SURE AYET NO |
ARAPÇA |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI HAMDI |
CELAL YILDIRIM |
SULEYMAN ATES |
O NASUHI BILMEN |
CÜZ SAYFA |
İnsan Suresi
6.Ayet |
عَيْنًا يَشْرَبُ بِهَا عِبَادُ اللَّهِ يُفَجِّرُونَهَا تَفْجِيرًا -6 |
Bir pınar ki Allah’ın kulları ondan içer, onu (istedikleri şekilde) fışkırtıp akıtırlar. |
Bir çeşme, ondan Allahın kulları içer, güzel, yollar açarak akıtırlar onu akıtırlar |
Bir pınardan ki Allah´ın kulları ondan içer de fışkırttıkça fışkırtırlar. |
Bir kaynak ki Allâh´ın kulları ondan içerler, (istedikleri yere de) fışkırtarak akıtırlar. |
Bir çeşmedir ki ondan Allah´ın muttakî kulları içer, onu akıtmakla akıtıverirler. |
29 / 578 |
İnsan Suresi
7.Ayet |
يُوفُونَ بِالنَّذْرِ وَيَخَافُونَ يَوْمًا كَانَ شَرُّهُ مُسْتَطِيرًا -7 |
O kullar adaklarını yerine getirirler. Kötülüğü her yanı kuşatmış bir günden korkarlar. |
Adaklarını yerine getirirler ve şerri salgın olan bir günden korkarlar |
Bunlar adaklarını yerine getirirler ve şerri yaygın olan bir günden korkarlar. |
Adaklarını yerine getirirler ve şerri salgın olan bir günden korkarlar. |
Adaklarını yerine getirirler ve bir günden korkarlar ki onun şerri (etrafa) dağılmış olmuştur. |
29 / 578 |
İnsan Suresi
8.Ayet |
وَيُطْعِمُونَ الطَّعَامَ عَلَىٰ حُبِّهِ مِسْكِينًا وَيَتِيمًا وَأَسِيرًا -8 |
Onlar, seve seve yiyeceği yoksula, yetime ve esire yedirirler. |
Miskîne, yetîme, esire seve seve yemek yedirirler |
(8-9) Allah sevgisi için (veya mala olan sevgilerine rağmen) fakire, yoksula, yetime ve esîre yedirirler. Sizi ancak Allah rızası için yediriyoruz. Sizden ne bir karşılık, ne de bir teşekkür bekliyoruz. |
Yoksula, yetime ve esire sevdikleri yemeği yedirirler: |
Ve taam yedirirler, onu sevdikleri halde yoksullara ve yetimlere ve esir olanlara. |
29 / 578 |
İnsan Suresi
9.Ayet |
إِنَّمَا نُطْعِمُكُمْ لِوَجْهِ اللَّهِ لَا نُرِيدُ مِنْكُمْ جَزَاءً وَلَا شُكُورًا -9 |
(Yedirdikleri kimselere şöyle derler:) “Biz size sırf Allah rızası için yediriyoruz. Sizden bir karşılık ve bir teşekkür beklemiyoruz.” |
Size ancak «livechillâh» it´am ediyoruz, sizden ne bir karşılık isteriz ne de bir teşekkür |
(8-9) Allah sevgisi için (veya mala olan sevgilerine rağmen) fakire, yoksula, yetime ve esîre yedirirler. Sizi ancak Allah rızası için yediriyoruz. Sizden ne bir karşılık, ne de bir teşekkür bekliyoruz. |
"Biz size sırf Allâh rızâsı için yediriyoruz, sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz." |
«Şüphe yok biz size livechillah yediriyoruz, sizden ne bir mükâfaat ve ne de bir teşekkür istemiyoruz» (derler). |
29 / 578 |
İnsan Suresi
10.Ayet |
إِنَّا نَخَافُ مِنْ رَبِّنَا يَوْمًا عَبُوسًا قَمْطَرِيرًا -10 |
“Çünkü biz, asık suratlı, çetin bir günden (o günün azabından dolayı) Rabbimizden korkarız.” |
Çünkü biz rabbımızdan korkarız, bir suratsız kara günden (derler) |
Şüphesiz ki biz, asık suratlı (yüzlerin asık olacağı) bir günde Rabbımızdan korkarız (derler). |
"Çünkü biz suratsız, çok katı bir gün(ün azâbın)dan ötürü Rabbimizden korkarız." (derler). |
«Muhakkak ki, biz Rabbimizden korkarız, bir katı yüzlü, şiddetli günden.» |
29 / 578 |
İnsan Suresi
11.Ayet |
فَوَقَاهُمُ اللَّهُ شَرَّ ذَٰلِكَ الْيَوْمِ وَلَقَّاهُمْ نَضْرَةً وَسُرُورًا -11 |
Allah da onları o günün kötülüğünden korur ve yüzlerine bir aydınlık ve içlerine bir sevinç verir. |
Allah da onları o günün şerrinden korur ve kendilerini bir parlaklıkla bir sürûre indirir |
Allah da onları o günün şerrinden korudu ve yüzlerini ışılar hale getirip sevince erdirdi. |
Allâh da onları, o günün şerrinden korumuş, onlar(ın yüzlerin)e parlaklık ve (gönüllerine) sevinç vermiştir. |
(11-12) Artık Allah, onları o günün şerrinden korumuştur. Ve onlara bir güzellik ve bir sevinç vermiştir. Ve onları sabrettikleri için cennetle ve ipekli libasla mükâfaatlandırdı. |
29 / 578 |
İnsan Suresi
12.Ayet |
وَجَزَاهُمْ بِمَا صَبَرُوا جَنَّةً وَحَرِيرًا -12 |
Sabretmelerine karşılık da onları cennet ve ipek(ten giysiler) ile mükâfatlandırır. |
Ve sabırlarına mukabil onlara bir Cennet ve bir harîr verir |
Sabretmelerine karşılık onları Cennet ve (oradaki) ipekle mükâfatlandırdı. |
Sabrettiklerinden dolayı onları cennet ve ipekle ödüllendirmiştir! |
(11-12) Artık Allah, onları o günün şerrinden korumuştur. Ve onlara bir güzellik ve bir sevinç vermiştir. Ve onları sabrettikleri için cennetle ve ipekli libasla mükâfaatlandırdı. |
29 / 578 |
İnsan Suresi
13.Ayet |
مُتَّكِئِينَ فِيهَا عَلَى الْأَرَائِكِ ۖ لَا يَرَوْنَ فِيهَا شَمْسًا وَلَا زَمْهَرِيرًا -13 |
Orada koltuklar üzerine kurulmuş olarak bulunurlar. Orada ne güneş (yakıcı sıcak) görürler, ne de dondurucu soğuk. |
Orada erîkeler üzerine dayanmışlardır ne Güneş görürler onlarda ne de zemherîr |
Orada tahtlara ve kanepelere yaslanırlar, orada ne güneş, ne de dondurucu bir soğuk görürler. |
Orada divanlar üzerinde yastıklara dayanırlar. Orada ne (yakıcı) güneş görürler, ne de dondurucu soğuk. |
Orada tahtlar üzerine yaslanırlar, orada ne bir güneş ve ne de bir şiddetli soğuk görürler. |
29 / 578 |
İnsan Suresi
14.Ayet |
وَدَانِيَةً عَلَيْهِمْ ظِلَالُهَا وَذُلِّلَتْ قُطُوفُهَا تَذْلِيلًا -14 |
Üzerlerine cennetin gölgeleri sarkmış, cennetin meyveleri (kolayca alınacak şekilde) yakınlaştırılarak hazırlanmıştır. |
Üzerlerine o Cennet gölgeleri sarkmış ve devşirimleri mebzûl mebzûl önlerine konmuştur |
Cennet (ağaçlarının) gölgesi üzerlerine iyice sarkmış, meyveleri kolay toplanır şekilde onlara iyice yaklaştırılmıştır. |
Cennetin gölgeleri, üzerlerine yaklaşmış, meyvaları da aşağı eğdirildikçe eğdirilmiştir. |
Ve onların üzerlerine (o cennetin) gölgeleri yakındır, meyveleri de kemal-i itaatle musahhar bulunmuştur. |
29 / 578 |
İnsan Suresi
15.Ayet |
وَيُطَافُ عَلَيْهِمْ بِآنِيَةٍ مِنْ فِضَّةٍ وَأَكْوَابٍ كَانَتْ قَوَارِيرَا -15 |
Etraflarında gümüş kaplar, şeffaf kadehler dolaştırılır. |
Hem dolaşılır üzerlerine gümüşten kaplar ve küplerle ki billûrlar |
Çevrelerinde gümüşten kaplar ve billurdan olan küpler dolaştırılır. |
Yanlarında gümüş kablar, billûr kupalar dolaştırılır. |
Ve onların üzerlerine gümüşten kaplar ile ve billûrdan küpler ile dolaşılır. |
29 / 578 |
İnsan Suresi
16.Ayet |
قَوَارِيرَ مِنْ فِضَّةٍ قَدَّرُوهَا تَقْدِيرًا -16 |
Gümüşten billur kaplar ki, onları (ihtiyaca göre) ölçüp düzenlemişlerdir. |
Gümüşten billûrlar, onları türlü türlü biçime koymuşlardır |
Gümüşten (işlemeli) billurları belli ölçülere göre takdîr etmişlerdir. |
Öyle gümüş kadehler ki onları istedikleri ölçüde takdir etmişlerdir (istedikleri kadar içki alırlar). |
Gümüşten billûrlardır, onları muayyen miktarlarda takdir etmişlerdir. |
29 / 578 |
İnsan Suresi
17.Ayet |
وَيُسْقَوْنَ فِيهَا كَأْسًا كَانَ مِزَاجُهَا زَنْجَبِيلًا -17 |
Orada kendilerine, katkısı zencefil olan içecekle dolu bir kâseden içirilir. |
Ve orada bir kadeh sunulur ki katgısı olmuştur zencefil |
Orada zencefil karışımı kâse ile içirilirler. |
Onlara orada, karışımı zencefil olan kadehten içirilir. |
Ve orada bir kadehte içirilirler ki ona katılmış olan, Zencebil´dir. |
29 / 578 |
İnsan Suresi
18.Ayet |
عَيْنًا فِيهَا تُسَمَّىٰ سَلْسَبِيلًا -18 |
Orada bir pınar ki ona “selsebil” adı verilir. |
Bir çeşme ki denir selsebîl |
Orada bir pınar ki, ona Sel-sebîl adı verilir. |
Bir çeşme ki adına Selsebil denir. |
Orada bir çeşmeden ki, ona Selsebil denilir. |
29 / 578 |
İnsan Suresi
19.Ayet |
وَيَطُوفُ عَلَيْهِمْ وِلْدَانٌ مُخَلَّدُونَ إِذَا رَأَيْتَهُمْ حَسِبْتَهُمْ لُؤْلُؤًا مَنْثُورًا -19 |
Çevrelerinde, gördüğünde saçılmış inciler sanacağın, hep aynı gençlik ve güzellikte kalacak hizmetçiler dolaşır. |
Ve dolanır etraflarına muhalled evlâdlar, görünce onları sanırsın saçılmış inciler |
Çevrelerinde hep taze kalan civanlar dolaşırlar. Onları gördüğünde saçılmış inciler sanırsın. |
Çevrelerinde de (öyle) ölümsüz gençler dolaşır ki, onları görsen, kendilerini saçılmış inci sanırsın. |
(19-20) Onların etrafında ebedîler olan genç hizmetçiler dolaşır, onları göreceğin zaman onları birer saçılmış inci sanırsın. Ve orada göreceğin zaman, bir nîmet ve bir büyük mülk görmüş olursun. |
29 / 578 |
İnsan Suresi
20.Ayet |
وَإِذَا رَأَيْتَ ثَمَّ رَأَيْتَ نَعِيمًا وَمُلْكًا كَبِيرًا -20 |
Orada, görünce (sonsuz) nimetler ve büyük bir mülk (hükümranlık) görürsün. |
Ve gördüğün zaman orada bir na´îm ve pek büyük bir mülk görürsün |
Orada nereye baksan hep nîmet ve büyük bir mülk görürsün. |
Orada nereye baksan, bir ni´met ve büyük bir mülk görürsün. |
(19-20) Onların etrafında ebedîler olan genç hizmetçiler dolaşır, onları göreceğin zaman onları birer saçılmış inci sanırsın. Ve orada göreceğin zaman, bir nîmet ve bir büyük mülk görmüş olursun. |
29 / 578 |
İnsan Suresi
21.Ayet |
عَالِيَهُمْ ثِيَابُ سُنْدُسٍ خُضْرٌ وَإِسْتَبْرَقٌ ۖ وَحُلُّوا أَسَاوِرَ مِنْ فِضَّةٍ وَسَقَاهُمْ رَبُّهُمْ شَرَابًا طَهُورًا -21 |
Üstlerinde ince ve kalın ipekten yeşil elbiseler vardır. Gümüş bileziklerle süsleneceklerdir. Rableri onlara tertemiz bir içecek içirecektir. |
Üstlerinde bir sündüs esvab yemyeşil ve kalın istebrak, gümüşten bileziklerle süslenmişler, rabları onlara bir şarab-ı tahûr sunmaktadır. |
Üstlerinde ince yeşil ipekten ve ince ve kalın atlastan elbise bulunur. Gümüşten bileziklerle süslenmişlerdir. Rabları onlara tertemiz bir içecek içirmiştir. |
(Cennet ehlinin) Üstlerinde yeşil ipekten ince ve kalın giysiler var. Gümüş bilezikler takınmışlardır. Rableri onlara tertemiz bir içki içirmiş (ve şöyle demiş)tir: |
(21-22) Onların üzerlerinde ince ve kalın dîbadan yeşil esvap vardır. Ve gümüşten bilezikler ile bezetilmişlerdir ve onlara Rabbleri de gâyet temiz bir şurup içirmiştir. Şüphe yok ki, bu sizin için bir mükâfaat olmuştur ve sizin çalışmanız teşekküre layık bulunmuştur. |
29 / 578 |
İnsan Suresi
22.Ayet |
إِنَّ هَٰذَا كَانَ لَكُمْ جَزَاءً وَكَانَ سَعْيُكُمْ مَشْكُورًا -22 |
Onlara şöyle denecektir: “Şüphesiz bu sizin için bir mükâfattır. Çalışma ve çabanız makbul görülmüştür.” |
Şöyle diye ki işte bu sizin bir mükâfatınızdı, sa´yiniz meşkûr oldu |
Şüphesiz ki, bu sizin için bir mükâfattır; çalışıp çabalamanız şükre lâyık görülmüştür. |
"Bu, sizin ödülünüzdür. Çalışmanızın karşılığı verilmiştir!" |
(21-22) Onların üzerlerinde ince ve kalın dîbadan yeşil esvap vardır. Ve gümüşten bilezikler ile bezetilmişlerdir ve onlara Rabbleri de gâyet temiz bir şurup içirmiştir. Şüphe yok ki, bu sizin için bir mükâfaat olmuştur ve sizin çalışmanız teşekküre layık bulunmuştur. |
29 / 578 |
İnsan Suresi
23.Ayet |
إِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا عَلَيْكَ الْقُرْآنَ تَنْزِيلًا -23 |
Şüphe yok ki, Kur’an’ı sana elbette biz indirdik biz. |
Filhakika biz indirdik biz sana Kur´anı ceste ceste |
Gerçekten biz sana Kur´ân´ı parça parça indirdik. |
Muhakkak Biziz, Biz ki sana Kur´ân´ı parça parça indirdik. |
(23-24) Muhakkak ki Biz ancak Biz, Kur´an´ı senin üzerine vakit vakit indirdik. Artık Rabbinin hükmüne sabret ve onlardan bir günahkâra veya bir nanköre itaat etme. |
29 / 578 |
İnsan Suresi
24.Ayet |
فَاصْبِرْ لِحُكْمِ رَبِّكَ وَلَا تُطِعْ مِنْهُمْ آثِمًا أَوْ كَفُورًا -24 |
O hâlde, Rabbinin hükmüne sabret. Onlardan hiçbir günahkâra ve hiçbir nanköre itaat etme. |
O halde sabret rabbının hukmünü vermesi için de itaat etme onlardan bir âsime veya nanköre |
O halde Rabbının hükmüne (O´nun hükmü yerine gelinceye kadar) sabret; onlardan hiçbir günahkâra ve nanköre uyma. |
O halde Rabbinin hükmüne sabret ve onlardan hiçbir günâhkâra, yahut nânköre itâ´at etme. |
(23-24) Muhakkak ki Biz ancak Biz, Kur´an´ı senin üzerine vakit vakit indirdik. Artık Rabbinin hükmüne sabret ve onlardan bir günahkâra veya bir nanköre itaat etme. |
29 / 578 |
İnsan Suresi
25.Ayet |
وَاذْكُرِ اسْمَ رَبِّكَ بُكْرَةً وَأَصِيلًا -25 |
Sabah akşam Rabbinin adını an. |
Ve rabbının ismini an hem irken hem ikindileyin |
Rabbının ismini sabahakşam an.. |
Sabah akşam Rabbinin adını an. |
Ve Rabbinin ismini sabahleyin ve akşamleyin zikret. |
29 / 578 |