SURE AYET NO |
ARAPÇA |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI HAMDI |
CELAL YILDIRIM |
SULEYMAN ATES |
O NASUHI BILMEN |
CÜZ SAYFA |
Nisa Suresi
141.Ayet |
الَّذِينَ يَتَرَبَّصُونَ بِكُمْ فَإِنْ كَانَ لَكُمْ فَتْحٌ مِنَ اللَّهِ قَالُوا أَلَمْ نَكُنْ مَعَكُمْ وَإِنْ كَانَ لِلْكَافِرِينَ نَصِيبٌ قَالُوا أَلَمْ نَسْتَحْوِذْ عَلَيْكُمْ وَنَمْنَعْكُمْ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ ۚ فَاللَّهُ يَحْكُمُ بَيْنَكُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ ۗ وَلَنْ يَجْعَلَ اللَّهُ لِلْكَافِرِينَ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ سَبِيلًا -141 |
Onlar sizi gözetleyip duran kimselerdir. Eğer Allah tarafından size bir fetih (zafer) nasip olursa, “Biz sizinle beraber değil miydik?” derler. Şayet kâfirlerin (zaferden) bir payı olursa, “Size üstünlük sağlayıp sizi mü’minlerden korumadık mı?” derler. Allah, kıyamet günü aranızda hükmünü verecektir. Allah, mü’minlerin aleyhine kâfirlere hiçbir yol vermeyecektir. |
Onlar ki sizi gözetiyorlar: eğer Allahdan size bir feth olursa «beraber değil miydik?» diyecekler ve eğer kâfirlere bir nasîb düşerse «biz sizden üstün gelmedik mi? sizi mü´minlerden kurtarmadık mı?» diyecekler, artık kıyamet günü Allah beyninizde bir yol verecek değil |
(Öyle münafıklar ki), sizi gözleyip duruyorlar (sonunuzun nereye varacağını bekliyorlar). Size Allah´tan bir zafer kapısı açılırsa, «sizinle beraber değil miydik ?» derler. Kâfirlere (zaferden yana) bir pay çıkarsa, «size yardım edip üstün gelmenizi sağlamadık mı. mü´minlerden size dokunacak (zararı) engellemedik mi ?» derler. Artık Allah Kıyamet günü aranızda hükmedecek ve Allah elbette mü´minler aleyhine kâfirlere bir yol vermiyecektir. |
Onlar sizi gözetleyip dururlar. Eğer size Allah´tan bir fetih nasibolursa: "Biz de sizinle beraber değil miydik?" derler. Ve eğer savaşta kâfirlerin bir payı olur(savaşı düşmanlarınız kazanır)sa, (bu kez onlara): "Biz size üstünlük sağlayıp, sizi mü´minlerden korumadık mı?" derler. Artık kıyâmet gününde Allâh, aranızda hükmedecek ve mü´minlere karşı kâfirlere asla yol vermeyecektir. |
Onlar ki, sizi gözetiverirler, eğer sizin için Allah Teâlâ´dan bir zafer olursa, «Biz de sizinle beraber değil miydik?» derler. Ve eğer kâfirler için bir nâsib olursa, «Biz size galip gelmez miydik ve size mü´minlerin tecavüzünü men eder olmadık mı?» derler. Artık Allah Teâlâ Kıyamet gününde aranızda hükmedecektir. Ve elbette Allah Teâlâ kâfirler için mü´minler aleyhine bir yol vermeyecektir. |
5 / 100 |
Nisa Suresi
142.Ayet |
إِنَّ الْمُنَافِقِينَ يُخَادِعُونَ اللَّهَ وَهُوَ خَادِعُهُمْ وَإِذَا قَامُوا إِلَى الصَّلَاةِ قَامُوا كُسَالَىٰ يُرَاءُونَ النَّاسَ وَلَا يَذْكُرُونَ اللَّهَ إِلَّا قَلِيلًا -142 |
Münafıklar, Allah’ı aldatmaya çalışırlar. Allah da onların bu çabalarını başlarına geçirir. Onlar, namaza kalktıkları zaman tembel tembel kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar ve Allah’ı pek az anarlar. |
her halde münafıklar Allaha hud´a yapmağa çalışırlar, Allah da hud´alarını başlarına geçirir, namaza kalktıkları vakıt da üşene üşene kalkarlar, halka gösteriş yaparlar, yoksa Allahı pek az hatıra getirirler |
Münafıklar Allah´a karşı düzenbazlıkta bulunmak isterler; Allah onların düzen ve oyununu boşa çıkarıp başlarına geçirir. Onlar namaza kalkınca üşenerek kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar; Allah´ı pek az anarlar. |
İki yüzlüler, Allâh´ı (gûyâ) aldatmağa çalışırlar. Oysa, O, onları aldatır. Namaza kalktıkları zaman da üşene üşene kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar, Allâh´ı pek az anarlar. |
Şüphesiz münafıklar Allah Teâlâ´ya karşı hud´ada bulunmak isterler. Halbuki onları hud´aya düşüren O´dur. Ve namaza kalktıkları zaman tembelcesine kalkarlar nâsa gösterişte bulunurlar ve Allah Teâlâ´yı pek az yâd ederler. |
5 / 100 |
Nisa Suresi
143.Ayet |
مُذَبْذَبِينَ بَيْنَ ذَٰلِكَ لَا إِلَىٰ هَٰؤُلَاءِ وَلَا إِلَىٰ هَٰؤُلَاءِ ۚ وَمَنْ يُضْلِلِ اللَّهُ فَلَنْ تَجِدَ لَهُ سَبِيلًا -143 |
Onlar küfür ile iman arasında bocalayıp dururlar. Ne bunlara (mü’minlere) ne de şunlara (kâfirlere) bağlanırlar. Allah, kimi saptırırsa ona asla bir çıkar yol bulamazsın. |
Arada müzebzeb bir haldedirler: ne onlara, ne onlara, her kimi de Allah şaşırtırsa artık ona sen yol bulamazsın |
Onlar (küfürle İmân) arasında bocalayıp dururlar; ne bunlara, ne onlara (bağlanırlar). Allah kimi doğru yoldan saptırıp şaşırtırsa, artık sen ona elbette bir yol bulamazsın. |
Arada yalpalayıp dururlar. Ne bunlara (bağlanırlar), ne de onlara. Allâh´ın şaşırttığı kimseye bir (çıkar) yol bulamazsın! |
Onun arasında mütereddittirler. Ne onlara ne de bunlara mensup ve her kimi ki Allah Teâlâ saptırırsa artık ona elbette bir yol bulamazsın. |
5 / 100 |
Nisa Suresi
144.Ayet |
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا الْكَافِرِينَ أَوْلِيَاءَ مِنْ دُونِ الْمُؤْمِنِينَ ۚ أَتُرِيدُونَ أَنْ تَجْعَلُوا لِلَّهِ عَلَيْكُمْ سُلْطَانًا مُبِينًا -144 |
Ey iman edenler! Mü’minleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin. Kendi aleyhinize Allah’a apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz? |
Ey o bütün iyman edenler! mü´minleri bırakıb da kâfirleri başlarınıza geçirmeyin, ister misiniz ki Allah için aleyhinizde açık bir saltanat husule getiresiniz |
Ey imân edenler! Mü´minleri bırakıp kâfirleri dost edinmeyin, (onları başınıza geçirmeyin). Yoksa Allah´a kendi aleyhinizde açık bir belge mi vermek istiyorsunuz ? |
Ey inananlar, mü´minleri bırakıp kâfirleri dost tutmayın! Allah´a, aleyhinizde olacak açık bir delil vermek mi istiyorsunuz? |
Ey imân etmiş olanlar! Mü´minleri bırakıp da kâfirleri dostlar edinmeyiniz. İstermisiniz ki, Allah için aleyhinize bir apaçık hüccet edinesiniz. |
5 / 100 |
Nisa Suresi
145.Ayet |
إِنَّ الْمُنَافِقِينَ فِي الدَّرْكِ الْأَسْفَلِ مِنَ النَّارِ وَلَنْ تَجِدَ لَهُمْ نَصِيرًا -145 |
Şüphesiz ki münafıklar, cehennem ateşinin en aşağı tabakasındadırlar. Onlara hiçbir yardımcı da bulamazsın. |
Münafıklar hiç şüphe yok ateşin en alt tabakasındadırlar. Artık onları buradan kurtaracak bir yardımcı bir halaskâr bulamazsın. |
Şüphesiz ki münafıklar Cehennem´in en aşağı tabakasındadırlar, onlara herhalde bir yardımcı da bulamazsın. |
Doğrusu iki yüzlüler, ateşin en aşağı tabakasındadırlar. Onlar için hiçbir yardımcı bulamazsın. |
Şüphe yok ki, münafıklar ateşin en aşağı tabakasındadırlar. Ve elbette onlar için yardımcı da bulamazsın. |
5 / 100 |
Nisa Suresi
146.Ayet |
إِلَّا الَّذِينَ تَابُوا وَأَصْلَحُوا وَاعْتَصَمُوا بِاللَّهِ وَأَخْلَصُوا دِينَهُمْ لِلَّهِ فَأُولَٰئِكَ مَعَ الْمُؤْمِنِينَ ۖ وَسَوْفَ يُؤْتِ اللَّهُ الْمُؤْمِنِينَ أَجْرًا عَظِيمًا -146 |
Ancak tövbe edenler, durumlarını düzeltenler, Allah’ın kitabına sarılanlar ve dinlerini Allah’a has kılanlar müstesnadır. Bunlar mü’minlerle beraberdirler. Allah, mü’minlere büyük bir mükâfat verecektir. |
Ancak tevbe edib hallerini düzelten ve Allaha sarılıb dinlerini Allah için hâlıs kılan kimseler müstesna, çünkü bunlar mü´minlerle beraberdir, mü´minlere ise Allah azîm bir ecir verecektir |
Ancak tevbe edip durumlarını (düşünce ve davranışlarını) düzeltip Allah´a sarılanlar ve dinlerini gösterişten uzak, Allah için katıksız ve saf tutanlar müstesna... İşte bunlar mü´minlerle beraberdirler, mü´minlere ise Allah büyük mükâfat verecektir. |
Ancak tevbe edenler, uslananlar, Allah´a yapışanlar ve dinlerini sırf Allâh için yapanlar (yalnız O´na tapanlar), işte onlar mü´minlerle beraberdir; Allâh da yakında mü´minlere büyük bir mükâfât verecektir. |
Ancak o kimseler ki, tövbe ettiler ve hallerini ıslahta bulundular ve Allah Teâlâ´ya iltica ediverdiler ve dinlerini Allah için halisane kıldılar, onlar müstesna. İşte onlar mü´minler ile beraberdirler. Mü´minlere ise Allah Teâlâ elbette pek büyük mükâfaat verecektir. |
5 / 100 |
Nisa Suresi
147.Ayet |
مَا يَفْعَلُ اللَّهُ بِعَذَابِكُمْ إِنْ شَكَرْتُمْ وَآمَنْتُمْ ۚ وَكَانَ اللَّهُ شَاكِرًا عَلِيمًا -147 |
Eğer şükreder ve iman ederseniz, Allah size niye azab etsin ki? Allah, şükrün karşılığını verendir, hakkıyla bilendir. |
Siz şükreder, iyman ederseniz Allah size azabı nidecek? Halbuki Allah şükrü bilir, bir alîm bulunuyor |
Siz şükredip inanırsanız Allah size neden azâb etsin ? Allah şükredenin ecrini verendir ve (onların şükrünü) bilendir. |
Siz şükreder, inanırsanız Allâh size azâbetmeyi ne yapacak? Allâh şükrün karşılığını veren, (herşeyi) bilendir. |
Eğer şükreder ve imân etmiş olursanız, Allah Teâlâ sizin azabınızla ne yapacaktır? Halbuki, Allah Teâlâ şâkirdir, alîmdir. |
5 / 100 |