SURE AYET NO |
ARAPÇA |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI HAMDI |
CELAL YILDIRIM |
SULEYMAN ATES |
O NASUHI BILMEN |
CÜZ SAYFA |
Tevbe Suresi
107.Ayet |
وَالَّذِينَ اتَّخَذُوا مَسْجِدًا ضِرَارًا وَكُفْرًا وَتَفْرِيقًا بَيْنَ الْمُؤْمِنِينَ وَإِرْصَادًا لِمَنْ حَارَبَ اللَّهَ وَرَسُولَهُ مِنْ قَبْلُ ۚ وَلَيَحْلِفُنَّ إِنْ أَرَدْنَا إِلَّا الْحُسْنَىٰ ۖ وَاللَّهُ يَشْهَدُ إِنَّهُمْ لَكَاذِبُونَ -107 |
Bir de zararlı faaliyetlerde bulunmak, küfre yardım etmek, mü’minler arasına ayrılık sokmak için ve öteden beri Allah ve Resûlüne karşı savaşanlara üs olsun diye bir mescit yapanlar vardır. Bunlar, “Bizim iyilikten başka hiçbir kasdımız yok” diye de mutlaka yemin ederler. Ama Allah şâhitlik eder ki bunlar mutlaka yalancıdırlar. |
Bir de şunlar var ki tuttular bir mescid yaptılar, inadına ızrar için, küfr için, mü´minlerin arasına tefrıka sokmak için, ve bundan evvel Allaha ve Resulüne harbeden herife bir pusu yapıvermek için, bununla beraber husni niyyetten başka bir muradımız yoktu diye yemin de edecekler, fakat Allah şâhid ki bunlar şeksiz şüphesiz yalancıdırlar |
Zarar vermek, küfrün gereğini yapmak, mü´minleri bölmek ; daha önce Allah ve Peygamber´i ile savaşanı gözetlemek için mescid yapan lar var ya, «biz bununla ancak iyilik arzu ettik» diye yemîn ederler. Allah da onların yalancı olduğuna hiç şüphesiz şehâdet eder. |
(Seferden geri kalanlar arasında) Zarar vermek, nankörlük etmek, mü´minlerin arasını açmak ve önceden Allâh ve Elçisiyle savaşmış olan(adamın gelmesin)i gözetlemek için bir mescid yapanlar da var. "İyilikten başka bir niyetimiz yoktu" diye de yemin edecekler. Oysa Allâh onların yalan söylediklerine şâhittir. |
Ve o kimseler ki, zarar vermek için ve küfür için ve mü´minlerin aralarını ayırmak için ve evvelce Allah Teâlâ ile ve Resûlü ile savaşa cür´et etmiş olanı beklemek için bir mescit edindiler ve yemin de edeceklerdir ki: «Biz iyilikten başka bir şey kasdetmedik.» Allah Teâlâ ise şehâdet eder ki, onlar şüphe yok yalancı kimselerdir. |
11 / 203 |
Tevbe Suresi
108.Ayet |
لَا تَقُمْ فِيهِ أَبَدًا ۚ لَمَسْجِدٌ أُسِّسَ عَلَى التَّقْوَىٰ مِنْ أَوَّلِ يَوْمٍ أَحَقُّ أَنْ تَقُومَ فِيهِ ۚ فِيهِ رِجَالٌ يُحِبُّونَ أَنْ يَتَطَهَّرُوا ۚ وَاللَّهُ يُحِبُّ الْمُطَّهِّرِينَ -108 |
Onun içinde asla namaz kılma. İlk günden temeli takva (Allah’a karşı gelmekten sakınmak) üzerine kurulan mescit (Kuba mescidi), içinde namaz kılmana elbette daha lâyıktır. Orada temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da tertemiz olanları sever. |
Onun için ebedâ namaza durma, tâ ilk günden temeli takva üzerine kurulan mescid, içinde kıyamına elbette daha lâyık ve müstahıktır, onun içerisinde öyle rical var ki çok temizlenmeyi severler, Allah da çok temizlenenleri sever |
O mescidde hiçbir zaman (namaz için) durma. İlk gününde takva (Allah korkusu, saygısı ve kötülükten korunma) üzere kurulan mescidde durman daha lâyık ve uygundur. Onun içinde temizlenip arınmayı sevenler vardır. Allah da çokça temizlenenleri sever. |
Orada asla namaza durma, tâ ilk günden takvâ üzere kurulan mescid, elbette içinde namaza durmana daha uygundur. Onda temizlenmeyi seven erkekler vardır. Allâh da temizlenenleri sever. |
Onun içinde ebedîyen namaz kılma. İlk günden beri takvâ üzere müesses olan bir mescid, elbette onun içinde namaz kılmana daha layıktır. Onun içinde öyle birtakım rical vardır ki, tertemiz olmayı severler, Allah Teâlâ da çok temizlenenleri sever. |
11 / 203 |
Tevbe Suresi
109.Ayet |
أَفَمَنْ أَسَّسَ بُنْيَانَهُ عَلَىٰ تَقْوَىٰ مِنَ اللَّهِ وَرِضْوَانٍ خَيْرٌ أَمْ مَنْ أَسَّسَ بُنْيَانَهُ عَلَىٰ شَفَا جُرُفٍ هَارٍ فَانْهَارَ بِهِ فِي نَارِ جَهَنَّمَ ۗ وَاللَّهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ -109 |
Binasını takva (Allah’a karşı gelmekten sakınmak) ve O’nun rızasını kazanmak temeli üzerine kuran kimse mi daha hayırlıdır, yoksa binasını çökmeye yüz tutmuş bir yarın kenarına kurup, onunla birlikte kendisi de cehennem ateşine yuvarlanan kimse mi? Allah, zalimler topluluğunu doğru yola erdirmez. |
O halde binasını Allah korkusu ve Allah rızası üzerine kurmuş olan mı hayırlıdır, yoksa binasını seyl bıçığında sarkan bir yarın kenarına kurup da onunla beraber cehenneme yuvarlanan mı? Allah zalimler güruhunu hidayete erdirmez |
Yapısını, Allah´tan korkup (kötülüklerden) sakınmak ve O´nun rızâsına erişmek (temeli ve niyeti) üzerine kuran mı hayırlıdır, yoksa yapısını, çökmek üzere bulunan bir yar kenarına kurup da onunla beraber Cehennem ateşine yıkılıp giden mi hayırlıdır ? Allah zulmeden topluluğu doğru yola eriştirmez. |
Yapısını, Allah´tan korku ve rızâ üzerine kuran mı hayırlıdır, yoksa yapısını bir yarın kenarına kurup onunla birlikte cehennem ateşine yuvarlanan mı? Allâh zâlimler topluluğunu doğru yola iletmez. |
O halde binâsını Allah Teâlâ´dan bir korku ve bir rıza, üzerine kurmuş olan kimse mi hayırlıdır, yoksa binâsını yıkılmakta bulunan bir yarın kenarı üzerine kurup da onunla beraber Cehennem ateşi içine yuvarlanan kimse mi? Allah Teâlâ da zalimler olan bir kavmi hidâyete erdirmez. |
11 / 203 |
Tevbe Suresi
110.Ayet |
لَا يَزَالُ بُنْيَانُهُمُ الَّذِي بَنَوْا رِيبَةً فِي قُلُوبِهِمْ إِلَّا أَنْ تَقَطَّعَ قُلُوبُهُمْ ۗ وَاللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ -110 |
Kurmuş oldukları binaları, (ölüp de) kalpleri paramparça olmadıkça yüreklerinde sürekli bir kuşku olarak kalmaya devam edecektir. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. |
Onların kurmuş oldukları bünyanları kalblerinde bir nifak ukdesi olup kalacak, meğer ki kalpleri parçalansın, Allah alîmdir, hakîmdir |
Onların kurdukları yapı, kalblerinde hep bir şüphe olarak kala cak; kalbleri didik didik oluncaya kadar (sürüp gidecek). Allah her şeyi hakkıyle bilendir, hikmetle yürütendir. |
Yaptıkları bina, kalbleri parçalanıncaya dek yüreklerinde bir kuşku olarak kalacaktır. Allâh bilendir, hüküm ve hikmet sâhibidir. |
Onların kurmuş oldukları bina, onların gönüllerinde bir işkil olarak zail olmayacaktır. Meğer ki gönülleri parça parça olsun. Ve Allah Teâlâ alîmdir, hakîmdir. |
11 / 203 |
Tevbe Suresi
111.Ayet |
إِنَّ اللَّهَ اشْتَرَىٰ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ أَنْفُسَهُمْ وَأَمْوَالَهُمْ بِأَنَّ لَهُمُ الْجَنَّةَ ۚ يُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ فَيَقْتُلُونَ وَيُقْتَلُونَ ۖ وَعْدًا عَلَيْهِ حَقًّا فِي التَّوْرَاةِ وَالْإِنْجِيلِ وَالْقُرْآنِ ۚ وَمَنْ أَوْفَىٰ بِعَهْدِهِ مِنَ اللَّهِ ۚ فَاسْتَبْشِرُوا بِبَيْعِكُمُ الَّذِي بَايَعْتُمْ بِهِ ۚ وَذَٰلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ -111 |
Şüphesiz Allah, mü’minlerden canlarını ve mallarını, kendilerine vereceği cennet karşılığında satın almıştır. Artık, onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler ve ölürler. Allah, bunu Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’an’da kesin olarak va’detmiştir. Kimdir sözünü Allah’tan daha iyi yerine getiren? O hâlde, yapmış olduğunuz bu alışverişten dolayı sevinin. İşte asıl bu büyük başarıdır. |
Allah mü´minlerden canlarını ve mallarını; Cennet muhakkak kendilerinin olmak bahasına satın aldı, Allah yolunda çarpışacaklar da öldürecekler ve öldürülecekler, Tevratta da, İncilde de Kur´anda da hakka taahhüd buyurduğu bir va´d, Allahdan ziyade ahdine vefa edecek kim? O halde akdettiğiniz şu bîatten dolayı size müjdeler olsun, ve işte, o fevzi azîm bu |
Şüphesiz ki Allah, Tevrat´da incil´de ve Kur´ân´da va´dettiği bir hak olarak, karşılığında kendilerine Cennet verilmek üzere mü´minlerden canlarını ve mallarını satın almıştı*. Onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler ve öldürülürler. Allah´tan daha fazla va´dini yerine getiren kim ? O halde yaptığınız alım-satımdan dolayı müjdelenip sevinin. İşte bu, selâmete giden büyük bir kurtuluştur. |
Allâh, mü´minlerden canlarını ve mallarını cennet kendilerinin olmak üzere satın almıştır. Allâh yolunda savaşırlar, öldürürler ve öldürülürler. Bu, Allâh´ın, Tevrât´ta, İncil´de ve Kur´ân´da üstlendiği gerçek bir sözdür! Kim Allah´tan daha çok sözünde durabilir? O halde O´nunla yaptığınız bu alışverişinizden ötürü sevinin. Gerçekten bu, büyük başarıdır. |
Şüphe yok ki, Allah Teâlâ mü´minlerden nefislerini ve mallarını, cennet muhakkak onların olması mukabilinde satın almıştır. Allah Teâlâ yolunda mücâhedede bulunacaklar da öldürecekler ve öldürüleceklerdir. Onların öyle cennete konulmaları, Tevrat´ta, İncil´de ve Kur´an´da mezkûr, hak olan bir vaad-i ilâhîdir. Ve ahdini Allah Teâlâ´dan ziyâde ifâ edebilen kim vardır? Artık yapmış olduğunuz o alışverişten dolayı size müjdeler olsun ve işte bu, en büyük bir saadettir. |
11 / 203 |