SURE AYET NO |
ARAPÇA |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI HAMDI |
CELAL YILDIRIM |
SULEYMAN ATES |
O NASUHI BILMEN |
CÜZ SAYFA |
Al-i İmran Suresi
71.Ayet |
يَا أَهْلَ الْكِتَابِ لِمَ تَلْبِسُونَ الْحَقَّ بِالْبَاطِلِ وَتَكْتُمُونَ الْحَقَّ وَأَنْتُمْ تَعْلَمُونَ -71 |
Ey Kitap ehli! Niçin hakkı batılla karıştırıyor ve bile bile gerçeği gizliyorsunuz? |
Ey Ehli kitab niçin hakkı batılla bulayorsunuz da hakkı ketmediyorsunuz? Halbuki bilib duruyorsunuz |
Ey Kitap Ehli! bildiğiniz halde neden hakkı bâtıla karıştırıp hakkı gizlersiniz? |
Ey Kitap ehli, niçin hakkı bâtıla karıştırıyor ve bile bile gerçeği gizliyorsunuz? |
Ey ehl-i kitap! Ne için hakkı bâtıl ile karıştırıyorsunuz? Ve hakkı gizliyorsunuz? Halbuki, siz bilirsiniz. |
3 / 58 |
Al-i İmran Suresi
72.Ayet |
وَقَالَتْ طَائِفَةٌ مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ آمِنُوا بِالَّذِي أُنْزِلَ عَلَى الَّذِينَ آمَنُوا وَجْهَ النَّهَارِ وَاكْفُرُوا آخِرَهُ لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ -72 |
Kitap ehlinden bir grup, “Mü’minlere indirilene günün başlangıcında inanın, sonunda da inkâr edin, belki onlar (size bakarak) dönerler” dedi. |
Ehli kitabdan bir taife de şöyle dedi: «Varın o mü´minlere indirilene güpe gündüz iman edin, Âhırinde de dönüb küfredin belki onlar da dönerler |
Kitap Ehlinden bir topluluk, (ayak takımlarına) dediler ki: Şuna (Muhammed´e) inananlara indirilene günün evvelinde inanın, günün sonunda inkâr edin ; ola ki (dinlerinden) dönerler. |
Kitap ehlinden bir grup dedi ki: "İnananlara indirilmiş olana, günün önünde inanın, sonunda inkâr edin; belki (size bakarak onlar da) dönerler;" |
Ehl-i kitaptan bir gürûh dedi ki: «Mü´minlere indirilmiş olana sabahleyin imân ediniz, akşamleyin de onu inkâr eyleyiniz. Olabilir ki dönüverirler.» |
3 / 58 |
Al-i İmran Suresi
73.Ayet |
وَلَا تُؤْمِنُوا إِلَّا لِمَنْ تَبِعَ دِينَكُمْ قُلْ إِنَّ الْهُدَىٰ هُدَى اللَّهِ أَنْ يُؤْتَىٰ أَحَدٌ مِثْلَ مَا أُوتِيتُمْ أَوْ يُحَاجُّوكُمْ عِنْدَ رَبِّكُمْ ۗ قُلْ إِنَّ الْفَضْلَ بِيَدِ اللَّهِ يُؤْتِيهِ مَنْ يَشَاءُ ۗ وَاللَّهُ وَاسِعٌ عَلِيمٌ -73 |
“Sizin dininize uyandan başkasına inanmayın” (dediler). De ki: “Şüphesiz hidayet, Allah’ın hidayetidir. Birine, size verilenin benzerinin verilmesinden veya Rabbinizin huzurunda aleyhinize deliller getireceklerinden ötürü mü (böyle söylüyorsunuz)?” De ki: “Lütuf Allah’ın elindedir. Onu dilediğine verir. Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.” |
Ve kendi dininize tabi´ olanlardan başkasına eman vermeyin. De ki: Her halde hidayet Allah hidayeti, size verilen gibisi birine veriliyor veya rabbınızın huzurunda size galebe edecekler diye mi bu? De ki: Doğrusu fazıl Allahın elindedir, onu dilediğine verir, ve Allah vâsi´dir, alîmdir |
Ve bir de kendi dininize uyandan başkasına (sakın ha) inanmayın. De ki: Elbette doğru yol, hakkın beyânı Allah yoludur. Ve (yine onlar dediler ki): «Size verilenin bir benzeri başka birine verildiğine veya (Muhammed´e inananların) size Rabblniz katından delil getirip (üstünlük) sağlayacağına inanmayın. (Çünkü siz Allah´ın has kulları ve yegâne sevgililerisiniz).» De ki: Üstünlük, şerefli kılmak, fazilete eriştirmek Allah´ın elindedir; onu dilediğine verir. Allah geniş ölçüde veren ve her şeyi yeterince bilendir. |
"Sizin dininize uyandan başkasına güvenmeyin!" (dediler.) De ki: "Hidâyet Allâh´ın hidâyetidir. Birine, size verilenin benzerinin verilmesinden veya Rabbinizin huzûrunda aleyhinize deliller getireceklerinden ötürü mü (böyle söylüyorsunuz)?, De ki: "Lutuf Allâh´ın elindedir, onu dilediğine verir, Allâh(ın lutfu) geniştir, (O her şeyi) bilendir. |
«Sizin dininize tâbi olandan başkasına inanmayınız.» De ki: «Şüphe yok hidâyet, Allah´ın hidâyetidir. Size verilen şeyin benzerinin başka bir kimseye verildiğine veya Rabbinizin nezdinde aleyhinize hüccet getireceklerine inanmayın.» De ki: «Fazl, şüphesiz Allah Teâlâ´nın elindedir. Onu dilediğine verir. Ve Allah Teâlâ, vâsidir, alîmdir.» |
3 / 58 |
Al-i İmran Suresi
74.Ayet |
يَخْتَصُّ بِرَحْمَتِهِ مَنْ يَشَاءُ ۗ وَاللَّهُ ذُو الْفَضْلِ الْعَظِيمِ -74 |
O, rahmetini dilediğine has kılar. Allah, büyük lütuf sahibidir. |
Rahmetiyle imtiyazı dilediğine bahşeder, daha Allah çok büyük fazıl sahibidir |
O, rahmetini dilediğine has kılar, (hakkı, nakdini dilediğine lâyık görür). Allah çok büyük iyilik, nîmet ve yardım sahibidir. |
Rahmetini dilediğine has kılar. Allâh, büyük lutuf ve ikram sâhibidir. |
Dilediğini rahmetiyle mümtaz kılar. Ve Allah Teâlâ pek büyük fazl sahibidir. |
3 / 58 |
Al-i İmran Suresi
75.Ayet |
وَمِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ مَنْ إِنْ تَأْمَنْهُ بِقِنْطَارٍ يُؤَدِّهِ إِلَيْكَ وَمِنْهُمْ مَنْ إِنْ تَأْمَنْهُ بِدِينَارٍ لَا يُؤَدِّهِ إِلَيْكَ إِلَّا مَا دُمْتَ عَلَيْهِ قَائِمًا ۗ ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمْ قَالُوا لَيْسَ عَلَيْنَا فِي الْأُمِّيِّينَ سَبِيلٌ وَيَقُولُونَ عَلَى اللَّهِ الْكَذِبَ وَهُمْ يَعْلَمُونَ -75 |
"Kitap ehlinden öylesi vardır ki, ona yüklerle mal emanet etsen, onu sana (eksiksiz) iade eder. Fakat onlardan öylesi de vardır ki, ona bir dinar emanet etsen, tepesine dikilip durmadıkça onu sana iade etmez. Bu da onların, “Ümmîlere karşı (yaptıklarımızdan) bize vebal yoktur” demelerinden dolayıdır. Onlar, bile bile Allah’a karşı yalan söylerler. |
Ehli kitabdan öylesi vardır ki ona yüklerle emanet bıraksan onu sana te´diye eder, gene onlardan öylesi vardır ki ona bir dinar emanet etsen tepesine binmedikçe onu sana te´diye etmez, bunun sebebi: Çünkü bunlar bizim aleyhimize ümmilerde bir yol yoktur derler ve Allaha karşı bile bile yalan söylerler |
Kitap Ehlinden öylesi var ki, kendisine bir kantar (altın) emânet bıraksan, onu sana öder. Öylesi de var ki, kendisine bir dînar emânet etsen, başında dikilip durmadıkça onu sana ödemez. Bu da onların: «Ümmîler (okur yazar olmayan kitapsızların bizim üzerimizde sorumluluktan yana bir yolu (bir hakkı) yoktur» demelerindendir. Allah´a karşı bile bile yalan söylerler. |
Kitap ehlinden öylesi vardır ki, ona yüklerle emânet bıraksan, onu sana öder. Onlardan öylesi de vardır ki, ona bir dinar versen, devamlı olarak başına dikilmeden onu sana ödemez. Onlar "Ümmilere karşı bize bir sorumluluk yoktur." dedikleri için böyle yapıyorlar ve Allah´a karşı bile bile yalan söylüyorlar. |
Ehl-i kitaptan öylesi vardır ki, kendisine bir kıntar emanet versen onu sana ödeyiverir ve onlardan öylesi de vardır ki, kendisine bir dinar emanet bıraksan onu sana ödemez, meğer ki onun üzerine ayak direyip durasın. Bunun sebebi de, «Ümmîler hakkında bizim üzerimize bir yol yoktur,» demiş olmalarıdır. Ve onlar bildikleri halde Allah Teâlâ´ya karşı yalan söylerler. |
3 / 58 |
Al-i İmran Suresi
76.Ayet |
بَلَىٰ مَنْ أَوْفَىٰ بِعَهْدِهِ وَاتَّقَىٰ فَإِنَّ اللَّهَ يُحِبُّ الْمُتَّقِينَ -76 |
Hayır! (Gerçek, onların dediği değil.) Kim sözünü yerine getirir ve Allah’a karşı gelmekten sakınırsa, şüphesiz Allah da sakınanları sever. |
Hayır yol var, Allah var, her kim ahdine vefa eder ve korunursa şüphe yok ki Allah o muttekileri sever |
Hayır, yol var: Kim verdiği sözü dosdoğru yerine getirir ve (hakkı inkârdan, kötülüklere sapıp Allah´a karşı gelmekten) sakınırsa, şüphesiz Allah sakınanları sever. |
Hayır, kim sözünü yerine getirir ve (günâhtan) korunursa, şüphesiz Allâh da korunanları sever. |
Hayır. Kim ahdini ifâ eder ve ittikada bulunursa şüphe yok ki Allah Teâlâ o muttakîleri sever. |
3 / 58 |
Al-i İmran Suresi
77.Ayet |
إِنَّ الَّذِينَ يَشْتَرُونَ بِعَهْدِ اللَّهِ وَأَيْمَانِهِمْ ثَمَنًا قَلِيلًا أُولَٰئِكَ لَا خَلَاقَ لَهُمْ فِي الْآخِرَةِ وَلَا يُكَلِّمُهُمُ اللَّهُ وَلَا يَنْظُرُ إِلَيْهِمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَلَا يُزَكِّيهِمْ وَلَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ -77 |
Şüphesiz, Allah’a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir karşılığa değişenler var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur. Allah, kıyamet günü onlarla konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için elem dolu bir azap vardır. |
Fakat onlar, o Allahın ahdini ve kendi yeminlerini bir kaç paraya satanlar işte onların Ahırette hiç nasıbi yoktur, Allah onlara kelâmiyle hitab etmiyecek ve kıyamet günü nazar buyurmıyacak, ve kendilerine temize çıkarmıyacaktır, onların hakkı elîm bir azabdır |
Doğrusu Allah´a verdikleri sözü ve ettikleri yeminleri az bir değer (önemsiz bir menfaat) karşılığında değiştirenler (var ya), işte onlar için Âhiret´te hiçbir nasîb (yüz güldürücü, kalbe şifâ verici bir ilgi) yoktur. Allah Kıyamet günü onlara konuşmayacak ve onları temize çıkarmıyacaktır. Onlar için elem verici bir azâb vardır. |
Fakat Allah´a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir paraya satanlar var ya, işte onların âhirette bir payı yoktur; Allâh kıyâmet günü onlara konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları yüceltmeyecektir. Onlar için acı bir azâb vardır. |
Muhakkak o kimseler ki Allah Teâlâ´nın ahdini ve yeminlerini az bir şey mukabilinde değiştiriverirler. İşte onlar için ahirette bir nâsip yoktur. Ve Allah Teâlâ onlar ile konuşmaz ve Kıyamet gününde onlara nazar buyurmaz ve onları temize çıkarmaz. Ve onlar için elîm bir azap vardır. |
3 / 58 |