SURE AYET NO |
ARAPÇA |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI HAMDI |
CELAL YILDIRIM |
SULEYMAN ATES |
O NASUHI BILMEN |
CÜZ SAYFA |
Nahl Suresi
73.Ayet |
وَيَعْبُدُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ مَا لَا يَمْلِكُ لَهُمْ رِزْقًا مِنَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ شَيْئًا وَلَا يَسْتَطِيعُونَ -73 |
Allah’ı bırakıp da, kendilerine göklerden ve yerden hiçbir rızık sağlayamayan ve buna gücü de yetmeyen şeylere tapıyorlar. |
Allahı bırakıp da kendilerine Göklerden ve Yerden zerrece bir rızka malik olmıyan ve olmak ıhtimali bulunmıyan şeylere tapıyorlar |
Allah´ı bırakıp da kendilerine göklerden ve yerden hiçbir rızık (çıkarıp vermeye) sahip olamıyanlara, buna güc getiremiyenlere mi tapıyorlar ?! |
Allah´tan başka, göklerden ve yerden kendileri için hiçbir rızık veremeyecek ve bunu asla yapamayacak olan şeylere mi tapıyorlar? |
Ve Allah´ın gayrı olup kendileri için ne göklerden ve ne de yerden birer rızka mâlik olmayan ve güçleri dahi yetmeyen şeylere ibadet ederler. |
14 / 274 |
Nahl Suresi
74.Ayet |
فَلَا تَضْرِبُوا لِلَّهِ الْأَمْثَالَ ۚ إِنَّ اللَّهَ يَعْلَمُ وَأَنْتُمْ لَا تَعْلَمُونَ -74 |
Artık Allah’a (şanına uymayan) benzetmeler yapmaya kalkmayın. Çünkü Allah bilir, siz bilmezsiniz. |
Artık Allaha temsiller yapmağa kalkmayın, çünkü Allah bilir siz bilmezsiniz |
O halde artık Allah´a misâller (=benzerler, örnekler) koşmayın. Şüphesiz ki Allah bilir, siz bilmezsiniz. |
Allah´a meseller vermeğe (benzetmeler yapmağa) kalkmayın! Çünkü Allâh (benzetme yapmayı) bilir, siz ise bilmezsiniz! |
Artık Allah için nazirler kılmayınız. Şüphe yok ki Allah Teâlâ bilir, halbuki, siz bilmezsiniz. |
14 / 274 |
Nahl Suresi
75.Ayet |
ضَرَبَ اللَّهُ مَثَلًا عَبْدًا مَمْلُوكًا لَا يَقْدِرُ عَلَىٰ شَيْءٍ وَمَنْ رَزَقْنَاهُ مِنَّا رِزْقًا حَسَنًا فَهُوَ يُنْفِقُ مِنْهُ سِرًّا وَجَهْرًا ۖ هَلْ يَسْتَوُونَ ۚ الْحَمْدُ لِلَّهِ ۚ بَلْ أَكْثَرُهُمْ لَا يَعْلَمُونَ -75 |
Allah, hiçbir şeye gücü yetmeyen ve başkasının malı olan bir köle ile, kendisine verdiğimiz güzel rızıktan gizli ve açık olarak Allah yolunda harcayan kimseyi misal verir. Bunlar hiç eşit olur mu? Hamd Allah’a mahsustur, fakat onların çoğu bilmezler. |
Allah şunu temsil getirdi: bir abdi memlûk, hiç bir şey´e kudreti yok, bir de o zat ki kendisine tarafımızdan güzel bir rızık nasîb etmişiz de o ondan gizli, açık infak edip duruyor, hiç bunlar müsavi olurlar mı? Bütün hamd Allahındır amma çokları bilmezler |
Allah hiçbir şeye gücü yetmiyen bir köle ile, kendisini tarafımızdan güzel bir rızıkla rızıklandırıp, ondan gizli ve açık (Allah için) harcayan (hür) kimseyi misâl verir; bunlar hiç eşit olur mu ? Allah´a hamd olsun. Ne var ki (insanların) çoğu bilmezler. |
Allâh, hiçbir şeye gücü yetmeyen ve başkasının malı olan bir köle ile; kendisine güzel rızık verdiğimiz, o rızıktan gizli ve açık harcayan kimseyi misal olarak anlattı. Hiç bunlar bir olurlar mı? Hamd Allah´a mahsustur, fakat çokları bilmezler. |
Allah Teâlâ bir mesel irad etti: «Bir memluk kul ki, hiçbir şey üzerinde kâdir değil ve bir kimse ki, onu tarafımızdan güzel bir rızk ile merzûk etmişizdir de o ondan gizli ve aleni olarak infak etmektedir. Ya hiç bunlar müsavî olurlar mı?» Hamd Allah´a mahsustur fakat onların çokları bilmezler. |
14 / 274 |
Nahl Suresi
76.Ayet |
وَضَرَبَ اللَّهُ مَثَلًا رَجُلَيْنِ أَحَدُهُمَا أَبْكَمُ لَا يَقْدِرُ عَلَىٰ شَيْءٍ وَهُوَ كَلٌّ عَلَىٰ مَوْلَاهُ أَيْنَمَا يُوَجِّهْهُ لَا يَأْتِ بِخَيْرٍ ۖ هَلْ يَسْتَوِي هُوَ وَمَنْ يَأْمُرُ بِالْعَدْلِ ۙ وَهُوَ عَلَىٰ صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ -76 |
Allah, (şöyle) iki adamı da misal verdi: Onlardan biri dilsizdir, hiçbir şeye gücü yetmez, efendisine sadece bir yüktür. Nereye gönderse olumlu bir sonuç alamaz. Bu, adaletle emreden ve doğru yol üzere olan kimse ile eşit olur mu? |
Allah şunu da bir temsil getirdi: iki kişi birisi dilsiz, hiç bir şeye kudreti yok, efendisine sade bir ağırlık, ne tarafa gönderilse hiç bir hayre yaramaz, hiç bu, adâletle âmir olan ve doğru bir yolda giden kimseye müsavi olabilir mi? |
Allah yine, iki adamı misâl veriyor : Biri dilsizdir, hiçbir şeye gücü yetmez, efendisine ağırlık veren bir yüktür; nereye yöneltip gönderse, hiç de hayır ile gelmez ; bununla, adaletle emreden ve dosdoğru yol üzerinde bulunan kimse hiç eşit olurlar mı ? |
Ve Allâh şu iki adamı da misal olarak anlattı: Birisi dilsizdir, hiçbir şey yapamaz, efendisinin üzerine bir yüktür. (Efendisi) onu nereye gönderse bir hayır getirmez (bir iş beceremez). Şimdi bu (adam), doğru yolda giderek adâleti emreden kimse gibi olur mu? |
Ve Allah Teâlâ iki kişiyi de mesel getirmiştir. Onlardan biri dilsizdir, hiçbir şeye kâdir olamaz ve o, efendisi üzerine bir yüktür, onu nereye gönderse bir hayır ile gelemez. Hiç bu, adâletle emreden ve kendisi doğru bir yol üzerinde bulunan kimseye müsavî olabilir mi? |
14 / 274 |
Nahl Suresi
77.Ayet |
وَلِلَّهِ غَيْبُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ۚ وَمَا أَمْرُ السَّاعَةِ إِلَّا كَلَمْحِ الْبَصَرِ أَوْ هُوَ أَقْرَبُ ۚ إِنَّ اللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ -77 |
Göklerin ve yerin gaybı Allah’a aittir. Kıyamet’in kopması, bir göz kırpması gibi veya daha az bir zamandır. Şüphesiz Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir. |
Bütün Semavât-ü Arzın gaybını bilmek de Allaha mahsus, saat emri ise sâde lemhi basar gibi yâhud daha yakındır, şüphe yok ki Allah her şey´e kadir |
Göklerin ve yerin gayb ( = gizli, gözle görülmeyenini (bilmek) Allah´a mahsustur. Kıyâmet´in kopuşu bir göz kırpma gibidir veya ondan da yakın (ve süratlidir). Şüphesiz ki Allah´ın kudreti her şeye yeter. |
Göklerin ve yerin gaybı Allah´a aittir. O sâ´atin işi, bir göz açıp yumma gibi, yahut daha yakın(kısa)dır. Şüphesiz Allâh, her şeye gücü yetendir. |
Ve göklerin ve yerin gaybı, (onları bilmek) Allah´a mahsustur. Kıyametin işi ise başka değil, ancak göz kırpıp açacak kadardır veya ondan daha yakındır. Şüphe yok ki, Allah Teâlâ her şeye kâdirdir. |
14 / 274 |
Nahl Suresi
78.Ayet |
وَاللَّهُ أَخْرَجَكُمْ مِنْ بُطُونِ أُمَّهَاتِكُمْ لَا تَعْلَمُونَ شَيْئًا وَجَعَلَ لَكُمُ السَّمْعَ وَالْأَبْصَارَ وَالْأَفْئِدَةَ ۙ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ -78 |
Allah, sizi analarınızın karnından, siz hiçbir şey bilmez durumda iken çıkardı. Şükredesiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler verdi. |
Ve Allah sizi analarınızın karınlarından öyle bir halde çıkardı ki hiç bir şey bilmiyordunuz, öyle iken size, işitme, gözler, gönüller verdi ki şükredesiniz |
Allah sizi analarınızın karnından, sizi hiçbir şey bilmez iken çıkardı ; şükredersiniz diye size işitme, gözler, gönüller verdi. |
Allâh sizi, (hiçbir şey bilmediğiniz durumda) annelerinizin karınlarından çıkardı, size işitme (duyusu), gözler ve gönüller verdi ki şükredesiniz. |
Ve Allah sizi analarınızın karınlarından hiçbir şey bilmez olduğunuz halde çıkardı. Ve size teşekkür edesiniz diye kulaklar, gözler ve kalpler verdi. |
14 / 274 |
Nahl Suresi
79.Ayet |
أَلَمْ يَرَوْا إِلَى الطَّيْرِ مُسَخَّرَاتٍ فِي جَوِّ السَّمَاءِ مَا يُمْسِكُهُنَّ إِلَّا اللَّهُ ۗ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَآيَاتٍ لِقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ -79 |
Gökyüzünde Allah’ın emrine boyun eğerek uçan kuşları görmüyorlar mı? Onları gökte ancak Allah tutar. Şüphesiz bunda inanan bir toplum için ibretler vardır. |
Görmediler mi baksalar a kuşlara cevvi Semâda müsahharlar iken onları Allahdan başka tutan nedir? Elbette bunda iyman edecek bir kavm için çok âyetler var |
Gök boşluğunda (ilâhî hilkat sünnetine) boyun eğerek uçan kuşlara bakmıyorlar mı ? Onları ancak Allah tutar. Doğrusu bunda imân eden bir millet için dersler, öğütler, ibretler ve belgeler vardır. |
Göğün boşluğunda, O´nun emrine boyun eğdirilmiş olan kuşlara bakmadılar mı? Onları Allah´tan başka tutan yoktur. Şüphesiz bunda inanan bir kavim için âyetler (Allâh´ın büyüklüğüne işâretler) vardır. |
Görmediler mi, gök ile yer arasında musahhar olan kuşları? Onları Allah´tan başkası tutmuyor. Şüphe yok ki bunda imân edenler olan bir kavim için elbette ibretler vardır. |
14 / 274 |