SURE AYET NO |
ARAPÇA |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI HAMDI |
CELAL YILDIRIM |
SULEYMAN ATES |
O NASUHI BILMEN |
CÜZ SAYFA |
Mümin Suresi
50.Ayet |
قَالُوا أَوَلَمْ تَكُ تَأْتِيكُمْ رُسُلُكُمْ بِالْبَيِّنَاتِ ۖ قَالُوا بَلَىٰ ۚ قَالُوا فَادْعُوا ۗ وَمَا دُعَاءُ الْكَافِرِينَ إِلَّا فِي ضَلَالٍ -50 |
(Cehennem bekçileri) derler ki: “Size peygamberleriniz açık mucizeler getirmemiş miydi?” Onlar, “Evet, getirmişti” derler. (Bekçiler), “Öyleyse kendiniz yalvarın” derler. Şüphesiz kâfirlerin duası boşunadır. |
Ya size, derler: beyyinelerle Resulleriniz geliyor değilmi idi ki? Evet, derler, öyle ise kendiniz duâ edin derler, kâfirlerin duâsı ise hep çıkmazdadır |
Bekçiler, «size peygamberleriniz açık belgeler ve mu´cizelerle gelmediler mi ?» derler. Onlar, «evet geldiler,» diye cevap verirler. (Bunun üzerine bekçiler onlara:) «Öyle ise kendiniz duâ edin,» derler. Kâfirlerin duası elbette boş ve neticesizdir. |
(Bekçiler) Dediler: "Elçileriniz size açık kanıtlar getirmezler miydi?" "Evet (getirirlerdi) dediler. (Bekçiler:) "Öyle ise yalvar(ıp dur)un. Nankörlerin yalvarması hep çıkmazdadır." dediler. |
Derler ki: «Size peygamberleriniz, açık açık mucizeler ile gelivermekte değil mi idiler?» Derler ki: «Evet...» (Bekçiler de) Derler ki: «O halde siz yalvarınız. Kâfirlerin duaları ise beyhûde yere olmaktan başka değildir.» |
24 / 472 |
Mümin Suresi
51.Ayet |
إِنَّا لَنَنْصُرُ رُسُلَنَا وَالَّذِينَ آمَنُوا فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَيَوْمَ يَقُومُ الْأَشْهَادُ -51 |
Şüphesiz ki, peygamberlerimize ve iman edenlere dünya hayatında ve şahitlerin şahitlik edecekleri günde yardım ederiz. |
Elbette biz Resullerimizi ve iyman edenleri mansur kılacağız hem Dünya hayatta hem de şâhidler dikileceği gün |
Şüphesiz ki biz, peygamberlerimize ve imân edenlere, Dünya hayatında ve şâhidliklerin yeraldığı günde elbette yardım ederiz. |
Elbette biz elçilerimize ve inananlara hem dünyâ hayâtında hem, şâhidlerin (şâhidliğe) duracakları günde yardım ederiz. |
Şüphe yok ki, Biz elbette resûllerimize ve imân edenlere dünya hayatında ve şahitlerin kâim olacakları günde yardım ederiz. |
24 / 472 |
Mümin Suresi
52.Ayet |
يَوْمَ لَا يَنْفَعُ الظَّالِمِينَ مَعْذِرَتُهُمْ ۖ وَلَهُمُ اللَّعْنَةُ وَلَهُمْ سُوءُ الدَّارِ -52 |
O gün zalimlere, mazeretleri fayda vermez. Lânet de onlaradır, kötü yurt da onlaradır. |
O gün kü zâlimlere özür dilemeleri fâide vermez, onlara lâ´net vardır ve onlara yurdun kötüsü vardır |
O gün zâlimlere özür dilemeleri fayda vermez. Hem lanet, hem kötü yurt onlaradır. |
O gün zâlimlere, ma´zeretleri fayda vermez. Onlar için la´net ve yurt(lar)ın en kötüsü vardır. |
O gün ki, zalimlere mazeretleri fâide vermez ve onlar için lânet vardır. Ve onlar için yurdun kötüsü vardır. |
24 / 472 |
Mümin Suresi
53.Ayet |
وَلَقَدْ آتَيْنَا مُوسَى الْهُدَىٰ وَأَوْرَثْنَا بَنِي إِسْرَائِيلَ الْكِتَابَ -53 |
(53-54) Andolsun, biz Mûsâ’ya hidayet verdik. İsrailoğulları’na da, akıl sahipleri için bir öğüt ve doğruluk rehberi olarak o kitabı (Tevrat’ı) miras bıraktık. |
Şanım hakkı için biz Musâya o hidayeti verdik ve Benî İsraile o kitabı miras kıldık |
And olsun ki, Musa´ya doğru yolu gösteren rehber verdik. Kitap (Tevrat)ı İsrail oğullarına mîras bıraktık. |
Andolsun biz Mûsâ´ya hidâyet verdik ve İsrâiloğullarına o Kitabı mirâs kıldık. |
Andolsun ki, Mûsa´ya sebeb-i ihtidâ olanı verdik ve İsrailoğullarına kitabı miras kıldık. |
24 / 472 |
Mümin Suresi
54.Ayet |
هُدًى وَذِكْرَىٰ لِأُولِي الْأَلْبَابِ -54 |
(53-54) Andolsun, biz Mûsâ’ya hidayet verdik. İsrailoğulları’na da, akıl sahipleri için bir öğüt ve doğruluk rehberi olarak o kitabı (Tevrat’ı) miras bıraktık. |
ki aklı selîm sahiblerine bir irşad ve bir ıhtar olmak için |
Ki o doğru yolu gösteren bir rehber ve akıl sahiplerine bir öğüt ve hatırlatmadır. |
(O,) sağduyu sâhiplerine bir yol gösterici ve öğüttür. |
(O kitap) Selîm akıl sahipleri için bir hidâyet ve bir mev´iza olmuştur. |
24 / 472 |
Mümin Suresi
55.Ayet |
فَاصْبِرْ إِنَّ وَعْدَ اللَّهِ حَقٌّ وَاسْتَغْفِرْ لِذَنْبِكَ وَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ بِالْعَشِيِّ وَالْإِبْكَارِ -55 |
Ey Muhammed! Sabret. Allah’ın va’di şüphesiz gerçektir. Günahının bağışlanmasını iste. Akşam sabah Rabbini hamd ederek tespih et! |
O halde sabret, çünkü Allahın va´di haktır hem günahına istiğfar ve akşam, sabah rabbına hamdiyle tesbih et |
O halde (Ey Peygamber!) sabret. Şüphesiz ki Allah´ın va´di haktır. Günahının bağışlanmasını dile ve akşam-sabah Rabbına hamd ile tesbîh et.. |
Sabret, Allâh´ın va´di mutlaka gerçektir. Günâhına da istiğfar et ve akşam sabah Rabbini övgü ile an. |
Artık sabret. Şüphe yok ki, Allah´ın vaadi hakdır ve kusurun için mağfiret iste ve akşam ve sabah Rabbine hamd ile tesbihte bulun. |
24 / 472 |
Mümin Suresi
56.Ayet |
إِنَّ الَّذِينَ يُجَادِلُونَ فِي آيَاتِ اللَّهِ بِغَيْرِ سُلْطَانٍ أَتَاهُمْ ۙ إِنْ فِي صُدُورِهِمْ إِلَّا كِبْرٌ مَا هُمْ بِبَالِغِيهِ ۚ فَاسْتَعِذْ بِاللَّهِ ۖ إِنَّهُ هُوَ السَّمِيعُ الْبَصِيرُ -56 |
Allah’ın âyetleri hakkında, kendilerine gelmiş bir delilleri olmaksızın tartışanlar var ya, onların kalplerinde ancak bir büyüklük taslama vardır. Onlar, tasladıkları büyüklüğe asla ulaşmazlar. Sen Allah’a sığın. Şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir. |
Kendilerine gelmiş kat´î bir bürhan olmaksızın Allahın âyetlerinde mücadele edenler muhakkak ki onların sîynelerinde ancak yetişemiyecekleri bir kibir vardır sen hemen Allaha sığın, çünkü o, semî odur, basîr o |
Allah´ın âyetleri hakkında kendilerine gelen bir delil ve belge olmaksızın tartışıp iddialaşanların gerçekten içlerinde ulaşamıyacakları bir kibir (büyüklük, kendini beğenmişlik) vardır. Sen artık Allah´a sığın. Şüphesiz ki O, işitendir, görendir. |
Kendilerine gelmiş hiçbir delil olmadan Allâh´ın âyetleri hakkında tartışanlar var ya, onların göğüslerinde, (hiçbir zaman) erişemeyecekleri bir büyüklük taslamaktan başka bir şey yoktur. Sen Allah´a sığın, çünkü işiten, gören O´dur. |
Şüphe yok o kimseler ki, kendilerine gelmiş bir kat´i bürhan olmaksızın Allah´ın âyetlerinde mücadelede bulunurlar, onların sinelerinde kendilerinin yetişemeyecekleri bir böbürlenmeden başka bir şey yoktur. Sen hemen Allah´a sığın, şüphe yok ki bihakkın işitici, görücü olan O´dur O. |
24 / 472 |
Mümin Suresi
57.Ayet |
لَخَلْقُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ أَكْبَرُ مِنْ خَلْقِ النَّاسِ وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ -57 |
Elbette göklerin ve yerin yaratılması, insanların yaratılmasından daha büyük bir şeydir. Fakat insanların çoğu bilmezler. |
Elbette Göklerin ve Yerin halkı o nâsın halkından daha büyüktür ve lâkin nâsın ekserîsi bilmezler |
And olsun ki, gökleri ve yeri yaratmak, insanları yaratmaktan daha büyüktür. Ama insanların çoğu (bunu) bilmezler. |
Gökleri ve yeri yaratmak, insanları yaratmaktan çok daha zordur. Fakat insanların çoğu bilmezler. |
Elbette ki, göklerin ve yerin yaradılışı, nâsın yaradılışından daha büyüktür. Velâkin nâsın birçoğu bilmezler. |
24 / 472 |
Mümin Suresi
58.Ayet |
وَمَا يَسْتَوِي الْأَعْمَىٰ وَالْبَصِيرُ وَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَلَا الْمُسِيءُ ۚ قَلِيلًا مَا تَتَذَكَّرُونَ -58 |
Kör ile gören, iman edip salih ameller işleyenler ile kötülük yapan bir değildir. Siz pek az düşünüyorsunuz. |
Kör ise görenle müsavî olmaz, iyman edip iyi iyi işler yapan kimselerle ne de kötülük yapan, siz pek az düşünüyorsunuz |
Görmeyenle gören, imân edip iyi-yararlı amellerde bulunanlarla kötülük işleyen kimse bir değildir. Ne de az düşünüyorsunuz ?! |
Körle gören bir olmaz. İnanan ve iyi işler yapanlarla kötülük yapan bir olmaz. Ne kadar az düşünüyorsunuz! |
Kör olan ile görücü olan müsavî olmaz. Ve imân eden ve sâlih sâlih amellerde bulunan kimseler ile kötülük yapan da (müsavî değildir). Ne kadar az düşünüyorsunuz? |
24 / 472 |