SURE AYET NO |
ARAPÇA |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI HAMDI |
CELAL YILDIRIM |
SULEYMAN ATES |
O NASUHI BILMEN |
CÜZ SAYFA |
Maide Suresi
96.Ayet |
أُحِلَّ لَكُمْ صَيْدُ الْبَحْرِ وَطَعَامُهُ مَتَاعًا لَكُمْ وَلِلسَّيَّارَةِ ۖ وَحُرِّمَ عَلَيْكُمْ صَيْدُ الْبَرِّ مَا دُمْتُمْ حُرُمًا ۗ وَاتَّقُوا اللَّهَ الَّذِي إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ -96 |
Sizin için de yolcular için de bir geçimlik olmak üzere deniz avı yapmak ve deniz ürünlerini yemek sizlere helâl kılındı. Kara avı ise ihramlı olduğunuz sürece size haram kılındı. Huzurunda toplanacağınız Allah’a karşı gelmekten sakının. |
Deniz avı ve yemesi size halâl kılındı ki size ve seyyar olanlarınıza medar olsun, kara avı ise ihramda bulunduğunuz müddetçe üzerinize haram kılındı, hep huzuruna haşrolunacağınız Allahdan korkun |
Deniz avı ve onu yemek size de, gelen misafir kafilelere de helâl kılındı. Ve ihrâmlı bulunduğunuz sürece kara avı size haram kılınmıştır. (Kabirlerinizden kalkıp hesap alanına) toplanacağınız, (huzurunda yer alacağınız) Allah´tan korkun. |
Hem kendinize, hem de yolculara bir geçimlik olmak üzere deniz avı ve yiyeceği, size helâl kılındı. İhrâmda olduğunuz sürece size kara avı yasaklandı. Huzûruna toplanacağınız Allah´tan korkun! |
Size deniz avı ve onun yenilmesi bir faide olmak için helâl kılındı ve sizin üzerinize ihramda bulunduğunuz müddetce kara avı haram kılınmıştır. Huzuruna haşrolunacak olduğunuz Allah Teâlâ´dan korkunuz. |
7 / 123 |
Maide Suresi
97.Ayet |
جَعَلَ اللَّهُ الْكَعْبَةَ الْبَيْتَ الْحَرَامَ قِيَامًا لِلنَّاسِ وَالشَّهْرَ الْحَرَامَ وَالْهَدْيَ وَالْقَلَائِدَ ۚ ذَٰلِكَ لِتَعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ يَعْلَمُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ وَأَنَّ اللَّهَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ -97 |
Allah; Ka’be’yi, o saygıdeğer evi, haram ayı , hac kurbanını ve (bu kurbanlara takılı) gerdanlıkları insanlar(ın din ve dünyaları) için ayakta kalma (ve canlanma) sebebi kıldı. Bunlar, göklerde ve yerde ne varsa hepsini Allah’ın bildiğini ve Allah’ın (zaten) her şeyi hakkıyla bilmekte olduğunu bilmeniz içindir. |
Allah Kâ´beyi, o beyti haramı insanlar için bir medarı hayat kıldı, o şehri haramı da. O, boyunları bağsız ve bağlı kurbanlıkları da; bütün bunlar şunu bilesiniz içindir ki Allah göklerdekini ve yerdekini bilir ve hakıkat Allah her şeye alîmdir |
Allah Beytü´l-Haram = Kabe´yi, hürmetli ay´ı, Kabe´ye gönderilen gerdanlıklı, gerdanlıksız kurbanlıkları, insanların hayat düzeni için dayanak kılmıştır. Bu, Allah´ın göklerde olanı da, yerde olanı da bildiğini ve gerçekten Allah´ın her şeyi bilen olduğunu bilip anlamanız içindir. |
Allâh Ka´be´yi, o saygıdeğer evi, insanlar için (hayât ve güven) durağı yaptı. O saygıdeğer ayı, kurbanı, tasmalı kurbanlıkları da (böyle yaptı) ki Allâh´ın göklerde ve yerde olanları bildiğini ve Allâh´ın herşeyi bilici olduğunu anlayasınız. |
Allah Teâlâ Kabe´yi, o Beyt-i Harâm´ı ve Şehr-i Haram ile o boyunları bağsız ve bağlı kurbanları insanlar için bir medar-ı istifade kıldı. Bu da bilmeniz içindir ki, şüphesiz Allah Teâlâ göklerde olanı da ve yerde olanı da bilir ve muhakkak ki, Allah Teâlâ herşeye tamamıyla alîmdir. |
7 / 123 |
Maide Suresi
98.Ayet |
اعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ وَأَنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَحِيمٌ -98 |
Bilin ki, Allah’ın cezası çetindir ve Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. |
Ma´lûmunuz olsun ki hakıkaten şedidül´ıkabdır Allah, hem de hakıkaten gafûr-ü rahîmdir Allah |
Biliniz ki, Allah gerçekten hem vereceği ceza bakımından çok şiddetlidir, hem de Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir. |
İyi bilin ki Allâh´ın cezâsı çetindir ve Allâh bağışlayandır, esirgeyendir. |
Biliniz ki, Allah Teâlâ´nın ikabı muhakkak pek şiddetlidir. Ve şüphe yok ki Allah Teâlâ gafûrdur, rahîmdir. |
7 / 123 |
Maide Suresi
99.Ayet |
مَا عَلَى الرَّسُولِ إِلَّا الْبَلَاغُ ۗ وَاللَّهُ يَعْلَمُ مَا تُبْدُونَ وَمَا تَكْتُمُونَ -99 |
Peygamberin üzerine düşen ancak tebliğdir. Allah, sizin açıkladığınızı da, gizlediğinizi de bilir. |
Peygamberin üzerindeki ancak bir tebliğdir, açıkladığınız ve gizlediğiniz şeylerin hepsini bilecek olan ise ancak Allahdır |
Peygambere ancak tebliğ gerekir. Allah ise sizin neler açıkladığınızı, neler gizlediğinizi bilir. |
Elçi´ye düşen, sadece duyurmaktır. Allâh, gizlediğiniz ve açığa vurduğunuz şeyleri bilir. |
Peygamber´in üzerine tebliğden başka yoktur. Ve Allah Teâlâ ise açıkladığınız şeyi de gizlediğiniz şeyi de bilir. |
7 / 123 |
Maide Suresi
100.Ayet |
قُلْ لَا يَسْتَوِي الْخَبِيثُ وَالطَّيِّبُ وَلَوْ أَعْجَبَكَ كَثْرَةُ الْخَبِيثِ ۚ فَاتَّقُوا اللَّهَ يَا أُولِي الْأَلْبَابِ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ -100 |
(Ey Muhammed!) De ki: “Pis ile temiz bir olmaz. Pisin çokluğu hoşuna gitse bile.” Ey akıl sahipleri! Allah’a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz. |
De ki: Murdarla temiz bir olmaz: Murdarın çokluğu tuhafına da gitse o halde ey temiz özü, düşünür beyni olanlar, Allaha korunun ki felâha iresiniz |
De ki: Murdarın çokluğu senin hoşuna gidip hayretini mûcib olsa da murdarla pâk bir değildir. O halde ey sağduyu sahipleri! Allah´tan korkun ki kurtuluşa eresiniz. |
De ki:"Murdarla temiz bir olmaz. Murdarın çokluğu hoşuna gitse de. O halde ey sağduyu sâhipleri, Allah´tan korkun ki kurtuluşa eresiniz!" |
De ki: «Murdar ile temiz müsavî olmaz. Velev ki, murdarın çokluğu hoşuna gitsin. Artık ey güzel akıl sahipleri! Allah Teâlâ´dan korkunuz ki felâh bulabilesiniz.» |
7 / 123 |
Maide Suresi
101.Ayet |
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَسْأَلُوا عَنْ أَشْيَاءَ إِنْ تُبْدَ لَكُمْ تَسُؤْكُمْ وَإِنْ تَسْأَلُوا عَنْهَا حِينَ يُنَزَّلُ الْقُرْآنُ تُبْدَ لَكُمْ عَفَا اللَّهُ عَنْهَا ۗ وَاللَّهُ غَفُورٌ حَلِيمٌ -101 |
Ey iman edenler! Size açıklandığı takdirde, sizi üzecek olan şeylere dair soru sormayın. Eğer Kur’an indirilirken bunlara dair soru sorarsanız size açıklanır. (Hâlbuki) Allah onları bağışlamıştır. Allah, çok bağışlayandır, halîmdir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir.) |
Ey o bütün iyman edenler; öyle şeylerden sual etmeyin ki size açılırsa fenanıza gidecektir, halbuki Kur´an indirilmekte iken sorarsanız onlar size açılır, Allah onlardan şimdilik afiv buyurdu, Allah gafur, halîmdir |
Ey imân edenler! Size açıklanınca sizi kötümser yapacak (veya üzecek) şeylerden sormayın; ama Kur´ân indirildiğinde sorarsanız size açıklanır. Allah (daha önce bu kuralı bilmeden) sorduklarınızdan dolayı sizi) atfetmiştir. Allah çok bağışlayandır, şefkatle, lûtufla, merhametle sabredendir. |
Ey inananlar, açıklandığı zaman hoşunuza gitmeyecek şeyleri sormayın. Eğer Kur´ân indirilirken onları sorarsanız, size açıklanır. Halbuki Allâh onlardan geçmiştir. Allâh bağışlayandır, halimdir. |
Ey imân edenler! Öyle şeylerden sual etmeyiniz ki, eğer size açıklanırsa sizi müteessir eder. Ve eğer siz Kur´an´ın nüzul ettiği sırada sorarsanız onlar size açılır. Allah Teâlâ onlardan af buyurmuştur. Ve Allah Teâlâ gafûrdur, halîmdir. |
7 / 123 |
Maide Suresi
102.Ayet |
قَدْ سَأَلَهَا قَوْمٌ مِنْ قَبْلِكُمْ ثُمَّ أَصْبَحُوا بِهَا كَافِرِينَ -102 |
Sizden önceki bir millet o tür şeyleri sordu da sonra o yüzden kâfir oldu. |
Filvakı´ öyle mes´eleleri sizden evvel bir kavm sordu da sonra o yüzden kâfir oldular |
Sizden önce bir millet de onları sormuştu, sonra da o yüzden kâfir olmuşlardı. |
Sizden önce gelen bir toplum da onları sormuştu da sonra onları tanımaz olmuşlardı. |
Filvaki öyle şeyleri sizden evvel bir kavim sordu da sonra o sebeple kâfir oldular. |
7 / 123 |
Maide Suresi
103.Ayet |
مَا جَعَلَ اللَّهُ مِنْ بَحِيرَةٍ وَلَا سَائِبَةٍ وَلَا وَصِيلَةٍ وَلَا حَامٍ ۙ وَلَٰكِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا يَفْتَرُونَ عَلَى اللَّهِ الْكَذِبَ ۖ وَأَكْثَرُهُمْ لَا يَعْقِلُونَ -103 |
Allah, ne “Bahîre”, ne “Sâibe”, ne “Vasîle”, ne de “Hâm” diye bir şey meşru kılmamıştır. Fakat, inkâr edenler Allah’a karşı yalan uyduruyorlar. Zaten çoklarının aklı da ermez. |
ne bahıyre, ne sâibe, ne vasıyle, ne ham´dan hiç birini Allah meşru´ kılmadı, lâkin küfretmekte olan kimseler, Allah namına yalan söyliyerek ona iftira ediyorlar, çoklarının da aklı irmez |
Allah ne bahire, ne sâibe, ne vesile, ne de hâm´dan hiç biriyle emretmemiş ve meşru´ da kılmamıştır. Ama o küfredenler Allah´a karşı yalan uydurup iftirada bulunuyorlar; çoğunun da aklı ermemektedir. |
Allâh, bahire, sâibe, vasile ve hâm diye bir şey yapmamıştır. Fakat inkâr edenler, Allah´a yalan uyduruyorlar ve çokları da akıl erdiremiyorlar. |
Allah Teâlâ bahireden, saibeden, vasileden ve hâmden hiçbirini (meşru) kılmamıştır. Fakat kâfir olanlar Allah Teâlâ´ya karşı yalan söyleyerek iftirada bulunurlar. Ve onların çokları ise akıl erdiremezler. |
7 / 123 |