SURE AYET NO |
ARAPÇA |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI HAMDI |
CELAL YILDIRIM |
SULEYMAN ATES |
O NASUHI BILMEN |
CÜZ SAYFA |
Rahman Suresi
68.Ayet |
فِيهِمَا فَاكِهَةٌ وَنَخْلٌ وَرُمَّانٌ -68 |
İçlerinde her türlü meyve, hurma ve nar vardır. |
Bunlarda bir meyve, bir başka hurma, bir başka rumman |
ikisinde de meyva, hurma ve nar vardır. |
İkisinde de meyva, hurma ve nar var. |
O ikisinde her nevi meyve ve hurma ve nar (ağaçları) vardır. |
27 / 533 |
Rahman Suresi
69.Ayet |
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ -69 |
O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz? |
Şimdi rabbınızın hangi eltâfına dersiniz yalan? |
O halde Rabbınızın hangi nimetlerini yalanlıyabilirsiniz ? |
Şimdi Rabbinizin hangi ni´metlerini yalanlıyorsunuz? |
Artık Rabbinizin hangi nîmetlerini tekzîp edersiniz. |
27 / 533 |
Rahman Suresi
70.Ayet |
فِيهِنَّ خَيْرَاتٌ حِسَانٌ -70 |
Onlarda huyları güzel, yüzleri güzel dilberler vardır. |
İçlerinde dilber, hayırlı hûbân |
Cennetlerde huyları güzel, yüzleri güzel hayırlı kadınlar vardır. |
Onlarda da iyi huylu, güzel kadınlar var. |
O cennetlerde hayırlı huylu, güzel yüzlü kadınlar vardır. |
27 / 533 |
Rahman Suresi
71.Ayet |
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ -71 |
O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz? |
Şimdi rabbınızın hangi eltafına dersiniz yalan? |
Artık Rabbınızın hangi nimetlerini yalanlıyabilirsiniz ? |
Şimdi Rabbinizin hangi ni´metlerini yalanlıyorsunuz? |
Artık Rabbinizin hangi nîmetlerini tekzîp edersiniz. |
27 / 533 |
Rahman Suresi
72.Ayet |
حُورٌ مَقْصُورَاتٌ فِي الْخِيَامِ -72 |
Onlar, çadırlara kapanmış hurilerdir. |
Cibinliklerde mestur, mahsus hûriyan |
Otaklarında tüller ardında huriler vardır. |
Çadırlara kapanmış hûriler. |
(Onlar) Çadırlarda ikamete müdavim hurilerdir. |
27 / 533 |
Rahman Suresi
73.Ayet |
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ -73 |
O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz? |
Şimdi rabbınızın hangi eltâfına dersiniz yalan? |
O halde Rabbınızın hangi nimetlerini yalanlıyabilirsiniz ? |
Şimdi Rabbinizin hangi ni´metlerini yalanlıyorsunuz? |
Artık Rabbinizin hangi nîmetlerini tekzîp edersiniz. |
27 / 533 |
Rahman Suresi
74.Ayet |
لَمْ يَطْمِثْهُنَّ إِنْسٌ قَبْلَهُمْ وَلَا جَانٌّ -74 |
Onlara, eşlerinden önce ne bir insan ne bir cin dokunmuştur. |
Dokunmamıştır onlara onlardan evvel İns-ü Cann |
Bunlardan önce onlara hiçbir insan ve cin dokunmamıştır. |
Bunlardan önce onları ne insan, ne de cin kanatmamıştır. |
Onlara kocalarından evvel ne bir insan ve ne de bir cin dokunmamıştır. |
27 / 533 |
Rahman Suresi
75.Ayet |
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ -75 |
O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz? |
Şimdi rabbınızın hangi eltafına dersiniz yalan? |
Artık Rabbınızın hangi nimetlerini yalanlıyabilirsiniz ? |
Şimdi Rabbinizin hangi ni´metlerini yalanlıyorsunuz? |
Artık Rabbinizin hangi nîmetlerini tekzîp edersiniz. |
27 / 533 |
Rahman Suresi
76.Ayet |
مُتَّكِئِينَ عَلَىٰ رَفْرَفٍ خُضْرٍ وَعَبْقَرِيٍّ حِسَانٍ -76 |
Onlar yeşil yastıklara ve güzel yaygılara yaslanırlar, (nimetlenirler). |
Kurulmuşlar yeşil refref ve güzel abkarîler üzere şadan |
Eşleri yeşil yastıklara ve benzeri görülmeyen döşeklere yaslanırlar. |
(Cennettekiler) Yeşil yastıklara ve hârikulâde güzel işlemeli döşeklere yaslanırlar. |
(O cennet ehli) Yeşil yastıklara ve pek güzel, nâdir döşemelere yaslanmış (bir halde bulunacak)lardır. |
27 / 533 |
Rahman Suresi
77.Ayet |
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ -77 |
O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz? |
Şimdi rabbınızın hangi eltafına dersiniz yalan? |
O halde Rabbınızın hangi nimetlerini yalanlıyabilirsiniz ? |
Şimdi Rabbinizin hangi ni´metlerini yalanlıyorsunuz? |
Artık Rabbinizin hangi nîmetlerini tekzîp edersiniz. |
27 / 533 |
Rahman Suresi
78.Ayet |
تَبَارَكَ اسْمُ رَبِّكَ ذِي الْجَلَالِ وَالْإِكْرَامِ -78 |
Azamet ve ikram sahibi Rabbinin adı yücedir. |
Yüce, çok yüce rabbının adı onun o celâl, onun o ikram. |
Büyüklük, ululuk, saygınlık, cömertlik, iyilik sahibi olan Rabb´ının ismi çok mübarektir, çok yücedir. |
Büyüklük ve ikrâm sâhibi Rabbinin adı ne yücedir! |
Celâl ve ikram sahibi olan Rabbinin ismi, mübarek (â´li, mukaddes) olmuştur. |
27 / 533 |
Vakia Suresi
1.Ayet |
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ إِذَا وَقَعَتِ الْوَاقِعَةُ -1 |
(1-2) Kesin gerçekleşecek (olan Kıyamet) koptuğu zaman, onun kopuşunu yalanlayacak kimse olmayacaktır. |
Koptu mu o Vakı´a bir |
(1-2) Kıyamet olayı meydana gelince ki onun meydana gelmesini (inkâr edecek) bir yalancı bulunmaz. |
Olacak vak´a olduğu (kıyâmet koptuğu) zaman, |
(1-3) Kıyamet hadisesi vaki olduğu zaman. Onun vukûu için bir yalan yoktur. (O Kıyamet) Alçaltıcıdır, yükselticidir. |
27 / 533 |
Vakia Suresi
2.Ayet |
لَيْسَ لِوَقْعَتِهَا كَاذِبَةٌ -2 |
(1-2) Kesin gerçekleşecek (olan Kıyamet) koptuğu zaman, onun kopuşunu yalanlayacak kimse olmayacaktır. |
Olmaz vak´asına yalan diyen dil |
(1-2) Kıyamet olayı meydana gelince ki onun meydana gelmesini (inkâr edecek) bir yalancı bulunmaz. |
Onun oluşunu yalanlayacak yoktur. |
(1-3) Kıyamet hadisesi vaki olduğu zaman. Onun vukûu için bir yalan yoktur. (O Kıyamet) Alçaltıcıdır, yükselticidir. |
27 / 533 |
Vakia Suresi
3.Ayet |
خَافِضَةٌ رَافِعَةٌ -3 |
(3-7) Yeryüzü şiddetle sarsıldığı, dağlar parça parça dağılıp saçılmış toz olduğu ve siz de üç sınıf olduğunuz zaman, O, (kimini) yükseltir, (kimini) alçaltır. |
İndirir bindirir |
(Bu büyük olay kimini) yükseltir, (kimini) alçaltır. |
O alçaltıcı, yükselticidir (yerleri alt üst eder), |
(1-3) Kıyamet hadisesi vaki olduğu zaman. Onun vukûu için bir yalan yoktur. (O Kıyamet) Alçaltıcıdır, yükselticidir. |
27 / 533 |
Vakia Suresi
4.Ayet |
إِذَا رُجَّتِ الْأَرْضُ رَجًّا -4 |
(3-7) Yeryüzü şiddetle sarsıldığı, dağlar parça parça dağılıp saçılmış toz olduğu ve siz de üç sınıf olduğunuz zaman, O, (kimini) yükseltir, (kimini) alçaltır. |
Yer bir sarsılış sarsıldığı |
Yer sarsıldıkça sarsıldığı, |
Yer şiddetlice sarsıldığı, |
(4-6) O zaman yer, şiddetli bir sarsıntı ile sarsılmıştır. Ve dağlar parçalanmakla parçalanmıştır. Artık (dağlar) dağılmış, toz haline gelmiştir. |
27 / 533 |
Vakia Suresi
5.Ayet |
وَبُسَّتِ الْجِبَالُ بَسًّا -5 |
(3-7) Yeryüzü şiddetle sarsıldığı, dağlar parça parça dağılıp saçılmış toz olduğu ve siz de üç sınıf olduğunuz zaman, O, (kimini) yükseltir, (kimini) alçaltır. |
Dağlar bir serpiliş serpildiği |
(5-6) Dağlar tuz-buz olup parçalandığı, toz halinde dağıldığı zaman, |
Dağlar serpildikçe serpildiği, |
(4-6) O zaman yer, şiddetli bir sarsıntı ile sarsılmıştır. Ve dağlar parçalanmakla parçalanmıştır. Artık (dağlar) dağılmış, toz haline gelmiştir. |
27 / 533 |
Vakia Suresi
6.Ayet |
فَكَانَتْ هَبَاءً مُنْبَثًّا -6 |
(3-7) Yeryüzü şiddetle sarsıldığı, dağlar parça parça dağılıp saçılmış toz olduğu ve siz de üç sınıf olduğunuz zaman, O, (kimini) yükseltir, (kimini) alçaltır. |
Hepsi dağılıp berhevâ bir hebâ olduğu |
(5-6) Dağlar tuz-buz olup parçalandığı, toz halinde dağıldığı zaman, |
Dağılan toz duman haline geldiği |
(4-6) O zaman yer, şiddetli bir sarsıntı ile sarsılmıştır. Ve dağlar parçalanmakla parçalanmıştır. Artık (dağlar) dağılmış, toz haline gelmiştir. |
27 / 533 |
Vakia Suresi
7.Ayet |
وَكُنْتُمْ أَزْوَاجًا ثَلَاثَةً -7 |
(3-7) Yeryüzü şiddetle sarsıldığı, dağlar parça parça dağılıp saçılmış toz olduğu ve siz de üç sınıf olduğunuz zaman, O, (kimini) yükseltir, (kimini) alçaltır. |
Siz de üç sınıf olduğunuz zaman |
Sizler üç sınıfa ayrılmış bulunacaksınız. |
Ve sizler üç sınıf olduğunuz zaman; |
(7-9) Ve (o gün) siz de üç sınıf olmuşsunuzdur. İmdi (biri) Ashâb-ı Meymene, nedir Ashâb-ı Meymene? Ve (ikincisi) Ashâb-ı Meş´emedir, nedir Ashâb-ı Meş´eme? |
27 / 533 |
Vakia Suresi
8.Ayet |
فَأَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِ مَا أَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِ -8 |
Ahiret mutluluğuna erenler var ya; ne mutlu kimselerdir! |
Ki sağda «Ashab-ı Meymene»: Ne «Ashab-ı Meymene!» |
Meymenetliler, ne mutludur meymenetliler! |
Sağın adamları (amel defterleri sağ tarafından verilenler), ne uğurlulardır onlar! |
(7-9) Ve (o gün) siz de üç sınıf olmuşsunuzdur. İmdi (biri) Ashâb-ı Meymene, nedir Ashâb-ı Meymene? Ve (ikincisi) Ashâb-ı Meş´emedir, nedir Ashâb-ı Meş´eme? |
27 / 533 |
Vakia Suresi
9.Ayet |
وَأَصْحَابُ الْمَشْأَمَةِ مَا أَصْحَابُ الْمَشْأَمَةِ -9 |
Kötülüğe batanlara gelince; ne mutsuz kimselerdir! |
Solda «Ashab-ı Meş´eme»: Ne «Ashab-ı Meş´eme!» |
Şeâmetliler, ne bedbahttır şeâmetliler! |
Solun adamları (amel defterleri sol tarafından verilenler), ne uğursuzlardır onlar! |
(7-9) Ve (o gün) siz de üç sınıf olmuşsunuzdur. İmdi (biri) Ashâb-ı Meymene, nedir Ashâb-ı Meymene? Ve (ikincisi) Ashâb-ı Meş´emedir, nedir Ashâb-ı Meş´eme? |
27 / 533 |
Vakia Suresi
10.Ayet |
وَالسَّابِقُونَ السَّابِقُونَ -10 |
(10-11) (İman ve amelde) öne geçenler ise (Ahirette de) öne geçenlerdir. İşte onlar (Allah’a) yaklaştırılmış kimselerdir. |
İlerde sabikun, işte o sabikun |
İyilikte öne geçenler, (mükâfatta da) öne geçenlerdir. |
Ve o sâbıklar, sâbıklar! |
(10-12) Ve (üçüncüsü de) ileri geçenlerdir, ileri geçenlerdir. İşte mukarreb olanlar, onlardır. Naîm cennetlerinde mütena´im olacaklardır. |
27 / 533 |
Vakia Suresi
11.Ayet |
أُولَٰئِكَ الْمُقَرَّبُونَ -11 |
(10-11) (İman ve amelde) öne geçenler ise (Ahirette de) öne geçenlerdir. İşte onlar (Allah’a) yaklaştırılmış kimselerdir. |
(11-12) Onlar ne´ıym Cennetlerinde mukarrebun |
işte (Allah´a) yakın olanlar bunlardır. |
İşte , onlardır (Allâh´a) yaklaştırılanlar, |
(10-12) Ve (üçüncüsü de) ileri geçenlerdir, ileri geçenlerdir. İşte mukarreb olanlar, onlardır. Naîm cennetlerinde mütena´im olacaklardır. |
27 / 533 |
Vakia Suresi
12.Ayet |
فِي جَنَّاتِ النَّعِيمِ -12 |
Onlar, Naîm cennetlerindedirler. |
(11-12) Onlar ne´ıym Cennetlerinde mukarrebun |
Bunlar Nîmet (veya Naim) Cennetlerindedirler. |
Ni´met cennetlerinde. |
(10-12) Ve (üçüncüsü de) ileri geçenlerdir, ileri geçenlerdir. İşte mukarreb olanlar, onlardır. Naîm cennetlerinde mütena´im olacaklardır. |
27 / 533 |
Vakia Suresi
13.Ayet |
ثُلَّةٌ مِنَ الْأَوَّلِينَ -13 |
(13-14) Onların çoğu öncekilerden, azı da sonrakilerdendir. |
Bir çok evvelînden |
(13-14) Öncekilerden büyük bir cemaattir, sonrakilerden az bir topluluktur. |
Çoğu öncekilerden, |
(13-15) (O Sabikûn) Evvelkilerden bir cemaattır. Ve biraz da sonrakilerdendir. Altundan örülmüş tahtlar üzerindedirler. |
27 / 533 |
Vakia Suresi
14.Ayet |
وَقَلِيلٌ مِنَ الْآخِرِينَ -14 |
(13-14) Onların çoğu öncekilerden, azı da sonrakilerdendir. |
Biraz da âhirînden |
(13-14) Öncekilerden büyük bir cemaattir, sonrakilerden az bir topluluktur. |
Birâzı da sonrakilerden (olan bu insanlar), |
(13-15) (O Sabikûn) Evvelkilerden bir cemaattır. Ve biraz da sonrakilerdendir. Altundan örülmüş tahtlar üzerindedirler. |
27 / 533 |
Vakia Suresi
15.Ayet |
عَلَىٰ سُرُرٍ مَوْضُونَةٍ -15 |
(15-16) Onlar, karşılıklı yaslanmış vaziyette mücevheratla işlenmiş tahtlar üzerindedirler. |
Murassa´ tahtlar üstünde |
işlenmiş motifli tahtlar üzerindedirler. |
Altın ve cevahirle işlenmiş tahtlar üzerindedirler. |
(13-15) (O Sabikûn) Evvelkilerden bir cemaattır. Ve biraz da sonrakilerdendir. Altundan örülmüş tahtlar üzerindedirler. |
27 / 533 |
Vakia Suresi
16.Ayet |
مُتَّكِئِينَ عَلَيْهَا مُتَقَابِلِينَ -16 |
(15-16) Onlar, karşılıklı yaslanmış vaziyette mücevheratla işlenmiş tahtlar üzerindedirler. |
Karşı karşıya kurulmuşlar |
Yaslanıp karşılıklı otururlar. |
Onların üzerinde karşılıklı yaslanırlar. |
Onların üzerine karşı karşıya olarak yaslanıcılardır. |
27 / 533 |