SURE AYET NO |
ARAPÇA |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI HAMDI |
CELAL YILDIRIM |
SULEYMAN ATES |
O NASUHI BILMEN |
CÜZ SAYFA |
Al-i İmran Suresi
62.Ayet |
إِنَّ هَٰذَا لَهُوَ الْقَصَصُ الْحَقُّ ۚ وَمَا مِنْ إِلَٰهٍ إِلَّا اللَّهُ ۚ وَإِنَّ اللَّهَ لَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ -62 |
Şüphesiz bu (İsa hakkındaki) gerçek kıssadır. Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur. Şüphesiz Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. |
Doğrusu işte budur o kıssanın hak ifadesi, yoksa Allahdan başka bir İlâh yoktur ve hakikat Allah o, öyle azîz öyle hakîmdir |
Şüphesiz ki, bu anlatılan olaylar hakikatin tâ kendisidir. Allah´ tan başka hiçbir ilâh yoktur. Allah şüphesiz ki çok üstündür, çok güçlüdür ve hikmet sahibidir. |
İşte (Îsâ hakkındaki) gerçek kıssa (öykü) budur. Allah´tan başka tanrı yoktur. Allâh, elbette aziz (kesin gâlib), hüküm ve hikmet sâhibidir. |
Şüphe yok ki, Hak olan haber, işte budur. Ve Allah Teâlâ´dan başka hiçbir ilâh yoktur ve muhakkak ki, azîz, hakîm olan ancak Allah Teâlâ´dır. |
3 / 57 |
Al-i İmran Suresi
63.Ayet |
فَإِنْ تَوَلَّوْا فَإِنَّ اللَّهَ عَلِيمٌ بِالْمُفْسِدِينَ -63 |
Eğer yüz çevirirlerse, şüphesiz ki Allah fesat çıkaranları çok iyi bilir. |
Yine yüz çevirirlerse muhakkak ki Allah müfsidleri bilir |
Bununla beraber (haktan) yüzçevirirlerse, şüphesiz ki Allah bozguncuları çok iyi bilendir. |
Eğer dönerlerse, muhakkak ki Allâh, bozguncuları bilir. |
Artık yine yüz çevirirlerse şüphe yok ki Allah Teâlâ müfsidleri tamamıyla bilir. |
3 / 57 |
Al-i İmran Suresi
64.Ayet |
قُلْ يَا أَهْلَ الْكِتَابِ تَعَالَوْا إِلَىٰ كَلِمَةٍ سَوَاءٍ بَيْنَنَا وَبَيْنَكُمْ أَلَّا نَعْبُدَ إِلَّا اللَّهَ وَلَا نُشْرِكَ بِهِ شَيْئًا وَلَا يَتَّخِذَ بَعْضُنَا بَعْضًا أَرْبَابًا مِنْ دُونِ اللَّهِ ۚ فَإِنْ تَوَلَّوْا فَقُولُوا اشْهَدُوا بِأَنَّا مُسْلِمُونَ -64 |
De ki: “Ey kitap ehli! Bizimle sizin aranızda ortak bir söze gelin: Yalnız Allah’a ibadet edelim. O’na hiçbir şeyi ortak koşmayalım. Allah’ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilâh edinmesin.” Eğer onlar yine yüz çevirirlerse, deyin ki: “Şahit olun, biz müslümanlarız.” |
De ki: Ey ehli kitab! gelin: Sizinle bizim aramızda müsavi bir kelimeye, şöyle ki: Allahdan başka ma´bud tanımıyalım ona hiç bir şey´i şerik koşmıyalım, ve ba´zımız ba´zımızı Allahdan beride Rab ittihaz etmesin, eğer buna karşı yüz çevirirlerse o vakit şöyle deyin: Şahid olun ki biz hakikaten müslimiz: müsalemetkârız |
De ki: «Ey Kitap Ehli! aramızda ortaklaşa (ölçü ve en âdil dengeyi sağlayacak) bir kelimeye gelin ; (o da): Allah´tan başkasına kulluk etmemeniz, hiçbir şeyi O´na ortak koşmamanız ve Allah´ı bırakıp bir kısmımız bir kısmımızı rabler = tanrılar edinmememizdir. Eğer yüzçevirirlerse, deyin ki: Şâhid olun biz şüphesiz Müslümanlarız.» |
De ki: "Ey Kitap ehli, bizim ve sizin aranızda eşit olan bir kelimeye gelin: "Yalnız Allah´a tapalım. O´na hiçbirşeyi ortak koşmayalım; birbirimizi Allah´tan başka tanrılar edinmeyelim." Eğer yüz çevirirlerse; "Şâhid olun, biz müslümanlarız!" deyin. |
De ki: «Ey ehl-i kitap! Bizim ile sizin aranızda müsavî olan bir kelimeye geliniz. Allah Teâlâ´dan başkasına ibadet etmeyelim. Ve O´na hiç bir şeyi şerik kılmayalım. Ve Allah Teâlâ´dan başka bazımız bazımızı rab ittihaz etmesin.» Eğer yüz çevirirlerse deyiniz ki, «Şahit olunuz, bizler muhakkak müslümanlarız.» |
3 / 57 |
Al-i İmran Suresi
65.Ayet |
يَا أَهْلَ الْكِتَابِ لِمَ تُحَاجُّونَ فِي إِبْرَاهِيمَ وَمَا أُنْزِلَتِ التَّوْرَاةُ وَالْإِنْجِيلُ إِلَّا مِنْ بَعْدِهِ ۚ أَفَلَا تَعْقِلُونَ -65 |
Ey kitap ehli! İbrahim hakkında niçin tartışıyorsunuz. Oysa Tevrat da, İncil de ondan sonra indirilmiştir. Siz hiç düşünmüyor musunuz? |
Ey Ehli kitab! Niçin İbrahim hakkında münakaşa ediyorsunuz? Halbuki Tevrat ve İncil ancak ondan sonra indirildi bunu da mı akl etmiyorsunuz? |
Ey Kitap Ehli! İbrahim hakkında niçin tartışırsınız ? Tevrat da, İncil de ancak ondan sonra indirilmiştir. (Bunu da) akletmiyor musunuz ? |
Ey Kitap ehli, neden İbrâhim hakkında tartışıyorsunuz? Oysa Tevrât da, İncil de ondan sonra indirilmiştir. Düşünmüyor musunuz? |
«Ey ehl-i kitap! Ne için İbrahim hakkında muhasemede bulunuyorsunuz? Tevrat ve İncil ise ondan sonra indirilmiştir. Bunu anlayamıyor musunuz?» |
3 / 57 |
Al-i İmran Suresi
66.Ayet |
هَا أَنْتُمْ هَٰؤُلَاءِ حَاجَجْتُمْ فِيمَا لَكُمْ بِهِ عِلْمٌ فَلِمَ تُحَاجُّونَ فِيمَا لَيْسَ لَكُمْ بِهِ عِلْمٌ ۚ وَاللَّهُ يَعْلَمُ وَأَنْتُمْ لَا تَعْلَمُونَ -66 |
İşte siz böyle kimselersiniz! Diyelim ki biraz bilginiz olan şey hakkında tartıştınız. Ya hiç bilginiz olmayan şey hakkında niçin tartışıyorsunuz? Allah bilir, siz bilmezsiniz. |
İşte siz öylesiniz, haydi biraz bilginiz olan şeyde münakaşa etdiniz, ya hiç bir ilminiz olmıyan şeyde niçin münakaşa edersiniz? Halbuki Allah bilir siz bilmiyorsunuz |
İşte siz böylesiniz; haydi bilginiz olan şey hakkında tartışıp durunuz, ama bilmediğiniz şey hakkında niye tartışırsınız ?! Allah bilir, siz bilmezsiniz. |
Haydi siz, biraz bilginiz olan şey hakkında tartıştınız; ama hiç bilginiz olmayan şey hakkında neden tartışıyorsunuz? Allâh bilir, siz bilmezsiniz. |
İşte siz o kimselersiniz ki, sizin için kendisine dair bilgi bulunan şeyde mücadelede bulundunuz. Artık sizin için kendisine ait bilgi bulunmayan şey hakkında ne için mücadelede bulunuyorsunuz? Halbuki Allah Teâlâ bilir, siz bilmezsiniz. |
3 / 57 |
Al-i İmran Suresi
67.Ayet |
مَا كَانَ إِبْرَاهِيمُ يَهُودِيًّا وَلَا نَصْرَانِيًّا وَلَٰكِنْ كَانَ حَنِيفًا مُسْلِمًا وَمَا كَانَ مِنَ الْمُشْرِكِينَ -67 |
İbrahim, ne Yahudi idi, ne de Hıristiyan. Fakat o, hanif (Allah’ı bir tanıyan, hakka yönelen) bir müslümandı. Allah’a ortak koşanlardan da değildi. |
İbrahim ne Yehudi idi ne Nasrânî ve lâkin müslim bir hanif (lekesiz bir muvahhid) idi ve müşriklerden olmamıştı |
İbrahim ne Yahudî, ne de Hıristiyan idi; ama Hakk´a yönelmiş tertemiz katıksız bir müslimdi; Allah´a ortak koşanlardan değildi. |
İbrâhim ne yahûdi, ne de hıristiyandı; dosdoğru bir müslümandı. Müşriklerden de değildi. |
Şüphe yok ki İbrahim ne Yahudi idi, ne de Nasranî idi. Fakat o Hanîf idi, müslim idi; müşriklerden de olmamıştı. |
3 / 57 |
Al-i İmran Suresi
68.Ayet |
إِنَّ أَوْلَى النَّاسِ بِإِبْرَاهِيمَ لَلَّذِينَ اتَّبَعُوهُ وَهَٰذَا النَّبِيُّ وَالَّذِينَ آمَنُوا ۗ وَاللَّهُ وَلِيُّ الْمُؤْمِنِينَ -68 |
Şüphesiz, insanların İbrahim’e en yakın olanı, elbette ona uyanlar, bir de bu peygamber (Muhammed) ve mü’minlerdir. Allah da mü’minlerin dostudur. |
Doğrusu insanların İbrahime en yakını her halde onun izince gidenler ve şu Peygamber ve iman edenlerdir, Allah da mü´minlerin velîsidir |
Doğrusu insanların İbrahim´e en yakını" (O´nun çağında) O´na (inanıp) uyanlarla şu Peygamber (Muhammed) ve (O´na) imân edenlerdir. Allah imân edenlerin en yakın dostu ve işlerini düzeltip yürüteni, sahibidir. |
Doğrusu, insanların İbrâhim´e en yakın olanı, ona uyanlar, bu peygamber ve mü´minlerdir. Allâh da mü´minlerin dostudur. |
Şüphe yok ki, İbrahim´e nâsın en yakını, O´na tâbi olmuş olanlardır. Ve bu Peygamberdir ve imân eden kimselerdir. Allah Teâlâ ise mü´minlerin velîsidir. |
3 / 57 |
Al-i İmran Suresi
69.Ayet |
وَدَّتْ طَائِفَةٌ مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ لَوْ يُضِلُّونَكُمْ وَمَا يُضِلُّونَ إِلَّا أَنْفُسَهُمْ وَمَا يَشْعُرُونَ -69 |
Kitap ehlinden bir grup sizi saptırabilmeyi çok arzu etti. Oysa sadece kendilerini saptırıyorlar, fakat farkına varmıyorlar. |
Ehli kitabdan bir taife arzu etti ki sizi şaşırtsalar, halbuki sırf kendilerini şaşırtıyorlar da farkına varmıyorlar |
Kitap Ehli´nden bir kısmı sizi şaşırtıp saptırmak istediler. Oysa farkında olmadan kendilerini saptırırlar. |
Kitap ehlinden bir grup istedi ki sizi saptırsınlar. Oysa sadece kendilerini saptırıyorlar; fakat farkında değiller. |
Ehl-i kitaptan bir tâife, arzu etmiştir ki, sizleri idlâl etsinler. Halbuki, onlar kendi nefislerinden başkasını idlâl edemezler. Ve farkına varamazlar. |
3 / 57 |
Al-i İmran Suresi
70.Ayet |
يَا أَهْلَ الْكِتَابِ لِمَ تَكْفُرُونَ بِآيَاتِ اللَّهِ وَأَنْتُمْ تَشْهَدُونَ -70 |
Ey Kitap ehli! (Gerçeğe) şahit olduğunuz hâlde, niçin Allah’ın âyetlerini inkâr ediyorsunuz? |
Ey Ehli kitab! niçin Allahın âyetlerine küfrediyorsunuz? Halbuki görüb duruyorsunuz |
Ey Kitap Ehli! (İlâhî kitaplardaki yazılı hakikatleri) görüp dururken neden Allah´ın âyetlerini inkâr edersiniz? |
Ey Kitap ehli, (gerçeği) gördüğünüz halde, niçin Allâh´ın âyetlerini inkâr ediyorsunuz? |
Ey Ehl-i kitap! Ne için Allah´ın âyetlerini inkar ediyorsunuz? Halbuki, siz görüp duyuyorsunuz. |
3 / 57 |