendi hâllerine bırak. O halde bırak onları ta o çarpılacakları günlerine kadar Sen onları çarpılacakları güne kavuşmalarına kadar bırak. Korkudan bayılacakları günlerine kavuşuncaya kadar bırak onları. Artık onları bırak, o kavuşacakları güne değin ki, onda çarpılıp helâk olacaklardır. 27 / 524
Tur Suresi

46.Ayet
يَوْمَ لَا يُغْنِي عَنْهُمْ كَيْدُهُمْ شَيْئًا وَلَا هُمْ يُنْصَرُونَ -46 O gün tuzakları kendilerine hiçbir fayda vermeyecektir ve kendilerine yardım da edilmeyecektir. O gün ki hiçbir tedbirlerinin kendilerine zerrece faidesi olmıyacaktır ve hiçbir suretle kurtarılmıyacaklardır. O gün onların hile ve tuzağı kendilerine hiçbir fayda vermez ve onlar yardımda olunmazlar. O gün, tuzakları kendilerine hiçbir yarar sağlamaz ve onlara yardım da edilmez. O gün ki, onların tuzakları kendileri için hiçbir fâide vermeyecektir. Ve onlara yardım da edilmeyecektir. 27 / 524
Tur Suresi

47.Ayet
وَإِنَّ لِلَّذِينَ ظَلَمُوا عَذَابًا دُونَ ذَٰلِكَ وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَهُمْ لَا يَعْلَمُونَ -47 Şüphesiz zulmedenlere bundan başka bir azap daha var. Fakat onların çoğu bilmezler. O zulmedenlere ondan beride de bir azâb vardır velâkin pek çokları bilmezler Şüphesiz ki, zâlimler için bundan başka da azâb vardır. Ama çoğu bunu bilmezler. Zulmedenlere, bundan başka bir azâb da vardır. Fakat çokları bilmezler. Ve şüphe yok ki, zulmedenler için ondan mukaddem bir azab da vardır. Velâkin onların birçokları bilmezler. 27 / 524
Tur Suresi

48.Ayet
وَاصْبِرْ لِحُكْمِ رَبِّكَ فَإِنَّكَ بِأَعْيُنِنَا ۖ وَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ حِينَ تَقُومُ -48 Rabbinin hükmüne sabret. Çünkü sen gözlerimizin önündesin, kalktığında Rabbini hamd ile tespih et. Hem rabbının hukmüne sabret çünkü sen bizim nezaretimiz altındasın, kalktığın sırada rabbına hamd ile tesbih eyle, (48-49) Rabbin hükmüne (o gelinceye kadar) sabret. Şüphesiz ki sen, bizim gözetimimizdesin. Kalktığında Rabbini hamd ile tesbîh et; gecenin bir bölümünde ve yıldızların batmasının ardından da tesbîh vam et. Rabbinin hükmüne sabret, çünkü sen, gözlerimizin önündesin (korumamız altındasın), Kalktığın zaman Rabbini övgü ile an. Ve Rabbin hükmü için sabret. Çünkü sen, muhakkak Bizim nazar-ı hıfz ve himayemizdesin ve kalkacağın vakit Rabbine hamd ile tesbihte bulun. 27 / 524
Tur Suresi

49.Ayet
وَمِنَ اللَّيْلِ فَسَبِّحْهُ وَإِدْبَارَ النُّجُومِ -49 Gecenin bir kısmında ve yıldızların batışı sırasında O’nu tespih et. geceden de tesbih et ona, hem de nücumun idbarı sıra. (48-49) Rabbin hükmüne (o gelinceye kadar) sabret. Şüphesiz ki sen, bizim gözetimimizdesin. Kalktığında Rabbini hamd ile tesbîh et; gecenin bir bölümünde ve yıldızların batmasının ardından da tesbîh vam et. Gecenin bir kısmında ve yıldızların ardından da O´nu tesbih et. Ve geceden de ve yıldızların batmaya başladıklarında da O´nu tesbihe devam et. 27 / 524
KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014