SURE AYET NO |
ARAPÇA |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI HAMDI |
CELAL YILDIRIM |
SULEYMAN ATES |
O NASUHI BILMEN |
CÜZ SAYFA |
A'raf Suresi
196.Ayet |
إِنَّ وَلِيِّيَ اللَّهُ الَّذِي نَزَّلَ الْكِتَابَ ۖ وَهُوَ يَتَوَلَّى الصَّالِحِينَ -196 |
Çünkü benim velim, Kitab’ı (Kur’an’ı) indiren Allah’tır. O, bütün salihlere velilik eder. |
Zira benim veliym o kitâb indiren Allahtır ve o hep salih kullarına velilik eder |
Çünkü benim Velîm (sahibim, dostum ve işlerimi düzene koyup yürütenim) O kitabı indirendir ve O, hep iyi kullarına yakınlık kurup dostluk eder. |
Benim velim, Kitabı indiren Allah´tır. O, iyileri yönetir (korur). |
Şüphe yok ki, benim velîm, o kitabı indirmiş olan Allah Teâlâ´dır ve O, bütün sâlihlere velîlik eder. |
9 / 175 |
A'raf Suresi
197.Ayet |
وَالَّذِينَ تَدْعُونَ مِنْ دُونِهِ لَا يَسْتَطِيعُونَ نَصْرَكُمْ وَلَا أَنْفُسَهُمْ يَنْصُرُونَ -197 |
Allah’tan başka taptıklarınızın ise size yardım etmeğe güçleri yetmez. Onlar kendilerine de yardım edemezler. |
Sizin ondan maada taptıklarınız ise ne size yardım edebilirler, ne de kendilerine yardımları dokunur |
Sizin O´ndan başka taptıklarınız, ne size yardıma güç getirebilirler, ne de kendilerine yardım edebilirler. |
O´ndan başka yalvardıklarınız ise, ne size yardım edebilirler, ne de kendilerine yardım ederler. |
Ve O´ndan başka taptıklarınız, size yardım etmeye muktedir olamazlar ve ne de kendi nefislerine yardım edebilirler. |
9 / 175 |
A'raf Suresi
198.Ayet |
وَإِنْ تَدْعُوهُمْ إِلَى الْهُدَىٰ لَا يَسْمَعُوا ۖ وَتَرَاهُمْ يَنْظُرُونَ إِلَيْكَ وَهُمْ لَا يُبْصِرُونَ -198 |
Eğer onları, doğru yola çağırırsanız işitmezler. Sen onların sana baktıklarını görürsün, hâlbuki onlar görmezler. |
siz onları doğru yolu göstermeğe çağıracak olsanız duymazlar, ve görürsün onları sana bakıb duruyorlardır da görmezler |
Onları doğru yola çağırsanız duymazlar; sana bakıp (hayâsızca) durduklarını görürsün ; oysa onlar (gerçeği hiç de) görmezler. |
Onları hidâyete çağırırsanız, işitmezler. Onların sana baktıklarını sanırsın, oysa onlar görmezler. |
Ve onları doğru yolu göstermeğe çağıracak olsanız duymazlar. Ve onları sana bakar görürsün, halbuki onlar göremezler. |
9 / 175 |
A'raf Suresi
199.Ayet |
خُذِ الْعَفْوَ وَأْمُرْ بِالْعُرْفِ وَأَعْرِضْ عَنِ الْجَاهِلِينَ -199 |
Sen af yolunu tut, iyiliği emret, cahillerden yüz çevir. |
Sen afiv yolunu tut, urf ile emret ve kendilerini bilmezlerden sarfı nazar eyle |
(Ey Şanlı Peygamber!) Sen affetme yolunu seç; iyilikle, güzel davranışla emret ve câhillerden yüzçevir. |
Affı al, iyiliği emret, câhillere aldırış etme. |
Affı iltizam et, ma´ruf ile emirde bulun ve cahillerden yüz çevir. |
9 / 175 |
A'raf Suresi
200.Ayet |
وَإِمَّا يَنْزَغَنَّكَ مِنَ الشَّيْطَانِ نَزْغٌ فَاسْتَعِذْ بِاللَّهِ ۚ إِنَّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ -200 |
Eğer şeytandan bir kışkırtma seni dürterse, hemen Allah’a sığın. Şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. |
Her ne zamanda Şeytandan bir gıdık seni gıdıklayacak olursa hemen Allaha istiaze eyle, o şüphesiz semi´dir alîmdir |
Şeytandan taraf seni dürtecek bir vesvese duyacak olursan hemen Allah´a sığın. Çünkü Allah, şüphesiz ki işiten ve bilendir. |
Ne zaman şeytândan bir kötü düşünce seni dürtüklerse, Allah´a sığın; çünkü O, işitendir, bilendir. |
Ve eğer seni şeytan tarafından bir vesvese gıdıklayacak olursa hemen Allah Teâlâ´ya sığın. Şüphe yok ki, O (Allah) bihakkın işiticidir, tamamıyla bilicidir. |
9 / 175 |
A'raf Suresi
201.Ayet |
إِنَّ الَّذِينَ اتَّقَوْا إِذَا مَسَّهُمْ طَائِفٌ مِنَ الشَّيْطَانِ تَذَكَّرُوا فَإِذَا هُمْ مُبْصِرُونَ -201 |
Şüphe yok ki Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, kendilerine şeytandan bir vesvese dokunduğu zaman iyice düşünürler (derhal Allah’ı hatırlarlar da) sonra hemen gözlerini açarlar. |
Her halde Allahdan korkanlar, kendilerine Şeytandan bir tayf iliştiği zaman bir tezekkür ederler, derhal basıretlerine sahib olurlar |
Doğrusu (Allah´tan korkup fenalıklardan) sakınanlara şeytandan vesvese (azıcık bir hayâl sinyali) dokunduğunda Allah´ı anarlar ve hemen (doğruyu ve gerçeği) görürler. |
Allah´tan korkanlar, kendilerine şeytândan gelen bir vesvese dokunduğu zaman düşünür, (gerçeği) görürler. |
Muhakkak o kimseler ki, muttakî bulunmuşlardır. Onlar kendilerine şeytan tarafindan bir arıza iliştiği zaman güzelce düşünürler. Derhal görücü kimseler olurlar. |
9 / 175 |
A'raf Suresi
202.Ayet |
وَإِخْوَانُهُمْ يَمُدُّونَهُمْ فِي الْغَيِّ ثُمَّ لَا يُقْصِرُونَ -202 |
Şeytanlara kardeş olanlara gelince, şeytanlar onları azgınlığın içine çekerler, sonra da bundan hiç geri durmazlar. |
Şeytanların ihvanı ise onlar bunları dalâle sürükler, sonra da yakalarını bırakmazlar |
(Şeytan´ın) kardeşleri ise bunları sapıklığa çekip sürüklerler, sonra da bir daha peşlerini bırakmazlar. |
Kardeşleri ise onları, azgınlığa çekerler, hiç yakalarını bırakmazlar. |
Ve kardeşleri onları dalâlete sürükler dururlar. Sonra (o dalâleti) terketmezler. |
9 / 175 |
A'raf Suresi
203.Ayet |
وَإِذَا لَمْ تَأْتِهِمْ بِآيَةٍ قَالُوا لَوْلَا اجْتَبَيْتَهَا ۚ قُلْ إِنَّمَا أَتَّبِعُ مَا يُوحَىٰ إِلَيَّ مِنْ رَبِّي ۚ هَٰذَا بَصَائِرُ مِنْ رَبِّكُمْ وَهُدًى وَرَحْمَةٌ لِقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ -203 |
(Ey Muhammed!) Onlara (istedikleri) bir âyet getirmediğin zaman (alay ederek) derler ki: “Onu (da) bir yerlerden derleyip toplasaydın ya.” De ki: “Ben ancak Rabbimden bana vahyedilene uymaktayım. Bu (Kur’an âyetleri), Rabbinizden gelen basiretlerdir (Gönül gözlerini aydınlatan nurlardır). İman edecek bir topluluk için bir hidayet kaynağı ve bir rahmettir.” |
Ve sen onlara bir âyet getirmediğin zaman derib toplasa idin a dediler, de ki: ben, ancak rabbımdan bana ne vahiy olunuyorsa ona ittiba´ ederim bütün bu Kur´an rabbınızdan gelen basıretlerdir ve iyman edecek bir kavm için bir hidayet ve rahmettir |
Sen onlara (istedikleri) bir âyet getirmediğinde ise, «Sen bir tane derleyip meydana getirseydin ya !» derler. De ki: Ben ancak Rabbimden bana vahyedilene uyarım. Bu (kitap) Rabbinizden kalb gözlerinizi açacak belgelerdir ve inanan bir millet için doğru yolun ve rahmetin kendisidir. |
Onlara bir âyet getirmediğin zaman: "Bunu da derleseydin ya!" derler. De ki: "Ben, ancak Rabbimden bana vahyolunana uyuyorum. Bu (Kur´ân), Rabbinizden gelen basiretler(gönül gözlerini açan nurlar, gerçeğe ileten kanıtlar)dır ve inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmettir!" |
Ve onlara bir âyet getirmediğin zaman, «Onu kendi tarafından uydurmalı değil miydin?» derler. De ki: Ben ancak Rabbimden bana vahy olunana tâbi olurum. Bu Rabbiniz tarafından basiretlerdir ve inanan bir kavim için hidâyettir ve rahmettir. |
9 / 175 |
A'raf Suresi
204.Ayet |
وَإِذَا قُرِئَ الْقُرْآنُ فَاسْتَمِعُوا لَهُ وَأَنْصِتُوا لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ -204 |
Kur’an okunduğu zaman ona kulak verip dinleyin ve susun ki size merhamet edilsin. |
Kur´an okunduğu zaman da hemen onu dinleyin ve susun gerek ki rahmete erdirilirsiniz |
Kur´ân okunduğu zaman Ona kulak verip dinleyin ve susun. Ola ki merhamete erdirilirsiniz. |
Kur´ân okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki, size rahmet edilsin. |
Ve Kur´an okunduğu zaman O´nu hemen dinleyin ve sükut edin, tâ ki rahmete nâil olasınız. |
9 / 175 |
A'raf Suresi
205.Ayet |
وَاذْكُرْ رَبَّكَ فِي نَفْسِكَ تَضَرُّعًا وَخِيفَةً وَدُونَ الْجَهْرِ مِنَ الْقَوْلِ بِالْغُدُوِّ وَالْآصَالِ وَلَا تَكُنْ مِنَ الْغَافِلِينَ -205 |
Rabbini, içinden yalvararak ve korkarak, yüksek olmayan bir sesle sabah-akşam zikret ve gafillerden olma. |
Hem de sabahleyin ve akşamları içinden tazarru´ ile gizlice ve cehrin mâdunu sesle rabbını zikret de gafillerden olma |
Hem Rabbini sabah akşam, içinden yalvarıp yakararak, ürpererek yükseğin altında bir sesle an. gafillerden olma. |
Rabbini, içinden, yalvararak ve korkarak, yüksek olmayan bir sesle sabah akşam an, gâfillerden olma! |
Ve Rabbini içinden yalvararak ve korkarak ve cehren kıraatın dûnunda olarak sabahları ve akşamları zikret ve gâfillerden olma. |
9 / 175 |
A'raf Suresi
206.Ayet |
إِنَّ الَّذِينَ عِنْدَ رَبِّكَ لَا يَسْتَكْبِرُونَ عَنْ عِبَادَتِهِ وَيُسَبِّحُونَهُ وَلَهُ يَسْجُدُونَ ۩ ۩ -206 |
Şüphesiz Rabbin katındaki (melek)ler O’na ibadet etmekten büyüklenmezler. O’nu tespih ederler ve yalnız O’na secde ederler. |
Zira rabbının yakınında olanlar ıbadetinden istikbar eylemezler, onu hep tesbih ederler, hem yalnız ona secde ederler |
Şüphesiz ki, Rabbin katında olanlar (melekler) O´na kulluk edip tapmaktan asla (küçüklük duyup) büyüklük taslamazlar; O´nu hep tesbîh ve tenzîh ederler ve ancak O´na secde ederler. |
Rabbinin yanında olanlar, büyüklük taslayıp O´na kulluktan geri kalmazlar, (dâimâ) O´nu tesbih ederler ve O´na secde ederler. |
Şüphe yok ki, Rabbin indinde bulunanlar, O´nun ibadetinden tekebbürde bulunmazlar. Ve O´nu tesbih ederler ve ancak O´nun için secdeye kapanırlar. |
9 / 175 |