SURE AYET NO |
ARAPÇA |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI HAMDI |
CELAL YILDIRIM |
SULEYMAN ATES |
O NASUHI BILMEN |
CÜZ SAYFA |
Hicr Suresi
52.Ayet |
إِذْ دَخَلُوا عَلَيْهِ فَقَالُوا سَلَامًا قَالَ إِنَّا مِنْكُمْ وَجِلُونَ -52 |
Hani misafirler İbrahim’in yanına girmiş ve “Selâm” demişlerdi. O da, “Gerçekten biz sizden korkuyoruz” demişti. |
O vakıt ki yanına girdiler de, selâm dediler, biz dedi: sizden cidden korkuyoruz |
Bir vakit İbrahim´in yanına gelerek «selâm !» demişlerdi. O da, «doğrusu biz sizden korkuyoruz» demişti. |
Onun yanına girmişler: "Selâm" demişlerdi. O da: "Biz sizden korkuyoruz." dedi. |
O vakit ki, O´nun huzuruna girmişler de selâm vermişlerdi. O da, «Biz sizden hakikaten korkuyoruz,» demişti. |
14 / 264 |
Hicr Suresi
53.Ayet |
قَالُوا لَا تَوْجَلْ إِنَّا نُبَشِّرُكَ بِغُلَامٍ عَلِيمٍ -53 |
Onlar, “Korkma, biz sana bilgin bir oğul müjdeliyoruz” dediler. |
Korkma, dediler: biz sana alîm bir oğul tebşir ediyoruz |
Onlar, «korkma, çünkü biz seni bilgin bir oğulla müjdeliyoruz» demişlerdi. |
"Korkma dediler, biz sana bilgin bir çocuk(un olacağını) müjdeleriz!" |
(Onlar da) Demişlerdi ki: «Korkma, muhakkak seni ziyade bilgin bir oğul ile müjdeleriz.» |
14 / 264 |
Hicr Suresi
54.Ayet |
قَالَ أَبَشَّرْتُمُونِي عَلَىٰ أَنْ مَسَّنِيَ الْكِبَرُ فَبِمَ تُبَشِّرُونَ -54 |
İbrahim, “Bana yaşlılık gelip çatmış iken beni mi müjdeliyorsunuz? Bana neyi müjdeliyorsunuz?” dedi. |
Beni mi, dedi: tebşir ettiniz? Bana ihtiyarlık gelib çatmışken, artık beni ne suretle tebşir edersiniz? |
Yaşlılık gelip yapışmışken, beni mi müjdeliyorsunuz? Hem neye göre müjdeliyorsunuz ? demişti. |
"Bana ihtiyarlık dokunduktan sonra mı beni müjdelediniz? Ne tuhaf bir şey ile müjdeliyorsunuz beni?" dedi. |
Dedi ki: «Bana müjde verir misiniz ki, üzerime ihtiyarlık çökmüştür. Artık beni ne ile müjdeliyorsunuz?» |
14 / 264 |
Hicr Suresi
55.Ayet |
قَالُوا بَشَّرْنَاكَ بِالْحَقِّ فَلَا تَكُنْ مِنَ الْقَانِطِينَ -55 |
“Biz sana gerçeği müjdeledik. Sakın ümitsizlerden olma” dediler. |
Seni dediler: emri hakkile tebşir ettik, onun için ümidi kesenlerden olma |
Dediler ki: «Seni hak ile müjdeledik. Artık sen ümitsizlerden olma !» |
"Sana gerçeği müjdeledik, umut kesenlerden olma!" dediler. |
Dediler ki: «Seni hak ile müjdeledik, artık sen ümitsizliğe düşmüş olanlardan olma.» |
14 / 264 |
Hicr Suresi
56.Ayet |
قَالَ وَمَنْ يَقْنَطُ مِنْ رَحْمَةِ رَبِّهِ إِلَّا الضَّالُّونَ -56 |
Dedi ki: “Rabbinin rahmetinden, sapıklardan başka kim ümit keser?” |
Rabbının rahmetinden, dedi: sapkınlardan başka kim ümidi keser? |
O da, «sapıklardan başka kim Rabbinin rahmetinden ümidini keser ?» demişti. |
"Sapıklardan başka kim Rabbinin rahmetinden umut keser?" dedi. |
Dedi ki: «Sapıtmışlardan başka kim Rabbinin rahmetinden ümidini keser.» |
14 / 264 |
Hicr Suresi
57.Ayet |
قَالَ فَمَا خَطْبُكُمْ أَيُّهَا الْمُرْسَلُونَ -57 |
İbrahim, “Ey Elçiler! Göreviniz nedir?” dedi. |
Ey mürseller, dedi: bunu müteakıb me´muriyyetiniz nedir? |
«Ey elçiler! Göreviniz ne?» diyerek sormuştu. |
(İbrâhim gelenlerin Hak elçileri melekler olduklarını anlayınca): "Ey elçiler, dedi, işiniz nedir?" |
Ve dedi ki: «Ey elçiler! Artık işiniz nedir?» |
14 / 264 |
Hicr Suresi
58.Ayet |
قَالُوا إِنَّا أُرْسِلْنَا إِلَىٰ قَوْمٍ مُجْرِمِينَ -58 |
Şöyle dediler: “Şüphesiz biz suçlu bir millete gönderildik. |
Haberin olsun dediler: biz mücrim bir kavme gönderildik |
Onlar da: «Doğrusu biz suçlu günahkâr bir kavme gönderildik.» |
"Biz suç işleyen bir kavme gönderildik," dediler. |
Dediler ki: «Muhakkak biz, mücrimler olan bir kavime gönderilmişizdir.» |
14 / 264 |
Hicr Suresi
59.Ayet |
إِلَّا آلَ لُوطٍ إِنَّا لَمُنَجُّوهُمْ أَجْمَعِينَ -59 |
(59-60) Lût’un ailesi başka (Onlar suçlu değillerdir). Lût’un karısı dışında onların hepsini kurtaracağız. Biz, onun geride kalanlardan olmasını takdir ettik. |
Ancak âli Lût müstesna biz onların hepsini behemehal kurtaracağız |
«Ancak Lût ailesi müstesna, onların hepsini elbette kurtaracağız. |
Yalnız Lût âilesi suçlu değildir. Biz onların hepsini kurtaracağız." |
«Lût´un efrâd-ı ailesi müstesna. Şüphesiz ki, biz onların hepsini kurtaracağız.» |
14 / 264 |
Hicr Suresi
60.Ayet |
إِلَّا امْرَأَتَهُ قَدَّرْنَا ۙ إِنَّهَا لَمِنَ الْغَابِرِينَ -60 |
(59-60) Lût’un ailesi başka (Onlar suçlu değillerdir). Lût’un karısı dışında onların hepsini kurtaracağız. Biz, onun geride kalanlardan olmasını takdir ettik. |
Ancak karısını takdir ettik o muhakkak kalacaklardandır |
Yalnız Onun karısını değil; onun (helak olmasını) takdîr etmişizdir ; o elbette geride kalanlardandır» demişlerdi. |
"Ancak karısı hâriç. Onun da (suçlularla beraber) kalanlardan olmasını uygun gördük." |
Zevcesi başka, takdir ettik ki, muhakkak o, elbette (azapta) kalacaklardandır. |
14 / 264 |
Hicr Suresi
61.Ayet |
فَلَمَّا جَاءَ آلَ لُوطٍ الْمُرْسَلُونَ -61 |
(61-62) Elçiler (melekler) Lût’un ailesine gelince, Lût onlara, “Gerçekten siz tanınmayan kimselersiniz” dedi. |
Bunun üzerine vaktâ ki âli Lûta mürseller geldiler |
Ne vakit ki, Lût ailesine elçiler geldi, |
Elçiler Lût âilesine geldiklerinde: |
Vaktâ ki, gönderilmiş olanlar, Lût´un âl´ine geldiler. |
14 / 264 |
Hicr Suresi
62.Ayet |
قَالَ إِنَّكُمْ قَوْمٌ مُنْكَرُونَ -62 |
(61-62) Elçiler (melekler) Lût’un ailesine gelince, Lût onlara, “Gerçekten siz tanınmayan kimselersiniz” dedi. |
Siz, dedi: cidden ürkülecek bir kavmsiniz |
Lût, onlara : «Elbette (yabancısınız) tanınan bir topluluk değilsiniz,» dedi. |
(Lût): "Siz hiç tanınmamış kimselersiniz!" dedi. |
(Lut aleyhisselâm) Dedi ki: «Muhakkak siz, meçhul bir tâifesiniz.» |
14 / 264 |
Hicr Suresi
63.Ayet |
قَالُوا بَلْ جِئْنَاكَ بِمَا كَانُوا فِيهِ يَمْتَرُونَ -63 |
Dediler ki: “Evet, fakat biz sana (kavminin) şüphe etmekte olduğu azabı getirdik.” |
Yok dediler biz sana onların şekkedip durduklarını getirdik |
Onlar da, «kavmin, hakkında şüphe edip durdukları şeyi (gelecek azabı) sana getirdik. |
Dediler ki: "Doğrusu, biz onların, hakkında şüphe ettikleri((tanrı azâbı)nı sana getirdik," |
(63-64) (Onlar da) Dediler ki: «Hayır,biz sana onların kendisinde şüphe eder oldukları şey ile geldik. Ve sana hak ile geldik ve şüphe yok ki, biz elbette sâdıklardanız.» |
14 / 264 |
Hicr Suresi
64.Ayet |
وَأَتَيْنَاكَ بِالْحَقِّ وَإِنَّا لَصَادِقُونَ -64 |
“Biz, sana gerçeği getirdik. Şüphesiz biz doğru söyleyenleriz.” |
Ve sana emri hakkile geldik, emin ol biz sadıklarız |
Sana Hakk´ın (buyruğuyla) geldik; şüphen olmasın ki biz doğrularız. |
"Sana gerçeği getirdik, biz elbette doğru söyleyenleriz!" |
(63-64) (Onlar da) Dediler ki: «Hayır,biz sana onların kendisinde şüphe eder oldukları şey ile geldik. Ve sana hak ile geldik ve şüphe yok ki, biz elbette sâdıklardanız.» |
14 / 264 |
Hicr Suresi
65.Ayet |
فَأَسْرِ بِأَهْلِكَ بِقِطْعٍ مِنَ اللَّيْلِ وَاتَّبِعْ أَدْبَارَهُمْ وَلَا يَلْتَفِتْ مِنْكُمْ أَحَدٌ وَامْضُوا حَيْثُ تُؤْمَرُونَ -65 |
“Gecenin bir bölümünde aile fertlerini yola çıkar, sen de arkalarından git. Hiçbiriniz arkaya bakmasın. Emrolunduğunuz yere (doğru) geçin gidin.” |
Hemen gecenin bir kısmında ehlini yürüt ve sen arkalarından git ve içinizden hiç bir kimse ardına bakmasın, emrolunduğunuz yere geçin gidin |
Gecenin bir bölümünde aileni yola koy, sen de arkalarından onları izle ve sakın sizden hiçbiri dönüp arkasına bakmasın ; emrolunduğunuz yere geçip gidin» dediler. |
"Hemen gecenin bir parçasında âileni yürüt, sen de arkalarından git, içinizden hiç kimse ardına dönüp bakmasın. Emredildiğiniz yere gidin!" |
(65-66) «Artık efrâd-ı aileni gecenin bir kısmında yürüt (yola çıkar) sen de arkalarını takib et ve sizden hiç biri ardına dönüp bakmasın ve emrolunduğunuz tarafa geçip gidiniz.» Ve ona (Hazreti Lût´a) şu emri kat´iyyen vahyettik ki, onların arkaları sabaha çıkacakları vakit elbette kesilmiş olacaktır. |
14 / 264 |
Hicr Suresi
66.Ayet |
وَقَضَيْنَا إِلَيْهِ ذَٰلِكَ الْأَمْرَ أَنَّ دَابِرَ هَٰؤُلَاءِ مَقْطُوعٌ مُصْبِحِينَ -66 |
Ona şu durumu kesin olarak bildirdik: “Sabaha çıkarken onların sonu kesilmiş olacak.” |
Ona kat´î olarak şu emri vahyettik: sabaha çıkarlarken şunların arkaları kat´iyyen kesilecek |
Lût´a şu emri hükmettiğimizi bildirdik: «Sabahladıklarında bunların kökü kesilmiş olacak.» |
Ona: "Şunlar sabaha girerlerken arkaları kesilecektir!" buyruğunu bildirdik. |
(65-66) «Artık efrâd-ı aileni gecenin bir kısmında yürüt (yola çıkar) sen de arkalarını takib et ve sizden hiç biri ardına dönüp bakmasın ve emrolunduğunuz tarafa geçip gidiniz.» Ve ona (Hazreti Lût´a) şu emri kat´iyyen vahyettik ki, onların arkaları sabaha çıkacakları vakit elbette kesilmiş olacaktır. |
14 / 264 |
Hicr Suresi
67.Ayet |
وَجَاءَ أَهْلُ الْمَدِينَةِ يَسْتَبْشِرُونَ -67 |
Şehir halkı sevinerek geldiler. |
Şehir ahalisi de haber alıb keyf içinde gelmişlerdi |
(Memleketlerine yabancı kimselerin geldiğini haber alan) şehir halkı birbirine müjde vererek (Lût´a) geldiler. |
(Lût kavminin oturduğu Sodom) Kent(inin) halkı, (Lût´un genç konuklarını duyup) sevinerek geldiler. |
(67-69) Ve şehir ahalisi birbirini müjdeliyerek geldiler. (Hazret-i Lût) Dedi ki: «Şüphe yok, onlar benim misafirlerimdir. Artık beni rüsvay etmeyin. Ve Allah´tan korkun ve beni utandırmayın.» |
14 / 264 |
Hicr Suresi
68.Ayet |
قَالَ إِنَّ هَٰؤُلَاءِ ضَيْفِي فَلَا تَفْضَحُونِ -68 |
Lût, dedi ki: “Şüphesiz bunlar benim misafirlerimdir. Sakın beni rezil etmeyin.” |
Amanın dedi onlar benim müsafirlerim, artık beni rüsvay etmeyin |
O da «şüpheniz olmasın ki, bunlar benim konuklarımdır; beni rüsvay etmeyin ; |
(Lût onlara): "Bunlar benim konuğumdur, dedi, beni mahcubetmeyin!" |
(67-69) Ve şehir ahalisi birbirini müjdeliyerek geldiler. (Hazret-i Lût) Dedi ki: «Şüphe yok, onlar benim misafirlerimdir. Artık beni rüsvay etmeyin. Ve Allah´tan korkun ve beni utandırmayın.» |
14 / 264 |
Hicr Suresi
69.Ayet |
وَاتَّقُوا اللَّهَ وَلَا تُخْزُونِ -69 |
“Allah’a karşı gelmekten sakının, beni utandırmayın” dedi. |
Allahtan korkun, beni utandırmayın |
Allah´tan korkun da beni utandırıp üzmeyin» dedi. |
"(Ne olur), Allah´tan korkun, beni rezil etmeyin!" |
(67-69) Ve şehir ahalisi birbirini müjdeliyerek geldiler. (Hazret-i Lût) Dedi ki: «Şüphe yok, onlar benim misafirlerimdir. Artık beni rüsvay etmeyin. Ve Allah´tan korkun ve beni utandırmayın.» |
14 / 264 |
Hicr Suresi
70.Ayet |
قَالُوا أَوَلَمْ نَنْهَكَ عَنِ الْعَالَمِينَ -70 |
Onlar, “Biz seni insanlarla ilgilenmekten men etmemiş miydik” dediler. |
Seni dediler, âlemden nehyetmedikmi? |
Onlar: «Biz seni yabancıları (konuk edinmek)den men´etmemiş miydik ?» dediler. |
"Seni âlemlerden (başkalarının işine karışmaktan) menetmemiş miydik?" dediler. |
(Kavmi de) Dediler ki: «Biz seni âlemlerin işine karışmaktan men etmiş değil miydik?» |
14 / 264 |