SURE AYET NO |
ARAPÇA |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI HAMDI |
CELAL YILDIRIM |
SULEYMAN ATES |
O NASUHI BILMEN |
CÜZ SAYFA |
Bakara Suresi
94.Ayet |
قُلْ إِنْ كَانَتْ لَكُمُ الدَّارُ الْآخِرَةُ عِنْدَ اللَّهِ خَالِصَةً مِنْ دُونِ النَّاسِ فَتَمَنَّوُا الْمَوْتَ إِنْ كُنْتُمْ صَادِقِينَ -94 |
De ki: “Eğer (iddia ettiğiniz gibi) Allah katındaki ahiret yurdu (cennet) diğer insanlar için değil de, yalnız sizinse ve doğru söyleyenler iseniz haydi ölümü temenni edin!” |
De ki Allah yanında Ahıret evi (Cennet) başkalarının değil de hassaten sizin ise, eğer davanız da sadıksanız, haydi ölümü ümniye edinin, canınıza minnet bilin |
(Ey Peygamber!) De ki: Eğer âhiret yurdu Allah yanında başka insanlara değil de yalnız size mahsûssa, haydi ölümü temenni edin, doğru kişilerden iseniz! |
De ki: "Eğer (dilediğiniz gibi) gerçekten Allâh katında âhiret yurdu kimsenin değil, yalnız sizin ise, sözünüzde doğru iseniz, haydi ölümü temenni edin!" |
De ki: «Eğer Allah Teâlâ´nın indinde ahiret yurdu başka insanların değil de hassaten sizin ise ölümünüzü temenni ediniz, eğer siz doğru sözlü kimseler iseniz.» |
1 / 14 |
Bakara Suresi
95.Ayet |
وَلَنْ يَتَمَنَّوْهُ أَبَدًا بِمَا قَدَّمَتْ أَيْدِيهِمْ ۗ وَاللَّهُ عَلِيمٌ بِالظَّالِمِينَ -95 |
Fakat kendi elleriyle önceden yaptıkları işler yüzünden ölümü hiçbir zaman temenni edemezler. Allah, o zalimleri hakkıyla bilendir. |
fakat ellerinden çıkan işler dururken onu hiç bir zaman temenni edemezler, Allah bilir o zalimleri |
Bunu, elleriyle işleyip önden gönderdikleri (fena amellerinden) dolayı asla temenni etmezler. Allah o zâlimleri hakkıyla bilendir. |
Fakat ellerinin yapıp öne sürdüğü işlerden dolayı ölümü asla istemezler, Allâh zâlimleri bilir. |
Halbuki onu evvelce ellerinin takdim etmiş olduğu şeyler sebebiyle asla temenni etmezler. |
1 / 14 |
Bakara Suresi
96.Ayet |
وَلَتَجِدَنَّهُمْ أَحْرَصَ النَّاسِ عَلَىٰ حَيَاةٍ وَمِنَ الَّذِينَ أَشْرَكُوا ۚ يَوَدُّ أَحَدُهُمْ لَوْ يُعَمَّرُ أَلْفَ سَنَةٍ وَمَا هُوَ بِمُزَحْزِحِهِ مِنَ الْعَذَابِ أَنْ يُعَمَّرَ ۗ وَاللَّهُ بَصِيرٌ بِمَا يَعْمَلُونَ -96 |
Andolsun, sen onların, yaşamaya, bütün insanlardan; hatta Allah’a ortak koşanlardan bile daha düşkün olduklarını görürsün. Onların her biri bin yıl yaşamak ister. Hâlbuki uzun yaşamak, onları azaptan kurtaracak değildir. Allah, onların bütün işlediklerini görür. |
her halde onları insanların hayata en harisı, müşriklerden de haris bulacaksın, her biri arzu eder ki bin sene mu´ammer olsa, halbuki mu´ammer olmak kendisini azabdan uzaklaştıracak değil Allah görüyor onlar neler yapıyorlar |
And olsun ki, onları (dünya) hayatına karşı diğer insanlardan ve (hattâ) Allah´a ortak koşanlardan daha düşkün ve hırslı bulursun! (O kadar ki) onlardan her biri kendisine bin yıl ömür verilmesini ister. Halbuki bu uzun ömür ile yaşama onu azâbdan uzaklaştırıcı değildir. Allah işleyegeldiğiniz şeyleri görüp bilendir.. |
Onları, insanların hayâta en düşkünü, ortak koşanlardan daha tutkunu bulursun; her biri, bin yıl yaşatılmasını ister. Oysa yaşatılması, onu azâbdan uzaklaştıracak değildir. Allâh ne yaptıklarını görüyor. |
Ve andolsun ki onları insanların ve müşrik olanların hayata en hârisi bulacaksınız. Her biri arzu eder ki bin sene muammer olsun. Halbuki bu muammer olması onu azaptan uzaklaştırıcı değildir. Allah Teâlâ ise onların neler yaptıklarını hakkıyla görücüdür. |
1 / 14 |
Bakara Suresi
97.Ayet |
قُلْ مَنْ كَانَ عَدُوًّا لِجِبْرِيلَ فَإِنَّهُ نَزَّلَهُ عَلَىٰ قَلْبِكَ بِإِذْنِ اللَّهِ مُصَدِّقًا لِمَا بَيْنَ يَدَيْهِ وَهُدًى وَبُشْرَىٰ لِلْمُؤْمِنِينَ -97 |
De ki: “Her kim Cebrail’e düşman ise, bilsin ki o, Allah’ın izni ile Kur’an’ı; önceki kitapları doğrulayıcı, mü’minler için de bir hidayet rehberi ve müjde verici olarak senin kalbine indirmiştir.” |
Söyle, her kim Cibrile düşman ise bilsin ki o, o Kur´anı senin kalbin üzerine Allahın iznile indirdi, önündekileri tasdıklayıcı ve mü´minlere bir hidayet ve bişaret olmak için |
De ki: Kim Cibril´e düşmansa (bilsin ki) o kendinden önceki kitapları tasdîk eden, inananlar için doğru yolu gösteren ve aynı zamanda müjde olan Kur´ân´ı Allah´ın izniyle Senin kalbine indirmiştir. |
De ki: "Allâh´ın izniyle Kur´ân´ı kendinden öncekini doğrulayıcı ve inananlara yol gösterici ve müjdeci olarak senin kalbine indirdiği için, kim Cebrâil´e düşman olursa, |
De ki: «Her kim Cibrîl´e düşman olmuş ise (kahrolsun).» Çünkü Kur´an´ı önündeki kitapları musaddık ve mü´minler için bir hidâyet ve bir beşaret olmak üzere Allah Teâlâ´nın izniyle senin kalbin üzerine indiren, şüphe yok ki O´dur. |
1 / 14 |
Bakara Suresi
98.Ayet |
مَنْ كَانَ عَدُوًّا لِلَّهِ وَمَلَائِكَتِهِ وَرُسُلِهِ وَجِبْرِيلَ وَمِيكَالَ فَإِنَّ اللَّهَ عَدُوٌّ لِلْكَافِرِينَ -98 |
Her kim Allah’a, meleklerine, peygamberlerine, Cebrail’e ve Mîkâil’e düşman olursa bilsin ki, Allah da inkâr edenlerin düşmanıdır. |
her kim Allaha ve Allahın Meleklerine ve Resullerine ve Cibrile ve Mi´kale duşman olur ise bilsin ki Allah kâfirlerin duşmanıdır |
Kim Allah´a, meleklerine, peygamberlerine, Cibril´e ve Mikâil´e düşmansa, (bilsin ki) Allah da herhalde o kâfirlerin düşmanıdır. |
"(Evet) kim Allah´a, meleklerine, elçilere, Cebrâil´e ve Mikâil´e düşman olursa bilsin ki, Allâh da inkâr edenlerin düşmanıdır. |
Her kim Allah Teâlâ´ya ve O´nun meleklerine, peygamberlerine ve Cebraîl ile Mikâîl´e düşman olursa (kâfir olur). Allah Teâlâ da şüphe yok ki, kâfirlerin düşmanıdır. |
1 / 14 |
Bakara Suresi
99.Ayet |
وَلَقَدْ أَنْزَلْنَا إِلَيْكَ آيَاتٍ بَيِّنَاتٍ ۖ وَمَا يَكْفُرُ بِهَا إِلَّا الْفَاسِقُونَ -99 |
Andolsun, biz sana apaçık âyetler indirdik. Bunları ancak fasıklar inkâr eder. |
Şanım hakkı için sana çok açık âyetler: parlak mu´cizeler indirdik öyle ki iman sahasından uzaklaşmış fasıklardan başkası onlara kâfirlik etmez |
(Ey Peygamber!) And olsun ki. Biz sana (dünya nizamını, toplum düzenini sağlayan, hakkı bütün açıklığıyla yansıtan) apaçık âyetler indirdik. Onları ancak yoldan çıkan sapıklar inkâr eder. |
Andolsun, sana apaçık âyetler indirdik, onları yoldan çıkmışlardan başkası inkâr etmez. |
Şan-ı Akdesim hakkı için sana çok açık âyetler indirdik. Onları fâsıklardan başka bir kimse inkâr etmez. |
1 / 14 |
Bakara Suresi
100.Ayet |
أَوَكُلَّمَا عَاهَدُوا عَهْدًا نَبَذَهُ فَرِيقٌ مِنْهُمْ ۚ بَلْ أَكْثَرُهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ -100 |
Onlar ne zaman bir antlaşma yaptılarsa, içlerinden birtakımı o antlaşmayı bozmadı mı? Zaten onların çoğu iman etmez. |
ya o fasıklar hem bunları tanımıyacaklar hem de ne zaman bir ahd üzerine muahede yapsalar her def´asında mutlaka içlerinden bir güruh onu bozup atıverecek öyle mi? hattâ az bir güruh değil ekserisi ahd tanımaz imansızlar |
Onlar (Yahudiler) ne kadar bir ahidde bulundularsa, içlerinden bir kısmı onu bozup (peygamberlerin ve mürşitlerin yüzüne) atmadılar mı ? Zaten onların çoğu (ahde bağlı kalmaz ve) dosdoğru imân etmezler. |
Ne zaman bir ahit (andlaşma) yaptılarsa, onlardan bir grup o ahdi bozup atmadı mı? Zaten çokları inanmazlar. |
Ya her ne zaman bir ahd ile muâhede yapacak olsalar onlardan bir gürûh o ahdi bozup atacak mı? Belki onların ekserisi imân etmezler. |
1 / 14 |
Bakara Suresi
101.Ayet |
وَلَمَّا جَاءَهُمْ رَسُولٌ مِنْ عِنْدِ اللَّهِ مُصَدِّقٌ لِمَا مَعَهُمْ نَبَذَ فَرِيقٌ مِنَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ كِتَابَ اللَّهِ وَرَاءَ ظُهُورِهِمْ كَأَنَّهُمْ لَا يَعْلَمُونَ -101 |
Onlara, Allah katından ellerinde bulunan Kitab’ı (Tevrat’ı) doğrulayıcı bir peygamber gelince, kendilerine kitap verilenlerden bir kısmı, sanki bilmiyorlarmış gibi Allah’ın Kitab’ını (Tevrat’ı) arkalarına attılar. |
hem Allah tarafından onlara beraberlerindekini tasdikleyici bir Peygamber gelince, eski kitab verilenlerden bir kısmı Allahın kitabını, omuzlarının arkasına attılar sanki bilmiyorlarmış gibi de |
Onlara Allah katından yanlarındaki şeyi (Kitab´ı) tasdîk edici bir peygamber gelince, kendilerine kitab verilenlerden bir kısmı, sanki onu bilmiyorlarmış gibi. Allah´ın kitabını arkalarına attılar da. |
Allâh tarafından kendilerine, yanlarında bulunanı doğrulayıcı bir elçi gelince, Kitap verilmiş olanlardan bir grup, Allâh´ın Kitabını sanki bilmiyorlarmış gibi, sırtlarının arkasına attılar. |
Ve onlara Allah Teâlâ tarafından yanlarındaki kitabı musaddık olan bir resûl gelince o kendilerine kitap verilmiş olanlardan bir gürûh sanki bilmiyorlarmış gibi Allah´ın kitabını arkalarına atıverdiler. |
1 / 14 |