SURE AYET NO |
ARAPÇA |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI HAMDI |
CELAL YILDIRIM |
SULEYMAN ATES |
O NASUHI BILMEN |
CÜZ SAYFA |
Gasiye Suresi
13.Ayet |
فِيهَا سُرُرٌ مَرْفُوعَةٌ -13 |
(13-16) Orada yüksek tahtlar, konulmuş kadehler, sıra sıra yastıklar, serilmiş gösterişli yaygılar vardır. |
Onda yüksek serîrler |
Orada yüksek tahtlar, kanepeler mevcuttur. |
Orada yükseltilmiş tahtlar, |
(12-13) Orada akan bir su kaynağı vardır. Orada yüksek tahtlar vardır. |
30 / 592 |
Gasiye Suresi
14.Ayet |
وَأَكْوَابٌ مَوْضُوعَةٌ -14 |
(13-16) Orada yüksek tahtlar, konulmuş kadehler, sıra sıra yastıklar, serilmiş gösterişli yaygılar vardır. |
Konulmuş küpler |
Konulmuş küpler, |
Konulmuş kadehler, |
(14-16) Hazırlanmış sürahiler... Dizilmiş yastıklar. Ve döşenmiş nefis sergiler (vardır). |
30 / 592 |
Gasiye Suresi
15.Ayet |
وَنَمَارِقُ مَصْفُوفَةٌ -15 |
(13-16) Orada yüksek tahtlar, konulmuş kadehler, sıra sıra yastıklar, serilmiş gösterişli yaygılar vardır. |
Dizilmiş koltuklar, yastıklar |
Dizilmiş koltuklar, |
Dizilmiş yastıklar, |
(14-16) Hazırlanmış sürahiler... Dizilmiş yastıklar. Ve döşenmiş nefis sergiler (vardır). |
30 / 592 |
Gasiye Suresi
16.Ayet |
وَزَرَابِيُّ مَبْثُوثَةٌ -16 |
(13-16) Orada yüksek tahtlar, konulmuş kadehler, sıra sıra yastıklar, serilmiş gösterişli yaygılar vardır. |
serilmiş nefîs döşemeler |
Serilmiş yumuşak yaygılar vardır. |
Serilmiş halılar vardır. |
(14-16) Hazırlanmış sürahiler... Dizilmiş yastıklar. Ve döşenmiş nefis sergiler (vardır). |
30 / 592 |
Gasiye Suresi
17.Ayet |
أَفَلَا يَنْظُرُونَ إِلَى الْإِبِلِ كَيْفَ خُلِقَتْ -17 |
Deveye bakmıyorlar mı, nasıl yaratılmıştır! |
Ya hâlâ bakmazlar mı o deveye: nasıl yaratılmış? |
Devenin nasıl aratıldığına, |
Bakmıyorlar mı develere, nasıl yaratılmış? |
Artık develere bakmazlar mı ki, nasıl yaratılmış? |
30 / 592 |
Gasiye Suresi
18.Ayet |
وَإِلَى السَّمَاءِ كَيْفَ رُفِعَتْ -18 |
Göğe bakmıyorlar mı, nasıl yükseltilmiştir! |
Ve o göğe: nasıl kaldırılmış? |
Göğün nasıl yükseltildiğine, |
Göğe, nasıl yükseltilmiş? |
(18-19) Ve göğe ki, nâsıl yükseltilmiş? Ve dağlara ki nasıl dikilmiş? |
30 / 592 |
Gasiye Suresi
19.Ayet |
وَإِلَى الْجِبَالِ كَيْفَ نُصِبَتْ -19 |
Dağlara bakmıyorlar mı, nasıl dikilmişlerdir! |
Ve o dağlara: nasıl dikilmiş? |
Dağların nasıl dikildiğine, |
Dağlara, nasıl dikilmiş? |
(18-19) Ve göğe ki, nâsıl yükseltilmiş? Ve dağlara ki nasıl dikilmiş? |
30 / 592 |
Gasiye Suresi
20.Ayet |
وَإِلَى الْأَرْضِ كَيْفَ سُطِحَتْ -20 |
Yeryüzüne bakmıyorlar mı, nasıl yayılmıştır! |
Ve o Arza nasıl satıhlanmış? |
Yeryüzünün nasıl yayıldığına bakmazlar mı ? |
Yere, nasıl yayılıp döşenmiş? |
Ve yere ki, nasıl yayılmış? |
30 / 592 |
Gasiye Suresi
21.Ayet |
فَذَكِّرْ إِنَّمَا أَنْتَ مُذَكِّرٌ -21 |
Artık sen öğüt ver! Sen ancak bir öğüt vericisin. |
haydi ıhtar et; sen şimdi sırf bir öğütçüsün |
Öğüt ver; çünkü sen ancak bir öğütçüsün. |
Öğüt ver, çünkü sen ancak öğüt verensin. |
(21-22) Artık sen hatırlat. Şüphe yok ki, sen ancak bir hatırlatıcısın. Onların üzerlerinde bir musallat (cebbâr) değilsin. |
30 / 592 |
Gasiye Suresi
22.Ayet |
لَسْتَ عَلَيْهِمْ بِمُصَيْطِرٍ -22 |
Sen, onlar üzerinde bir zorba değilsin. |
Üzerlerine musallat değilsin |
nsanlar üzerine musallat (bir bekçi) değilsin. |
Onların üzerinde zorlayıcı değilsin. |
(21-22) Artık sen hatırlat. Şüphe yok ki, sen ancak bir hatırlatıcısın. Onların üzerlerinde bir musallat (cebbâr) değilsin. |
30 / 592 |
Gasiye Suresi
23.Ayet |
إِلَّا مَنْ تَوَلَّىٰ وَكَفَرَ -23 |
(23-24) Ancak, kim yüz çevirir, inkâr ederse, Allah onu en büyük azaba uğratır. |
Ancak tersine giden ve küfr eden başka |
Ancak kim (Hak´tan) yüzçevirip inkâra saparsa, |
Ancak kim yüz çevirir ve inanmazsa, |
Ancak o kimse ki yüz çevirir ve küfre düşmüş olur. |
30 / 592 |
Gasiye Suresi
24.Ayet |
فَيُعَذِّبُهُ اللَّهُ الْعَذَابَ الْأَكْبَرَ -24 |
(23-24) Ancak, kim yüz çevirir, inkâr ederse, Allah onu en büyük azaba uğratır. |
Ki Allah onları en büyük azâb ile ta´zib edecek |
Allah ona en büyük azâb ile azâbda bulunacak. |
Allâh ona en büyük azâbı eder, |
Artık Allah, onu en büyük azap ile muazzep kılar. |
30 / 592 |
Gasiye Suresi
25.Ayet |
إِنَّ إِلَيْنَا إِيَابَهُمْ -25 |
Şüphesiz onların dönüşü ancak bizedir. |
Muhakkak onlar döne dolaşa bize gelecekler |
Şüpheniz olmasın ki, onların dönüşü ancak bizedir. |
Dönüşleri Bizedir. |
Şüphe yok ki, onların dönüşleri Bize´dir. |
30 / 592 |
Gasiye Suresi
26.Ayet |
ثُمَّ إِنَّ عَلَيْنَا حِسَابَهُمْ -26 |
Sonra onların sorguya çekilmesi de sadece bize aittir. |
Sonra da muhakkak bize hisab verecekler |
Sonra da hesaplarını görmek bize aittir. |
Sonra onların hesabını görmek Bize düşer. |
Sonra da onların hesapları muhakkak ki, Bize aittir. |
30 / 592 |
Fecr Suresi
1.Ayet |
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ وَالْفَجْرِ -1 |
Tan yerinin ağarmasına andolsun, |
Kasem olsun ki fecre |
Fecir vaktine, |
Andolsun fecre (tan yeri ağarmasına), |
Andolsun fecr´e. |
30 / 592 |
Fecr Suresi
2.Ayet |
وَلَيَالٍ عَشْرٍ -2 |
On geceye andolsun, |
Ve leyâli aşre |
Zilhicce´nin ilk on gününün gecesine, |
On geceye, |
(2-4) Ve on geceye. Ve çifte ve tek olana. Ve geçip gideceği zaman geceye. |
30 / 592 |
Fecr Suresi
3.Ayet |
وَالشَّفْعِ وَالْوَتْرِ -3 |
Çifte ve teke andolsun, |
Ve şef´ü vetre |
Çift´e ve tek´e, |
Çift´e ve tek´e, |
(2-4) Ve on geceye. Ve çifte ve tek olana. Ve geçip gideceği zaman geceye. |
30 / 592 |
Fecr Suresi
4.Ayet |
وَاللَّيْلِ إِذَا يَسْرِ -4 |
Geçip giden geceye andolsun (ki, müşrikler azaba uğrayacaklardır). |
Ve geceye, geçeceği sıra |
Gelip geçtiği vakit geceye and olsun. |
Gitmekte olan geceye. |
(2-4) Ve on geceye. Ve çifte ve tek olana. Ve geçip gideceği zaman geceye. |
30 / 592 |
Fecr Suresi
5.Ayet |
هَلْ فِي ذَٰلِكَ قَسَمٌ لِذِي حِجْرٍ -5 |
Şüphesiz bunlarda, akıl sahibi bir kimse için üzerine yemin edilmeye değer bir özellik vardır. |
Nasıl bunlarda bir akıl sahibi için bir kasem var değil mi? |
Şüphesiz ki bunda akıl ve sağduyu sahipleri için (kayda değer) bir and vardır elbette. |
Bu (anıla)n (şeyler)de akıl sâhibi için bir yemin var, değil mi? (İşte bunlara andolsun ki kâfirler mutlaka azâba uğrayacaklardır!) |
Bunda akıl sahibi için bir yemîn yok mudur? |
30 / 592 |
Fecr Suresi
6.Ayet |
أَلَمْ تَرَ كَيْفَ فَعَلَ رَبُّكَ بِعَادٍ -6 |
(6-10) (Ey Muhammed!) Rabbinin, (Hûd’un kavmi) Âd’e, şehirler içinde benzeri kurulmamış olan, sütunlarla dolu İrem’e, vadide kayaları oyan (Salih’in kavmi) Semûd’a, kazıklar sahibi Firavun’a ne yaptığını görmedin mi? |
Görmedin mi rabbın nasıl yaptı Ad´e? |
Görmedin mi Rabbin, Âd kavmine ne yaptı ? |
Görmedin mi Rabbin ne yaptı Âd (kavmin)e? |
(6-7) Görmedin mi ki Rabbin Âd´e nasıl yaptı? Direk sahibi olan İrem cemaatine. |
30 / 592 |
Fecr Suresi
7.Ayet |
إِرَمَ ذَاتِ الْعِمَادِ -7 |
(6-10) (Ey Muhammed!) Rabbinin, (Hûd’un kavmi) Âd’e, şehirler içinde benzeri kurulmamış olan, sütunlarla dolu İrem’e, vadide kayaları oyan (Salih’in kavmi) Semûd’a, kazıklar sahibi Firavun’a ne yaptığını görmedin mi? |
İreme zâtil´imâd´e |
O sütunlar sahibi İrem şehrine, |
Sütunlu İrem´e? |
(6-7) Görmedin mi ki Rabbin Âd´e nasıl yaptı? Direk sahibi olan İrem cemaatine. |
30 / 592 |
Fecr Suresi
8.Ayet |
الَّتِي لَمْ يُخْلَقْ مِثْلُهَا فِي الْبِلَادِ -8 |
(6-10) (Ey Muhammed!) Rabbinin, (Hûd’un kavmi) Âd’e, şehirler içinde benzeri kurulmamış olan, sütunlarla dolu İrem’e, vadide kayaları oyan (Salih’in kavmi) Semûd’a, kazıklar sahibi Firavun’a ne yaptığını görmedin mi? |
Ki o beldeler içinde misli yaradılmamıştı |
Öyle ki onun şehirler içinde bir benzeri yaratılmamıştı. |
Ki ülkeler arasında onun eşi yaratılmamıştı. |
Bir belde (ahalisi) ki, o beldenin bir misli beldeler arasında yaratılmamıştı. |
30 / 592 |
Fecr Suresi
9.Ayet |
وَثَمُودَ الَّذِينَ جَابُوا الصَّخْرَ بِالْوَادِ -9 |
(6-10) (Ey Muhammed!) Rabbinin, (Hûd’un kavmi) Âd’e, şehirler içinde benzeri kurulmamış olan, sütunlarla dolu İrem’e, vadide kayaları oyan (Salih’in kavmi) Semûd’a, kazıklar sahibi Firavun’a ne yaptığını görmedin mi? |
Ve vâdîlerde kayaları kesen Semûd´e |
Vadide kayaları kesip yontan Semûd´a, |
Vâdi(´l-Kurâ)da kayaları oya(rak evler yapa)n Semûd (kavmin)e? |
(9-10) Vadide kayaları söküp oyan Semûd´e (nasıl yaptı?). Ve pek büyük sabit binalar sahibi olan Fir´avun´a da nasıl yaptı? |
30 / 592 |
Fecr Suresi
10.Ayet |
وَفِرْعَوْنَ ذِي الْأَوْتَادِ -10 |
(6-10) (Ey Muhammed!) Rabbinin, (Hûd’un kavmi) Âd’e, şehirler içinde benzeri kurulmamış olan, sütunlarla dolu İrem’e, vadide kayaları oyan (Salih’in kavmi) Semûd’a, kazıklar sahibi Firavun’a ne yaptığını görmedin mi? |
Ve o kazıkların sahibi Fir´avn´e |
Kazıklar sahibi Fir´avn´a, |
Ve kazıklar sâhibi Fir´avn´a? |
(9-10) Vadide kayaları söküp oyan Semûd´e (nasıl yaptı?). Ve pek büyük sabit binalar sahibi olan Fir´avun´a da nasıl yaptı? |
30 / 592 |
Fecr Suresi
11.Ayet |
الَّذِينَ طَغَوْا فِي الْبِلَادِ -11 |
(11-12) Bunlar şehirlerde azgınlık eden ve oralarda pek çok bozgunculuk çıkaran kimselerdi. |
Onlar ki memleketlerde tuğyan etmişlerdi de |
Onlar ki ülkelerde azgınlık edip Hakka baş kaldırmışlardı, |
Bunlar ülkelerde azmışlardı. |
(11-12) İşte onlar ki beldelerde azgınlıkta bulunmuşlardı. Oralarda fesadı çoğaltmışlardı. |
30 / 592 |
Fecr Suresi
12.Ayet |
فَأَكْثَرُوا فِيهَا الْفَسَادَ -12 |
(11-12) Bunlar şehirlerde azgınlık eden ve oralarda pek çok bozgunculuk çıkaran kimselerdi. |
onlarda fesadı çoğaltmışlardı |
Oralarda fitne ve fesadı çoğalttıkça çoğalttılar. |
Oralarda çok kötülük etmişlerdi. |
(11-12) İşte onlar ki beldelerde azgınlıkta bulunmuşlardı. Oralarda fesadı çoğaltmışlardı. |
30 / 592 |
Fecr Suresi
13.Ayet |
فَصَبَّ عَلَيْهِمْ رَبُّكَ سَوْطَ عَذَابٍ -13 |
Bu yüzden Rabbin onların üzerine azap kamçısı yağdırdı. |
Onun için rabbın da üzerlerine bir azâb kamçısı yağdırıverdi |
Bu yüzden Rabbin, üzerlerine azâb kamçısı —dökercesine— indirdi de indirdi. |
Bu yüzden Rabbin onların üzerine azâb kırbacını çarptı. |
(13-14) Artık Rabbin de onların üzerlerine bir azap kamçısı saldırdı. Şüphe yok ki, Rabbin görüp gözetmektedir. |
30 / 592 |
Fecr Suresi
14.Ayet |
إِنَّ رَبَّكَ لَبِالْمِرْصَادِ -14 |
Şüphesiz Rabbin, gözetlemededir. |
Şübhesiz ki Rabbın öyle mirsad ile gözetmektedir |
Şüphesiz ki Rabbin hep gözetlemededir. |
Elbette Rabbin gözetleme yerindedir (her an kullarının fiillerini gözetlemektedir). |
(13-14) Artık Rabbin de onların üzerlerine bir azap kamçısı saldırdı. Şüphe yok ki, Rabbin görüp gözetmektedir. |
30 / 592 |