SURE AYET NO |
ARAPÇA |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI HAMDI |
CELAL YILDIRIM |
SULEYMAN ATES |
O NASUHI BILMEN |
CÜZ SAYFA |
Nur Suresi
21.Ayet |
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّبِعُوا خُطُوَاتِ الشَّيْطَانِ ۚ وَمَنْ يَتَّبِعْ خُطُوَاتِ الشَّيْطَانِ فَإِنَّهُ يَأْمُرُ بِالْفَحْشَاءِ وَالْمُنْكَرِ ۚ وَلَوْلَا فَضْلُ اللَّهِ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَتُهُ مَا زَكَىٰ مِنْكُمْ مِنْ أَحَدٍ أَبَدًا وَلَٰكِنَّ اللَّهَ يُزَكِّي مَنْ يَشَاءُ ۗ وَاللَّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ -21 |
Ey iman edenler! Şeytanın adımlarına uymayın. Kim şeytanın adımlarına uyarsa, bilsin ki o hayâsızlığı ve kötülüğü emreder. Eğer Allah’ın size lütfu ve merhameti olmasaydı, sizden hiçbiriniz asla temize çıkamazdı. Fakat Allah, dilediği kimseyi tertemiz kılar. Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. |
Ey o bütün iyman edenler Şeytanın adımlarına uymayın, her kim Şeytan adımlarına uyarsa şübhe yok ki o çirkin ve merdud şeyler emreder, eğer üzerinizde Allahın fadl-ü rahmeti olmasa idi içinizden hiç biri ebedâ temize çıkamazdı ve lâkin Allah, dilediğini temize çıkarır ve Allah, semi´dir alîmdir |
Ey imân edenler! Şeytan´ın adımlarına uymayın. Kim Şeytan´ın adımlarına uyarsa, şüphesiz ki o, hayasızlığı, uygunsuzluğu; dinin, aklın ve sağlam örfün çirkin kabul ettiği şeyi emreder. Allah´ın sizin üzerinize bol rahmeti ve lûtfu olmasaydı, sizden hiç biriniz ebediyen (günah ve fenalıktan) temize çıkamazdı. Ama Allah dilediğini temize çıkarır. Allah (her şeyi gereği gibi) işitendir, bilendir. |
Ey inananlar, şeytânın adımlarını izlemeyin. Kim şeytânın adımlarını izlerse o, ona edepsizliği ve kötülüğü emreder. Eğer size, lutfu ve rahmeti olmasaydı Allâh, hiçbirinizi asla temizlemezdi. Fakat Allâh dilediğini arındırır. Allâh işitendir, bilendir. |
Ey imân etmiş olanlar! Şeytanın adımlarına uymayın ve her kim şeytanın adımlarına uyarsa elbette ki o, çirkin ve inkar edilmiş şeyler ile emreder. Ve eğer üstünüzde Allah´ın fazlı ve merhameti olmasa idi sizden hiçbir kimse ebedîyyen temize çıkamazdı, velâkin Allah dilediğini temize çıkarır ve Allah bihakkın işiticidir, bilicidir. |
18 / 351 |
Nur Suresi
22.Ayet |
وَلَا يَأْتَلِ أُولُو الْفَضْلِ مِنْكُمْ وَالسَّعَةِ أَنْ يُؤْتُوا أُولِي الْقُرْبَىٰ وَالْمَسَاكِينَ وَالْمُهَاجِرِينَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ ۖ وَلْيَعْفُوا وَلْيَصْفَحُوا ۗ أَلَا تُحِبُّونَ أَنْ يَغْفِرَ اللَّهُ لَكُمْ ۗ وَاللَّهُ غَفُورٌ رَحِيمٌ -22 |
İçinizden varlık ve servet sahibi kimseler yakınlarına, düşkünlere ve Allah yolunda hicret edenlere (kendi mallarından bir şey) vermeyeceklerine yemin etmesinler. Onlar affetsinler, vazgeçip iyi muamelede bulunsunlar. Allah’ın sizi bağışlamasını arzu etmez misiniz? Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. |
Bir de içinizden fadl-ü vüs´at sahibi olanlar karabet sahiblerine, miskînlere ve Allah yolunda muhacirlere vergisini vermekten kusur etmesin ve afvetsin, aldırmasın, Allahın size mağrifet etmesini arzu etmez misiniz? Allah gafurdur rahîmdir |
Sizden fazilet ve varlık sahibi olanlar yakınlarına, düşkünlere, Allah yolunda hicret edenlere (yardımda) bulunmamaya yemin etmesinler (veya vermekte kusur etmesinler); affetsinler, bağışlayıp aldırış etmesinler. Allah´ın sizi bağışlamasını sevip arzu etmez misiniz ? Allah çok bağışlayan ve çok merhamet edendir. |
Sizden fazilet ve servet sâhibi kimseler, yakınlığı bulunanlara, yoksullara, Allâh yolunda göç edenlere bir şey vermemeğe yemin etmesinler, affetsinler, hoşgörsünler. Allâh´ın sizi bağışlamasını sevmez misiniz? Allâh bağışlayandır, esirgeyendir. |
Ve sizden fazilet ve servet sahibi olanlar kariblerine ve yoksullara ve Allah yolunda muhâcerette bulunmuş olanlara bir şey vermemek için yemin etmesin ve affetsinler, bağışlasınlar. Siz sevmez misiniz ki, Allah sizin için mağfiret buyursun ve Allah gafûrdur, rahîmdir. |
18 / 351 |
Nur Suresi
23.Ayet |
إِنَّ الَّذِينَ يَرْمُونَ الْمُحْصَنَاتِ الْغَافِلَاتِ الْمُؤْمِنَاتِ لُعِنُوا فِي الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ وَلَهُمْ عَذَابٌ عَظِيمٌ -23 |
(23-24) İffetli ve (haklarında uydurulan kötülüklerden) habersiz mü’min kadınlara zina isnat edenler, gerçekten dünya ve ahirette lânetlenmişlerdir. İşlemiş oldukları günahtan dolayı dillerinin, ellerinin ve ayaklarının kendi aleyhlerine şahitlik edecekleri günde onlara çok büyük bir azap vardır. |
Şübhe yok ki ırz ehli bîhaber mü´min kadınlara atanlar Dünyada ve Âhırette mel´undurlar ve onlara büyük bir azâb vardır |
Onlar ki, iffetli, (hayasızlıktan) habersiz mü´mine kadınlara zina iftirasında bulunurlar, şüphesiz ki Dünya´da da, Âhiret´te de lanetlenmişlerdir ; onlar için büyük bir azâb vardır. |
O namuslu, bir şeyden habersiz, inanmış kadınlara zinâ iftirâ edenler, dünyâ´da da âhirette de la´netlenmişlerdir. Onlar için büyük bir azâb vardır. |
Muhakkak o kimseler ki, afîfe, bîhaber, mü´mine olan kadınlara kötülük isnadında bulunurlar, o kimseler dünyada ve ahirette lânete uğratılmışlardır. Onlar için pek büyük bir azap da vardır. |
18 / 351 |
Nur Suresi
24.Ayet |
يَوْمَ تَشْهَدُ عَلَيْهِمْ أَلْسِنَتُهُمْ وَأَيْدِيهِمْ وَأَرْجُلُهُمْ بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ -24 |
(23-24) İffetli ve (haklarında uydurulan kötülüklerden) habersiz mü’min kadınlara zina isnat edenler, gerçekten dünya ve ahirette lânetlenmişlerdir. İşlemiş oldukları günahtan dolayı dillerinin, ellerinin ve ayaklarının kendi aleyhlerine şahitlik edecekleri günde onlara çok büyük bir azap vardır. |
O gün ki aleyhlerinde dilleri ve elleri ve ayakları yaptıklarına şehâdet edecektir |
Öyle bir gündeki elleri ve ayakları onların yaptıklarına, işlediklerine karşılık aleyhlerinde şâhidlik ederler. |
O gün, dilleri, elleri ve ayakları yaptıklarına şâhidlik edecektir. |
O günde ki onların aleyhine dilleri ve elleri ve ayakları neler yapmış olduklarına dair şehâdette bulunacaktır. |
18 / 351 |
Nur Suresi
25.Ayet |
يَوْمَئِذٍ يُوَفِّيهِمُ اللَّهُ دِينَهُمُ الْحَقَّ وَيَعْلَمُونَ أَنَّ اللَّهَ هُوَ الْحَقُّ الْمُبِينُ -25 |
O gün Allah, onlara kesinleşmiş cezalarını tastamam verecek ve onlar Allah’ın apaçık bir gerçek olduğunu bileceklerdir. |
O gün Allah, onlara hak cezalarını temamen verecek ve Allahın aşikâr hakk olduğunu bileceklerdir |
O gün Allah, onlara hakkettikleri hesap ve cezayı tastamam verecek ve onlar da Allah´ın apaçık hakk olduğunu (her şeyi açıklayıp ortaya koyduğunu) bilecekler. |
O gün Allâh, onlara hak ettikleri cezâlarını tam verir ve onlar da bilirler ki Allâh, apaçık Hak´tır. |
O gün Allah onlara müstahik oldukları cezalarını tamamen verecektir. Ve bileceklerdir ki, şüphe yok Allah, apaçık haktır. |
18 / 351 |
Nur Suresi
26.Ayet |
الْخَبِيثَاتُ لِلْخَبِيثِينَ وَالْخَبِيثُونَ لِلْخَبِيثَاتِ ۖ وَالطَّيِّبَاتُ لِلطَّيِّبِينَ وَالطَّيِّبُونَ لِلطَّيِّبَاتِ ۚ أُولَٰئِكَ مُبَرَّءُونَ مِمَّا يَقُولُونَ ۖ لَهُمْ مَغْفِرَةٌ وَرِزْقٌ كَرِيمٌ -26 |
Kötü kadınlar, kötü erkeklere; kötü erkekler de kötü kadınlara; temiz kadınlar temiz erkeklere, temiz erkekler de temiz kadınlara lâyıktır. O temiz olanlar, iftiracıların söyledikleri şeylerden uzaktırlar. Onlar için bir bağışlanma ve bolca verilmiş iyi bir rızık vardır. |
Habîsât habîsler için, habîsler habîsât için ve tayyibât tayyibler için, tayyibler tayyibât içindir, bunlar, onların dediklerinden müberrâdırlar, kendilerine bir mağrifet ve bir rızkı kerîm vardır |
Kötü yaramaz kadınlar (veya sözler), kötü yaramaz erkeklere ; kötü yaramaz erkekler, kötü yaramaz kadınlara (veya sözlere); iyi temiz kadınlar (veya sözler) iyi temiz erkeklere ; iyi temiz erkekler de iyi temiz kadınlara (veya sözlere) yakışır. İşte bunlar, onların dediklerinden pâk ve uzaktırlar. Bunlar için bağışlanma ve çok şerefli rızık vardır. |
Kötü kadınlar, kötü erkeklere; kötü erkekler kötü kadınlara; iyi kadınlar iyi erkeklere; iyi erkekler de iyi kadınlara mahsustur. Bunlar onların söyledikleri (çirkin şeyler)den uzaktırlar. Bunlara, (Allâh tarafından) bağışlama ve cömertçe bir rızık vardır. |
Murdar olan kadınlar, murdar olan erkekler içindir ve murdar olan erkekler de murdar olan kadınlar içindir ve temiz kadınlar da temiz olan erkekler içindir ve temiz olan erkekler de temiz olan kadınlar içindir. Bu temiz olanlar, onların dediklerinden (iftiralarından) müberrâdırlar. Bunlar için, bir mağfiret vardır ve bir kerîm rızk vardır. |
18 / 351 |
Nur Suresi
27.Ayet |
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَدْخُلُوا بُيُوتًا غَيْرَ بُيُوتِكُمْ حَتَّىٰ تَسْتَأْنِسُوا وَتُسَلِّمُوا عَلَىٰ أَهْلِهَا ۚ ذَٰلِكُمْ خَيْرٌ لَكُمْ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ -27 |
Ey iman edenler! Kendi evlerinizden başka evlere, geldiğinizi hissettirip (izin alıp) ev sahiplerine selâm vermeden girmeyin. Bu davranış sizin için daha hayırlıdır. Düşünüp anlayasınız diye size böyle öğüt veriliyor. |
Ey o bütün iyman edenler! kendi odalarınızın gayrı odalara sahiblerine istinas edip selâm vermeden girmeyiniz, bu sizin için hayırlıdır, gerek ki düşünürsünüz |
Ey imân edenler! Kendi evlerinizden başka evlere, sahipleriyle alışkanlık sağlayıp (onlardan) izin almadıkça ve onlara selâm vermedikçe girmeyin. Bu sizin için hayırlıdır. Umulur ki iyice düşünürsünüz. |
Ey inananlar, kendi evlerinizden başka evlere, izin alıp halkına selâm vermeden girmeyin. Herhalde bunun, sizin için daha iyi olduğunu düşünüp anlarsınız. |
Ey imân edenler, kendi evlerinizden başka evlere müsaade istemeden ve sahiplerine selâm vermeden girmeyiniz. Bu sizin için hayırlıdır. Umulur ki, düşünüp anlarsınız. |
18 / 351 |