SURE AYET NO |
ARAPÇA |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI HAMDI |
CELAL YILDIRIM |
SULEYMAN ATES |
O NASUHI BILMEN |
CÜZ SAYFA |
Nuh Suresi
11.Ayet |
يُرْسِلِ السَّمَاءَ عَلَيْكُمْ مِدْرَارًا -11 |
‘(Bağışlama dileyin ki,) üzerinize gökten bol bol yağmur indirsin.’ |
Bol hayır ile üzerinize semayı salsın |
Gökten üzerinize faydalı yağmur gönderir. |
´(O´ndan mağfiret dileyin) Ki üzerinize gökten bol yağmur göndersin´ |
Üzerinize semayı bol yağmurlar ile gönderir. |
29 / 570 |
Nuh Suresi
12.Ayet |
وَيُمْدِدْكُمْ بِأَمْوَالٍ وَبَنِينَ وَيَجْعَلْ لَكُمْ جَنَّاتٍ وَيَجْعَلْ لَكُمْ أَنْهَارًا -12 |
‘Sizi mallarla, oğullarla desteklesin ve sizin için bahçeler var etsin, sizin için ırmaklar var etsin.’ |
Ve size mallar ve oğullarla imdad eylesin ve sizin için Cennetler yapsın, sizin için ırmaklar yapsın |
Sizi, mallar ve oğullarla destekleyip güçlendirir. Size Cennet misâli bahçeler verir ve ırmaklar akıtır. |
´Ve size mallarla, oğullarla yardım etsin, size bahçeler versin, ırmaklar versin´ |
Ve size mallar ile ve oğullar ile imdat eder ve sizin için bağlar, bostanlar kılar ve sizin için ırmaklar vucûda getirir. |
29 / 570 |
Nuh Suresi
13.Ayet |
مَا لَكُمْ لَا تَرْجُونَ لِلَّهِ وَقَارًا -13 |
‘Size ne oluyor da Allah için bir vakar (saygınlık, büyüklük) ummuyorsunuz?’ |
Neye siz ummazsınız Allah için bir vakar |
Size ne oluyor ki, Allah´a büyüklük ve ululuğu, ta´zîm ve saygıyı yakıştıramıyorsunuz!?. O´ndan vakar ve şeref ummuyorsunuz?!.. |
´Size ne oluyor ki, Allâh için saygı ummuyorsunuz?´ |
Size ne oluyor ki Allah için bir azâmet ummuyorsunuz. |
29 / 570 |
Nuh Suresi
14.Ayet |
وَقَدْ خَلَقَكُمْ أَطْوَارًا -14 |
‘Hâlbuki, O, sizi evrelerden geçirerek yaratmıştır.’ |
Yaratmış iken o sizi tavır tavır bu tavra kadar |
Halbuki O, sizi kademeli tavırlardan geçirip yaratmıştır. |
´Oysa O, sizi aşama, aşama yarattı.´ |
(14-15) Halbuki, sizi muhakkak türlü türlü derecelerde yaratmıştır. Görmediniz mi ki, yedi semayı nasıl tabaka tabaka yaratmıştır? |
29 / 570 |
Nuh Suresi
15.Ayet |
أَلَمْ تَرَوْا كَيْفَ خَلَقَ اللَّهُ سَبْعَ سَمَاوَاتٍ طِبَاقًا -15 |
‘Görmediniz mi, Allah yedi göğü tabaka tabaka nasıl yaratmıştır?’ |
Görmediniz mi nasıl yaratmış Allah yedi Semayı uygun tabaka tabaka? |
Allah´ın tıpatıp uyum halinde yedi göğü nasıl yarattığını görmez misiniz? |
´Görmediniz mi Allâh nasıl yedi göğü birbiri üstünde tabaka tabaka yarattı?´ |
(14-15) Halbuki, sizi muhakkak türlü türlü derecelerde yaratmıştır. Görmediniz mi ki, yedi semayı nasıl tabaka tabaka yaratmıştır? |
29 / 570 |
Nuh Suresi
16.Ayet |
وَجَعَلَ الْقَمَرَ فِيهِنَّ نُورًا وَجَعَلَ الشَّمْسَ سِرَاجًا -16 |
‘Onların içinde nasıl ayı, bir ışık, güneşi de bir kandil yapmıştır?’ |
Kameri kılmış içlerinde bir nur, güneşi de kılmış bir lâmba |
Orada Ay´ı bir ışık, Güneş´i ise bir kandil yapmıştır. |
´Ve Ayı bunların içinde nur yaptı. Güneşi de bir lamba yaptı.´ |
(16-17) Ve onlar da ay´ı bir nûr kılmıştır, güneşi de bir çırağ yapmıştır. Ve Allah sizi yerden bir ot olarak bitirmiştir. |
29 / 570 |
Nuh Suresi
17.Ayet |
وَاللَّهُ أَنْبَتَكُمْ مِنَ الْأَرْضِ نَبَاتًا -17 |
‘Allah, sizi (babanız Âdem’i) yerden (bitki bitirir gibi) bitirdi (yarattı.)’ |
Ve Allah yetiştirdi sizi Arzdan nebat tarziyle |
Allah sizi yerden bir bitki (gibi) bitirmiştir. |
´Allâh sizi yerden bir bitki olarak bitirdi.´ |
(16-17) Ve onlar da ay´ı bir nûr kılmıştır, güneşi de bir çırağ yapmıştır. Ve Allah sizi yerden bir ot olarak bitirmiştir. |
29 / 570 |
Nuh Suresi
18.Ayet |
ثُمَّ يُعِيدُكُمْ فِيهَا وَيُخْرِجُكُمْ إِخْرَاجًا -18 |
‘Sonra sizi yine oraya döndürecek ve kesinlikle sizi (yeniden) çıkaracaktır.’ |
Sonra sizi onda geri çevirecek ve çıkaracak sizi bir çıkarış daha |
Sonra sizi oraya çevirecek ve sizi (tekrar diriltip) bir çıkışla çıkaracaktır. |
´Sonra yine oraya geri çevirecek ve tekrar çıkaracaktır.´ |
Sonra sizi orada iade edecektir ve sizi bir çıkarışla çıkaracaktır. |
29 / 570 |
Nuh Suresi
19.Ayet |
وَاللَّهُ جَعَلَ لَكُمُ الْأَرْضَ بِسَاطًا -19 |
(19-20) ‘Allah, yeryüzünü sizin için bir sergi yapmıştır ki, oradaki geniş yollarda yürüyesiniz.” |
Ve Allah sizin için Arzı bir sergi yapmıştır |
Allah, yeryüzünü size bir yaygı yaptı ki, |
´Allâh, yeri sizin için bir sergi yaptı.´ |
Ve Allah, Sizin için yeri bir döşek kılmıştır. |
29 / 570 |
Nuh Suresi
20.Ayet |
لِتَسْلُكُوا مِنْهَا سُبُلًا فِجَاجًا -20 |
(19-20) ‘Allah, yeryüzünü sizin için bir sergi yapmıştır ki, oradaki geniş yollarda yürüyesiniz.” |
Gidesiniz diye ondan geniş geniş yollarda |
Orada geniş geniş yollarda yürüyesiniz. |
´Ki onda açılan geniş geniş yollarda gidesiniz´." |
Tâ ki, ondan geniş geniş yollara gidiveresiniz. |
29 / 570 |
Nuh Suresi
21.Ayet |
قَالَ نُوحٌ رَبِّ إِنَّهُمْ عَصَوْنِي وَاتَّبَعُوا مَنْ لَمْ يَزِدْهُ مَالُهُ وَوَلَدُهُ إِلَّا خَسَارًا -21 |
Nûh, dedi ki: “Rabbim! Gerçekten onlar bana karşı geldiler, malı ve çocuğu ancak kendi hüsranını artıran kimselere uydular.” |
Nuh dedi ki: Yarab! Ma´lûmun onlar bana ısyan ettiler ve malı ve veledi kendisine hasardan başka bir şey arttırmıyan kimsenin ardınca gittiler. |
Nûh dedi ki: Rabbim I Doğrusu onlar bana karşı geldiler; malı ve evlâdı kendisine zarardan başka birşey artırmayan kimseye uydular. |
(Bu öğütlerin hiçbirinin fayda vermediğini gören) Nûh, (Rabbine dönerek): "Rabbim, dedi, onlar bana karşı geldiler de malı ve çocuğu kendisinin ziyanını artırmaktan başka işe yaramayan (şımarık, gururlu) bir adama uydular." |
(21-22) Nûh dedi ki: «Yarabbi! Şüphe yok ki onlar bana isyan ettiler ve malı ve evlâdı kendisine hüsrândan başka bir şey arttırmayan kimseye tâbi oldular. Ve pek büyük bir hile ile hile eder oldular.» |
29 / 570 |
Nuh Suresi
22.Ayet |
وَمَكَرُوا مَكْرًا كُبَّارًا -22 |
“Bunlar da, çok büyük bir tuzak kurdular.” |
Ve büyük büyük mekre giriştiler |
Büyük hileler ve düzenler kurdular. |
"Büyük büyük tuzaklar kurdular." |
(21-22) Nûh dedi ki: «Yarabbi! Şüphe yok ki onlar bana isyan ettiler ve malı ve evlâdı kendisine hüsrândan başka bir şey arttırmayan kimseye tâbi oldular. Ve pek büyük bir hile ile hile eder oldular.» |
29 / 570 |
Nuh Suresi
23.Ayet |
وَقَالُوا لَا تَذَرُنَّ آلِهَتَكُمْ وَلَا تَذَرُنَّ وَدًّا وَلَا سُوَاعًا وَلَا يَغُوثَ وَيَعُوقَ وَنَسْرًا -23 |
“Şöyle dediler: ‘Sakın ilâhlarınızı bırakmayın. Hele hele Vedd’i, Süvâ’ı, Yeğûs’u, Ye’ûk’u ve Nesr’i hiç bırakmayın.” |
Ve sakın ilâhlarınızı bırakmayın ve sakın bırakmayın ne Veddi, ne Suvâı, ne de Yeğûsü ve Ye´ûku ve Nesri dediler |
Ve sakın sakın tanrılarınızı terketmeyin ; özellikle Vedd´i, Suvâ´ı, Yağûs´ü, Yaûk´u ve Nesr´i bırakmayın, dediler. |
Dediler ki: "Tanrılarınızı bırakmayın: Vedd´i, Suva´ı, Yeğûs´u, Ye´ûk´u ve Nesr´i bırakmayın!" |
Ve dediler ki: «Tânrılarınızı bırakmayınız, ne Vedd´i, ne Süva´ı, ne Yegûs´u, ne Yeûk´u ve ne de Nesr putlarını terkeylemeyiniz». |
29 / 570 |
Nuh Suresi
24.Ayet |
وَقَدْ أَضَلُّوا كَثِيرًا ۖ وَلَا تَزِدِ الظَّالِمِينَ إِلَّا ضَلَالًا -24 |
“Onlar gerçekten birçoklarını saptırdılar. (Rabbim!) Sen de bu zalimlerin sadece sapıklıklarını artır.” |
Ve çoğunu şaşırttılar, sen de zalimleri artırma ancak şaşkınlıkca artır |
Bunlar cidden birçoklarını saptırdılar. (Rabbim!) Bu zâlimlerin ancak sapıklık ve şaşkınlığını artır. |
"(Böylece) Onlar, çok kimseyi yoldan çıkardılar. Sen de o zâlimlere şaşkınlıktan başka bir şey artırma." |
«Ve muhakkak ki, birçoklarını sapıklığa düşürdüler. Ve (Yarabbi! Sen de) O zalimlere sapıklıktan başkasını arttırma.» |
29 / 570 |
Nuh Suresi
25.Ayet |
مِمَّا خَطِيئَاتِهِمْ أُغْرِقُوا فَأُدْخِلُوا نَارًا فَلَمْ يَجِدُوا لَهُمْ مِنْ دُونِ اللَّهِ أَنْصَارًا -25 |
Hataları (küfür ve isyanları) yüzünden suda boğuldular ve cehenneme sokuldular da kendileri için Allah’tan başka yardımcılar bulamadılar. |
Bir çok hatîatlarından dolayı suya boğuldular da ateşe atıldılar ve kendilerine Allahın dûnünden yardımcılar bulamadılar |
Günah ve azgınlıkları sebebiyle boğuldular da Cehennem´e atıldılar. Kendilerine Allah´tan başka yardımcılar da bulamadılar. |
Hatâlarından dolayı boğuldular, ateşe sokuldular, kendilerine Allah´tan başka yardımcılar da bulamadılar. |
Günahlarından dolayı suda boğuldular, sonra ateşe atıldılar. Artık kendileri için Allah´ın ötesinde yardımcılar bulamadılar. |
29 / 570 |
Nuh Suresi
26.Ayet |
وَقَالَ نُوحٌ رَبِّ لَا تَذَرْ عَلَى الْأَرْضِ مِنَ الْكَافِرِينَ دَيَّارًا -26 |
Nûh, şöyle dedi: “Ey Rabbim! Kâfirlerden hiç kimseyi yeryüzünde bırakma!” |
Nuh demişti ki: Yarab, bırakma yeryüzünde kâfirlerden bir deyyar! |
Nûh dedi ki: Rabbim! Yeryüzünde kâfirlerden dolaşıp yurt edinen bir kimse bırakma. |
Nûh dedi ki: "Rabbim, yeryüzünde kâfirlerden tek kişi bırakma." |
Ve Nûh dedi ki: «Yarabbi! Yeryüzünde kâfirlerden bir şahıs bırakma.» |
29 / 570 |
Nuh Suresi
27.Ayet |
إِنَّكَ إِنْ تَذَرْهُمْ يُضِلُّوا عِبَادَكَ وَلَا يَلِدُوا إِلَّا فَاجِرًا كَفَّارًا -27 |
“Çünkü sen onları bırakırsan, kullarını saptırırlar; sadece ahlâksız ve kâfir kimseler yetiştirirler.” |
Zira sen onları bırakırsan kullarını yoldan çıkarıyorlar ve nankör, facirden başka da doğurmuyorlar. |
Eğer onları bırakırsan senin kullarını saptırırlar ve sadece ilâhî sınırları çiğneyen çok nankör, aynı zamanda ahlâksız evlât doğurup yetiştirirler. |
"Çünkü sen onları bırakırsan, kullarını şaşırtırlar ve sadece ahlâksız, nânkör (insanlar) doğururlar." |
(27-28) «Şüphe yok ki, sen onları bırakırsan kullarını saptırırlar ve facirden, kâfirden başkasını da doğurmazlar. Yarabbi! Bana ve babama, anama ve haneme mü´min olarak giren kimseye ve mü´minler ile mü´minelere mağfiret buyur ve zalimler için helâkten başkasını arttırma.» |
29 / 570 |
Nuh Suresi
28.Ayet |
رَبِّ اغْفِرْ لِي وَلِوَالِدَيَّ وَلِمَنْ دَخَلَ بَيْتِيَ مُؤْمِنًا وَلِلْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ وَلَا تَزِدِ الظَّالِمِينَ إِلَّا تَبَارًا -28 |
“Rabbim! Beni, ana babamı, iman etmiş olarak evime girenleri, iman eden erkekleri ve iman eden kadınları bağışla. Zalimlerin de ancak helâkini arttır.” |
Yarab! Mağfiret buyur bana, ve babama anama, mü´min olarak evime girene ve bütün mü´minîn ve mü´minâta, zalimleri ise artırma ancak helâkça artır |
Rabbim! Beni, ana-babamı, evime mü´min olarak gideni; bütün mü´min erkekleri ve mü´min kadınları bağışla. Zâlimlerin ise sadece yok olmalarını artır. |
Rabbim beni, babamı, anamı, inanarak evime gireni, inanan erkek ve kadınları bağışla; zâlimlerin de sadece helâkini artır (onların köklerini kurut)!" |
(27-28) «Şüphe yok ki, sen onları bırakırsan kullarını saptırırlar ve facirden, kâfirden başkasını da doğurmazlar. Yarabbi! Bana ve babama, anama ve haneme mü´min olarak giren kimseye ve mü´minler ile mü´minelere mağfiret buyur ve zalimler için helâkten başkasını arttırma.» |
29 / 570 |