SURE AYET NO |
ARAPÇA |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI HAMDI |
CELAL YILDIRIM |
SULEYMAN ATES |
O NASUHI BILMEN |
CÜZ SAYFA |
Tekvir Suresi
21.Ayet |
مُطَاعٍ ثَمَّ أَمِينٍ -21 |
(19-21) O (Kur’an), şüphesiz değerli, güçlü ve Arş’ın sahibi katında itibarlı, orada (meleklerce) itaat edilen, güvenilir bir elçinin (Cebrail’in) getirdiği sözdür. |
muta´ orada, emîn |
O elçi kendisine uyulandır, güvenilirdir. |
Orada (kendisine) itâ´at edilen, güvenilendir. |
(21-22) Orada kendisine itaat olunmuş bir emîndir. Ve sizin sahibiniz bir mecnûn değildir. |
30 / 586 |
Tekvir Suresi
22.Ayet |
وَمَا صَاحِبُكُمْ بِمَجْنُونٍ -22 |
(Ey Kureyşliler!) Sizin arkadaşınız (Muhammed) bir deli değildir. |
Yoksa sahibiniz mecnun değil |
Arkadaşınız (Muhammed) deli ve dengesiz değildir. |
Arkadaşınız cinli değildir. |
(21-22) Orada kendisine itaat olunmuş bir emîndir. Ve sizin sahibiniz bir mecnûn değildir. |
30 / 586 |
Tekvir Suresi
23.Ayet |
وَلَقَدْ رَآهُ بِالْأُفُقِ الْمُبِينِ -23 |
Andolsun o, Cebrâil’i apaçık ufukta gördü. |
Vallahi gördü onu açık ufukta |
And olsun ki. O, onu (Muhammed, Melek Cebrail´i) açık ufukta gördü. |
Andolsun (Muhammed) onu apaçık ufukta görmüştür. |
(23-25) Andolsun ki, onu apaçık ufukta gördü. Ve o, (peygamber) gaybe ait hususta behil değildir. Ve o, tardedilen bir şeytanın sözü değildir. |
30 / 586 |
Tekvir Suresi
24.Ayet |
وَمَا هُوَ عَلَى الْغَيْبِ بِضَنِينٍ -24 |
O, gayb hakkında cimri değildir. |
Ve o ğayb üzerine kıskanılır değil |
O (Muhammed) gaybe karşı suç zanlısı veya cimri de değildir. |
O, gayb hakkında (verdiği haberlerden dolayı) suçlanamaz. |
(23-25) Andolsun ki, onu apaçık ufukta gördü. Ve o, (peygamber) gaybe ait hususta behil değildir. Ve o, tardedilen bir şeytanın sözü değildir. |
30 / 586 |
Tekvir Suresi
25.Ayet |
وَمَا هُوَ بِقَوْلِ شَيْطَانٍ رَجِيمٍ -25 |
Kur’an, kovulmuş şeytanın sözü değildir. |
Ve o bir racîm Şeytanın sözü değil |
Bu (Kur´ân) ilâhî rahmetten kovulmuş bir şeytanın sözü değildir. |
O (Kur´ân) kovulmuş şeytânın sözü değildir. |
(23-25) Andolsun ki, onu apaçık ufukta gördü. Ve o, (peygamber) gaybe ait hususta behil değildir. Ve o, tardedilen bir şeytanın sözü değildir. |
30 / 586 |
Tekvir Suresi
26.Ayet |
فَأَيْنَ تَذْهَبُونَ -26 |
(Hâl böyle iken) nereye gidiyorsunuz? |
Siz nereye gidiyorsunuz? |
O halde nereye gidiyorsunuz?! |
O halde nereye gidiyorsunuz? |
Artık nereye gidiyorsunuz? |
30 / 586 |
Tekvir Suresi
27.Ayet |
إِنْ هُوَ إِلَّا ذِكْرٌ لِلْعَالَمِينَ -27 |
(27-28) O, âlemler için, içinizden dürüst olmak isteyenler için, ancak bir öğüttür. |
O hâlis bir zikirdir âlemin için |
(27-28) O, âlemler için ve sizden doğru davranmayı arzu edenler için katıksız bir öğüttür. |
O, âlemlere öğüttür. |
(27-28) O, başka değil âlemler için bir öğüttür. Sizden müstakimâne yaşamak dileyen kimse için (bir mev´izadır). |
30 / 586 |
Tekvir Suresi
28.Ayet |
لِمَنْ شَاءَ مِنْكُمْ أَنْ يَسْتَقِيمَ -28 |
(27-28) O, âlemler için, içinizden dürüst olmak isteyenler için, ancak bir öğüttür. |
İçinizden müstekîm olmak dileyenler için |
(27-28) O, âlemler için ve sizden doğru davranmayı arzu edenler için katıksız bir öğüttür. |
Aranızdan doğru hareket etmek isteyen için; |
(27-28) O, başka değil âlemler için bir öğüttür. Sizden müstakimâne yaşamak dileyen kimse için (bir mev´izadır). |
30 / 586 |
Tekvir Suresi
29.Ayet |
وَمَا تَشَاءُونَ إِلَّا أَنْ يَشَاءَ اللَّهُ رَبُّ الْعَالَمِينَ -29 |
Âlemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz. |
Fakat o âlemlerin rabbı Allah dilemeyince siz dilemezsiniz |
Âlemlerin Rabbi Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz. |
Âlemlerin Rabbi Allâh dilemedikçe siz dileyemezsiniz. |
Ve âlemlerin Rabbi olan Allah dilemeyince siz dileyemezsiniz. |
30 / 586 |
İnfitar Suresi
1.Ayet |
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ إِذَا السَّمَاءُ انْفَطَرَتْ -1 |
Gök yarıldığı zaman, |
Semâ çatladığı vakıt |
Gök yarıldığında, |
Gök yarıldığı zaman, |
Göğün yarıldığı vakit. |
30 / 586 |
İnfitar Suresi
2.Ayet |
وَإِذَا الْكَوَاكِبُ انْتَثَرَتْ -2 |
Yıldızlar saçıldığı zaman, |
Ve Yıldızlar döküldüğü vakıt |
Yıldızlar parçalanıp döküldüğünde, |
Yıldızlar saçıldığı zaman, |
Ve yıldızlar dökülüp dağıldığı vakit. |
30 / 586 |
İnfitar Suresi
3.Ayet |
وَإِذَا الْبِحَارُ فُجِّرَتْ -3 |
Denizler kaynayıp fışkırtıldığı zaman, |
Ve denizler akıtıldığı vakıt |
Denizler birbirine kaynayıp karıştığında, |
Denizler fışkırtıldığı zaman, |
(3-5) Ve denizlerin kaynayıp aktığı vakit. Ve mezarların alt üst olduğu vakit. Herkes, neyi ileri sürmüş ve neyi geriye bırakmış olduğunu bilir. |
30 / 586 |
İnfitar Suresi
4.Ayet |
وَإِذَا الْقُبُورُ بُعْثِرَتْ -4 |
Kabirlerin içindekiler dışarı çıkarıldığı zaman, |
Ve kabirler deşildiği vakıt |
Kabirler deşilip içindekiler ortaya çıkarıldığında, |
Kabirlerin içi dışına getirildiği zaman, |
(3-5) Ve denizlerin kaynayıp aktığı vakit. Ve mezarların alt üst olduğu vakit. Herkes, neyi ileri sürmüş ve neyi geriye bırakmış olduğunu bilir. |
30 / 586 |
İnfitar Suresi
5.Ayet |
عَلِمَتْ نَفْسٌ مَا قَدَّمَتْ وَأَخَّرَتْ -5 |
Herkes yaptığı ve yapmadığı şeyleri bilecek. |
Bilir bir nefis: nedir takdîm ettiği ve te´hîr ettiği? |
Herkes öndon gönderdiğini ve geriye neler bıraktığını bilecek. |
Her can, ne (yapıp) öne sürdüğünü ve ne (yapmayıp) geride bıraktığını bilir. |
(3-5) Ve denizlerin kaynayıp aktığı vakit. Ve mezarların alt üst olduğu vakit. Herkes, neyi ileri sürmüş ve neyi geriye bırakmış olduğunu bilir. |
30 / 586 |
İnfitar Suresi
6.Ayet |
يَا أَيُّهَا الْإِنْسَانُ مَا غَرَّكَ بِرَبِّكَ الْكَرِيمِ -6 |
(6-8) Ey insan! Seni yaratan, şekillendirip ölçülü yapan, dilediği bir biçimde seni oluşturan cömert Rabbine karşı seni ne aldattı? |
Ey insan! Ne mağrur etti seni o kerîm Rabbına? |
Ey insan! O çok şanlı lütuf ve iyiliği bol Rabbına karşı seni aldatan nedir ? |
Ey insan, seni engin kerem sâhibi Rabbine karşı ne aldatıp isyâna sürükledi? |
Ey insan! Seni o kerîm Rabbine karşı ne şey aldattı? |
30 / 586 |
İnfitar Suresi
7.Ayet |
الَّذِي خَلَقَكَ فَسَوَّاكَ فَعَدَلَكَ -7 |
(6-8) Ey insan! Seni yaratan, şekillendirip ölçülü yapan, dilediği bir biçimde seni oluşturan cömert Rabbine karşı seni ne aldattı? |
Ki seni yarattı, düzenine koydu, tenasüb ve ı´tidal verdi |
O ki, seni yaratıp (müstesna biçimde) düzenlemiş ve (her uzvu yerince koyup) dengede tutmuştur. |
O (Rab) ki seni yarattı, seni düzenledi, sana ölçülü bir biçim verdi. |
(7-8) O Rabbin ki, seni yarattı, sonra seni düzeltti de mutedil bir halde kıldı. Dilediği bir surette seni terkip etti. |
30 / 586 |
İnfitar Suresi
8.Ayet |
فِي أَيِّ صُورَةٍ مَا شَاءَ رَكَّبَكَ -8 |
(6-8) Ey insan! Seni yaratan, şekillendirip ölçülü yapan, dilediği bir biçimde seni oluşturan cömert Rabbine karşı seni ne aldattı? |
Dilediği her hangi bir surette terkîb etti |
Dilediği herhangi bir şekilde sana çeki-düzen vermiştir. |
Seni(n organlarını) dilediği şekilde birbirine ekledi. |
(7-8) O Rabbin ki, seni yarattı, sonra seni düzeltti de mutedil bir halde kıldı. Dilediği bir surette seni terkip etti. |
30 / 586 |
İnfitar Suresi
9.Ayet |
كَلَّا بَلْ تُكَذِّبُونَ بِالدِّينِ -9 |
Hayır, hayır! Siz hesap ve cezayı yalanlıyorsunuz. |
Hayır hayır, doğrusu siz dîni tekzîb ediyor, cezaya inanmıyorsunuz |
Hayır, hayır; siz dini yalanlıyorsunuz (ceza ve mükâfat gününe inanmıyorsunuz). |
Hayır, (bu gururunuzun sebebi şudur) siz cezâ (görme)yi yalanlıyorsunuz. |
Hayır hayır..Siz belki dini yalanlıyorsunuz. |
30 / 586 |
İnfitar Suresi
10.Ayet |
وَإِنَّ عَلَيْكُمْ لَحَافِظِينَ -10 |
(10-11) Hâlbuki üzerinizde muhakkak bekçiler, değerli yazıcılar vardır. |
Halbuki üzerinizde hâfızlar var |
(10-11) Şüpheniz olmasın ki, üzerinizde koruyucular, şerefli saygıdeğer kâtipler var. |
Oysa üzerinizde koruyucu (yaptıklarınızı zabtedici melek)ler vardır; |
(10-12) Ve şüphe yok ki, sizin üzerinizde bekçiler vardır. Çok mükerrem yazıcılar vardır. Ne yapar olduklarınızı bilirler. |
30 / 586 |
İnfitar Suresi
11.Ayet |
كِرَامًا كَاتِبِينَ -11 |
(10-11) Hâlbuki üzerinizde muhakkak bekçiler, değerli yazıcılar vardır. |
Kiram kâtibler var |
(10-11) Şüpheniz olmasın ki, üzerinizde koruyucular, şerefli saygıdeğer kâtipler var. |
Değerli yazıcılar, |
(10-12) Ve şüphe yok ki, sizin üzerinizde bekçiler vardır. Çok mükerrem yazıcılar vardır. Ne yapar olduklarınızı bilirler. |
30 / 586 |
İnfitar Suresi
12.Ayet |
يَعْلَمُونَ مَا تَفْعَلُونَ -12 |
Onlar yapmakta olduklarınızı bilirler. |
Her ne yaparsanız biliyorlar |
Onlar yaptıklarınızı bilirler. |
Yaptığınız herşeyi bilirler. |
(10-12) Ve şüphe yok ki, sizin üzerinizde bekçiler vardır. Çok mükerrem yazıcılar vardır. Ne yapar olduklarınızı bilirler. |
30 / 586 |
İnfitar Suresi
13.Ayet |
إِنَّ الْأَبْرَارَ لَفِي نَعِيمٍ -13 |
Şüphesiz, iyiler Naîm cennetindedirler. |
Şüphesiz ki iyiler naîm içindedir |
İyiler şüphesiz nîmet içindedirler. |
İyiler ni´met içindedirler. |
Şüphe yok ki, muttakî zâtlar, hoş nîmetler içindedirler. |
30 / 586 |
İnfitar Suresi
14.Ayet |
وَإِنَّ الْفُجَّارَ لَفِي جَحِيمٍ -14 |
Şüphesiz, günahkârlar da cehennemdedirler. |
Ve şübhesiz ki fâcirler Cahîm içindedirler |
Kötüler de elbette Cehennem´dedirler. |
Kötüler de yakıcı ateş içindedirler. |
(14-16) Ve muhakkak ki, facirler de yakıcı ateş içindedirler. Ceza günü oraya yaslanacaklardır. Ve onlar, ondan gaip olanlar değildirler. |
30 / 586 |
İnfitar Suresi
15.Ayet |
يَصْلَوْنَهَا يَوْمَ الدِّينِ -15 |
Hesap ve ceza günü oraya gireceklerdir. |
Din günü ona yaslanacaklardır |
Ceza ve hesap günü varıp oraya girecekler. |
Cezâ günü oraya girerler. |
(14-16) Ve muhakkak ki, facirler de yakıcı ateş içindedirler. Ceza günü oraya yaslanacaklardır. Ve onlar, ondan gaip olanlar değildirler. |
30 / 586 |
İnfitar Suresi
16.Ayet |
وَمَا هُمْ عَنْهَا بِغَائِبِينَ -16 |
Onlar oradan kaybolup kurtulacak da değillerdir. |
Ve ondan gâib olmıyacaklardır |
Oradan artık ayrılıp uzaklaşamıyacaklar. |
Onlar ondan (hiçbir yere kaçıp) kaybolacak değillerdir. |
(14-16) Ve muhakkak ki, facirler de yakıcı ateş içindedirler. Ceza günü oraya yaslanacaklardır. Ve onlar, ondan gaip olanlar değildirler. |
30 / 586 |
İnfitar Suresi
17.Ayet |
وَمَا أَدْرَاكَ مَا يَوْمُ الدِّينِ -17 |
Hesap ve ceza gününün ne olduğunu sen ne bileceksin? |
Ve bildin mi nedir din günü? |
Din günü (ceza ve hesap günü) nedir bilir misin ? |
Cezâ gününün ne olduğunu sen nereden bileceksin? |
Ceza gününün ne olduğunu sana ne şey bildirdi? |
30 / 586 |
İnfitar Suresi
18.Ayet |
ثُمَّ مَا أَدْرَاكَ مَا يَوْمُ الدِّينِ -18 |
Evet, hesap ve ceza gününün ne olduğunu sen ne bileceksin? |
Evet bildin mi nedir din günü? |
Evet, yine din günü nedir bilir misin ? |
Ve yine cezâ gününün ne olduğunu sen nereden bileceksin? |
Sonra ceza gününün ne olduğunu sana ne şey öğretmiş oldu? |
30 / 586 |
İnfitar Suresi
19.Ayet |
يَوْمَ لَا تَمْلِكُ نَفْسٌ لِنَفْسٍ شَيْئًا ۖ وَالْأَمْرُ يَوْمَئِذٍ لِلَّهِ -19 |
O gün kimse kimseye hiçbir fayda sağlayamayacaktır. O gün buyruk, yalnız Allah’ındır. |
O gün ki kimse kimse için bir şey´e mâlik olmaz, emir o gün yalnız Allahındır |
O gün hiç kimse, diğeri için bir şeye mâlik değildir. Emir o gün ancak Allah´a mahsustur. |
O, kimsenin kimseye yardım edemeyeceği bir gündür! O gün buyruk, yalnız Allah´ındır. |
O günde hiçbir şahıs, bir şahıs için bir şeye malik olamaz. O günde emir, ancak Allah´a mahsustur. |
30 / 586 |