SURE AYET NO |
ARAPÇA |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI HAMDI |
CELAL YILDIRIM |
SULEYMAN ATES |
O NASUHI BILMEN |
CÜZ SAYFA |
Enbiya Suresi
11.Ayet |
وَكَمْ قَصَمْنَا مِنْ قَرْيَةٍ كَانَتْ ظَالِمَةً وَأَنْشَأْنَا بَعْدَهَا قَوْمًا آخَرِينَ -11 |
Biz zulmetmekte olan nice memleketleri kırıp geçirdik ve onlardan sonra başka başka toplumlar meydana getirdik. |
Halbuki biz zulmetmekte olan nice memleket kırdık geçirdik ve arkasından diğerlerini başka bir kavm olarak neşet ettirdik |
Zâlim olan nice kasaba halkını kırıp geçirdik de onlardan sonra başka bir kavim yaratıp oluşturduk. |
(Halkı) zulmeden nice şehri kırıp geçirdik ve onlardan sonra başka bir topluluk getirdik. |
Ve halbuki, biz nice zulmeden beldeyi helâk ettik ve onlardan sonra başka başka birer kavim vücuda getirdik. |
17 / 322 |
Enbiya Suresi
12.Ayet |
فَلَمَّا أَحَسُّوا بَأْسَنَا إِذَا هُمْ مِنْهَا يَرْكُضُونَ -12 |
Onlar azabımızı hissedince, hemen oradan süratle kaçıyorlardı. |
Be´simizi hissettikleri vakit, hemen oradan üzengi depiyorlardı, |
Onlar, yok edici baskınımızı hissedince hemen oradan tabana kuvvet kaçmağa koyuldular. |
Azâbımızı hissettikleri zaman onlar, derhal oradan (kaçmak için hayvanlarını) mahmuzluyorlardı. |
Vaktâ ki, onlar Bizim azabımızı hissettiler. Onlar hemen oralardan süratle kaçınmaya başladılar. |
17 / 322 |
Enbiya Suresi
13.Ayet |
لَا تَرْكُضُوا وَارْجِعُوا إِلَىٰ مَا أُتْرِفْتُمْ فِيهِ وَمَسَاكِنِكُمْ لَعَلَّكُمْ تُسْأَلُونَ -13 |
Onlara, “Kaçmayın, o içinde şımartıldığınız bolluğa ve yurtlarınıza dönün. Çünkü sorulacaksınız” denildi. |
yok, dedik: tepinmeyin, dönün o içinde şımartıldığınız şeylere ve meskenlerinize, ki sorguya çekileceksiniz |
Kaçmayın, refah içinde geçirdiğiniz nimetlere ve konaklarınıza dönünüz; çünkü elbette sorguya çekileceksiniz. |
(Boşuna) Kaçmayın, (bol bol verilip) içinde şımartıldığınız(ni´metler)e ve yurtlarınıza dönün, çünkü sorguya çekileceksiniz! |
«Kaçmayınız ve içinde mütenaim olduğunuz yere ve meskenlerinize geri dönünüz. Umulur ki siz, sual olunacaksınız.» |
17 / 322 |
Enbiya Suresi
14.Ayet |
قَالُوا يَا وَيْلَنَا إِنَّا كُنَّا ظَالِمِينَ -14 |
“Eyvah bizlere! Bizler gerçekten zalim kimseler idik” dediler. |
Vay bizlere: bizler cidden zalimler idik dediler |
(Kaçmakla kurtulamıyacaklarını anlayınca), vay yazık oldu bize! Doğrusu biz zâlimler idik, dediler. |
"Eyvah bize, dediler, gerçekten biz zâlimlermişiz!" |
Dediler ki: «Vay halimize! Muhakkak ki, biz zalimler olmuş idik.» |
17 / 322 |
Enbiya Suresi
15.Ayet |
فَمَا زَالَتْ تِلْكَ دَعْوَاهُمْ حَتَّىٰ جَعَلْنَاهُمْ حَصِيدًا خَامِدِينَ -15 |
Biz onları biçilmiş ekin, sönmüş ateş gibi yapıncaya kadar bu feryatları devam etti. |
Artık bütün davaları bu oldu kaldı, nihayet onları öyle yapdık ki biçildiler, söndüler |
Onların biçilmiş ot, sönüp bir yığın kül haline gelinceye kadar hayıflanıp söylenmeleri böyle oldu. |
Bu mırıldanmaları sürüp giderken biz onları, biçilmiş (ekin gibi) yaptık, sönüp gittiler. |
Artık onların bütün çağırmaları, bundan başka olmadı. Tâ ki onları biçilmiş, sönmüş kimseler kıldık. |
17 / 322 |
Enbiya Suresi
16.Ayet |
وَمَا خَلَقْنَا السَّمَاءَ وَالْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا لَاعِبِينَ -16 |
Biz yeri, göğü ve arasındakileri oyun olsun diye yaratmadık. |
Biz o Göğü ve Yeri oyunculuk etmek üzere yaratmadık |
Biz, göğü, yeri ve ikisi arasındaki şeyleri oyuncak olarak yaratmadık. |
Biz göğü, yeri ve bunlar arasında bulunanları, eğlence için yaratmadık. |
Ve göğü ve yeri ve bunların aralarında olanları, oyuncular olarak yaratmadık. |
17 / 322 |
Enbiya Suresi
17.Ayet |
لَوْ أَرَدْنَا أَنْ نَتَّخِذَ لَهْوًا لَاتَّخَذْنَاهُ مِنْ لَدُنَّا إِنْ كُنَّا فَاعِلِينَ -17 |
Eğer bir eğlence edinmek isteseydik, onu kendi katımızdan edinirdik. Yapacak olsaydık böyle yapardık. |
Eğer bir eğlence ittihaz etmiş olsa idik onu kendi ledünnümüzden ittihaz ederdik, yapacak olsa idik öyle yapardık |
Eğer biz oyun eğlence edinmeyi dileseydik, elbette onu kendi katımızda (kudretimizin yüceliğine uygun anlamda) edinirdik. Ama biz böyle (gereksiz şeyleri) yapanlar da (hiç bir zaman) olmadık. |
Eğer bir eğlence edinmek isteseydik, kendi katımızdan edinirdik. Yapacak olsaydık, böyle yapardık. |
Eğer Biz bir eğlence edinmek istese idik elbette onu kendi tarafımızdan edinirdik, eğer yapacak olsa idik. |
17 / 322 |
Enbiya Suresi
18.Ayet |
بَلْ نَقْذِفُ بِالْحَقِّ عَلَى الْبَاطِلِ فَيَدْمَغُهُ فَإِذَا هُوَ زَاهِقٌ ۚ وَلَكُمُ الْوَيْلُ مِمَّا تَصِفُونَ -18 |
Hayır, biz hakkı batılın üzerine atarız da beynini parçalar. Bir de bakarsın yok olup gitmiş. Allah’a karşı yakıştırdığınız nitelemelerden ötürü yazıklar olsun size! |
Hayır biz hakkı bâtılın tepesine fırlatırız da beynini parçalar, bir de bakarsın o anda mahvolmuştur, vay sizlere de o ettiğiniz vasıflardan |
Hayır, biz hakkı bâtılın üzerine fırlatırız da onun beynini parçalar; bir de bakarsın ki bâtıl yok oluvermiştir. (Allah´a yakıştırmaya çalıştıkları) vasıflardan dolayı çok, hem çok yazıklar olsun size! |
Hayır, biz hakkı bâtılın üstüne atarız da o onun beynini parçalar, derhal (bâtılın) canı çıkar. Allah´a yakıştırdığınız niteliklerden ötürü de vay siz(in haliniz)e! |
Hayır. Biz hakkı bâtılın üzerine atarız da onu parçalar da derhal yok olup gitmiş bulunur ve şiddetli azap olsun size, o tavsif ettiğiniz şeylerden dolayı. |
17 / 322 |
Enbiya Suresi
19.Ayet |
وَلَهُ مَنْ فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ۚ وَمَنْ عِنْدَهُ لَا يَسْتَكْبِرُونَ عَنْ عِبَادَتِهِ وَلَا يَسْتَحْسِرُونَ -19 |
Göklerde ve yerde kim varsa hep O’nundur. O’nun katındakiler, ne O’na ibadetten çekinir (ve büyüklenir) ne de yorgunluk (ve bıkkınlık) duyarlar. |
Halbuki Göklerde Yerde kim varsa onundur, ve onun huzurundakiler ona ibâdetten ne çekinirler ne de yorgunluk duyarlar |
Göklerde ve yerde bulunan her şey O´nundur. O´nun huzurunda bulunanlar O´na ibâdet etmeyi (bir hafiflik sayıp) büyüklük taslamazlar ve bıkkınlık da duymazlar. |
Göklerde ve yerde kim varsa hep O´nundur. O´nun yanında bulunanlar, O´na kulluk etmekten büyüklenmez ve yorulmazlar. |
Ve göklerde ve yerde kim varsa O´nun içindir ve O´nun huzurundakiler, O´na ibadette bulunmaktan asla kibirlenmezler ve yorgunluk da duymazlar. |
17 / 322 |
Enbiya Suresi
20.Ayet |
يُسَبِّحُونَ اللَّيْلَ وَالنَّهَارَ لَا يَفْتُرُونَ -20 |
Hiç ara vermeksizin gece gündüz tespih ederler. |
Gece gündüz ona tesbih ederler, fütur getirmezler |
Gece gündüz durmadan, dinlenmeden tesbîh ederler. |
Gece gündüz tesbih ederler, hiç ara vermezler. |
Gece ve gündüz tesbihte bulunurlar. Asla fütur getirmezler. |
17 / 322 |
Enbiya Suresi
21.Ayet |
أَمِ اتَّخَذُوا آلِهَةً مِنَ الْأَرْضِ هُمْ يُنْشِرُونَ -21 |
Yoksa yerden, ölüleri diriltebilecek birtakım ilâhlar mı edindiler? |
Yoksa bir takım ilâhlar edindiler de Arzdan neşri onlar mı yapacaklar? |
Yoksa yeryüzünde bir takım ilâhlar edindiler de onlar mı ölüleri diriltip kaldıracaklar? |
Yoksa (o müşrikler), yerden birtakım tanrılar edindiler de (ölüleri) onlar mı diriltecek? |
Yoksa onlar yerden birtakım tanrılar mı edindiler ki, onlar ölüleri dirilteceklerdir. |
17 / 322 |
Enbiya Suresi
22.Ayet |
لَوْ كَانَ فِيهِمَا آلِهَةٌ إِلَّا اللَّهُ لَفَسَدَتَا ۚ فَسُبْحَانَ اللَّهِ رَبِّ الْعَرْشِ عَمَّا يَصِفُونَ -22 |
Eğer yerde ve gökte Allah’tan başka ilâhlar olsaydı, kesinlikle ikisinin de düzeni bozulurdu. Demek ki, Arş’ın Rabbi Allah, onların nitelemelerinden uzaktır, yücedir. |
Yerde Gökte Allahtan başka ilâhlar olsa idi ikisi de fâsid olmuş gitmişti, rabbın o arşın rabbı Allah münezzeh sübhandır onların isnad ettikleri vasıflardan |
Eğer gökte ve yerde Allah´tan başka ilâhlar olsaydı gökle yerin düzeni bozulup altüst olurdu. Arş´ın Rabbı olan Allah onların vasıflandırdıkları şeylerden münezzehtir. |
Eğer yerde, gökte Allah´tan başka tanrılar olsaydı, ikisi de (yer de, gök de) bozulup gitmişti. Arş´ın sâhibi Allâh, onların nitelendirmelerinden yüce(münezzeh)dir. |
Eğer o ikisinde (gökler ile yerde) Allah´tan başka ilâhlar olsa idi elbette ikisi de fesada uğramış olurdu. Binaenaleyh Arş´ın rabbi olan Allah Teâlâ, onların vasfettikleri şeylerden münezzehtir. |
17 / 322 |
Enbiya Suresi
23.Ayet |
لَا يُسْأَلُ عَمَّا يَفْعَلُ وَهُمْ يُسْأَلُونَ -23 |
O, yaptığından dolayı sorgulanamaz fakat onlar sorgulanırlar. |
O yaptığından mes´ul olmaz onlar ise mes´uldürler |
O, yaptığından sorulmaz; onlar ise (yaptıklarından) sorulurlar. |
O, yaptığından sorulmaz, ama onlar, sorulurlar. |
Allah Teâlâ yapacağından sual olunmaz. Onlar ise sual olunur. |
17 / 322 |
Enbiya Suresi
24.Ayet |
أَمِ اتَّخَذُوا مِنْ دُونِهِ آلِهَةً ۖ قُلْ هَاتُوا بُرْهَانَكُمْ ۖ هَٰذَا ذِكْرُ مَنْ مَعِيَ وَذِكْرُ مَنْ قَبْلِي ۗ بَلْ أَكْثَرُهُمْ لَا يَعْلَمُونَ الْحَقَّ ۖ فَهُمْ مُعْرِضُونَ -24 |
Yoksa ondan başka ilâhlar mı edindiler? De ki: “Haydi getirin delilinizi! İşte benimle beraber olanların kitabı ve işte benden öncekilerin kitabı (Hiçbirinde birden fazla ilâh olduğuna dair hiçbir delil yok). Şüphesiz çokları hakkı bilmezler de bu sebeple yüz çevirirler.” |
Yoksa ondan başka ilâhlar mı edindiler? De ki: haydi getirin bürhanınızı, işte benimle beraber olanların zikri ve benden evvelkilerin zikri, fakat çokları hakkı bilmezler de onun için ı´raz ederler |
Yoksa Allah´tan başka ilâhlar mı edindiler? De ki : Haydi getirin kesin hüccetlerinizi! İşte (bu Kur´ân) benimle beraber olanların zikri ve benden öncekilerin zikridir! Hayır, onların çoğu hakkı bilmezler de o sebeple yüzçevirirler. |
Yoksa O´ndan başka tanrılar mı edindiler? De ki: "(Bu hususta kesin) delilinizi getirin. İşte benimle beraber olanların da öğütü ve benden öncekilerin de öğütü budur." Ama çokları hakkı bilmezler, bundan dolayı onlar, (haktan) yüz çevirirler. |
Yoksa O´ndan başka ilâhlar mı edindiler? De ki: «Delillerinizi getiriniz. İşte bu benimle beraber olanların kitabı ve benden evvelkilerin kitabı.» Hayır. Onların çoğu hakkı bilmezler de onun için onlar yüz döndürücülerdir. |
17 / 322 |