KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
AYET MEALLERİ   SURE MEAL   SAYFA MEAL   CÜZ MEAL   SECDE AYETLERİ
KUR'AN-I KERİMİN 586. SAYFASΙNA GÖRE AYET VE MEALLERİ Nİ SΙRALAMA >
MEAL SAYFALARI
1 2 3
4 5 6
7 8 9
10 11 12
13 14 15
16 17 18
19 20 21
22 23 24
25 26 27
28 29 30
31 32 33
34 35 36
37 38 39
40 41 42
43 44 45
46 47 48
49 50 51
52 53 54
55 56 57
58 59 60
61 62 63
64 65 66
67 68 69
70 71 72
73 74 75
76 77 78
79 80 81
82 83 84
85 86 87
88 89 90
91 92 93
94 95 96
97 98 99
100 101 102
103 104 105
106 107 108
109 110 111
112 113 114
115 116 117
118 119 120
121 122 123
124 125 126
127 128 129
130 131 132
133 134 135
136 137 138
139 140 141
142 143 144
145 146 147
148 149 150
151 152 153
154 155 156
157 158 159
160 161 162
163 164 165
166 167 168
169 170 171
172 173 174
175 176 177
178 179 180
181 182 183
184 185 186
187 188 189
190 191 192
193 194 195
196 197 198
199 200 201
202 203 204
205 206 207
208 209 210
211 212 213
214 215 216
217 218 219
220 221 222
223 224 225
226 227 228
229 230 231
232 233 234
235 236 237
238 239 240
241 242 243
244 245 246
247 248 249
250 251 252
253 254 255
256 257 258
259 260 261
262 263 264
265 266 267
268 269 270
271 272 273
274 275 276
277 278 279
280 281 282
283 284 285
286 287 288
289 290 291
292 293 294
295 296 297
298 299 300
301 302 303
304 305 306
307 308 309
310 311 312
313 314 315
316 317 318
319 320 321
322 323 324
325 326 327
328 329 330
331 332 333
334 335 336
337 338 339
340 341 342
343 344 345
346 347 348
349 350 351
352 353 354
355 356 357
358 359 360
361 362 363
364 365 366
367 368 369
370 371 372
373 374 375
376 377 378
379 380 381
382 383 384
385 386 387
388 389 390
391 392 393
394 395 396
397 398 399
400 401 402
403 404 405
406 407 408
409 410 411
412 413 414
415 416 417
418 419 420
421 422 423
424 425 426
427 428 429
430 431 432
433 434 435
436 437 438
439 440 441
442 443 444
445 446 447
448 449 450
451 452 453
454 455 456
457 458 459
460 461 462
463 464 465
466 467 468
469 470 471
472 473 474
475 476 477
478 479 480
481 482 483
484 485 486
487 488 489
490 491 492
493 494 495
496 497 498
499 500 501
502 503 504
505 506 507
508 509 510
511 512 513
514 515 516
517 518 519
520 521 522
523 524 525
526 527 528
529 530 531
532 533 534
535 536 537
538 539 540
541 542 543
544 545 546
547 548 549
550 551 552
553 554 555
556 557 558
559 560 561
562 563 564
565 566 567
568 569 570
571 572 573
574 575 576
577 578 579
580 581 582
583 584 585
586 587 588
589 590 591
592 593 594
595 596 597
598 599 600
601 602 603
604
SURE
AYET NO
ARAPÇA DİYANET VAKFI ELMALILI HAMDI CELAL YILDIRIM  SULEYMAN ATES O NASUHI BILMEN CÜZ
SAYFA
Tekvir Suresi

21.Ayet
مُطَاعٍ ثَمَّ أَمِينٍ -21 (19-21) O (Kur’an), şüphesiz değerli, güçlü ve Arş’ın sahibi katında itibarlı, orada (meleklerce) itaat edilen, güvenilir bir elçinin (Cebrail’in) getirdiği sözdür. muta´ orada, emîn O elçi kendisine uyulandır, güvenilirdir. Orada (kendisine) itâ´at edilen, güvenilendir. (21-22) Orada kendisine itaat olunmuş bir emîndir. Ve sizin sahibiniz bir mecnûn değildir. 30 / 586
Tekvir Suresi

22.Ayet
وَمَا صَاحِبُكُمْ بِمَجْنُونٍ -22 (Ey Kureyşliler!) Sizin arkadaşınız (Muhammed) bir deli değildir. Yoksa sahibiniz mecnun değil Arkadaşınız (Muhammed) deli ve dengesiz değildir. Arkadaşınız cinli değildir. (21-22) Orada kendisine itaat olunmuş bir emîndir. Ve sizin sahibiniz bir mecnûn değildir. 30 / 586
Tekvir Suresi

23.Ayet
وَلَقَدْ رَآهُ بِالْأُفُقِ الْمُبِينِ -23 Andolsun o, Cebrâil’i apaçık ufukta gördü. Vallahi gördü onu açık ufukta And olsun ki. O, onu (Muhammed, Melek Cebrail´i) açık ufukta gördü. Andolsun (Muhammed) onu apaçık ufukta görmüştür. (23-25) Andolsun ki, onu apaçık ufukta gördü. Ve o, (peygamber) gaybe ait hususta behil değildir. Ve o, tardedilen bir şeytanın sözü değildir. 30 / 586
Tekvir Suresi

24.Ayet
وَمَا هُوَ عَلَى الْغَيْبِ بِضَنِينٍ -24 O, gayb hakkında cimri değildir. Ve o ğayb üzerine kıskanılır değil O (Muhammed) gaybe karşı suç zanlısı veya cimri de değildir. O, gayb hakkında (verdiği haberlerden dolayı) suçlanamaz. (23-25) Andolsun ki, onu apaçık ufukta gördü. Ve o, (peygamber) gaybe ait hususta behil değildir. Ve o, tardedilen bir şeytanın sözü değildir. 30 / 586
Tekvir Suresi

25.Ayet
وَمَا هُوَ بِقَوْلِ شَيْطَانٍ رَجِيمٍ -25 Kur’an, kovulmuş şeytanın sözü değildir. Ve o bir racîm Şeytanın sözü değil Bu (Kur´ân) ilâhî rahmetten kovulmuş bir şeytanın sözü değildir. O (Kur´ân) kovulmuş şeytânın sözü değildir. (23-25) Andolsun ki, onu apaçık ufukta gördü. Ve o, (peygamber) gaybe ait hususta behil değildir. Ve o, tardedilen bir şeytanın sözü değildir. 30 / 586
Tekvir Suresi

26.Ayet
فَأَيْنَ تَذْهَبُونَ -26 (Hâl böyle iken) nereye gidiyorsunuz? Siz nereye gidiyorsunuz? O halde nereye gidiyorsunuz?! O halde nereye gidiyorsunuz? Artık nereye gidiyorsunuz? 30 / 586
Tekvir Suresi

27.Ayet
إِنْ هُوَ إِلَّا ذِكْرٌ لِلْعَالَمِينَ -27 (27-28) O, âlemler için, içinizden dürüst olmak isteyenler için, ancak bir öğüttür. O hâlis bir zikirdir âlemin için (27-28) O, âlemler için ve sizden doğru davranmayı arzu edenler için katıksız bir öğüttür. O, âlemlere öğüttür. (27-28) O, başka değil âlemler için bir öğüttür. Sizden müstakimâne yaşamak dileyen kimse için (bir mev´izadır). 30 / 586
Tekvir Suresi

28.Ayet
لِمَنْ شَاءَ مِنْكُمْ أَنْ يَسْتَقِيمَ -28 (27-28) O, âlemler için, içinizden dürüst olmak isteyenler için, ancak bir öğüttür. İçinizden müstekîm olmak dileyenler için (27-28) O, âlemler için ve sizden doğru davranmayı arzu edenler için katıksız bir öğüttür. Aranızdan doğru hareket etmek isteyen için; (27-28) O, başka değil âlemler için bir öğüttür. Sizden müstakimâne yaşamak dileyen kimse için (bir mev´izadır). 30 / 586
Tekvir Suresi

29.Ayet
وَمَا تَشَاءُونَ إِلَّا أَنْ يَشَاءَ اللَّهُ رَبُّ الْعَالَمِينَ -29 Âlemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz. Fakat o âlemlerin rabbı Allah dilemeyince siz dilemezsiniz Âlemlerin Rabbi Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz. Âlemlerin Rabbi Allâh dilemedikçe siz dileyemezsiniz. Ve âlemlerin Rabbi olan Allah dilemeyince siz dileyemezsiniz. 30 / 586
İnfitar Suresi

1.Ayet
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ إِذَا السَّمَاءُ انْفَطَرَتْ -1 Gök yarıldığı zaman, Semâ çatladığı vakıt Gök yarıldığında, Gök yarıldığı zaman, Göğün yarıldığı vakit. 30 / 586
İnfitar Suresi

2.Ayet
وَإِذَا الْكَوَاكِبُ انْتَثَرَتْ -2 Yıldızlar saçıldığı zaman, Ve Yıldızlar döküldüğü vakıt Yıldızlar parçalanıp döküldüğünde, Yıldızlar saçıldığı zaman, Ve yıldızlar dökülüp dağıldığı vakit. 30 / 586
İnfitar Suresi

3.Ayet
وَإِذَا الْبِحَارُ فُجِّرَتْ -3 Denizler kaynayıp fışkırtıldığı zaman, Ve denizler akıtıldığı vakıt Denizler birbirine kaynayıp karıştığında, Denizler fışkırtıldığı zaman, (3-5) Ve denizlerin kaynayıp aktığı vakit. Ve mezarların alt üst olduğu vakit. Herkes, neyi ileri sürmüş ve neyi geriye bırakmış olduğunu bilir. 30 / 586
İnfitar Suresi

4.Ayet
وَإِذَا الْقُبُورُ بُعْثِرَتْ -4 Kabirlerin içindekiler dışarı çıkarıldığı zaman, Ve kabirler deşildiği vakıt Kabirler deşilip içindekiler ortaya çıkarıldığında, Kabirlerin içi dışına getirildiği zaman, (3-5) Ve denizlerin kaynayıp aktığı vakit. Ve mezarların alt üst olduğu vakit. Herkes, neyi ileri sürmüş ve neyi geriye bırakmış olduğunu bilir. 30 / 586
İnfitar Suresi

5.Ayet
عَلِمَتْ نَفْسٌ مَا قَدَّمَتْ وَأَخَّرَتْ -5 Herkes yaptığı ve yapmadığı şeyleri bilecek. Bilir bir nefis: nedir takdîm ettiği ve te´hîr ettiği? Herkes öndon gönderdiğini ve geriye neler bıraktığını bilecek. Her can, ne (yapıp) öne sürdüğünü ve ne (yapmayıp) geride bıraktığını bilir. (3-5) Ve denizlerin kaynayıp aktığı vakit. Ve mezarların alt üst olduğu vakit. Herkes, neyi ileri sürmüş ve neyi geriye bırakmış olduğunu bilir. 30 / 586
İnfitar Suresi

6.Ayet
يَا أَيُّهَا الْإِنْسَانُ مَا غَرَّكَ بِرَبِّكَ الْكَرِيمِ -6 (6-8) Ey insan! Seni yaratan, şekillendirip ölçülü yapan, dilediği bir biçimde seni oluşturan cömert Rabbine karşı seni ne aldattı? Ey insan! Ne mağrur etti seni o kerîm Rabbına? Ey insan! O çok şanlı lütuf ve iyiliği bol Rabbına karşı seni aldatan nedir ? Ey insan, seni engin kerem sâhibi Rabbine karşı ne aldatıp isyâna sürükledi? Ey insan! Seni o kerîm Rabbine karşı ne şey aldattı? 30 / 586
İnfitar Suresi

7.Ayet
الَّذِي خَلَقَكَ فَسَوَّاكَ فَعَدَلَكَ -7 (6-8) Ey insan! Seni yaratan, şekillendirip ölçülü yapan, dilediği bir biçimde seni oluşturan cömert Rabbine karşı seni ne aldattı? Ki seni yarattı, düzenine koydu, tenasüb ve ı´tidal verdi O ki, seni yaratıp (müstesna biçimde) düzenlemiş ve (her uzvu yerince koyup) dengede tutmuştur. O (Rab) ki seni yarattı, seni düzenledi, sana ölçülü bir biçim verdi. (7-8) O Rabbin ki, seni yarattı, sonra seni düzeltti de mutedil bir halde kıldı. Dilediği bir surette seni terkip etti. 30 / 586
İnfitar Suresi

8.Ayet
فِي أَيِّ صُورَةٍ مَا شَاءَ رَكَّبَكَ -8 (6-8) Ey insan! Seni yaratan, şekillendirip ölçülü yapan, dilediği bir biçimde seni oluşturan cömert Rabbine karşı seni ne aldattı? Dilediği her hangi bir surette terkîb etti Dilediği herhangi bir şekilde sana çeki-düzen vermiştir. Seni(n organlarını) dilediği şekilde birbirine ekledi. (7-8) O Rabbin ki, seni yarattı, sonra seni düzeltti de mutedil bir halde kıldı. Dilediği bir surette seni terkip etti. 30 / 586
İnfitar Suresi

9.Ayet
كَلَّا بَلْ تُكَذِّبُونَ بِالدِّينِ -9 Hayır, hayır! Siz hesap ve cezayı yalanlıyorsunuz. Hayır hayır, doğrusu siz dîni tekzîb ediyor, cezaya inanmıyorsunuz Hayır, hayır; siz dini yalanlıyorsunuz (ceza ve mükâfat gününe inanmıyorsunuz). Hayır, (bu gururunuzun sebebi şudur) siz cezâ (görme)yi yalanlıyorsunuz. Hayır hayır..Siz belki dini yalanlıyorsunuz. 30 / 586
İnfitar Suresi

10.Ayet
وَإِنَّ عَلَيْكُمْ لَحَافِظِينَ -10 (10-11) Hâlbuki üzerinizde muhakkak bekçiler, değerli yazıcılar vardır. Halbuki üzerinizde hâfızlar var (10-11) Şüpheniz olmasın ki, üzerinizde koruyucular, şerefli saygıdeğer kâtipler var. Oysa üzerinizde koruyucu (yaptıklarınızı zabtedici melek)ler vardır; (10-12) Ve şüphe yok ki, sizin üzerinizde bekçiler vardır. Çok mükerrem yazıcılar vardır. Ne yapar olduklarınızı bilirler. 30 / 586
İnfitar Suresi

11.Ayet
كِرَامًا كَاتِبِينَ -11 (10-11) Hâlbuki üzerinizde muhakkak bekçiler, değerli yazıcılar vardır. Kiram kâtibler var (10-11) Şüpheniz olmasın ki, üzerinizde koruyucular, şerefli saygıdeğer kâtipler var. Değerli yazıcılar, (10-12) Ve şüphe yok ki, sizin üzerinizde bekçiler vardır. Çok mükerrem yazıcılar vardır. Ne yapar olduklarınızı bilirler. 30 / 586
İnfitar Suresi

12.Ayet
يَعْلَمُونَ مَا تَفْعَلُونَ -12 Onlar yapmakta olduklarınızı bilirler. Her ne yaparsanız biliyorlar Onlar yaptıklarınızı bilirler. Yaptığınız herşeyi bilirler. (10-12) Ve şüphe yok ki, sizin üzerinizde bekçiler vardır. Çok mükerrem yazıcılar vardır. Ne yapar olduklarınızı bilirler. 30 / 586
İnfitar Suresi

13.Ayet
إِنَّ الْأَبْرَارَ لَفِي نَعِيمٍ -13 Şüphesiz, iyiler Naîm cennetindedirler. Şüphesiz ki iyiler naîm içindedir İyiler şüphesiz nîmet içindedirler. İyiler ni´met içindedirler. Şüphe yok ki, muttakî zâtlar, hoş nîmetler içindedirler. 30 / 586
İnfitar Suresi

14.Ayet
وَإِنَّ الْفُجَّارَ لَفِي جَحِيمٍ -14 Şüphesiz, günahkârlar da cehennemdedirler. Ve şübhesiz ki fâcirler Cahîm içindedirler Kötüler de elbette Cehennem´dedirler. Kötüler de yakıcı ateş içindedirler. (14-16) Ve muhakkak ki, facirler de yakıcı ateş içindedirler. Ceza günü oraya yaslanacaklardır. Ve onlar, ondan gaip olanlar değildirler. 30 / 586
İnfitar Suresi

15.Ayet
يَصْلَوْنَهَا يَوْمَ الدِّينِ -15 Hesap ve ceza günü oraya gireceklerdir. Din günü ona yaslanacaklardır Ceza ve hesap günü varıp oraya girecekler. Cezâ günü oraya girerler. (14-16) Ve muhakkak ki, facirler de yakıcı ateş içindedirler. Ceza günü oraya yaslanacaklardır. Ve onlar, ondan gaip olanlar değildirler. 30 / 586
İnfitar Suresi

16.Ayet
وَمَا هُمْ عَنْهَا بِغَائِبِينَ -16 Onlar oradan kaybolup kurtulacak da değillerdir. Ve ondan gâib olmıyacaklardır Oradan artık ayrılıp uzaklaşamıyacaklar. Onlar ondan (hiçbir yere kaçıp) kaybolacak değillerdir. (14-16) Ve muhakkak ki, facirler de yakıcı ateş içindedirler. Ceza günü oraya yaslanacaklardır. Ve onlar, ondan gaip olanlar değildirler. 30 / 586
İnfitar Suresi

17.Ayet
وَمَا أَدْرَاكَ مَا يَوْمُ الدِّينِ -17 Hesap ve ceza gününün ne olduğunu sen ne bileceksin? Ve bildin mi nedir din günü? Din günü (ceza ve hesap günü) nedir bilir misin ? Cezâ gününün ne olduğunu sen nereden bileceksin? Ceza gününün ne olduğunu sana ne şey bildirdi? 30 / 586
İnfitar Suresi

18.Ayet
ثُمَّ مَا أَدْرَاكَ مَا يَوْمُ الدِّينِ -18 Evet, hesap ve ceza gününün ne olduğunu sen ne bileceksin? Evet bildin mi nedir din günü? Evet, yine din günü nedir bilir misin ? Ve yine cezâ gününün ne olduğunu sen nereden bileceksin? Sonra ceza gününün ne olduğunu sana ne şey öğretmiş oldu? 30 / 586
İnfitar Suresi

19.Ayet
يَوْمَ لَا تَمْلِكُ نَفْسٌ لِنَفْسٍ شَيْئًا ۖ وَالْأَمْرُ يَوْمَئِذٍ لِلَّهِ -19 O gün kimse kimseye hiçbir fayda sağlayamayacaktır. O gün buyruk, yalnız Allah’ındır. O gün ki kimse kimse için bir şey´e mâlik olmaz, emir o gün yalnız Allahındır O gün hiç kimse, diğeri için bir şeye mâlik değildir. Emir o gün ancak Allah´a mahsustur. O, kimsenin kimseye yardım edemeyeceği bir gündür! O gün buyruk, yalnız Allah´ındır. O günde hiçbir şahıs, bir şahıs için bir şeye malik olamaz. O günde emir, ancak Allah´a mahsustur. 30 / 586
KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014