KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
AYET MEALLERİ   SURE MEAL   SAYFA MEAL   CÜZ MEAL   SECDE AYETLERİ
KUR'AN-I KERİMİN 370. SAYFASΙNA GÖRE AYET VE MEALLERİ Nİ SΙRALAMA >
MEAL SAYFALARI
1 2 3
4 5 6
7 8 9
10 11 12
13 14 15
16 17 18
19 20 21
22 23 24
25 26 27
28 29 30
31 32 33
34 35 36
37 38 39
40 41 42
43 44 45
46 47 48
49 50 51
52 53 54
55 56 57
58 59 60
61 62 63
64 65 66
67 68 69
70 71 72
73 74 75
76 77 78
79 80 81
82 83 84
85 86 87
88 89 90
91 92 93
94 95 96
97 98 99
100 101 102
103 104 105
106 107 108
109 110 111
112 113 114
115 116 117
118 119 120
121 122 123
124 125 126
127 128 129
130 131 132
133 134 135
136 137 138
139 140 141
142 143 144
145 146 147
148 149 150
151 152 153
154 155 156
157 158 159
160 161 162
163 164 165
166 167 168
169 170 171
172 173 174
175 176 177
178 179 180
181 182 183
184 185 186
187 188 189
190 191 192
193 194 195
196 197 198
199 200 201
202 203 204
205 206 207
208 209 210
211 212 213
214 215 216
217 218 219
220 221 222
223 224 225
226 227 228
229 230 231
232 233 234
235 236 237
238 239 240
241 242 243
244 245 246
247 248 249
250 251 252
253 254 255
256 257 258
259 260 261
262 263 264
265 266 267
268 269 270
271 272 273
274 275 276
277 278 279
280 281 282
283 284 285
286 287 288
289 290 291
292 293 294
295 296 297
298 299 300
301 302 303
304 305 306
307 308 309
310 311 312
313 314 315
316 317 318
319 320 321
322 323 324
325 326 327
328 329 330
331 332 333
334 335 336
337 338 339
340 341 342
343 344 345
346 347 348
349 350 351
352 353 354
355 356 357
358 359 360
361 362 363
364 365 366
367 368 369
370 371 372
373 374 375
376 377 378
379 380 381
382 383 384
385 386 387
388 389 390
391 392 393
394 395 396
397 398 399
400 401 402
403 404 405
406 407 408
409 410 411
412 413 414
415 416 417
418 419 420
421 422 423
424 425 426
427 428 429
430 431 432
433 434 435
436 437 438
439 440 441
442 443 444
445 446 447
448 449 450
451 452 453
454 455 456
457 458 459
460 461 462
463 464 465
466 467 468
469 470 471
472 473 474
475 476 477
478 479 480
481 482 483
484 485 486
487 488 489
490 491 492
493 494 495
496 497 498
499 500 501
502 503 504
505 506 507
508 509 510
511 512 513
514 515 516
517 518 519
520 521 522
523 524 525
526 527 528
529 530 531
532 533 534
535 536 537
538 539 540
541 542 543
544 545 546
547 548 549
550 551 552
553 554 555
556 557 558
559 560 561
562 563 564
565 566 567
568 569 570
571 572 573
574 575 576
577 578 579
580 581 582
583 584 585
586 587 588
589 590 591
592 593 594
595 596 597
598 599 600
601 602 603
604
SURE
AYET NO
ARAPÇA DİYANET VAKFI ELMALILI HAMDI CELAL YILDIRIM  SULEYMAN ATES O NASUHI BILMEN CÜZ
SAYFA
Şuara Suresi

84.Ayet
وَاجْعَلْ لِي لِسَانَ صِدْقٍ فِي الْآخِرِينَ -84 “Sonra gelecekler arasında beni doğrulukla anılanlardan kıl.” Ve bana sonrakiler içinde bir «lisanı sıdık» tahsıys eyle Sonra gelenler arasında doğru bir dil ile (anılmamı) bana sağla. "Sonra gelenler arasında bana, bir doğruluk dili nasib eyle (sonraki nesiller arasında hayır ile anılmamı sağla)!" «Ve sonrakiler arasında benim için bir yâd-ı cemil nâsip kıl!» 19 / 370
Şuara Suresi

85.Ayet
وَاجْعَلْنِي مِنْ وَرَثَةِ جَنَّةِ النَّعِيمِ -85 “Beni Naîm cennetinin varislerinden eyle.” Ve beni naıym cennetinin varislerinden eyle Beni Naîm Cennet´inin vârislerinden eyle. "Beni ni´met(i bol olan) cennetinin vârislerinden kıl." «Ve beni Nâim cennetinin varislerinden kıl!» 19 / 370
Şuara Suresi

86.Ayet
وَاغْفِرْ لِأَبِي إِنَّهُ كَانَ مِنَ الضَّالِّينَ -86 “Babamı da bağışla. Çünkü o gerçekten yolunu şaşıranlardandır.” Babama da mağfiret buyur, çünkü o yanlış gidenlerden idi Babamı da bağışla; çünkü gerçekten o (doğru yoldan) sapmışlardandır. "Babamı da bağışla. Çünkü o, sapıklardandır. «Ve babam için mağfiret buyur. Şüphe yok, o sapıklardan oldu.» 19 / 370
Şuara Suresi

87.Ayet
وَلَا تُخْزِنِي يَوْمَ يُبْعَثُونَ -87 “(Kulların) diriltilecekleri gün beni utandırma!” Ve utandırma beni ba´s olunacakları gün Beni (canlıların) dirilip kaldırılacakları gün rezîl ve rüsvay eyleme. "(Kulların) diriltilecekleri gün, beni utandırma." (87-89) «Ve (nâsın) kabirlerden diriltilip kaldırılacakları gün beni zelil etme. O gün, ne mal faide verir ve ne de oğullar. Ancak Allah´a selim bir kalp ile varan kimse müstesna.» 19 / 370
Şuara Suresi

88.Ayet
يَوْمَ لَا يَنْفَعُ مَالٌ وَلَا بَنُونَ -88 “O gün ki ne mal fayda verir ne oğullar!” O gün ki ne mal faide verir ne oğullar, Öyle gün ki, mal ve oğullar (evlâd) fayda vermez. "O gün ki, ne mal, ne de oğullar yarar vermez." (87-89) «Ve (nâsın) kabirlerden diriltilip kaldırılacakları gün beni zelil etme. O gün, ne mal faide verir ve ne de oğullar. Ancak Allah´a selim bir kalp ile varan kimse müstesna.» 19 / 370
Şuara Suresi

89.Ayet
إِلَّا مَنْ أَتَى اللَّهَ بِقَلْبٍ سَلِيمٍ -89 “Allah’a arınmış bir kalp ile gelen başka.” Ancak Allaha selim bir kalb ile varan başka Ancak Allah´a selîm bir kalb ile gelenler müstesna, (onların elbette imânı ve iyi-yararlı ameli fayda verir.) "Ancak Allah´a sağlam ve temiz kalb getiren (yarar görür)." (87-89) «Ve (nâsın) kabirlerden diriltilip kaldırılacakları gün beni zelil etme. O gün, ne mal faide verir ve ne de oğullar. Ancak Allah´a selim bir kalp ile varan kimse müstesna.» 19 / 370
Şuara Suresi

90.Ayet
وَأُزْلِفَتِ الْجَنَّةُ لِلْمُتَّقِينَ -90 Cennet, Allah’a karşı gelmekten sakınanlara yaklaştırılacak. Hem müttekiler için cennet yaklaştırılmış (Allah´tan) korkup (fenalıklardan) sakınanlara Cennet yaklaştırılır. (O gün) cennet, korunanlara yaklaştırılır. Ve cennet muttakîler için yaklaştırılmıştır. 19 / 370
Şuara Suresi

91.Ayet
وَبُرِّزَتِ الْجَحِيمُ لِلْغَاوِينَ -91 (91-93) Cehennem de azgınlara gösterilecek ve onlara, “Allah’ı bırakıp da tapmakta olduklarınız nerede? Size yardım ediyorlar mı veya kendilerini kurtarabiliyorlar mı?” denilecek. Azgınlar için de Cehennem hortlatılmıştır Cehennem de azgın sapıklar için ortaya çıkarılıp gösterilir. Cehennem de azgınların karşısına çıkarılır. Cehennem de azgınlar için açılıp âşikâre kılınmıştır. 19 / 370
Şuara Suresi

92.Ayet
وَقِيلَ لَهُمْ أَيْنَ مَا كُنْتُمْ تَعْبُدُونَ -92 (91-93) Cehennem de azgınlara gösterilecek ve onlara, “Allah’ı bırakıp da tapmakta olduklarınız nerede? Size yardım ediyorlar mı veya kendilerini kurtarabiliyorlar mı?” denilecek. (92-93) Ve bunlara hani nerede o Allahın gayrıdan taptıklarınız? Nasıl size yardım ediyorlar veya kendilerini kurtarıyorlar mı? denilmekte (92-93) Onlara, Allah´tan başka taptıklarınız nerede ? Size yardım edebiliyorlar mı veya kendilerine yardımları oluyor mu ? denilir. Onlara "Hani taptıklarınız nerede?" denilir. Ve onlara denildi: «İbadet eder olduğunuz şeyler nerede?» 19 / 370
Şuara Suresi

93.Ayet
مِنْ دُونِ اللَّهِ هَلْ يَنْصُرُونَكُمْ أَوْ يَنْتَصِرُونَ -93 (91-93) Cehennem de azgınlara gösterilecek ve onlara, “Allah’ı bırakıp da tapmakta olduklarınız nerede? Size yardım ediyorlar mı veya kendilerini kurtarabiliyorlar mı?” denilecek. (92-93) Ve bunlara hani nerede o Allahın gayrıdan taptıklarınız? Nasıl size yardım ediyorlar veya kendilerini kurtarıyorlar mı? denilmekte (92-93) Onlara, Allah´tan başka taptıklarınız nerede ? Size yardım edebiliyorlar mı veya kendilerine yardımları oluyor mu ? denilir. "O Allah´tan başka (taptıklarınız) size yardım ediyorlar mı, yahut kendilerine yardımları dokunuyor mu?" «Allah´tan gayrı, (onlar) size yardım ediyorlar mı? Veya kendilerine mi yardıma çalışıyorlar.» 19 / 370
Şuara Suresi

94.Ayet
فَكُبْكِبُوا فِيهَا هُمْ وَالْغَاوُونَ -94 (94-95) Artık onlar ve o azgınlar ile İblis’in askerleri hepsi birden tepetakla oraya atılırlar. Ve arkasından hep onlar o Cehennemin içine fırlatılmaktadır (94-95) Onlar da, azgın sapıklar da, İblîs´in askerleri de hepsi birden yüzükoyun Cehennem´e itilirler. Onlar ve azgınlar, tepe taklak oraya atılırlar. (94-95) Artık onlar (putlar) ve o azgınlar orada (ateşlere) fırlatılmışlardır. Ve şeytanın bütün orduları da (o ateşe) atılmışlardır. 19 / 370
Şuara Suresi

95.Ayet
وَجُنُودُ إِبْلِيسَ أَجْمَعُونَ -95 (94-95) Artık onlar ve o azgınlar ile İblis’in askerleri hepsi birden tepetakla oraya atılırlar. (95-96) Ve bütün o İblis orduları onun içinde birbirleriyle çekişirlerken şöyle demektedirler (94-95) Onlar da, azgın sapıklar da, İblîs´in askerleri de hepsi birden yüzükoyun Cehennem´e itilirler. İblis´in bütün askerleri de. (94-95) Artık onlar (putlar) ve o azgınlar orada (ateşlere) fırlatılmışlardır. Ve şeytanın bütün orduları da (o ateşe) atılmışlardır. 19 / 370
Şuara Suresi

96.Ayet
قَالُوا وَهُمْ فِيهَا يَخْتَصِمُونَ -96 Orada onlar taptıklarıyla çekişerek şöyle derler: (95-96) Ve bütün o İblis orduları onun içinde birbirleriyle çekişirlerken şöyle demektedirler Orada tartışıp çekişerek derler ki: Onlar orada (putlarıyle) çekişerek derler ki: (96-97) Ve onlar orada birbirleriyle husumette bulunarak diyecekler ki: «Allah´a kasem olsun, biz apaçık bir sapıklık içinde imişiz.» 19 / 370
Şuara Suresi

97.Ayet
تَاللَّهِ إِنْ كُنَّا لَفِي ضَلَالٍ مُبِينٍ -97 “Allah’a andolsun! Biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz.” Tallahi biz doğrusu açık bir dalâl içinde imişiz Allah´a yemin ederiz ki, bizler gerçekten açık bir sapıklık içinde idik. "Vallahi biz apaçık bir sapıklık içinde imişiz!" (96-97) Ve onlar orada birbirleriyle husumette bulunarak diyecekler ki: «Allah´a kasem olsun, biz apaçık bir sapıklık içinde imişiz.» 19 / 370
Şuara Suresi

98.Ayet
إِذْ نُسَوِّيكُمْ بِرَبِّ الْعَالَمِينَ -98 “Çünkü sizi, âlemlerin Rabbi ile bir tutuyorduk.” Çünkü sizi rabbül´âlemîn seviyyesinde tutuyorduk Çünkü sizi, âlemlerin Rabbı ile eşit seviyede tutuyorduk. "Çünkü sizi âlemlerin Rabbine eşit tutuyorduk." «Çünkü biz sizi (ey putlar) Âlemlerin Rabbine müsavî tutuyorduk.» 19 / 370
Şuara Suresi

99.Ayet
وَمَا أَضَلَّنَا إِلَّا الْمُجْرِمُونَ -99 “Bizi ancak (önderlerimiz olan) suçlular saptırdı.” Ve bizi hep o mücrimler şaşırtmıştı Ve bizi ancak suçlu günahkârlar saptırdı. "Ama bizi saptıran o suçlulardır." «Ve bizi ancak o mücrimler sapıtmış oldular.» 19 / 370
Şuara Suresi

100.Ayet
فَمَا لَنَا مِنْ شَافِعِينَ -100 “İşte bu yüzden bizim şefaatçilerimiz yok.” Bak şimdi bizim için ne şefaatciler var (100-101) Artık (bugün için) ne şefaatçilerimiz vardır, ne de candan sıcak bir dostumuz... "Şimdi artık bizim ne şefâ´atçilerimiz var", (100-101) «Artık bize ne şefaat edicilerden var. Ne de yakın bir dost var.» 19 / 370
Şuara Suresi

101.Ayet
وَلَا صَدِيقٍ حَمِيمٍ -101 “Candan bir dostumuz da yok.” Ne de yakın bir sadîk (100-101) Artık (bugün için) ne şefaatçilerimiz vardır, ne de candan sıcak bir dostumuz... "Ne de sıcak bir dostumuz." (100-101) «Artık bize ne şefaat edicilerden var. Ne de yakın bir dost var.» 19 / 370
Şuara Suresi

102.Ayet
فَلَوْ أَنَّ لَنَا كَرَّةً فَنَكُونَ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ -102 “Keşke (dünyaya) bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak.” Bari bizim için geriye bir dönmek olsa idi de mü´minlerden olsa idik Ah! Eğer bir defa daha (Dünya´ya) dönüşümüz olsaydı elbette mü´minlerden olurduk. "Âh keşke bir dönüşümüz daha olsa da inananlardan olsak!" «İmdi bizim için bir kere (geriye) dönüş olsa idi de artık mü´minlerden olsa idik.» 19 / 370
Şuara Suresi

103.Ayet
إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَآيَةً ۖ وَمَا كَانَ أَكْثَرُهُمْ مُؤْمِنِينَ -103 Elbet bunda bir ibret vardır. Onların çoğu iman etmiş değillerdi. Şübhesiz bunda mutlak bir âyet var, öyle iken ekserîsi mü´min olmadı Şüphesiz ki bu (anlatılanlarda bir öğüt ve ibret vardır; (ne yazık ki) onların çoğu imân etmemiştir. Muhakkak ki bunda bir ibret vardır, ama yine çokları inanmazlar." (103-104) Şüphe yok, bunda elbette bir ibret vardır. Halbuki onların ekserisi imân etmiş kimseler olmadı. Ve şüphe yok, senin Rabbin elbette O, azîzdir, rahîmdir. 19 / 370
Şuara Suresi

104.Ayet
وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ الْعَزِيزُ الرَّحِيمُ -104 Şüphesiz senin Rabbin, mutlak güç sahibi olandır, çok merhametli olandır. Ve şüphesiz ki rabbın o öyle azîz öyle rahîm Ve elbette senin Rabbın yegâne üstündür, çok merhametlidir. Şüphesiz Rabbin, işte üstün O´dur, merhamet eden O´dur. (103-104) Şüphe yok, bunda elbette bir ibret vardır. Halbuki onların ekserisi imân etmiş kimseler olmadı. Ve şüphe yok, senin Rabbin elbette O, azîzdir, rahîmdir. 19 / 370
Şuara Suresi

105.Ayet
كَذَّبَتْ قَوْمُ نُوحٍ الْمُرْسَلِينَ -105 Nûh’un kavmi de Peygamberleri yalanladı. Nuh kavmı gönderilen Resulleri tekzib etti Nuh´un kavmi de peygamberleri yalanladılar. Nûh kavmi de gönderilen elçileri yalanladı. (105-108) Nûh´un kavmi peygamberleri tekzîp ettiler. O vakit, kardeşleri Nûh, onlara dedi: «İttikada bulunmayacak mısınız? Şüphe yok, ben sizin için emin bir peygamberim. Allah´tan korkun ve bana itaat edin.» 19 / 370
Şuara Suresi

106.Ayet
إِذْ قَالَ لَهُمْ أَخُوهُمْ نُوحٌ أَلَا تَتَّقُونَ -106 Hani kardeşleri Nûh, onlara şöyle demişti: “Allah’a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?” O vakıt ki kardeşleri Nuh onlara şöyle demişti: siz Allahdan korkmaz mısınız? Hani kardeşleri Nûh onlara dedi ki: (Allah´tan) korkup (putlara tapmaktan, kötülüklerde bulunmaktan) sakınmaz mısınız? Kardeşleri Nûh onlara: "Korunmaz mısınız?" demişti. (105-108) Nûh´un kavmi peygamberleri tekzîp ettiler. O vakit, kardeşleri Nûh, onlara dedi: «İttikada bulunmayacak mısınız? Şüphe yok, ben sizin için emin bir peygamberim. Allah´tan korkun ve bana itaat edin.» 19 / 370
Şuara Suresi

107.Ayet
إِنِّي لَكُمْ رَسُولٌ أَمِينٌ -107 “Şüphesiz ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.” Haberiniz olsun ben size gönderilmiş bir Resulüm, bir eminim Şüphe etmeyin ki ben size gönderilen güvenilir bir peygamberim. "Ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim." (105-108) Nûh´un kavmi peygamberleri tekzîp ettiler. O vakit, kardeşleri Nûh, onlara dedi: «İttikada bulunmayacak mısınız? Şüphe yok, ben sizin için emin bir peygamberim. Allah´tan korkun ve bana itaat edin.» 19 / 370
Şuara Suresi

108.Ayet
فَاتَّقُوا اللَّهَ وَأَطِيعُونِ -108 “Artık Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.” Gelin Allahdan korkun, bana itaat edin Artık Allah´tan korkup bana itaat edin. "Allah´tan korkun ve bana itâ´at edin." (105-108) Nûh´un kavmi peygamberleri tekzîp ettiler. O vakit, kardeşleri Nûh, onlara dedi: «İttikada bulunmayacak mısınız? Şüphe yok, ben sizin için emin bir peygamberim. Allah´tan korkun ve bana itaat edin.» 19 / 370
Şuara Suresi

109.Ayet
وَمَا أَسْأَلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ أَجْرٍ ۖ إِنْ أَجْرِيَ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّ الْعَالَمِينَ -109 “Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allah’a aittir.” Buna karşı ben sizden bir ecir de istemiyorum, benim ecrim ancak rabbül´âlemîne aiddir Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum ; benim hizmetimin karşılığı ancak âlemlerin Rabbına aittir. "Ben sizden, buna karşı bir ücret istemiyorum. Benim ücretim, yalnız âlemlerin Rabbine âittir." (109-110) «Ve bunun mukabilinde sizden bir ücret istemiyorum. Benim mükâfaatım, ancak alemlerin Rabbine aittir. Artık Allah´tan korkun ve bana itaat edin.» 19 / 370
Şuara Suresi

110.Ayet
فَاتَّقُوا اللَّهَ وَأَطِيعُونِ -110 “O hâlde, Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin!” Gelin Allahdan korkun bana itaat edin O halde Allah´tan korkun ve bana uyun. "Öyle ise Allah´tan korkun ve bana itâ´at edin." (109-110) «Ve bunun mukabilinde sizden bir ücret istemiyorum. Benim mükâfaatım, ancak alemlerin Rabbine aittir. Artık Allah´tan korkun ve bana itaat edin.» 19 / 370
Şuara Suresi

111.Ayet
قَالُوا أَنُؤْمِنُ لَكَ وَاتَّبَعَكَ الْأَرْذَلُونَ -111 Dediler ki: “Sana hep aşağılık kimseler uymuş iken, biz hiç sana inanır mıyız?” A, dediler: hiç biz sana inanır mıyız? Senin ardına hep o erzail düşmüş? Onlar Nuh´a dediler ki: Sana en rezil aşağılık insanlar uymuşken biz sana inanır mıyız? Dediler ki: "Sana bayağı kimseler uymuşken biz sana inanır mıyız?" Dediler: «Sana imân eder miyiz? Halbuki, sana en bayağı kimseler tebaiyyet edivermişlerdir.» 19 / 370
KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014