SURE AYET NO |
ARAPÇA |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI HAMDI |
CELAL YILDIRIM |
SULEYMAN ATES |
O NASUHI BILMEN |
CÜZ SAYFA |
Rum Suresi
51.Ayet |
وَلَئِنْ أَرْسَلْنَا رِيحًا فَرَأَوْهُ مُصْفَرًّا لَظَلُّوا مِنْ بَعْدِهِ يَكْفُرُونَ -51 |
Andolsun, eğer (ekinlerine zararlı) bir rüzgâr göndersek de o ekini sararmış görseler, ardından mutlaka nankörlük etmeye başlarlar. |
Celâlim hakkı için bir rüzgâr göndersek de onu (o eseri) sararmış görseler mutlak onun arkasından küfrana başlarlar |
(Sıcak kavurucu) bir rüzgâr göndersek de (bitkileri) sararmış görseler, hemen arkasından nankörlüğe başlarlar. |
Andolsun bir rüzgâr, göndersek de o (eki)ni sararmış görseler, ondan sonra nankörlük etmeğe başlarlar. |
Andolsun eğer bir rüzgar göndersek de onu o rüzgar ile ekinleri sararmış (solmuş) görseler, elbette ki onun ardından nankörlüğe başlarlar. |
21 / 409 |
Rum Suresi
52.Ayet |
فَإِنَّكَ لَا تُسْمِعُ الْمَوْتَىٰ وَلَا تُسْمِعُ الصُّمَّ الدُّعَاءَ إِذَا وَلَّوْا مُدْبِرِينَ -52 |
Şüphesiz, sen ölülere işittiremezsin. Dönüp gittikleri zaman çağrıyı sağırlara da işittiremezsin. |
Çünkü sen ölülere işittiremezsin, o da´veti sağırlara da işittiremezsin, arkalarını dönmüş giderlerken |
Çünkü gerçekten sen ölülere işittiremezsin; arkasını çevirip giden sağırlara da daveti duyuramazsın. |
Sen de ölülere söz dinletemezsin; arkalarını dönüp giden sağırlara çağrıyı işittiremezsin. |
Çünkü sen o dâveti ölülere duyuramazsın ve arkalarına dönüp giderlerken sağırlara da duyuramazsın. |
21 / 409 |
Rum Suresi
53.Ayet |
وَمَا أَنْتَ بِهَادِ الْعُمْيِ عَنْ ضَلَالَتِهِمْ ۖ إِنْ تُسْمِعُ إِلَّا مَنْ يُؤْمِنُ بِآيَاتِنَا فَهُمْ مُسْلِمُونَ -53 |
Sen, körleri sapkınlıklarından çıkarıp doğru yola iletemezsin. Sen, çağrını ancak âyetlerimize inanıp müslüman olan kimselere işittirebilirsin. |
Körlerin de şaşkınlıklarından yol göstericisi değilsin, ancak âyetlerimize iyman edeceklere işittirirsin de onlar islâma gelir, selâmeti bulurlar |
Ve sen, körleri sapıklıktan doğru yola çevirecek de değilsin. Sen ancak âyetlerimize inananlara duyurabilirsin ki onlar Müslümanlar (Hakk´a dosdoğru teslimiyet gösterenleridir,. |
Ve sen, körleri de sapıklıklarından çıkarıp yola getiremezsin. Sen ancak, âyetlerimize inananlara işittirirsin de onlar müslüman olurlar. |
Ve sen körleri de sapıklıklarından (kurtarıp) doğru yola iletici değilsin. Sen ancak âyetlerimize imân edenlere dinletebilirsin. İşte müslüman olanlar onlardır. |
21 / 409 |
Rum Suresi
54.Ayet |
اللَّهُ الَّذِي خَلَقَكُمْ مِنْ ضَعْفٍ ثُمَّ جَعَلَ مِنْ بَعْدِ ضَعْفٍ قُوَّةً ثُمَّ جَعَلَ مِنْ بَعْدِ قُوَّةٍ ضَعْفًا وَشَيْبَةً ۚ يَخْلُقُ مَا يَشَاءُ ۖ وَهُوَ الْعَلِيمُ الْقَدِيرُ -54 |
Allah, sizi güçsüz olarak yaratan, sonra güçsüzlüğün ardından bir güç veren, sonra gücün ardından bir güçsüzlük ve yaşlılık verendir. O, dilediğini yaratır. O, hakkıyla bilendir, hakkıyla kudret sahibidir. |
Allah, o kadir ki sizi bir za´ftan yaratmakta, sonra za´fın arkasından bir kuvvet yapmakta, sonra da kuvvetin arkasından bir za´f ve bir saç aklığı yapmakta, neyi dilerse halk ediyor, o öyle alîm, öyle kadîr |
Allah´dır ki. sizi oldukça güçsüz (bir madde)derî yarattı. Güçsüzlükten sonra güç verdi, sonra da güçlülüğün arkasından güçsüz kılıp saç aklığı meydana getirdi. O, dilediğini yaratır; O, bilendir, kudret sahibidir. |
Allah´tır ki sizi zayıflıktan yarattı. Sonra zayıflığın ardından (size) bir kuvvet verdi. Sonra kuvvetin ardından da zayıflık ve ihtiyarlık verdi. Allâh, dilediğini yaratır, O, bilendir, gücü yetendir. |
Allah, o (Hâlık-ı Azîm)dir ki, sizi bir zayıf şeyden yarattı, sonra zayıflık ardından bir kuvvet verdi, sonra da kuvvetin ardından zayıflık ve ihtiyarlık vücuda getirdi. Dilediğini yaratır ve O, öyle alîmdir, kâdirdir. |
21 / 409 |
Rum Suresi
55.Ayet |
وَيَوْمَ تَقُومُ السَّاعَةُ يُقْسِمُ الْمُجْرِمُونَ مَا لَبِثُوا غَيْرَ سَاعَةٍ ۚ كَذَٰلِكَ كَانُوا يُؤْفَكُونَ -55 |
Kıyametin kopacağı gün suçlular, (dünyada) bir andan fazla kalmadıklarına yemin ederler. Onlar (dünyada haktan) işte böyle döndürülüyorlardı. |
O gün ki saat gelir Kıyamet kopar, mücrimler, bir saatten fazla durmadıklarına yemîn ederler evvel de böyle çeviriliyorlardı |
(Beklenen) Kıyamet saati gelip gerçekleşeceği gün, suçlu günahkârlar (Dünya´da veya kabirde) bir saatten fazla kalmadıklarına yemin ederler. Onlar (Dünya´da da) hep böyle (haktan gerçekten) çevriliyorlardı. |
(Duruşma) Sâ´at(i) başladığı gün, suçlular, (dünyâda veya Berzahta) bir sâ´atten fazla kalmadıklarına yemin ederler. İşte onlar, (dünyâda da haktan) böyle çevriliyorlardı. |
Ve o gün ki, Kıyamet kopar; günahkârlar (dünyada) bir saatten başka kalmadıklarına yemin ederler. İşte onlar (doğru sözden) böylece çevrilir kimseler olmuşlardı. |
21 / 409 |
Rum Suresi
56.Ayet |
وَقَالَ الَّذِينَ أُوتُوا الْعِلْمَ وَالْإِيمَانَ لَقَدْ لَبِثْتُمْ فِي كِتَابِ اللَّهِ إِلَىٰ يَوْمِ الْبَعْثِ ۖ فَهَٰذَا يَوْمُ الْبَعْثِ وَلَٰكِنَّكُمْ كُنْتُمْ لَا تَعْلَمُونَ -56 |
Kendilerine ilim ve iman verilmiş olanlar ise onlara şöyle diyeceklerdir: “Andolsun, siz, Allah’ın yazısına göre, yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu yeniden dirilme günüdür. Fakat siz bilmiyordunuz.” |
Kendilerine ılm-ü iyman verilenler de demektedir ki alimallah, Allahın kitabınca ba´s gününe kadar durdunuz. İşte bu, ba´s günü velâkin siz bilmezler güruhu idiniz |
Kendilerine ilim ve imân verilenler ise şöyle derler: «And olsun ki siz Allah´ın Kitab´ında (yazıldığı gibi) yeniden dirilip kalkacağınız güne kadar (orada) kaldınız. İşte yeniden dirilip kalkma günü bugündür. Ama siz (bunu bir türlü) bilip anlayamadınız.» |
Kendilerine bilgi ve iman verilenler dediler ki: "Andolsun siz, Allâh´ın yazgısınca tâ yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu da dirilme günüdür. Fakat siz bilmiyordunuz. |
Kendilerine ilim ve imân verilmiş olanlar da dediler ki: «Andolsun Allah´ın kitabında (yazılmış olan) ba´s gününe kadar durdunuz. İşte bu, ba´s günüdür velâkin siz bilmez kimseler oldunuz.» |
21 / 409 |
Rum Suresi
57.Ayet |
فَيَوْمَئِذٍ لَا يَنْفَعُ الَّذِينَ ظَلَمُوا مَعْذِرَتُهُمْ وَلَا هُمْ يُسْتَعْتَبُونَ -57 |
O gün zulmedenlere mazeretleri fayda sağlamaz, Allah’ı razı edecek amelleri işleme istekleri de kabul edilmez. |
Artık o gün o zulmedenlere ma´ziretleri faide vermez ve dertlerinin çaresine bakılmaz |
Zulmedenlerin, o gün özür beyân etmeleri kendilerine fayda vermez ve onlardan Allah´ı (razı edecekleri) bir amel ve davranış da istenmez. |
Artık zulmetmiş olanlara o gün, ne mazeretleri fayda verir ve ne de onlardan rızâ taleb etmeleri istenir. |
Zulmetmiş olanlara o günde özür dilemeleri kendilerine faide vermez ve onlardan rızayı câlip bir şey de istenmeyecektir. |
21 / 409 |
Rum Suresi
58.Ayet |
وَلَقَدْ ضَرَبْنَا لِلنَّاسِ فِي هَٰذَا الْقُرْآنِ مِنْ كُلِّ مَثَلٍ ۚ وَلَئِنْ جِئْتَهُمْ بِآيَةٍ لَيَقُولَنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا إِنْ أَنْتُمْ إِلَّا مُبْطِلُونَ -58 |
Andolsun, biz bu Kur’an’da insanlara her türlü misali verdik. Andolsun, eğer sen onlara bir âyet getirsen, inkâr edenler mutlaka, “Siz ancak asılsız şeyler uyduranlarsınız” derler. |
Celâlim hakkı için bu Kur´anda her türlü meselden temsil getirdik, yemîn ederim ki sen onlara başka bir âyet de getirsen o küfredenler yine diyecekler ki: siz her halde mubtılsiniz |
Şanıma yemin olsun ki, biz bu Kur´ân´da insanlar için her çeşit misâlden getirdik. And olsun ki sen onlara başka bir âyet (açık belge ya da mu´cize) de getirsen, şüphen olmasın ki o küfredenler, «siz ancak bâtılla (boş anlamsız gerçek dışı şeyhi uğraşanlarsınız» diyecekler. |
Andolsun biz bu Kur´ân´da insanlara her çeşit misali getirip anlattık. Onlara bir âyet getirdiğin zaman inkâr edenler: "Siz (geleneklerimizi) iptal edenlerden başka bir şey değilsiniz." derler. |
Andolsun ki, bu Kur´an´da insanlar için herbir meselden irâd ettik. Ve muhakkak ki, onlara herhangi bir âyet getirecek olsan elbette kâfir olanlar diyeceklerdir ki, siz mubtil kimselerden başka değilsiniz. |
21 / 409 |
Rum Suresi
59.Ayet |
كَذَٰلِكَ يَطْبَعُ اللَّهُ عَلَىٰ قُلُوبِ الَّذِينَ لَا يَعْلَمُونَ -59 |
Allah, bilmeyenlerin kalplerini işte böyle mühürler. |
Ilmin kadrini bilmiyenlerin kalblerini Allah, öyle tab´eder |
İşte kendilerini bilgisizlik içinde bırakanların kalblerini Allah böylece mühürler. |
İşte Allâh, bilmeyenlerin kalblerini böyle mühürler. |
İşte bilmeyenlerin kalplerini Allah Teâlâ öylece mühürler. |
21 / 409 |
Rum Suresi
60.Ayet |
فَاصْبِرْ إِنَّ وَعْدَ اللَّهِ حَقٌّ ۖ وَلَا يَسْتَخِفَّنَّكَ الَّذِينَ لَا يُوقِنُونَ -60 |
Sabret. Şüphesiz, Allah’ın va’di gerçektir. Kesin imana sahip olmayanlar sakın seni gevşekliğe (ve tedirginliğe) sürüklemesinler. |
Şimdi sen sabret, çünkü Allahın va´di muhakkak haktır ve sakın iykanı olmıyanlar seni hafifliğe sevk etmesinler |
(Ey Peygamber!) Sabret; Allah´ın va´di haktır (mutlaka yerine gelecektir). Kesin kesin İnanmayanlar seni hafife itmesinler. |
Sabret, Allâh´ın va´di haktır (o mutlaka yerine gelecektir). İnanmayanlar seni telâşa düşürmesin. |
Sen sabret. Şüphe yok ki, Allah´ın vaadi haktır ve kat´i sûrette imânı olmayanlar, seni hafif görecek olmasınlar. |
21 / 409 |