SURE AYET NO |
ARAPÇA |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI HAMDI |
CELAL YILDIRIM |
SULEYMAN ATES |
O NASUHI BILMEN |
CÜZ SAYFA |
Şuara Suresi
84.Ayet |
وَاجْعَلْ لِي لِسَانَ صِدْقٍ فِي الْآخِرِينَ -84 |
“Sonra gelecekler arasında beni doğrulukla anılanlardan kıl.” |
Ve bana sonrakiler içinde bir «lisanı sıdık» tahsıys eyle |
Sonra gelenler arasında doğru bir dil ile (anılmamı) bana sağla. |
"Sonra gelenler arasında bana, bir doğruluk dili nasib eyle (sonraki nesiller arasında hayır ile anılmamı sağla)!" |
«Ve sonrakiler arasında benim için bir yâd-ı cemil nâsip kıl!» |
19 / 370 |
Şuara Suresi
85.Ayet |
وَاجْعَلْنِي مِنْ وَرَثَةِ جَنَّةِ النَّعِيمِ -85 |
“Beni Naîm cennetinin varislerinden eyle.” |
Ve beni naıym cennetinin varislerinden eyle |
Beni Naîm Cennet´inin vârislerinden eyle. |
"Beni ni´met(i bol olan) cennetinin vârislerinden kıl." |
«Ve beni Nâim cennetinin varislerinden kıl!» |
19 / 370 |
Şuara Suresi
86.Ayet |
وَاغْفِرْ لِأَبِي إِنَّهُ كَانَ مِنَ الضَّالِّينَ -86 |
“Babamı da bağışla. Çünkü o gerçekten yolunu şaşıranlardandır.” |
Babama da mağfiret buyur, çünkü o yanlış gidenlerden idi |
Babamı da bağışla; çünkü gerçekten o (doğru yoldan) sapmışlardandır. |
"Babamı da bağışla. Çünkü o, sapıklardandır. |
«Ve babam için mağfiret buyur. Şüphe yok, o sapıklardan oldu.» |
19 / 370 |
Şuara Suresi
87.Ayet |
وَلَا تُخْزِنِي يَوْمَ يُبْعَثُونَ -87 |
“(Kulların) diriltilecekleri gün beni utandırma!” |
Ve utandırma beni ba´s olunacakları gün |
Beni (canlıların) dirilip kaldırılacakları gün rezîl ve rüsvay eyleme. |
"(Kulların) diriltilecekleri gün, beni utandırma." |
(87-89) «Ve (nâsın) kabirlerden diriltilip kaldırılacakları gün beni zelil etme. O gün, ne mal faide verir ve ne de oğullar. Ancak Allah´a selim bir kalp ile varan kimse müstesna.» |
19 / 370 |
Şuara Suresi
88.Ayet |
يَوْمَ لَا يَنْفَعُ مَالٌ وَلَا بَنُونَ -88 |
“O gün ki ne mal fayda verir ne oğullar!” |
O gün ki ne mal faide verir ne oğullar, |
Öyle gün ki, mal ve oğullar (evlâd) fayda vermez. |
"O gün ki, ne mal, ne de oğullar yarar vermez." |
(87-89) «Ve (nâsın) kabirlerden diriltilip kaldırılacakları gün beni zelil etme. O gün, ne mal faide verir ve ne de oğullar. Ancak Allah´a selim bir kalp ile varan kimse müstesna.» |
19 / 370 |
Şuara Suresi
89.Ayet |
إِلَّا مَنْ أَتَى اللَّهَ بِقَلْبٍ سَلِيمٍ -89 |
“Allah’a arınmış bir kalp ile gelen başka.” |
Ancak Allaha selim bir kalb ile varan başka |
Ancak Allah´a selîm bir kalb ile gelenler müstesna, (onların elbette imânı ve iyi-yararlı ameli fayda verir.) |
"Ancak Allah´a sağlam ve temiz kalb getiren (yarar görür)." |
(87-89) «Ve (nâsın) kabirlerden diriltilip kaldırılacakları gün beni zelil etme. O gün, ne mal faide verir ve ne de oğullar. Ancak Allah´a selim bir kalp ile varan kimse müstesna.» |
19 / 370 |
Şuara Suresi
90.Ayet |
وَأُزْلِفَتِ الْجَنَّةُ لِلْمُتَّقِينَ -90 |
Cennet, Allah’a karşı gelmekten sakınanlara yaklaştırılacak. |
Hem müttekiler için cennet yaklaştırılmış |
(Allah´tan) korkup (fenalıklardan) sakınanlara Cennet yaklaştırılır. |
(O gün) cennet, korunanlara yaklaştırılır. |
Ve cennet muttakîler için yaklaştırılmıştır. |
19 / 370 |
Şuara Suresi
91.Ayet |
وَبُرِّزَتِ الْجَحِيمُ لِلْغَاوِينَ -91 |
(91-93) Cehennem de azgınlara gösterilecek ve onlara, “Allah’ı bırakıp da tapmakta olduklarınız nerede? Size yardım ediyorlar mı veya kendilerini kurtarabiliyorlar mı?” denilecek. |
Azgınlar için de Cehennem hortlatılmıştır |
Cehennem de azgın sapıklar için ortaya çıkarılıp gösterilir. |
Cehennem de azgınların karşısına çıkarılır. |
Cehennem de azgınlar için açılıp âşikâre kılınmıştır. |
19 / 370 |
Şuara Suresi
92.Ayet |
وَقِيلَ لَهُمْ أَيْنَ مَا كُنْتُمْ تَعْبُدُونَ -92 |
(91-93) Cehennem de azgınlara gösterilecek ve onlara, “Allah’ı bırakıp da tapmakta olduklarınız nerede? Size yardım ediyorlar mı veya kendilerini kurtarabiliyorlar mı?” denilecek. |
(92-93) Ve bunlara hani nerede o Allahın gayrıdan taptıklarınız? Nasıl size yardım ediyorlar veya kendilerini kurtarıyorlar mı? denilmekte |
(92-93) Onlara, Allah´tan başka taptıklarınız nerede ? Size yardım edebiliyorlar mı veya kendilerine yardımları oluyor mu ? denilir. |
Onlara "Hani taptıklarınız nerede?" denilir. |
Ve onlara denildi: «İbadet eder olduğunuz şeyler nerede?» |
19 / 370 |
Şuara Suresi
93.Ayet |
مِنْ دُونِ اللَّهِ هَلْ يَنْصُرُونَكُمْ أَوْ يَنْتَصِرُونَ -93 |
(91-93) Cehennem de azgınlara gösterilecek ve onlara, “Allah’ı bırakıp da tapmakta olduklarınız nerede? Size yardım ediyorlar mı veya kendilerini kurtarabiliyorlar mı?” denilecek. |
(92-93) Ve bunlara hani nerede o Allahın gayrıdan taptıklarınız? Nasıl size yardım ediyorlar veya kendilerini kurtarıyorlar mı? denilmekte |
(92-93) Onlara, Allah´tan başka taptıklarınız nerede ? Size yardım edebiliyorlar mı veya kendilerine yardımları oluyor mu ? denilir. |
"O Allah´tan başka (taptıklarınız) size yardım ediyorlar mı, yahut kendilerine yardımları dokunuyor mu?" |
«Allah´tan gayrı, (onlar) size yardım ediyorlar mı? Veya kendilerine mi yardıma çalışıyorlar.» |
19 / 370 |
Şuara Suresi
94.Ayet |
فَكُبْكِبُوا فِيهَا هُمْ وَالْغَاوُونَ -94 |
(94-95) Artık onlar ve o azgınlar ile İblis’in askerleri hepsi birden tepetakla oraya atılırlar. |
Ve arkasından hep onlar o Cehennemin içine fırlatılmaktadır |
(94-95) Onlar da, azgın sapıklar da, İblîs´in askerleri de hepsi birden yüzükoyun Cehennem´e itilirler. |
Onlar ve azgınlar, tepe taklak oraya atılırlar. |
(94-95) Artık onlar (putlar) ve o azgınlar orada (ateşlere) fırlatılmışlardır. Ve şeytanın bütün orduları da (o ateşe) atılmışlardır. |
19 / 370 |
Şuara Suresi
95.Ayet |
وَجُنُودُ إِبْلِيسَ أَجْمَعُونَ -95 |
(94-95) Artık onlar ve o azgınlar ile İblis’in askerleri hepsi birden tepetakla oraya atılırlar. |
(95-96) Ve bütün o İblis orduları onun içinde birbirleriyle çekişirlerken şöyle demektedirler |
(94-95) Onlar da, azgın sapıklar da, İblîs´in askerleri de hepsi birden yüzükoyun Cehennem´e itilirler. |
İblis´in bütün askerleri de. |
(94-95) Artık onlar (putlar) ve o azgınlar orada (ateşlere) fırlatılmışlardır. Ve şeytanın bütün orduları da (o ateşe) atılmışlardır. |
19 / 370 |
Şuara Suresi
96.Ayet |
قَالُوا وَهُمْ فِيهَا يَخْتَصِمُونَ -96 |
Orada onlar taptıklarıyla çekişerek şöyle derler: |
(95-96) Ve bütün o İblis orduları onun içinde birbirleriyle çekişirlerken şöyle demektedirler |
Orada tartışıp çekişerek derler ki: |
Onlar orada (putlarıyle) çekişerek derler ki: |
(96-97) Ve onlar orada birbirleriyle husumette bulunarak diyecekler ki: «Allah´a kasem olsun, biz apaçık bir sapıklık içinde imişiz.» |
19 / 370 |
Şuara Suresi
97.Ayet |
تَاللَّهِ إِنْ كُنَّا لَفِي ضَلَالٍ مُبِينٍ -97 |
“Allah’a andolsun! Biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz.” |
Tallahi biz doğrusu açık bir dalâl içinde imişiz |
Allah´a yemin ederiz ki, bizler gerçekten açık bir sapıklık içinde idik. |
"Vallahi biz apaçık bir sapıklık içinde imişiz!" |
(96-97) Ve onlar orada birbirleriyle husumette bulunarak diyecekler ki: «Allah´a kasem olsun, biz apaçık bir sapıklık içinde imişiz.» |
19 / 370 |
Şuara Suresi
98.Ayet |
إِذْ نُسَوِّيكُمْ بِرَبِّ الْعَالَمِينَ -98 |
“Çünkü sizi, âlemlerin Rabbi ile bir tutuyorduk.” |
Çünkü sizi rabbül´âlemîn seviyyesinde tutuyorduk |
Çünkü sizi, âlemlerin Rabbı ile eşit seviyede tutuyorduk. |
"Çünkü sizi âlemlerin Rabbine eşit tutuyorduk." |
«Çünkü biz sizi (ey putlar) Âlemlerin Rabbine müsavî tutuyorduk.» |
19 / 370 |
Şuara Suresi
99.Ayet |
وَمَا أَضَلَّنَا إِلَّا الْمُجْرِمُونَ -99 |
“Bizi ancak (önderlerimiz olan) suçlular saptırdı.” |
Ve bizi hep o mücrimler şaşırtmıştı |
Ve bizi ancak suçlu günahkârlar saptırdı. |
"Ama bizi saptıran o suçlulardır." |
«Ve bizi ancak o mücrimler sapıtmış oldular.» |
19 / 370 |
Şuara Suresi
100.Ayet |
فَمَا لَنَا مِنْ شَافِعِينَ -100 |
“İşte bu yüzden bizim şefaatçilerimiz yok.” |
Bak şimdi bizim için ne şefaatciler var |
(100-101) Artık (bugün için) ne şefaatçilerimiz vardır, ne de candan sıcak bir dostumuz... |
"Şimdi artık bizim ne şefâ´atçilerimiz var", |
(100-101) «Artık bize ne şefaat edicilerden var. Ne de yakın bir dost var.» |
19 / 370 |
Şuara Suresi
101.Ayet |
وَلَا صَدِيقٍ حَمِيمٍ -101 |
“Candan bir dostumuz da yok.” |
Ne de yakın bir sadîk |
(100-101) Artık (bugün için) ne şefaatçilerimiz vardır, ne de candan sıcak bir dostumuz... |
"Ne de sıcak bir dostumuz." |
(100-101) «Artık bize ne şefaat edicilerden var. Ne de yakın bir dost var.» |
19 / 370 |
Şuara Suresi
102.Ayet |
فَلَوْ أَنَّ لَنَا كَرَّةً فَنَكُونَ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ -102 |
“Keşke (dünyaya) bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak.” |
Bari bizim için geriye bir dönmek olsa idi de mü´minlerden olsa idik |
Ah! Eğer bir defa daha (Dünya´ya) dönüşümüz olsaydı elbette mü´minlerden olurduk. |
"Âh keşke bir dönüşümüz daha olsa da inananlardan olsak!" |
«İmdi bizim için bir kere (geriye) dönüş olsa idi de artık mü´minlerden olsa idik.» |
19 / 370 |
Şuara Suresi
103.Ayet |
إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَآيَةً ۖ وَمَا كَانَ أَكْثَرُهُمْ مُؤْمِنِينَ -103 |
Elbet bunda bir ibret vardır. Onların çoğu iman etmiş değillerdi. |
Şübhesiz bunda mutlak bir âyet var, öyle iken ekserîsi mü´min olmadı |
Şüphesiz ki bu (anlatılanlarda bir öğüt ve ibret vardır; (ne yazık ki) onların çoğu imân etmemiştir. |
Muhakkak ki bunda bir ibret vardır, ama yine çokları inanmazlar." |
(103-104) Şüphe yok, bunda elbette bir ibret vardır. Halbuki onların ekserisi imân etmiş kimseler olmadı. Ve şüphe yok, senin Rabbin elbette O, azîzdir, rahîmdir. |
19 / 370 |
Şuara Suresi
104.Ayet |
وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ الْعَزِيزُ الرَّحِيمُ -104 |
Şüphesiz senin Rabbin, mutlak güç sahibi olandır, çok merhametli olandır. |
Ve şüphesiz ki rabbın o öyle azîz öyle rahîm |
Ve elbette senin Rabbın yegâne üstündür, çok merhametlidir. |
Şüphesiz Rabbin, işte üstün O´dur, merhamet eden O´dur. |
(103-104) Şüphe yok, bunda elbette bir ibret vardır. Halbuki onların ekserisi imân etmiş kimseler olmadı. Ve şüphe yok, senin Rabbin elbette O, azîzdir, rahîmdir. |
19 / 370 |
Şuara Suresi
105.Ayet |
كَذَّبَتْ قَوْمُ نُوحٍ الْمُرْسَلِينَ -105 |
Nûh’un kavmi de Peygamberleri yalanladı. |
Nuh kavmı gönderilen Resulleri tekzib etti |
Nuh´un kavmi de peygamberleri yalanladılar. |
Nûh kavmi de gönderilen elçileri yalanladı. |
(105-108) Nûh´un kavmi peygamberleri tekzîp ettiler. O vakit, kardeşleri Nûh, onlara dedi: «İttikada bulunmayacak mısınız? Şüphe yok, ben sizin için emin bir peygamberim. Allah´tan korkun ve bana itaat edin.» |
19 / 370 |
Şuara Suresi
106.Ayet |
إِذْ قَالَ لَهُمْ أَخُوهُمْ نُوحٌ أَلَا تَتَّقُونَ -106 |
Hani kardeşleri Nûh, onlara şöyle demişti: “Allah’a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?” |
O vakıt ki kardeşleri Nuh onlara şöyle demişti: siz Allahdan korkmaz mısınız? |
Hani kardeşleri Nûh onlara dedi ki: (Allah´tan) korkup (putlara tapmaktan, kötülüklerde bulunmaktan) sakınmaz mısınız? |
Kardeşleri Nûh onlara: "Korunmaz mısınız?" demişti. |
(105-108) Nûh´un kavmi peygamberleri tekzîp ettiler. O vakit, kardeşleri Nûh, onlara dedi: «İttikada bulunmayacak mısınız? Şüphe yok, ben sizin için emin bir peygamberim. Allah´tan korkun ve bana itaat edin.» |
19 / 370 |
Şuara Suresi
107.Ayet |
إِنِّي لَكُمْ رَسُولٌ أَمِينٌ -107 |
“Şüphesiz ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.” |
Haberiniz olsun ben size gönderilmiş bir Resulüm, bir eminim |
Şüphe etmeyin ki ben size gönderilen güvenilir bir peygamberim. |
"Ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim." |
(105-108) Nûh´un kavmi peygamberleri tekzîp ettiler. O vakit, kardeşleri Nûh, onlara dedi: «İttikada bulunmayacak mısınız? Şüphe yok, ben sizin için emin bir peygamberim. Allah´tan korkun ve bana itaat edin.» |
19 / 370 |
Şuara Suresi
108.Ayet |
فَاتَّقُوا اللَّهَ وَأَطِيعُونِ -108 |
“Artık Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.” |
Gelin Allahdan korkun, bana itaat edin |
Artık Allah´tan korkup bana itaat edin. |
"Allah´tan korkun ve bana itâ´at edin." |
(105-108) Nûh´un kavmi peygamberleri tekzîp ettiler. O vakit, kardeşleri Nûh, onlara dedi: «İttikada bulunmayacak mısınız? Şüphe yok, ben sizin için emin bir peygamberim. Allah´tan korkun ve bana itaat edin.» |
19 / 370 |
Şuara Suresi
109.Ayet |
وَمَا أَسْأَلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ أَجْرٍ ۖ إِنْ أَجْرِيَ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّ الْعَالَمِينَ -109 |
“Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allah’a aittir.” |
Buna karşı ben sizden bir ecir de istemiyorum, benim ecrim ancak rabbül´âlemîne aiddir |
Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum ; benim hizmetimin karşılığı ancak âlemlerin Rabbına aittir. |
"Ben sizden, buna karşı bir ücret istemiyorum. Benim ücretim, yalnız âlemlerin Rabbine âittir." |
(109-110) «Ve bunun mukabilinde sizden bir ücret istemiyorum. Benim mükâfaatım, ancak alemlerin Rabbine aittir. Artık Allah´tan korkun ve bana itaat edin.» |
19 / 370 |
Şuara Suresi
110.Ayet |
فَاتَّقُوا اللَّهَ وَأَطِيعُونِ -110 |
“O hâlde, Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin!” |
Gelin Allahdan korkun bana itaat edin |
O halde Allah´tan korkun ve bana uyun. |
"Öyle ise Allah´tan korkun ve bana itâ´at edin." |
(109-110) «Ve bunun mukabilinde sizden bir ücret istemiyorum. Benim mükâfaatım, ancak alemlerin Rabbine aittir. Artık Allah´tan korkun ve bana itaat edin.» |
19 / 370 |
Şuara Suresi
111.Ayet |
قَالُوا أَنُؤْمِنُ لَكَ وَاتَّبَعَكَ الْأَرْذَلُونَ -111 |
Dediler ki: “Sana hep aşağılık kimseler uymuş iken, biz hiç sana inanır mıyız?” |
A, dediler: hiç biz sana inanır mıyız? Senin ardına hep o erzail düşmüş? |
Onlar Nuh´a dediler ki: Sana en rezil aşağılık insanlar uymuşken biz sana inanır mıyız? |
Dediler ki: "Sana bayağı kimseler uymuşken biz sana inanır mıyız?" |
Dediler: «Sana imân eder miyiz? Halbuki, sana en bayağı kimseler tebaiyyet edivermişlerdir.» |
19 / 370 |