SURE AYET NO |
ARAPÇA |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI HAMDI |
CELAL YILDIRIM |
SULEYMAN ATES |
O NASUHI BILMEN |
CÜZ SAYFA |
Tevbe Suresi
123.Ayet |
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا قَاتِلُوا الَّذِينَ يَلُونَكُمْ مِنَ الْكُفَّارِ وَلْيَجِدُوا فِيكُمْ غِلْظَةً ۚ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ مَعَ الْمُتَّقِينَ -123 |
Ey iman edenler! Kâfirlerden (öncelikle) yakınınızda olanlarla savaşın ve sizde bir sertlik bulsunlar. Bilin ki, Allah kendisine karşı gelmekten sakınanlarla beraberdir. |
Ey o bütün iyman edenler! Kâfirlerin size yakın olanlarıyle çarpışın, hem onlar sizde kalın bir kuvvet görsünler ve bilin ki Allah korunanlarla beraberdir |
Ey imân edenler! Kâfirlerden (coğrafî bakımdan) size yakın olanlarla savaşın. Onlar sizde sertlik ve üstün gayret görsünler. Bilin ki, Allah (kötülüklerden ve adaletsizlikten) sakınıp korunanlarla beraberdir. |
Ey inananlar, yakınınızda bulunan kâfirlerle savaşın, (onlar), sizde bir katılık bulsunlar. Bilin ki Allâh, korunanlarla beraberdir. |
Ey imân edenler! Kâfirlerden civarınızda bulunanlar ile mukatelede bulunun ve onlar sizde bir şiddet bulsunlar ve biliniz ki, Allah Teâlâ muttakîler ile beraberdir. |
11 / 206 |
Tevbe Suresi
124.Ayet |
وَإِذَا مَا أُنْزِلَتْ سُورَةٌ فَمِنْهُمْ مَنْ يَقُولُ أَيُّكُمْ زَادَتْهُ هَٰذِهِ إِيمَانًا ۚ فَأَمَّا الَّذِينَ آمَنُوا فَزَادَتْهُمْ إِيمَانًا وَهُمْ يَسْتَبْشِرُونَ -124 |
Herhangi bir sûre indirildiğinde, içlerinden, (alaylı bir şekilde) “Bu hanginizin imanını artırdı?” diyenler olur. İman etmiş olanlara gelince, inen sûre onların imanını artırmıştır. Onlar bunu birbirlerine müjdelerler. |
Bir sûre indirildimi içlerinden biri çıkar «bu hanginizin iymanını artırdı bakalım?» der, evet, iymanı olanların iymanını artırmıştır ve onlar müjdelenib duruyorlar |
Bir sûre indirildiğinde, içlerinden kimisi, «bu sûre hanginizin imânını artırdı ?» diyerek (ilâhî vahyi küçümserler), imân edenlerin ise imânını artırmıştır ve onlar (bununla) sevinip müjdelenirler. |
Ne zaman bir sûre indirilse onlardan kimi: "Bu, hanginizin imanını artırdı?" der. Bu, inananların imanını artırır, onlar sevinirler. |
Ve ne zaman bir sûre indirilmiş olunca, onlardan kimi der ki: «Bu hanginizin imânını arttırdı?» Fakat o kimseler ki, imân etmişlerdir, artık onlara imânı arttırmıştır ve onlar müjdelenirler. |
11 / 206 |
Tevbe Suresi
125.Ayet |
وَأَمَّا الَّذِينَ فِي قُلُوبِهِمْ مَرَضٌ فَزَادَتْهُمْ رِجْسًا إِلَىٰ رِجْسِهِمْ وَمَاتُوا وَهُمْ كَافِرُونَ -125 |
Kalplerinde hastalık olanların ise, pisliklerine pislik katmış (küfürlerini artırmış), böylece kâfir olarak ölüp gitmişlerdir. |
Kalblerinde bir maraz olanlara gelince: onların da küfürlerine küfür katmıştır ve kâfir olarak ölüb gitmişlerdir |
Kalblerinde hastalık bulunanlara gelince: Onların, murdarlıklarına murdarlık katıp artırmıştır ve onlar kâfir oldukları halde ölmüşlerdir. |
Fakat yüreklerinde hastalık olanlara gelince (bu), onların pisliklerine pislik katar. Ve onlar kâfir olarak ölürler. |
Fakat kalplerinde bir hastalık olanlara gelince, (o sûrenin nüzûlü) onların küfürlerine küfür katıp arttırmıştır ve onlar kâfirler oldukları halde ölüp gitmişlerdir. |
11 / 206 |
Tevbe Suresi
126.Ayet |
أَوَلَا يَرَوْنَ أَنَّهُمْ يُفْتَنُونَ فِي كُلِّ عَامٍ مَرَّةً أَوْ مَرَّتَيْنِ ثُمَّ لَا يَتُوبُونَ وَلَا هُمْ يَذَّكَّرُونَ -126 |
Görmüyorlar mı ki, onlar her yıl bir veya iki kere belâya çarptırılıp imtihan ediliyorlar. Sonra ne tövbe ederler, ne de ibret alırlar. |
Görmezlerde mi ki her yıl bir veya iki kerre fitneye tutulurlar, sonra da tevbe etmezler, ıbret almazlar |
Onlar her yıl bir veya iki defa fitneye uğradıklarını görmüyorlar mı ? Sonra da tevbe etmiyorlar ve onlar ibret ve öğüt de almıyorlar. |
Kendilerinin her yıl bir iki defa sınandıklarını görmüyorlar mı? Yine de tevbe etmiyor, öğüt almıyorlar. |
Ya görmüyorlar mı ki, onlar her yıl mutlaka bir defa veya iki defa bir fitneye, bir belâya tutuluyorlar da sonra tevbe etmiyorlar. Ve onlar düşünüp ibret de almıyorlar. |
11 / 206 |
Tevbe Suresi
127.Ayet |
وَإِذَا مَا أُنْزِلَتْ سُورَةٌ نَظَرَ بَعْضُهُمْ إِلَىٰ بَعْضٍ هَلْ يَرَاكُمْ مِنْ أَحَدٍ ثُمَّ انْصَرَفُوا ۚ صَرَفَ اللَّهُ قُلُوبَهُمْ بِأَنَّهُمْ قَوْمٌ لَا يَفْقَهُونَ -127 |
Bir sûre indirildi mi, “Sizi bir kimse görüyor mu?” diye birbirlerine göz ederler, sonra da sıvışıp giderler. Anlamayan bir toplum olmalarından dolayı, Allah onların kalplerini çevirmiştir. |
Bir sûre indirildimi «sizi birisi görüyormu?» diye birbirlerine göz ederler, sonra sivişir giderler, Allah kalblerini burkmuştur, çünkü bunlar fıkhı istemez kimselerdir. |
Bir sûre inince, «sizi bir kimse görüyor mu ?» diye birbirlerine bakarlar, sonra da ayrılıp giderler. Allah onların kalblerini (imân ve irfandan) döndürmüştür. Çünkü onlar anlamaz bir topluluktur. |
Bir sûre indirildiği zaman: "Sizi birisi görüyor mu?" diye birbirine bakar, sonra sıvışırlar. Anlamaz bir topluluk oldukları için Allah onların kalblerini çevirmiştir. |
Ve her ne zaman bir sûre indirilince bazıları bazılarına bakıverirler, sizi bir kimse görüyor mu diye endişede bulunurlar. Sonra da savuşup giderler. Allah Teâlâ onların kalplerini çevirmiştir. Çünkü onlar öyle bir kavimdirler ki, güzelce anlayamazlar. |
11 / 206 |
Tevbe Suresi
128.Ayet |
لَقَدْ جَاءَكُمْ رَسُولٌ مِنْ أَنْفُسِكُمْ عَزِيزٌ عَلَيْهِ مَا عَنِتُّمْ حَرِيصٌ عَلَيْكُمْ بِالْمُؤْمِنِينَ رَءُوفٌ رَحِيمٌ -128 |
Andolsun, size kendi içinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, mü’minlere karşı da çok şefkatli ve merhametlidir. |
Şanım hakkı için size bir Resul geldi ki: kendinizden, gayet ızzetli, zorlanmanız ona ağır geliyor, üstünüze hırs ile titriyor, mü´minlere raûf, rahîmdir |
And olsun ki size sizden bir Peygamber geldi. Meşakkat ve sıkıntıya uğramanız ona ağır gelir; (doğru yolu bulup imân nimeti içinde hayra yönelmenizi) çok arzu eder, mü´ minlere karşı çok şefkatli, çok merhametlidir. |
Andolsun, içinizden size öyle bir Elçi geldi ki sıkıntıya uğramanız ona ağır gelir; size düşkün, mü´minlere şefkatli, merhametlidir. |
Kasem olsun, size kendi cinsinizden bir peygamber geldi ki, sizin sıkıntıya uğramanız O´nun üzerine pek güç gelir, üzerinize çok düşkündür. Mü´minler hakkında pek şefkatli ve pek merhametlidir. |
11 / 206 |
Tevbe Suresi
129.Ayet |
فَإِنْ تَوَلَّوْا فَقُلْ حَسْبِيَ اللَّهُ لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ ۖ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ ۖ وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ -129 |
Eğer yüz çevirirlerse de ki: “Bana Allah yeter. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Ben ancak O’na tevekkül ettim. O, yüce Arş’ın sahibidir.” |
Eğer aldırmazlarsa deki: bana Allah yetişir ondan başka ilâh yoktur, ben ona dayanmaktayım ve o, o büyük Arşın sahibidir |
Buna rağmen yüzçevirirlerse, de ki: Allah bana yeter; O´ndan başka hiçbir ilâh yoktur; ancak O´na güvenip dayanırım. O, büyük Arş´ın sahibidir. |
Eğer yüz çevirirlerse de ki: "Allâh bana yeter! O´ndan başka tanrı yoktur. O´na dayandım, O büyük Arş´ın sâhibidir!" |
Eğer yüz çevirirlerse artık de ki: «Allah Teâlâ bana kâfidir. O´ndan başka mâbûd yoktur. Ben ancak O´na tevekkül ettim ve O, pek büyük olan Arş´ın sahibidir.» |
11 / 206 |