SURE AYET NO |
ARAPÇA |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI HAMDI |
CELAL YILDIRIM |
SULEYMAN ATES |
O NASUHI BILMEN |
CÜZ SAYFA |
Yunus Suresi
79.Ayet |
وَقَالَ فِرْعَوْنُ ائْتُونِي بِكُلِّ سَاحِرٍ عَلِيمٍ -79 |
Firavun, “Bütün usta sihirbazları bana getirin” dedi. |
Fir´avn da, bana bütün bilgiç sihirbazları getirin dedi |
Fir´avn, «bana ne kadar bilgili sihirbaz varsa hepsini getirin» diye emretti. |
Fir´avn: "Bana bütün bilgili büyücüleri getirin." dedi. |
Ve Fir´avun dedi ki: «Bütün bilgin sihirbazları bana getiriniz.» |
11 / 217 |
Yunus Suresi
80.Ayet |
فَلَمَّا جَاءَ السَّحَرَةُ قَالَ لَهُمْ مُوسَىٰ أَلْقُوا مَا أَنْتُمْ مُلْقُونَ -80 |
Sihirbazlar gelince Mûsâ onlara, “Atacağınızı atın (hünerinizi ortaya koyun)” dedi. |
Bunun üzerine sihirbazlar geldiği vakıt Musâ onlara ne ortaya atacaksınız siz atın dedi |
Sihirbazlar gelince, Musa onlara : «Atacağınızı atın !» dedi. |
Büyücüler gelince Mûsâ onlara: "Atacağınızı atın (hünerinizi gösterin)." dedi. |
Vaktâ ki sihirbazlar geliverdiler. Onlara Mûsa: «Siz ne atacak iseniz atınız» dedi. |
11 / 217 |
Yunus Suresi
81.Ayet |
فَلَمَّا أَلْقَوْا قَالَ مُوسَىٰ مَا جِئْتُمْ بِهِ السِّحْرُ ۖ إِنَّ اللَّهَ سَيُبْطِلُهُ ۖ إِنَّ اللَّهَ لَا يُصْلِحُ عَمَلَ الْمُفْسِدِينَ -81 |
Sihirbazlar atacaklarını atınca, Mûsâ dedi ki: “Sizin bu yaptığınız sihirdir. Allah, onu elbette boşa çıkaracaktır. Çünkü Allah, bozguncuların işini düzeltmez. |
Vaktâ ki attılar, Musâ bu, sizin yaptığınız dedi: sihir, her halde Allâh, onu ibtâl edecek, her halde Allah, müfsidlerin ameline salah vermez |
Onlar da atacaklarını atınca, Musa, «bu getirip ortaya koyduğunuz sihirdir. Doğrusu Allah onu boşa çıkaracaktır. Çünkü Allah fesatçıların işini düzeltmez» dedi. |
Onlar (iplerini ve değneklerini atınca) Mûsâ; "Sizin getirdiğiniz şey, büyüdür, dedi. Allâh, onu mutlaka boşa çıkaracaktır. Çünkü Allâh bozguncuların işini düzeltmez!" |
Vaktâ ki onlar atıverdiler. Mûsa dedi ki: «Sizin getirmiş olduğunuz şey, sihirdir. Şüphe yok ki Allah Teâlâ onu iptal edecektir. Muhakkak ki, Allah Teâlâ müfsit olanların işini düzeltmez.» |
11 / 217 |
Yunus Suresi
82.Ayet |
وَيُحِقُّ اللَّهُ الْحَقَّ بِكَلِمَاتِهِ وَلَوْ كَرِهَ الْمُجْرِمُونَ -82 |
Suçluların hoşuna gitmese de, Allah, hakkı sözleriyle gerçekleştirecektir.” |
Allah, kelimatiyle hakkı ihkak edecek, isterse mücrimler hoşlanmasınlar |
Suçlu günahkârlar hoşlanmasa bile Allah hakkı kendi sözleriyle gerçekleştirir. |
"Ve suçlular istemese de Allâh, sözleriyle gerçeği ortaya çıkaracaktır!" |
«Ve Allah Teâlâ, hakkı kelimeleriyle izhar eder, velev ki günahkârlar hoşlanmasınlar.» |
11 / 217 |
Yunus Suresi
83.Ayet |
فَمَا آمَنَ لِمُوسَىٰ إِلَّا ذُرِّيَّةٌ مِنْ قَوْمِهِ عَلَىٰ خَوْفٍ مِنْ فِرْعَوْنَ وَمَلَئِهِمْ أَنْ يَفْتِنَهُمْ ۚ وَإِنَّ فِرْعَوْنَ لَعَالٍ فِي الْأَرْضِ وَإِنَّهُ لَمِنَ الْمُسْرِفِينَ -83 |
Firavun ve ileri gelenlerinin kötülük yapmaları korkusu ile kavminin küçük bir bölümünden başkası Mûsâ’ya iman etmedi. Çünkü Firavun, o yerde zorba bir kişi idi. O, gerçekten aşırı gidenlerdendi. |
Hasılı Fir´avn ve cem´ıyyetinin belâsı korkusundan ibtîdâ Musâya kavminin bir zürriyetinden başka iyman eden olmadı, çünkü Fir´avn o yerde çok üstün idi ve çok aşırı giden müsriflerden idi |
Fir´avn ve çevresindeki ileri gelen yandaşlarının, kendilerini fitneye düşürür korkusuyla kavminin soyundan ancak bir kısmı Musa´ya imân etti. Çünkü Fir´avn o yerde oldukça üstündü ve o aşırı gidip hakkı çiğneyenlerden idi. |
Fir´avn´ın ve adamlarının, kendilerine kötülük yapmasından korktukları için kavminin içinde Mûsâ´ya, yalnız genç bir kuşaktan başkası inanmadı. Çünkü Fir´avn, yeryüzünde çok ululanan ve çok aşırı gidenlerden idi. |
Artık Mûsa´ya imân etmedi, ancak kavminden bir zürriyet kendilerinin Fir´avun´dan ve onların cemaatinden bir belaya uğrayacaklarından korkar oldukları halde imân etmiş oldular. Fir´avun ise muhakkak ki, o yerde yüksek idi ve şüphe yok ki, o haddi tecavüz edenlerden idi. |
11 / 217 |
Yunus Suresi
84.Ayet |
وَقَالَ مُوسَىٰ يَا قَوْمِ إِنْ كُنْتُمْ آمَنْتُمْ بِاللَّهِ فَعَلَيْهِ تَوَكَّلُوا إِنْ كُنْتُمْ مُسْلِمِينَ -84 |
Mûsâ, “Ey kavmim! Eğer siz gerçekten Allah’a iman etmişseniz, eğer O’na teslim olmuş kimseler iseniz, artık sadece O’na tevekkül edin” dedi. |
Musâ da, ey kavmim: siz gerçekten Allaha iyman ettinizse, onun birliğine ıhlâs ile teslim olmuş müslimler iseniz artık ona i´timâd edin dedi |
Musa, «Ey kavmim,» dedi, «eğer siz Allah´a imân ettiyseniz ve teslimiyet de gösterdiyseniz, artık O´na güvenip dayanın.» |
Mûsâ dedi ki: "Ey kavmim, eğer Allâh´a inandıysanız, gerçekten müslüman insanlar iseniz o´na dayanın." |
Mûsa da dedi ki: «Ey kavmim! Eğer Allah´a imân etmiş iseniz, eğer teslimiyette bulunmuşlar iseniz artık ona itimad ediniz.» |
11 / 217 |
Yunus Suresi
85.Ayet |
فَقَالُوا عَلَى اللَّهِ تَوَكَّلْنَا رَبَّنَا لَا تَجْعَلْنَا فِتْنَةً لِلْقَوْمِ الظَّالِمِينَ -85 |
Onlar da şöyle dediler: “Biz yalnız Allah’a tevekkül ettik. Ey Rabbimiz, bizi zalimler topluluğunun baskı ve şiddetine maruz bırakma!” |
Onlar da, biz Allâha i´timâd ettik, ya rabbenâ bizi o zalim kavmin fitnesine düşürme |
Onlar da dediler ki: «Biz ancak Allah´a güvenip dayanmışızdır. Ey Rabbimiz I Bizi o zâlimlerin oluşturduğu kavme fitne kılma, (bizi onlar sebebiyle fitne ve mihnete düşürme), |
Dediler ki: "Allâh´a dayandık, Rabbimiz bizi o zulmeden kavme fitne yapma (bizi onların işkencesiyle deneme)! |
Onlar da dediler ki: «Allah Teâlâ´ya itimat ettik. Ey Rabbimiz! Bizi o zalimler olan kavim için bir fitne kılma.» |
11 / 217 |
Yunus Suresi
86.Ayet |
وَنَجِّنَا بِرَحْمَتِكَ مِنَ الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ -86 |
Bizi rahmetinle o kâfirler topluluğundan kurtar. |
ve rahmetinle bizi o kâfir kavmden kurtar dediler |
Ve bizi kendi rahmetinle o kâfir kavimden kurtar.» |
"Acımanla bizi o inkârcı toplumdan kurtar." |
«Ve rahmetin ile bizi kâfirler olan kavimden kurtar.» |
11 / 217 |
Yunus Suresi
87.Ayet |
وَأَوْحَيْنَا إِلَىٰ مُوسَىٰ وَأَخِيهِ أَنْ تَبَوَّآ لِقَوْمِكُمَا بِمِصْرَ بُيُوتًا وَاجْعَلُوا بُيُوتَكُمْ قِبْلَةً وَأَقِيمُوا الصَّلَاةَ ۗ وَبَشِّرِ الْمُؤْمِنِينَ -87 |
Mûsâ’ya ve kardeşine, “Kavminiz için Mısır’da (sığınak olarak) evler hazırlayın ve evlerinizi namaz kılınacak yerler yapın. Namazı dosdoğru kılın. Mü’minleri müjdele” diye vahyettik. |
Biz ise Musâya ve kardeşine şu vahyi verdik: kavminiz için Mısırda bir takım evler ihzar edin, ve evlerinizi kıble tarafına yapın ve namaz kılın, hem de mü´minleri tebşir eyle |
Musa ile kardeşi Harun´a : «Mısır´da kendi kavimlerine evler hazırlayın, evlerinizi kıbleye yönelik yapın, namazınızı da kılın» diye vahyettik. Artık sen mü´minleri müjdele. |
Mûsâ´ya ve kardeşine "İkiniz kavminiz için Mısır´da evler hazırlayın (ey İsrâil oğulları) evlerinizi karşı karşıya kurun, namaz kılın ve (ey Mûsâ) mü´minleri müjdele" diye vahyettik. |
Ve Mûsa ile kardeşine vahyettik ki, Mısır´da kavminiz için evler ittihaz ediniz ve evlerinizi namazgâh kılınız ve namazı dosdoğru eda ediniz ve mü´minleri tebşir et. |
11 / 217 |
Yunus Suresi
88.Ayet |
وَقَالَ مُوسَىٰ رَبَّنَا إِنَّكَ آتَيْتَ فِرْعَوْنَ وَمَلَأَهُ زِينَةً وَأَمْوَالًا فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا رَبَّنَا لِيُضِلُّوا عَنْ سَبِيلِكَ ۖ رَبَّنَا اطْمِسْ عَلَىٰ أَمْوَالِهِمْ وَاشْدُدْ عَلَىٰ قُلُوبِهِمْ فَلَا يُؤْمِنُوا حَتَّىٰ يَرَوُا الْعَذَابَ الْأَلِيمَ -88 |
Mûsâ, şöyle dedi: “Ey Rabbimiz! Gerçekten sen Firavun’a ve onun ileri gelenlerine, dünya hayatında nice zinet ve mallar verdin. Ey Rabbimiz, yolundan saptırsınlar diye mi? Ey Rabbimiz, sen onların mallarını silip süpür ve kalplerine darlık ver, çünkü onlar elem dolu azabı görünceye kadar iman etmezler.” |
Musâ, ya rab! dedi, sen Fir´avne ve cem´iyyetine, dünya hayatta bir ziynet ve haşmet ve nice nice mallar verdin, yolundan saptırsınlar diye mi ya rab? Ya rab! Mallarını sil süpür ve kalblerini şiddetle sık ki o elîm azâbı görmedikçe iyman etmiycekler |
Musa, «Ey Rabbimiz.» dedi, «doğrusu sen Fir´avn´a ve ileri gelen cemaatine Dünya hayatında zînet ve mallar verdin. Rabbim! Bunu senin yolundan saptırsınlar diye mi verdin ? Ey Rabbimiz! Onların mallarını sil-süpür de belirsiz hale getir; kalblerini sık da sık. O elîm azabı görmedikçe (belli ki) onlar inanmıyacaklardır. |
Mûsâ: "Rabbimiz dedi, sen Fir´avn´a ve adamlarına yakın hayâtta süs ve nice mallar verdin. Rabbimiz, senin yolundan saptırsınlar diye mi? Rabbimiz, onların mallarını yok et, kalblerini sık ki, acı azâbı görünceye kadar inanmasınlar!" |
Mûsa da dedi ki: «Ey Rabbimiz! Şüphe yok ki, sen Fir´avun´a ve onun cemaatine dünya hayatında ziynet ve mallar verdin. Ey Rabbimiz! Senin yolundan sapıtsınlar diye mi? Ey Rabbimiz! onların mallarını mahvet ve gönülleri üzerini şiddetle mühürle. Tâ ki onlar acıklı azabı görünceye kadar imân etmesinler.» |
11 / 217 |