SURE AYET NO |
ARAPÇA |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI HAMDI |
CELAL YILDIRIM |
SULEYMAN ATES |
O NASUHI BILMEN |
CÜZ SAYFA |
Saffat Suresi
127.Ayet |
فَكَذَّبُوهُ فَإِنَّهُمْ لَمُحْضَرُونَ -127 |
Onu yalanladılar. Bu sebeple onlar (cehenneme) götürüleceklerdir. |
O vakıt onu tekzib ettiler, şübhesiz ki onlar da ıhzâr edildiler |
Onu yalanladılar. Çünkü o inkarcılar da şüphesiz (Cehennem´e atılmak üzere) hazır duruma getirileceklerdir. |
Onu yalanladılar, bundan dolayı onlar (azâba) getirileceklerdir. |
O vakit O´nu tekzîp ettiler. Artık onlar da elbette, (azaba) ihzar edilmişlerdir. |
23 / 450 |
Saffat Suresi
128.Ayet |
إِلَّا عِبَادَ اللَّهِ الْمُخْلَصِينَ -128 |
Ancak Allah’ın ihlâslı kulları başka. |
Müstesnâ Allahın ıhlâslı kulları |
Ancak Allah´ın iyi niyetli samimi, gösterişten uzak (inanan) kulları müstesna.. |
Yalnız Allâh´ın hâlis kulları azâb dışındadırlar. |
Allah´ın ihlâsa erdirilmiş kulları müstesna. |
23 / 450 |
Saffat Suresi
129.Ayet |
وَتَرَكْنَا عَلَيْهِ فِي الْآخِرِينَ -129 |
Sonradan gelenler içerisinde ona güzel bir ad bıraktık. |
Ona da sonrakilerde şunu bıraktık |
Biz sonrakiler arasında İlyâs´ı (onun şerefli ismini) bıraktık. |
Biz, sonra gelenler arasında ona (İlyâs´a da iyi bir ün) bıraktık: |
Ve O´na sonrakiler arasında (bir zikr-i cemîl) terkettik. |
23 / 450 |
Saffat Suresi
130.Ayet |
سَلَامٌ عَلَىٰ إِلْ يَاسِينَ -130 |
İlyas’a selâm olsun. |
Selâm, ilyasîne |
Selâm Âl-i Yâsîn´e (Yâsîn ailesine, hem İlyâs´a, hem inanan kavmine) olsun ! |
"İlyâs´a selâm olsun." |
İlyas´ın üzerine selâm olsun. |
23 / 450 |
Saffat Suresi
131.Ayet |
إِنَّا كَذَٰلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنِينَ -131 |
Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükâfatlandırırız. |
Biz böyle mükâfat ederiz işte muhsinîne |
Şüphesiz biz iyiliği, güzelliği, yararlı işlerde bulunmayı huy edinenleri böyle mükâfatlandırırız. |
İşte biz güzel davrananları böyle mükâfâtlandırırız. |
Muhakkak ki, Biz muhsin olanları mükâfaatlandırırız. |
23 / 450 |
Saffat Suresi
132.Ayet |
إِنَّهُ مِنْ عِبَادِنَا الْمُؤْمِنِينَ -132 |
Çünkü o bizim mü’min kullarımızdandı. |
Çünkü o bizim mü´min kullarımızdan |
Doğrusu o, bizim mü´min kullarımızdandır. |
Çünkü o bizim mü´min kullarımızdandı. |
Şüphe yok O, Bizim mü´minler olan kullarımızdandır. |
23 / 450 |
Saffat Suresi
133.Ayet |
وَإِنَّ لُوطًا لَمِنَ الْمُرْسَلِينَ -133 |
Şüphesiz Lût da peygamberlerdendi. |
Şübhesiz Lût da mürselînden |
Şüphesiz Lût da gönderilen peygamberlerdendir. |
Lût da gönderilen elçilerdendi. |
(133-134) Ve muhakkak, Lût da elbette gönderilmiş peygamberlerdendir. O vakit O´nu ve ehlini necâta erdirdik. |
23 / 450 |
Saffat Suresi
134.Ayet |
إِذْ نَجَّيْنَاهُ وَأَهْلَهُ أَجْمَعِينَ -134 |
(134-135) Hani biz onu ve geride kalanlar arasındaki yaşlı bir kadın (kâfir olan eşi) dışında bütün ailesini kurtarmıştık. |
Zira kurtardık onu ve bütün ehlini |
Hani biz onu da, ailesini de tamamen kurtardık. |
Onu ve âilesini kurtardık. |
(133-134) Ve muhakkak, Lût da elbette gönderilmiş peygamberlerdendir. O vakit O´nu ve ehlini necâta erdirdik. |
23 / 450 |
Saffat Suresi
135.Ayet |
إِلَّا عَجُوزًا فِي الْغَابِرِينَ -135 |
(134-135) Hani biz onu ve geride kalanlar arasındaki yaşlı bir kadın (kâfir olan eşi) dışında bütün ailesini kurtarmıştık. |
kalan bir karıdan başka batanlar içinde |
Ancak geride kalanlardan bir yaşlı kadın müstesna.. |
Yalnız (azâbda) kalacaklar arasında bulunan acûze bir kadın hâriç. |
Azap içinde kalanlar arasındaki bir kocakarı müstesna. |
23 / 450 |
Saffat Suresi
136.Ayet |
ثُمَّ دَمَّرْنَا الْآخَرِينَ -136 |
Sonra da diğerlerini yok ettik. |
Sonra diğerlerini tedmir eyledik |
Sonra da geride kalan (ahlâksız inkarcıları) kökünden yıkıp yerle bir ettik. |
Sonra ötekileri kırdık (geçirdik). |
(136-137) Sonra diğerlerini de helâk ediverdik. Ve şüphe yok ki, siz elbette onların üzerlerine sabahleyin uğrarsınız. |
23 / 450 |
Saffat Suresi
137.Ayet |
وَإِنَّكُمْ لَتَمُرُّونَ عَلَيْهِمْ مُصْبِحِينَ -137 |
(137-138) Şüphesiz sizler (yolculuklarınız sırasında) sabah akşam onların (harap olmuş) yurtlarına uğrayıp duruyorsunuz. Hâlâ düşünmeyecek misiniz? |
Ve siz elbette onlara uğrar ve üzerinden geçerseniz, sabahleyin |
(137-138) Ve siz (ey yaşayanlar!) sabah akşam onların kalıntılarına uğrar geçersiniz. Artık aklınızı kullanmaz mısınız? |
Siz onların yanlarından geçip gidiyorsunuz; sabahleyin, |
(136-137) Sonra diğerlerini de helâk ediverdik. Ve şüphe yok ki, siz elbette onların üzerlerine sabahleyin uğrarsınız. |
23 / 450 |
Saffat Suresi
138.Ayet |
وَبِاللَّيْلِ ۗ أَفَلَا تَعْقِلُونَ -138 |
(137-138) Şüphesiz sizler (yolculuklarınız sırasında) sabah akşam onların (harap olmuş) yurtlarına uğrayıp duruyorsunuz. Hâlâ düşünmeyecek misiniz? |
Ve geceleyin, ya akıl edip de düşünmez misiniz |
(137-138) Ve siz (ey yaşayanlar!) sabah akşam onların kalıntılarına uğrar geçersiniz. Artık aklınızı kullanmaz mısınız? |
Ve geceleyin. Düşünmüyor musunuz? |
Ve geceleyin de. Siz âkilâne düşünmeyecek misiniz? |
23 / 450 |
Saffat Suresi
139.Ayet |
وَإِنَّ يُونُسَ لَمِنَ الْمُرْسَلِينَ -139 |
Şüphesiz Yûnus da peygamberlerdendi. |
Şübhesiz Yunüs de o mürselînden |
Şüphesiz Yûnus da gönderilen peygamberlerdendir. |
Yûnus da gönderilen elçilerdendi. |
(139-140) Ve şüphe yok ki, Yûnus da elbette gönderilmiş peygamberlerdendir. Vaktâ ki O, dolu bir gemiye kaçmıştı. |
23 / 450 |
Saffat Suresi
140.Ayet |
إِذْ أَبَقَ إِلَى الْفُلْكِ الْمَشْحُونِ -140 |
Hani o kaçıp yüklü gemiye binmişti. |
Hani bir vakıt dolu gemiye kaçmıştı, |
Hani bir vakit dolu bir gemiye kaçmıştı da, |
Dolu gemiye kaçmıştı. |
(139-140) Ve şüphe yok ki, Yûnus da elbette gönderilmiş peygamberlerdendir. Vaktâ ki O, dolu bir gemiye kaçmıştı. |
23 / 450 |
Saffat Suresi
141.Ayet |
فَسَاهَمَ فَكَانَ مِنَ الْمُدْحَضِينَ -141 |
Gemidekilerle kur’a çekmiş ve kaybedenlerden olmuştu. |
kur´a çekmişti de kaydırılanlardan olmuştu |
(Gemiciler) kur´a çekmişti, kur´a Ona düşmüştü, yenilgiye uğrayanlardan olmuştu (bu yüzden denize atılmıştı). |
(Yükü fazla oluğundan gemi taşıyamamış, yolculardan birini denize atmak gerekmişti. Birini atmak üzere gemidekilerle) Kur´a çekti. (Yûnus) Yenilenlerden oldu. (Kur´a kendisine isâbet etti). |
Derken kur´a çekmiş de, mağlup olanlardan olmuştu. |
23 / 450 |
Saffat Suresi
142.Ayet |
فَالْتَقَمَهُ الْحُوتُ وَهُوَ مُلِيمٌ -142 |
Böylece, Yûnus kendini kınayıp dururken balık onu yuttu. |
Derken kendisi balık yuttu melâmette idi |
Yûnus kendi kendini kınarken büyük bir balık onu yutuvermişti. |
(Yûnus, Rabbinden izinsiz olarak kavminden ayrıldığı için) Kendi kendisini kınarken (denize attılar) balık onu yuttu. |
Artık o melâmet eder (nefsini kınar) bir halde iken O´nu balık yutuverdi. |
23 / 450 |
Saffat Suresi
143.Ayet |
فَلَوْلَا أَنَّهُ كَانَ مِنَ الْمُسَبِّحِينَ -143 |
(143-144) Eğer o, Allah’ı tespih edip yüceltenlerden olmasaydı, mutlaka insanların diriltileceği güne kadar balığın karnında kalırdı. |
Eğer çok tesbih edenlerden olmasa idi |
(143-144) Eğer O,Tanrı´yı çokça tesbîh edenlerden olmasaydı, (insanların) dirilip kalkacağı güne kadar balığın karnında kalırdı. |
Eğer tesbih edenlerden olmasaydı, |
(143-144) Eğer o çokça tesbih edenlerden olmasa idi, elbette ki, onun karnında, tekrar dirilecekleri güne kadar kalırdı. |
23 / 450 |
Saffat Suresi
144.Ayet |
لَلَبِثَ فِي بَطْنِهِ إِلَىٰ يَوْمِ يُبْعَثُونَ -144 |
(143-144) Eğer o, Allah’ı tespih edip yüceltenlerden olmasaydı, mutlaka insanların diriltileceği güne kadar balığın karnında kalırdı. |
Her halde ba´solunacakları güne kadar onun karnında kalırdı |
(143-144) Eğer O,Tanrı´yı çokça tesbîh edenlerden olmasaydı, (insanların) dirilip kalkacağı güne kadar balığın karnında kalırdı. |
(İnsanların) Yeniden diriltilecekleri güne kadar balığın karnında kalırdı. |
(143-144) Eğer o çokça tesbih edenlerden olmasa idi, elbette ki, onun karnında, tekrar dirilecekleri güne kadar kalırdı. |
19 / 450 |
Saffat Suresi
145.Ayet |
فَنَبَذْنَاهُ بِالْعَرَاءِ وَهُوَ سَقِيمٌ -145 |
Derken biz onu hasta bir hâlde sahile attık. |
Hemen biz onu alana attık hasta idi |
Onu çıplak bir sahile attık, hasta idi. |
(Ama balığın karnında bizi andı, tesbih etti, biz de) Onu hasta bir halde ağaçsız, çıplak bir yere attık. |
(145-146) Artık O´nu kendisi hasta olduğu halde bir açık yere atıverdik. Ve O´nun üzerine kabak nev´inden bir ağaç bitirdik. |
23 / 450 |
Saffat Suresi
146.Ayet |
وَأَنْبَتْنَا عَلَيْهِ شَجَرَةً مِنْ يَقْطِينٍ -146 |
Üzerine geniş yapraklı bir ağaç bitirdik. |
Ve üzerine kabak cinsinden bir ağaç bitirdik |
Üzerine (gölge yapsın diye) sık ve geniş yapraklı (kabak ya da sarmaşıkgillerden) bir bitki bitirdik. |
Ve üzerine (gölge yapması için) Bir asma kabak ağacı bitirdik. |
(145-146) Artık O´nu kendisi hasta olduğu halde bir açık yere atıverdik. Ve O´nun üzerine kabak nev´inden bir ağaç bitirdik. |
23 / 450 |
Saffat Suresi
147.Ayet |
وَأَرْسَلْنَاهُ إِلَىٰ مِائَةِ أَلْفٍ أَوْ يَزِيدُونَ -147 |
Biz onu yüz bin, yahut daha fazla insana peygamber olarak gönderdik. |
Ve onu yüz bine Resul gönderdik ve hattâ artıyorlardı |
Ve onu yüzbin veya daha fazla bir topluluğa peygamber olarak gönderdik. |
Ve onu yüz bin insana ya da daha fazla olanlara elçi gönderdik. |
(147-148) Ve O´nu yüz bin ve daha artar olana (böyle bir kavme peygamber) gönderdik. Nihâyet imân ettiler, artık onları bir müddete kadar geçindirdik (faidelendirdik). |
23 / 450 |
Saffat Suresi
148.Ayet |
فَآمَنُوا فَمَتَّعْنَاهُمْ إِلَىٰ حِينٍ -148 |
Nihayet onlar iman ettiler. Biz de onları bir süreye kadar geçindirdik. |
O vakıt ona iyman ettiler de onları bir zamana kadar istifade ettirdik |
Onlar da artık Ona imân ettiler. Bu sebeple biz de onları bir süreye kadar yararlandırıp geçindirdik. |
İnandılar, biz de onları bir süreye kadar geçindirdik. |
(147-148) Ve O´nu yüz bin ve daha artar olana (böyle bir kavme peygamber) gönderdik. Nihâyet imân ettiler, artık onları bir müddete kadar geçindirdik (faidelendirdik). |
23 / 450 |
Saffat Suresi
149.Ayet |
فَاسْتَفْتِهِمْ أَلِرَبِّكَ الْبَنَاتُ وَلَهُمُ الْبَنُونَ -149 |
Ey Muhammed! Onlara sor: Kız çocukları Rabbinin de, erkek çocukları onların mı? |
Şimdi sor o seninkilere: rabbına kızlar, onlara oğullar öyle mi? |
(Ey Peygamber!) Putperest müşriklere sor: Kızlar Rabbın´ın, oğlanlar onların mı ? |
Şimdi onlara sor: Rabbine kızlar, onlara da oğlanlar mı? |
(149-150) Şimdi onlara sor, «Rabbin için kızlar ve onlar içinse oğullar mı var? Yoksa melekleri dişiler olarak mı yarattık? Onlar da şahitler mi idiler?» |
23 / 450 |
Saffat Suresi
150.Ayet |
أَمْ خَلَقْنَا الْمَلَائِكَةَ إِنَاثًا وَهُمْ شَاهِدُونَ -150 |
Yoksa biz melekleri dişi olarak yaratmışız da onlar şahid mi bulunuyorlarmış? |
Yoksa biz Melâikeyi dişi yaratmışız da onlar şâhid mi bulunuyorlarmış? |
Yoksa biz melekleri dişiler olarak yaratmışız da onlar şâhidler mi bulunuyorlarmış ? |
Yoksa biz melekleri, onların gözleri önünde dişi mi yarattık (ki meleklerin dişi olduğunu söylüyorlar)? |
(149-150) Şimdi onlara sor, «Rabbin için kızlar ve onlar içinse oğullar mı var? Yoksa melekleri dişiler olarak mı yarattık? Onlar da şahitler mi idiler?» |
23 / 450 |
Saffat Suresi
151.Ayet |
أَلَا إِنَّهُمْ مِنْ إِفْكِهِمْ لَيَقُولُونَ -151 |
(151-152) İyi bilin ki onlar kendi uydurmaları olarak, “Allah çocuk sahibi oldu” diyorlar. Onlar elbette yalan söylüyorlar. |
Ha!.. onlar şübhesiz ki yalancıdırlar |
(151-152) Haberiniz olsun ki, onlar cidden yalan uydurmalarından, «Allah doğurdu» diyorlar ve gerçekten onlar yalancılardır. |
İyi bilin, onlar iftirâları yüzünden diyorlar ki: |
(151-152) Agâh ol, şüphe yok ki, onlar iftiralarından dolayı elbette derler ki; «Allah doğurdu!» Ve şüphe yok ki, onlar elbette yalancı kimselerdir. |
23 / 450 |
Saffat Suresi
152.Ayet |
وَلَدَ اللَّهُ وَإِنَّهُمْ لَكَاذِبُونَ -152 |
(151-152) İyi bilin ki onlar kendi uydurmaları olarak, “Allah çocuk sahibi oldu” diyorlar. Onlar elbette yalan söylüyorlar. |
«Allah doğurdu» derler ve elbette bunlar yalancıdırlar |
(151-152) Haberiniz olsun ki, onlar cidden yalan uydurmalarından, «Allah doğurdu» diyorlar ve gerçekten onlar yalancılardır. |
"Allâh doğurdu." Onlar elbette yalancıdırlar. |
(151-152) Agâh ol, şüphe yok ki, onlar iftiralarından dolayı elbette derler ki; «Allah doğurdu!» Ve şüphe yok ki, onlar elbette yalancı kimselerdir. |
23 / 450 |
Saffat Suresi
153.Ayet |
أَصْطَفَى الْبَنَاتِ عَلَى الْبَنِينَ -153 |
Yoksa Allah kızları erkeklere tercih mi etti? |
Kızları oğullara tercih mi etmiş? |
(Hâşâ Allah), kızları oğullara tercîh etmiş, öyle mi ? |
(Allâh) Kızları seçip oğlanlara tercih mi etmiş? |
Kızları oğullar üzerine tercih mi etmiş? |
23 / 450 |