SURE AYET NO |
ARAPÇA |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI HAMDI |
CELAL YILDIRIM |
SULEYMAN ATES |
O NASUHI BILMEN |
CÜZ SAYFA |
Yusuf Suresi
5.Ayet |
قَالَ يَا بُنَيَّ لَا تَقْصُصْ رُؤْيَاكَ عَلَىٰ إِخْوَتِكَ فَيَكِيدُوا لَكَ كَيْدًا ۖ إِنَّ الشَّيْطَانَ لِلْإِنْسَانِ عَدُوٌّ مُبِينٌ -5 |
Babası, şöyle dedi: “Yavrucuğum! Rüyanı kardeşlerine anlatma. Yoksa, sana tuzak kurarlar. Çünkü şeytan, insanın apaçık düşmanıdır.” |
Yavrum! Dedi: ru´yanı biraderlerine anlatma sonra sana bir tuzak kurarlar, çünkü Şeytan insana belli bir düşmandır |
(Yâkub ona): «Oğuicağızım, dedi, rüyanı kardeşlerine anlatma, yoksa sana bir tuzak kurarlar; çünkü şeytan insana gerçekten açık bir düşmandır. |
(Babası Ya´kûb): "Yavrum, dedi, rü´yânı kardeşlerine anlatma, sonra sana bir tuzak kurarlar. Çünkü şeytân, insanın apaçık düşmanıdır! |
(Pederi) Dedi ki: «Oğulcağızım! Rüyanı kardeşlerine haber verme. Sonra senin için bir hilede bulunurlar. Şüphe yok ki, şeytan insan için apaçık bir düşmandır.» |
12 / 235 |
Yusuf Suresi
6.Ayet |
وَكَذَٰلِكَ يَجْتَبِيكَ رَبُّكَ وَيُعَلِّمُكَ مِنْ تَأْوِيلِ الْأَحَادِيثِ وَيُتِمُّ نِعْمَتَهُ عَلَيْكَ وَعَلَىٰ آلِ يَعْقُوبَ كَمَا أَتَمَّهَا عَلَىٰ أَبَوَيْكَ مِنْ قَبْلُ إِبْرَاهِيمَ وَإِسْحَاقَ ۚ إِنَّ رَبَّكَ عَلِيمٌ حَكِيمٌ -6 |
“İşte Rabbin seni böylece seçecek, sana (rüyada görülen) olayların yorumunu öğretecek ve daha önce ataların İbrahim ve İshak’a nimetlerini tamamladığı gibi sana ve Yakub soyuna da tamamlayacaktır. Şüphesiz Rabbin hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.” |
Ve işte öyle, rabbın seni seçecek ve sana ehadisin te´vilinden ılimler öğretecek, hem sana hem âli Ya´kuba ni´metini bundan evvel ataların İbrahim ve İshaka tamamladığı gibi tamamlıyacak, şüphe yok ki rabbın alîmdir, hakîmdir. |
İşte bunun gibi Rabbin seni seçecek; sana rüyaları yorumlamayı öğretecek ; hem sana, hem de Yâkub hanedanına nîmetini tamamlayacak, nasıl ki daha önce ataların İbrahim ve İshâk üzerine nîmetini tamamlamıştı. Şüphesiz ki Rabbin (her şeyi gereği gibi) bilendir, yegâne hikmet sahibidir.» |
Böylece Rabbin seni seçecek ve sana düşlerin yorumundan bir parça öğretecek, sana ve Ya´kûb soyuna ni´metini tamamlayacaktır; nasıl ki daha önce ataların İbrâhim´e ve İshak´a da ni´metini tamamlamıştı. Şüphesiz Rabbin, bilendir, hüküm ve hikmet sâhibidir." |
«Ve işte öylece Rabbin seni mümtaz kılacak ve sana rüyâların tâbirinden bilgi verecek ve nîmetini senin ve Yakub hanedanının üzerine tamamlayacak, nasıl ki, onu evvelce ataların İbrahim ve İshak üzerine de tamamlamıştı. Şüphe yok ki, senin Rabbin bir alîmdir, bir hakîmdir.» |
12 / 235 |
Yusuf Suresi
7.Ayet |
لَقَدْ كَانَ فِي يُوسُفَ وَإِخْوَتِهِ آيَاتٌ لِلسَّائِلِينَ -7 |
Andolsun, Yûsuf ve kardeşlerinde (hakikati arayıp) soranlar için ibretler vardır. |
Şanım hakkı için Yusüf ve biraderlerinde soranlara ıbret olacak âyetler oldu |
And olsun ki, Yûsuf ve kardeşleri (arasında geçen olay)da soranlara, (hem düzenli bir hayat yaşamaları, hem de Hz. Muhammed´in parlak geleceği hakkında) belgeler ve ibretler vardır. |
Andolsun, Yûsuf ve kardeşlerin(in kıssaların)da, soranlar için ibretler vardır: |
Andolsun ki, Yusuf´ta ve kardeşlerinde sual edenler için bir nice ibretler var idi. |
12 / 235 |
Yusuf Suresi
8.Ayet |
إِذْ قَالُوا لَيُوسُفُ وَأَخُوهُ أَحَبُّ إِلَىٰ أَبِينَا مِنَّا وَنَحْنُ عُصْبَةٌ إِنَّ أَبَانَا لَفِي ضَلَالٍ مُبِينٍ -8 |
Kardeşleri dediler ki: “Biz güçlü bir topluluk olduğumuz hâlde, Yûsuf ve kardeşi (Bünyamin) babamıza bizden daha sevgilidir. Doğrusu babamız açık bir yanılgı içindedir.” |
Zira dediler ki her halde Yusüf ve biraderi babamıza bizden daha sevgili, biz ise müteassıb bir kuvvetiz, doğrusu babamız belli ki yanılıyor |
Hani kardeşleri: «And olsun ki Yûsuf ve kardeşi babamıza bizden daha sevgilidirler; halbuki biz güçlü bir topluluğuz. Doğrusu babamız (bu hususta) açık bir yanılgı içindedir,» demişlerdi. |
(Kardeşleri) demişlerdi ki: "Yûsuf ve (öz) kardeşi (Bünyamin), babamıza bizden daha sevgilidir. Oysa biz bir cemaatiz. Babamız açık bir yanlışlık içindedir!" |
O vakit ki, demişlerdi: «Elbette Yusuf ile kardeşi babamıza bizden daha sevgilidir. Halbuki, biz birbirine bağlı kuvvetli bir cemaatiz. Şüphe yok ki bizim babamız, elbette apaçık bir hata içindedir.» |
12 / 235 |
Yusuf Suresi
9.Ayet |
اقْتُلُوا يُوسُفَ أَوِ اطْرَحُوهُ أَرْضًا يَخْلُ لَكُمْ وَجْهُ أَبِيكُمْ وَتَكُونُوا مِنْ بَعْدِهِ قَوْمًا صَالِحِينَ -9 |
“Yûsuf’u öldürün veya onu bir yere atın ki babanız sadece size yönelsin. Ondan sonra (tövbe edip) salih kimseler olursunuz.” |
Yusüfü öldürün yahud bir yere atın ki babanızın yüzü size kalsın ve ondan sonra salâhlı bir kavm olasınız |
Onlardan biri dedi ki: «Yûsuf´u öldürünüz veya onu boş bir araziye atınız ki, babanızın yüzü size dönüp ilgi kursun ve ondan sonra da kendini düzelten iyi kişiler olursunuz.» |
"Yûsuf´u öldürün, ya da onu bir yere bırakın da babanızın yüzü yalnız size kalsın (bundan böyle babanız yalnız sizi görsün ve sevsin)! Ondan sonra da (tevbe eder), iyi bir topluluk olursunuz!" |
«Yusuf´u öldürün veya O´nu bir yere atınız ki, babanızın yüzü (sevgisi) size kalsın ve siz ondan sonra sâlihler olan bir cemaat olursunuz.» |
12 / 235 |
Yusuf Suresi
10.Ayet |
قَالَ قَائِلٌ مِنْهُمْ لَا تَقْتُلُوا يُوسُفَ وَأَلْقُوهُ فِي غَيَابَتِ الْجُبِّ يَلْتَقِطْهُ بَعْضُ السَّيَّارَةِ إِنْ كُنْتُمْ فَاعِلِينَ -10 |
Onlardan bir sözcü, “Yûsuf’u öldürmeyin, onu bir kuyunun dibine bırakın ki geçen kervanlardan biri onu bulup alsın. Eğer yapacaksanız böyle yapın” dedi. |
İçlerinden bir söz sahibi, Yusüfü, dedi öldürmeyin de bir kuyu dibinde bırakın ki kafilenin biri onu lekît olarak alsın, eğer yapacaksanız böyle yapın |
Onlardan bir sözcü de dedi ki: «Yûsuf´u öldürmeyin, onu kuyunun derinliğine atın da gelip geçen kafilelerden biri onu orada raslayıp alır; eğer (ona elbette) bir şey yapmak istiyorsanız, böyle yapın.» |
İçlerinden bir sözcü: "Yûsuf´u öldürmeyin, onu kuyunun dibine atın, kervanlardan biri onu (görüp) alsın; eğer yapacaksanız (böyle yapın)," dedi. |
Onlardan bir söyleyici dedi ki: «Yusuf´u öldürmeyin ve O´nu kuyunun dibine atıverin, O´nu kâfilelerden biri alıverir, eğer siz yapacak kimselerden iseniz» (böyle yapınız). |
12 / 235 |
Yusuf Suresi
11.Ayet |
قَالُوا يَا أَبَانَا مَا لَكَ لَا تَأْمَنَّا عَلَىٰ يُوسُفَ وَإِنَّا لَهُ لَنَاصِحُونَ -11 |
Babalarına şöyle dediler: “Ey babamız! Yûsuf hakkında bize neden güvenmiyorsun? Hâlbuki biz onun iyiliğini isteyen kişileriz.” |
Vardılar ey bizim pederimiz, dediler, sen neye bize Yusüfü inanmıyorsun? Cidden biz onun için recaciyiz |
(Bunun üzerine toplanıp babalarına gelerek) dediler ki: «Ey babamız ! Yûsuf´u neden bize güvenip vermiyorsun ? Oysa biz ondan yana elbette iyilik düşünenleriz.» |
(Bu fikirde karar kıldılar ve babalarına gelip) Dediler ki: "Ey babamız, neden Yûsuf hakkında bize güvenmiyorsun, oysa biz ona öğüt verenler(onun iyiliğini isteyenler)iz?" |
Dediler ki: «Ey babamız! Sana ne oluyor ki, Yusuf´u bize inanmıyorsun? Ve halbuki, biz O´nun için elbette hayırhâh kimseleriz.» |
12 / 235 |
Yusuf Suresi
12.Ayet |
أَرْسِلْهُ مَعَنَا غَدًا يَرْتَعْ وَيَلْعَبْ وَإِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ -12 |
“Yarın onu bizimle beraber gönder de gezip oynasın. Şüphesiz biz onu koruruz.” |
Yarın bizimle beraber gönder gezsin oynasın şüphesiz, biz onu gözetiriz |
yarın bizimle gönder de gezip oynasın ; şüphesiz ki onu koruyup gözetiriz.» |
"Yarın onu da bizimle beraber (kıra) gönder, gezsin, oynasın; biz onu elbette koruruz." |
«O´nu yarın bizimle beraber gönder, bol bol meyve yesin ve oynasın. Ve şüphe yok ki, biz O´nu elbette muhafaza edicileriz.» |
12 / 235 |
Yusuf Suresi
13.Ayet |
قَالَ إِنِّي لَيَحْزُنُنِي أَنْ تَذْهَبُوا بِهِ وَأَخَافُ أَنْ يَأْكُلَهُ الذِّئْبُ وَأَنْتُمْ عَنْهُ غَافِلُونَ -13 |
Babaları, “Doğrusu onu götürmeniz beni üzer, siz ondan habersiz iken onu kurt yer, diye korkuyorum.” |
Beni, dedi: onu götürmeniz her halde mahzun eder ve korkarım ki onu kurt yer de haberiniz olmaz |
(Babaları:) «Doğrusu onu alıp götürmeniz beni çok üzer ve sizin haberiniz yokken onu kurt yer diye korkuyorum,» dedi. |
(Ya´kûb) Dedi ki: "Onu götürmeniz beni üzer; korkarım ki, sizin haberiniz yokken onu kurt yer!" |
Dedi ki: «O´nu alıp götürmeniz şüphesiz ki beni mahzun eder. Ve siz ondan gâfil bulunduğunuz halde O´nu kurdun yemesinden korkarım.» |
12 / 235 |
Yusuf Suresi
14.Ayet |
قَالُوا لَئِنْ أَكَلَهُ الذِّئْبُ وَنَحْنُ عُصْبَةٌ إِنَّا إِذًا لَخَاسِرُونَ -14 |
Onlar da, “Andolsun biz kuvvetli bir topluluk iken onu kurt yerse (o takdirde) biz gerçekten hüsrana uğramış oluruz” dediler. |
Vallahi, dediler, biz müteassıb bir kuvvet iken onu kurt yerse biz o halde çok husrân çekeriz |
Onlar: «Eğer biz böyle güçlü bir toplulukken kurt onu yerse, o takdirde biz hüsrana uğramış oluruz,» dediler. |
Dediler ki: "Biz bir topluluk olduğumuz halde onu kurt yerse, o zaman biz tamamen beceriksiz kimseleriz, demektir!" |
Dediler ki: «Biz kuvvetli bir topluluk olduğumuz halde O´nu eğer kurt yerse artık şüphesiz ki, biz elbette hüsrâna düşmüş kimseleriz.» |
12 / 235 |