SURE AYET NO |
ARAPÇA |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI HAMDI |
CELAL YILDIRIM |
SULEYMAN ATES |
O NASUHI BILMEN |
CÜZ SAYFA |
Al-i İmran Suresi
84.Ayet |
قُلْ آمَنَّا بِاللَّهِ وَمَا أُنْزِلَ عَلَيْنَا وَمَا أُنْزِلَ عَلَىٰ إِبْرَاهِيمَ وَإِسْمَاعِيلَ وَإِسْحَاقَ وَيَعْقُوبَ وَالْأَسْبَاطِ وَمَا أُوتِيَ مُوسَىٰ وَعِيسَىٰ وَالنَّبِيُّونَ مِنْ رَبِّهِمْ لَا نُفَرِّقُ بَيْنَ أَحَدٍ مِنْهُمْ وَنَحْنُ لَهُ مُسْلِمُونَ -84 |
De ki: “Allah’a, bize indirilene (Kur’an’a), İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakub’a ve Yakuboğullarına indirilene, Mûsâ’ya, İsa’ya ve peygamberlere Rablerinden verilene inandık. Onlardan hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz. Biz O’na teslim olanlarız.” |
De ki: biz inandık Allaha iman getirdik: bize indirelene de, İbrahime ve İsmaile ve İshaka ve Ya´kuba ve Esbata indirilene de Musaya ve İsaya ve Nebiyyuna Rablarından verilene de, onlardan birinin arasını ayırmayız ve biz ancak ona boyun eğer müslimleriz |
De ki: Allah´a imân ettik ; bize indirilen (Kur´an)a da ; İbrahim´e. İsmail´e, İshak´a, Yâkub´a ve O´nun evlâdına indirilene de; Rableri katından Musa´ya ve isa´ya, diğer peygamberlere verilenlere de inandık. Onlardan hiç birini diğerinden ayırd etmeyiz. Biz ancak O´na (Allah´a) teslîm olup boyun eğmişizdir. |
De ki: "Allah´a, bize indirilene, İbrâhim´e, İsmâ´il´e, İshak´a, Ya´kûb´a ve sıbtlara (Ya´kûb oğullarından türeyen kabilelere) indirilene; Mûsâ´ya, Îsâ´ya ve peygamberlere Rableri tarafından verilene inandık; onlar arasında bir ayırım yapmayız, biz O´na teslim olanlarız." |
De ki: «Biz Allah Teâlâ´ ya, ve bize indirilene ve İbrahim´e, İsmail´e, İshak´a, Yakub´a ve Esbat´e indirilmiş olana ve Mûsa´ya, İsâ´ya ve nebilere Rableri cânibinden verilmiş olanlara imân ettik, onlardan hiçbirinin arasını ayırmayız. Ve biz ona müslimleriz.» |
3 / 60 |
Al-i İmran Suresi
85.Ayet |
وَمَنْ يَبْتَغِ غَيْرَ الْإِسْلَامِ دِينًا فَلَنْ يُقْبَلَ مِنْهُ وَهُوَ فِي الْآخِرَةِ مِنَ الْخَاسِرِينَ -85 |
Kim İslâm’dan başka bir din ararsa, (bilsin ki o din) ondan kabul edilmeyecek ve o ahirette hüsrana uğrayanlardan olacaktır. |
her kim de İslâmın gayrı bir din ararsa artık ondan ihtimali yok kabul olunmaz ve Ahırette o husran çekenlerden olur |
Kim, İslâm´dan başka bir din arzulayıp ararsa, ondan asla kabul edilmiyecektir. Âhirette de o, zarara uğrayanlardandır. |
Kim İslâm´dan başka bir din ararsa, bilsin ki, (o din) ondan kabul edilmeyecek ve o, âhirette kaybedenlerden olacaktır. |
Ve her kim İslâm´dan başka bir din ararsa elbette ondan kabul edilmez ve o ahirette hüsrâna uğramışlardan olur. |
3 / 60 |
Al-i İmran Suresi
86.Ayet |
كَيْفَ يَهْدِي اللَّهُ قَوْمًا كَفَرُوا بَعْدَ إِيمَانِهِمْ وَشَهِدُوا أَنَّ الرَّسُولَ حَقٌّ وَجَاءَهُمُ الْبَيِّنَاتُ ۚ وَاللَّهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ -86 |
İman ettikten, Peygamberin hak olduğuna şahitlik ettikten ve kendilerine açık deliller geldikten sonra inkâr eden bir toplumu Allah nasıl doğru yola eriştirir? Allah, zalim toplumu doğru yola iletmez. |
nasıl muvaffak eder Allah? bir kavmi ki kendilerine beyyineler gelmiş ve Peygamberin hakk olduğuna şehadet getirmişler iken imanlarının arkasından nankörlük edib küfre sapmışlardır, halbuki Allah zalimler güruhunu muvaffak etmez |
İnandıktan, Peygamberin hak olduğuna şehâdet ettikten ve kendilerine açık belgeler geldikten sonra inkâra sapan bir milleti Allah nasıl doğru yola eriştirir? Allah zâlimleri doğru yola çevirip başarılı kılmaz, (tevbe edip dönüş yapmadıkça doğru yolu bulamazlar). |
İman ettikten, Resul´ün hak olduğunu gördükten ve kendilerine açık deliller geldikten sonra, inkâr eden bir topluma Allâh nasıl yol gösterir? Allâh, zâlim toplumu doğru yola iletmez. |
İmân ettiklerinden ve resûlün hak olduğuna şehâdette bulunduklarından sonra ve kendilerine açık deliller gelmiş olduğu halde kâfir olan bir kavmi Allah Teâlâ nasıl hidâyete erdirir? Halbuki, Allah Teâlâ zalimler gürûhunu hidâyete erdirmez. |
3 / 60 |
Al-i İmran Suresi
87.Ayet |
أُولَٰئِكَ جَزَاؤُهُمْ أَنَّ عَلَيْهِمْ لَعْنَةَ اللَّهِ وَالْمَلَائِكَةِ وَالنَّاسِ أَجْمَعِينَ -87 |
İşte onların cezası; Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların lânetinin üzerlerine olmasıdır. |
onlar, işte onların cezaları: Allahın, Meleklerin, insanların hepsinin la´neti üzerlerindedir |
İşte onların cezası, Allah´ın, meleklerin ve bütün insanların lanetine uğramalarıdır. |
İşte onların cezâsı: Allâh´ın, meleklerin ve bütün insanların la´neti onların üzerinedir! |
İşte onların cezaları, Allah Teâlâ´nın ve meleklerin ve bütün nâsın lâneti muhakkak onların üzerine olmaktır. |
3 / 60 |
Al-i İmran Suresi
88.Ayet |
خَالِدِينَ فِيهَا لَا يُخَفَّفُ عَنْهُمُ الْعَذَابُ وَلَا هُمْ يُنْظَرُونَ -88 |
Onun (lânetin) içinde ebedî kalacaklardır. Onların azabı hafifletilmez, onlara göz açtırılmaz. |
Ebediyyen onun içindedirler, azabları hafifletilmez ve kendilerine mühlet verilmez |
Bu lanet (azabı için)de devamlı kalıcılardır. Ne bu azâb onlardan hafifletilir, ne de (rahmet ile) yüzlerine bakılır. |
O(la´net)in içinde ebedi kalacaklardır. Onlardan azâb hafifletilmeyecek ve onlara asla fırsat verilmeyecektir. |
(Onlar) Bunun içinde ebedîyyen kalıcılardır. Onlardan azab hafifletilmez ve onlara nazar olunmaz. |
3 / 60 |
Al-i İmran Suresi
89.Ayet |
إِلَّا الَّذِينَ تَابُوا مِنْ بَعْدِ ذَٰلِكَ وَأَصْلَحُوا فَإِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَحِيمٌ -89 |
Ancak bundan sonra tövbe edip kendilerini düzeltenler müstesnadır. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. |
Ancak, onun arkasından tevbe edib salâha girenler başka. Çünkü Allah gafurdur, rahîmdir |
Ancak bundan sonra tevbe edip kendini düzeltenler müstesna.. Şüphesiz ki. Allah çok bağışlayan ve çok merhamet edendir. |
Ancak ondan sonra, tevbe edip uslananlar başka. Çünkü Allâh, çok bağışlayan, çok esirgeyendir. |
Ancak o kimseler ki, bundan sonra tevbe ettiler ve ıslahta bulundular, onlar müstesna. Çünkü Allah Teâlâ şüphe yok ki gafûrdur, rahîmdir. |
3 / 60 |
Al-i İmran Suresi
90.Ayet |
إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا بَعْدَ إِيمَانِهِمْ ثُمَّ ازْدَادُوا كُفْرًا لَنْ تُقْبَلَ تَوْبَتُهُمْ وَأُولَٰئِكَ هُمُ الضَّالُّونَ -90 |
Şüphesiz iman ettikten sonra inkâr eden, sonra da inkârda ileri gidenlerin tövbeleri asla kabul edilmeyecektir. İşte onlar sapıkların ta kendileridir. |
elbette imanlarının arkasından küfretmiş sonra da küfürde ileri gitmiş kimselerin tevbeleri kabul olunmak ihtimali yoktur, bunlar hep dalâl içinde kalmış sapıklardır |
Şüphesiz ki, imân ettikten sonra inkâra sapıp sonra da inkârını artıran kimselerin tevbeleri (ümitsizlik ve ölüm ânında) kabul edilmiyecektir. İşte sapıklar bunlardır. |
Onlar ki, inandıktan sonra inkâr ettiler, sonra inkârları arttı; onların tevbeleri kabul edilmeyecektir. Onlar sapıkların tâ kendileridir. |
Muhakkak o kimseler ki, imânlarından sonra kâfir oldular, sonra da küfrü arttırdılar, artık onların tevbeleri elbette kabul olunmayacaktır. İşte sapık olanlar, onlardır. |
3 / 60 |
Al-i İmran Suresi
91.Ayet |
إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا وَمَاتُوا وَهُمْ كُفَّارٌ فَلَنْ يُقْبَلَ مِنْ أَحَدِهِمْ مِلْءُ الْأَرْضِ ذَهَبًا وَلَوِ افْتَدَىٰ بِهِ ۗ أُولَٰئِكَ لَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ وَمَا لَهُمْ مِنْ نَاصِرِينَ -91 |
Şüphesiz inkâr edip kâfir olarak ölenler var ya, dünya dolusu altını fidye verseler bile bu, hiçbirisinden asla kabul edilmeyecektir. Onlar için elem dolu bir azap vardır. Onların hiçbir yardımcıları da yoktur. |
küfretmiş ve kâfir oldukları halde ölüb gitmiş kimseler, her halde bunların her biri kendini kurtarmak için Dünya dolusu altın verecek dahi olsa hiç birinden kabul edilmek ihtimali yoktur, bunların hakkı elîm bir azabdır ve kendilerini kurtaracak da yoktur |
Şüphesiz ki, inkâra sapıp kâfir olarak ölenler —kurtuluş fidyesi olarak— dünya dolusu altın verseler hiç birinden mümkün değil kabul edilmiyecektir. Bunlar için çok acıklı bir azâb vardır ve yardımcıları da yoktur. |
İnkâr edip kâfir olarak ölenler, dünyâ dolusu altın fidye vermiş olsa dahi hiçbirinden kabul edilmeyecektir. Onlar için acı bir azâb vardır ve onların hiçbir yardımcıları yoktur! |
Şüphesiz o kimseler ki, kâfir oldular ve kâfirler oldukları halde öldüler, artık onların hiçbirinden yeryüzü dolusu altın feda edecek olsa elbette kabul edilmeyecektir. İşte onlar için elîm bir azap vardır. Ve onlar için yardımcılardan bir kimse yoktur. |
3 / 60 |