SURE AYET NO |
ARAPÇA |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI HAMDI |
CELAL YILDIRIM |
SULEYMAN ATES |
O NASUHI BILMEN |
CÜZ SAYFA |
Taha Suresi
114.Ayet |
فَتَعَالَى اللَّهُ الْمَلِكُ الْحَقُّ ۗ وَلَا تَعْجَلْ بِالْقُرْآنِ مِنْ قَبْلِ أَنْ يُقْضَىٰ إِلَيْكَ وَحْيُهُ ۖ وَقُلْ رَبِّ زِدْنِي عِلْمًا -114 |
Gerçek hükümdar olan Allah yücedir. Sana vahyedilmesi tamamlanmadan önce Kur’an’ı okumakta acele etme. “Rabbim! İlmimi arttır” de. |
Demek ki Allah o hak şehinşah yüksek, çok yüksek, maamafih sana vahyi tamam edilmeden evvel Kur´anı acele etme ve de ki «rabbım artır beni ılimce» |
Hakk olan yegâne hükümdar Allah çok yücedir. Vahiy sana henüz tamamlanmadan Kur´ân´ı (hemen okuyayım diye) acele etme ve de ki: «Rabbim ! İlmimi artır.» |
Gerçek hükümdar olan Allâh, yücedir. Sana vahyedilmesi henüz tamamlanmadan Kur´ân´ı acele okumağa kalkma; "Rabbim, ilmimi artır!" de. |
Artık şüphe yok ki, melîk-i hak olan Allah Teâlâ pek müteâlîdir. Ve sana vahyedilmesi tamam olmadan evvel Kur´an´ı okumakta acele etme ve de ki: «Yarabbi! Benim için ilmi artır.» |
16 / 319 |
Taha Suresi
115.Ayet |
وَلَقَدْ عَهِدْنَا إِلَىٰ آدَمَ مِنْ قَبْلُ فَنَسِيَ وَلَمْ نَجِدْ لَهُ عَزْمًا -115 |
Andolsun, bundan önce biz Âdem’e (cennetteki ağacın meyvesinden yeme, diye) emrettik. O ise bunu unutuverdi. Biz onda bir kararlılık bulmadık. |
Filhakıka bundan evvel Âdeme ahid verdik de unuttu ve biz onda bir azim bulmadık |
And olsun ki daha önce Âdem´e de emrimizi vermiştik, ama o unuttu, onda bir azim de görmedik. |
Andolsun biz, önceden Âdem´e (o ağaçtan yememesini) emretmiştik, unuttu. Biz onda bir azim (ve sebât) bulmadık. |
Kasem olsun ki, bundan evvel Âdem´e de tavsiyede bulunmuştuk. O ise unuttu ve O´nun için bir azm bulmadık. |
16 / 319 |
Taha Suresi
116.Ayet |
وَإِذْ قُلْنَا لِلْمَلَائِكَةِ اسْجُدُوا لِآدَمَ فَسَجَدُوا إِلَّا إِبْلِيسَ أَبَىٰ -116 |
Hani meleklere, “Âdem için saygı ile eğilin” demiştik de, İblis’ten başka melekler hemen saygı ile eğilmişler; İblis bundan kaçınmıştı. |
Ve düşün o vaktı ki: Melâikeye «Âdem için secde edin» dedik, hemen secde ettiler, ancak İblîs dayattı |
Hani biz meleklere: Âdem´e secde edin, demiştik de onlar secde etmişlerdi; ancak İblîs dayatmış, secde etmemişti. |
Meleklere: "Âdem´e secede edin," demiştik, secde ettiler, yalnız İblis diretti. |
Ve o vakit ki, meleklere dedik, «Âdem´e secde ediniz.» Onlar da hemen secde ediverdiler. İblis müstesna, o kaçındı. |
16 / 319 |
Taha Suresi
117.Ayet |
فَقُلْنَا يَا آدَمُ إِنَّ هَٰذَا عَدُوٌّ لَكَ وَلِزَوْجِكَ فَلَا يُخْرِجَنَّكُمَا مِنَ الْجَنَّةِ فَتَشْقَىٰ -117 |
Biz de şöyle dedik: “Ey Âdem! Şüphesiz bu (İblis), sen ve eşin için bir düşmandır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın; sonra mutsuz olursun.” |
Bunun üzerine biz de ya Âdem dedik: haberin olsun bu sana ve zevcene düşmandır, sakın sizi Cennetten çıkarmasın ki sonra bedbaht olursun |
O sebeple, ya Âdem, dedik, şüphesiz ki bu hem sana hem de eşine düşmandır; sakın sizi Cennet´ten çıkarmasın, sonra sıkıntıya düşersin. |
Dedik ki: "Ey Âdem, bu, senin ve eşinin düşmanıdır. Sakın, sizi cennetten çıkarmasın, sonra yorulursun." |
Biz de demiştik ki: «Ey Âdem! Bu şüphesiz senin için ve refikan için bir düşmandır. Sizi cennetten çıkarmasın, sonra meşakkate düşmüş olursun.» |
16 / 319 |
Taha Suresi
118.Ayet |
إِنَّ لَكَ أَلَّا تَجُوعَ فِيهَا وَلَا تَعْرَىٰ -118 |
“Şüphesiz senin için orada aç kalmak, çıplak kalmak yoktur.” |
Çünkü senin acıkmaman, çıplak kalmaman oradadır |
Şüphesiz ki senin acıkmaman ve çıplak kalmaman Cennet´tedir. |
"Şimdi burada acıkmayacaksın, çıplak kalmayacaksın." |
«Muhakkak ki, senin için orada acıkmak da yoktur, çıplak kalmak da yoktur.» |
16 / 319 |
Taha Suresi
119.Ayet |
وَأَنَّكَ لَا تَظْمَأُ فِيهَا وَلَا تَضْحَىٰ -119 |
“Orada ne susuzluk çekersin, ne de güneş altında kalırsın.” |
Ve sen orada susamazsın ve Güneşte yanmazsın |
Ve sen orada susamazsın, güneşte de yanmazsın. |
"Ve sen susamayacaksın, kuşluk vakti güneşi(nin ısısı)ndan etkilenmeyeceksin." |
«Ve şüphesiz ki, sen orada susamazsın ve güneşin hararetine uğramazsın.» |
16 / 319 |
Taha Suresi
120.Ayet |
فَوَسْوَسَ إِلَيْهِ الشَّيْطَانُ قَالَ يَا آدَمُ هَلْ أَدُلُّكَ عَلَىٰ شَجَرَةِ الْخُلْدِ وَمُلْكٍ لَا يَبْلَىٰ -120 |
Nihayet şeytan ona vesvese verip şöyle dedi: “Ey Âdem! Sana ebedîlik ağacını ve yok olmayan bir saltanatı göstereyim mi?” |
Derken Şeytan ona vesvese verdi: ey Âdem! sana kılâğuzluk edeyim mi Huld ağacına ve çürümez mülke? dedi. |
Bununla beraber,Şeytan ona vesvese verdi de, ey Âdem, dedi, sana ebedîlik ağacını, çürüyüp yok olmayacak bir mülkü salık vereyim mi ?» |
Nihâyet şeytân ona fısıldayıp: "Ey Âdem, sana ebedilik ağacını ve yok olmayacak bir hükümranlığı göstereyim mi? dedi. |
Sonra O´na şeytan vesvesede bulundu, dedi ki: «Ey Âdem, seni ebedîyyet ağacına ve fena bulmayacak bir mülke delâlet edeyim mi?» |
16 / 319 |
Taha Suresi
121.Ayet |
فَأَكَلَا مِنْهَا فَبَدَتْ لَهُمَا سَوْآتُهُمَا وَطَفِقَا يَخْصِفَانِ عَلَيْهِمَا مِنْ وَرَقِ الْجَنَّةِ ۚ وَعَصَىٰ آدَمُ رَبَّهُ فَغَوَىٰ -121 |
Bunun üzerine onlar (Âdem ve eşi Havva) o ağacın meyvesinden yediler. Bu sebeple ayıp yerleri kendilerine göründü ve cennet yaprağından üzerlerine örtmeye başladılar. Âdem, Rabbine isyan etti ve yolunu şaşırdı. |
Bunun üzerine ikisi de ondan yediler, derhal kendilerine kötü yerleri açılıverdi ve üzerlerine Cennet yaprağından yamamağa başladılar ve Âdem rabbına asîy oldu da şaşkın düştü |
Bunun üzerine Âdem´le eşi o ağaçtan yediler. Bu sebeple edep yerleri açılıverdi. Üzerlerini Cennet yapraklarıyla örtmeğe başladılar ve böylece Âdem, Rabbına karşı geldi de şaşırıp kaldı. |
O ağaçtan yediler. Böylece kendilerine kötü yerleri göründü (üreme organları ortaya çıktı). Üstlerini cennet yaprağıyle örtmeğe başladılar. Âdem Rabbinin buyruğuna karşı geldi de şaşırdı. |
Artık ikisi de ondan yediler, hemen ikisi için avret mahalleri açılıverdi. Üzerlerine cennetin yaprağından yapıştırmaya başladılar. Ve Âdem Rabbine âsi oldu da şaşırdı kaldı. |
16 / 319 |
Taha Suresi
122.Ayet |
ثُمَّ اجْتَبَاهُ رَبُّهُ فَتَابَ عَلَيْهِ وَهَدَىٰ -122 |
Sonra Rabbi onu seçti, tövbesini kabul etti ve ona doğru yolu gösterdi. |
Sonra rabbı onu ıstıfa etti de tevbesini kabul buyurdu ve yol gösterdi |
Sonra yine Rabbı onu seçti de tevbesini kabul buyurdu ve doğru yola iletti. |
Sonra Rabbi onu seçti, tevbesini kabul etti, doğru yola iletti. |
Sonra O´nu Rabbi mümtaz kıldı, tevbesini kabul etti ve O´nu doğru yola muvaffak buyurdu. |
16 / 319 |
Taha Suresi
123.Ayet |
قَالَ اهْبِطَا مِنْهَا جَمِيعًا ۖ بَعْضُكُمْ لِبَعْضٍ عَدُوٌّ ۖ فَإِمَّا يَأْتِيَنَّكُمْ مِنِّي هُدًى فَمَنِ اتَّبَعَ هُدَايَ فَلَا يَضِلُّ وَلَا يَشْقَىٰ -123 |
Allah, şöyle dedi: “Birbirinize düşman olarak hepiniz oradan inin. Eğer tarafımdan size bir yol gösterici (kitap) gelir de, kim benim yol göstericime uyarsa artık o, ne (dünyada) sapar ne de (ahirette) sıkıntı çeker.” |
Buyurdu ki; ininiz ikiniz de oradan hepiniz, ba´zınız ba´zınıza düşman olarak, sonra ne zaman size benden bir hidayetçi gelir de her kim hidayetçime uyarsa işte o dalâlete düşmez ve bedbaht olmaz |
Onlara, haydi ikiniz de birbirinize düşman olarak hep birlikte inin buradan; ne zaman benden size doğru yol gösteren biri gelir de kim benim gösterdiğim doğru yola uyarsa, artık ne sapıtır, ne de bedbaht olup şaşırır. |
Dedi ki: "Hepiniz oradan inin, birbirinize düşmansınız. İmdi benden size bir hidâyet geldiği zaman kim benim hidâyetime uyarsa o, sapmaz ve sıkıntıya düşmez." |
Buyurdu ki: «Bazınız bazınıza düşman olarak hepiniz oradan ininiz, ne vakit size benden bir hidâyet gelir de kim hidâyete tâbi olursa artık dalâlete düşmez ve şekavete uğramaz.» |
16 / 319 |
Taha Suresi
124.Ayet |
وَمَنْ أَعْرَضَ عَنْ ذِكْرِي فَإِنَّ لَهُ مَعِيشَةً ضَنْكًا وَنَحْشُرُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَعْمَىٰ -124 |
“Her kim de benim zikrimden (Kur’an’dan) yüz çevirirse, mutlaka ona dar bir geçim vardır. Bir de onu kıyamet gününde kör olarak haşrederiz.” |
Her kim de zikrimden yüz çevirirse ona dar bir maışet vardır ve onu Kıyamet günü kör olarak haşrederiz |
Kim de beni anmaktan (indirdiğim kitaptan) yüzçevirirse, şüphesiz ki onun için sıkıntılı bir geçim vardır, Kıyamet günü onu kör olarak haşrederiz. |
"Ama kim beni anmaktan yüz çevirirse, onun için de dar bir geçim var. Kıyâmet günü onu kör olarak (yüce Divâna) süreriz." |
«Ve her kim benim zikrimden kaçınırsa artık şüphe yok ki, onun için pek dar bir maişet vardır ve O´nu Kıyamet gününde kör olarak haşrederiz.» |
16 / 319 |
Taha Suresi
125.Ayet |
قَالَ رَبِّ لِمَ حَشَرْتَنِي أَعْمَىٰ وَقَدْ كُنْتُ بَصِيرًا -125 |
O da şöyle der: “Rabbim! Dünyada gören bir kimse olduğum hâlde, niçin beni kör olarak haşrettin?” |
Rabbım beni niçin kör olarak haşrettin, halbuki ben gözlü idim der |
Rabbim! Beni neden kör olarak hasrettin? Halbuki ben (Dünya´da) gören bir kimseydim, der. |
"Rabbim der, niçin beni kör sürdün, oysa ben görür idim?" |
Der ki: «Yarabbi! Ne için beni âmâ olarak haşrettin ve halbuki ben görücü idim.» |
16 / 319 |