SURE AYET NO |
ARAPÇA |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI HAMDI |
CELAL YILDIRIM |
SULEYMAN ATES |
O NASUHI BILMEN |
CÜZ SAYFA |
Kasas Suresi
60.Ayet |
وَمَا أُوتِيتُمْ مِنْ شَيْءٍ فَمَتَاعُ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَزِينَتُهَا ۚ وَمَا عِنْدَ اللَّهِ خَيْرٌ وَأَبْقَىٰ ۚ أَفَلَا تَعْقِلُونَ -60 |
(Dünyalık olarak) size verilen her şey, dünya hayatının geçimliği ve süsüdür. Allah’ın katındaki ise daha hayırlı ve daha kalıcıdır. Hâlâ aklınızı kullanmıyor musunuz? |
Hem size hangi bir şey verilmişse sırf Dünya hayatın geçici metaı ve ziynetidir, Allah yanındaki ise hem daha hayırlı hem bekalıdır, artık akıl etmez misiniz? |
Size verilen herhangi bir şey Dünya hayatının yararlanılacak geçimi ve süsüdür. Allah katındaki ise daha hayırlı ve daha devamlıdır. Artık aklınızı kullanmaz mısınız? |
Size verilen her şey, dünyâ hayâtının geçimi ve süsüdür. Allâh´ın yanında olan ise daha hayırlı ve daha kalıcıdır. Aklınızı kullanmıyor musunuz? |
Ve size herhangi bir şeyden verilmiş ise ancak dünya hayatına ait meta´dan ve onun ziynetinden ibarettir. İnd-i ilâhide olan ise daha hayırlıdır ve daha bakidir. Artık akıl erdiremez misiniz? |
20 / 392 |
Kasas Suresi
61.Ayet |
أَفَمَنْ وَعَدْنَاهُ وَعْدًا حَسَنًا فَهُوَ لَاقِيهِ كَمَنْ مَتَّعْنَاهُ مَتَاعَ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا ثُمَّ هُوَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ مِنَ الْمُحْضَرِينَ -61 |
Kendisine güzel bir vaadde bulunduğumuz ve o vaad edilen şeye kavuşacak olan kimse, dünya hayatının geçimliklerinden yararlandırdığımız, sonra da kıyamet günü (hesaba çekilmek için) huzura getirilecek kimse gibi midir? |
Ya şimdi kendisine güzel bir va´d va´dettiğimiz ve binaenaleyh ona irecek olan kimse hiç o kendisine Dünya hayatın geçici zevkına yaşattığımız, sonra Kıyamet günü o ihzar edilenlerden olacak kimse gibi olur mu? |
Kendisine güzel bir va´dde bulunduğumuz ve bu sebeple va´dedilene (lâyık olup) kavuşan kimse; (sadece) Dünya geçimiyle geçindirdiğimiz sonra da Kıyamet günü (hesap ve azâb için) hazırlananlardan olan kimse gibi midir? |
İmdi kendisine güzel bir söz verdiğimiz ve muhakkak o (söz verile)ne kavuşacak olan kimse; sırf kendisine dünyâ hayâtının geçici zevkini yaşattığımız ve sonra kıyâmet günü (yakalanıp) getirileceklerden olan insan gibi midir? |
Ya kendisine güzel bir vaad ile vaadde bulunmuş olduğumuz, sonra da ona (o vaad edilene) erecek olan kimse kendisini dünya hayatının metaıyla mütemetti kıldığımız, sonra da kendisini Kıyamet gününde (ateşe) hazırlandırılmışlardan olan kimse gibi midir? |
20 / 392 |
Kasas Suresi
62.Ayet |
وَيَوْمَ يُنَادِيهِمْ فَيَقُولُ أَيْنَ شُرَكَائِيَ الَّذِينَ كُنْتُمْ تَزْعُمُونَ -62 |
Allah’ın onlara seslenerek, “Hani benim, var olduğunu iddia ettiğiniz ortaklarım?” diyeceği günü hatırla! |
Hele onlara haykırıb da «nerede o zu´mettiğiniz şeriklerim» diyeceği gün... |
O gün (Allah) onlara seslenir de, «iddia edip durduğunuz ortaklarım nerede ?» der. |
O gün (Allâh) onlara seslenerek: "Benim ortaklarım (olduklarını) sandığınız şeyler nerede?" der. |
Ve o gün ki, onlara nidâ eder de der ki, «Nerede o şeriklerim ki, siz zu´m eder olmuştunuz!» |
20 / 392 |
Kasas Suresi
63.Ayet |
قَالَ الَّذِينَ حَقَّ عَلَيْهِمُ الْقَوْلُ رَبَّنَا هَٰؤُلَاءِ الَّذِينَ أَغْوَيْنَا أَغْوَيْنَاهُمْ كَمَا غَوَيْنَا ۖ تَبَرَّأْنَا إِلَيْكَ ۖ مَا كَانُوا إِيَّانَا يَعْبُدُونَ -63 |
Haklarında azap hükmü gerçekleşenler, “Ey Rabbimiz! İşte şunlar bizim azdırdıklarımızdır. Kendimiz azdığımız gibi onları da azdırdık. Şimdi de onlardan uzaklaşıp sana döndük. Zaten (gerçekte) onlar bize tapmıyorlardı” diyeceklerdir. |
Aleyhlerinde söz hakk olmuş olanlar şöyle demektedir: ey bizim yegâne rabbımız! daha işte şunlar: o azdırdığımız kimseler, biz onları kendi azdığımız gibi azdırdık sana teberri ettik onlar bizlere tapmıyorlardı |
Aleyhlerine söz (ilâhî hüküm) sabit olanlar derler ki: «Ey Rabbimiz ! İşte bunlar bizim azdırıp saptırdığımız kimselerdir; biz nasıl azdıysak onları da öylece azdırıp saptırdık. Onlarla ilgimizi kesip sana yöneldik. Aslında onlar bize tapıyor değillerdi.» |
(Azâb) söz(ü) üzerlerine hak olanlar: "Rabbimiz, azdırdıklarımız şunlar. Kendimiz azdığımız gibi onları da azdırdık. (Biz azdık, onlar da bize uydular. Onların yaptıklarından) uzak olduğumuzu, (bu hususta bizim suçumuz olmadığını) sana arz ederiz. Zaten onlar bize tapmıyorlardı (kendi arzularına tapıyorlardı)." derler. |
Üzerlerine söz hak olanlar diyeceklerdir ki: «Ey Rabbimiz! Şunlar kendilerini sapıttırmış olduğumuz kimselerdir. Biz onları kendi sapıttığımız gibi sapıttırdık (onlardan) uzaklaştık. Sana iltica ederiz. Onlar bize tapar olmadılar.» |
20 / 392 |
Kasas Suresi
64.Ayet |
وَقِيلَ ادْعُوا شُرَكَاءَكُمْ فَدَعَوْهُمْ فَلَمْ يَسْتَجِيبُوا لَهُمْ وَرَأَوُا الْعَذَابَ ۚ لَوْ أَنَّهُمْ كَانُوا يَهْتَدُونَ -64 |
Onlara, “Haydi ortaklarınızı çağırın!” denir. Onlar da çağırırlar fakat ortakları onlara cevap veremez. Azabı görürler. Keşke onlar (dünyada iken) doğru yola gelselerdi. |
Bir de haydin yalvarın bakalım şeriklerinize denilmiştir, binaenaleyh yalvarmışlardır fakat kendilerine icabet etmemişler ve azâbı görmüşlerdir, vaktiyle hakkı görselerdi ya |
Onlara, «ortak koşup durduğunuz şeyleri (o sahte tanrıları) çağırın !» denilir. Çağırırlar ama onlara cevap vermezler, derken azabı görürler; keşke doğru yolu bulmuş olsalardı !. |
(Allâh tarafından) onlara: "(Bana), koştuğunuz ortakları çağırın!" denir. Onları çağırırlar. Fakat (çağırılanlar), bunların çağrısına cevap vermezler ve (bunlar), karşılarında azâbı görürler (sanki çağırdıkları şey, azâbın kendisi olmuştur). Ne olurdu (sanki dünyâda) yola gelselerdi! |
Ve denilmiş (olacak)dır ki, «Ortaklarınızı çağırınız». Artık onları çağırmış olacaklardır. Fakat kendilerine icabet etmiş olmayacaklardır ve azabı görmüş olacaklardır. Eğer onlar hidâyete ermiş olsalar idi (böyle muazzep olmazlardı). |
20 / 392 |
Kasas Suresi
65.Ayet |
وَيَوْمَ يُنَادِيهِمْ فَيَقُولُ مَاذَا أَجَبْتُمُ الْمُرْسَلِينَ -65 |
Allah’ın onlara seslenerek, “Peygamberlere ne cevap verdiniz? diyeceği günü hatırla.” |
Ve hele onlara haykırıb da gönderilen Peygamberlere ne cevap verdiniz diyeceği gün |
O gün (Allah) onlara seslenecek : «Peygamberlerin davet ve tebliğine ne cevap verdiniz ?» diyecek. |
(Allâh) Onlara seslenerek: "Elçilere ne cevap verdiniz?" dediği gün, |
Ve o gün onlara nidâ edecek de diyecektir ki: «Gönderilen peygamberlere ne cevap verdiniz?» |
20 / 392 |
Kasas Suresi
66.Ayet |
فَعَمِيَتْ عَلَيْهِمُ الْأَنْبَاءُ يَوْمَئِذٍ فَهُمْ لَا يَتَسَاءَلُونَ -66 |
O gün onlara karşı bütün haberler kapanmıştır. Artık birbirlerine de soramazlar. |
Artık o gün onlara bütün haberler kör olmuştur, o vakıt onlar artık birbirlerine de soruşmazlar |
O gün haberler, onlara (cevabı verilmez) bir düğüm olacak, artık bu durumda birbirlerinden de soramıyacaklar. |
O gün haberler, onlara kör olmuştur (yani sözler sanki kör olmuştur, hiçbir söz gelip onların ağızlarını bulamaz, yanıt verecek bir tek kelime bulamazlar) onlar, birbirlerine de soramazlar. |
Artık o gün haberler onlara karşı kör (hâfi) kesilmiş olacaktır. Onlar birbirine de soruşmazlar. |
20 / 392 |
Kasas Suresi
67.Ayet |
فَأَمَّا مَنْ تَابَ وَآمَنَ وَعَمِلَ صَالِحًا فَعَسَىٰ أَنْ يَكُونَ مِنَ الْمُفْلِحِينَ -67 |
Ama tövbe edip iman eden ve salih amel işleyen kimsenin kurtuluşa erenlerden olması umulur. |
Amma tevbe ve iyman edip salâh ile çalışan kimse işte o felâh bulanlardan olmayı umabilir |
Ama tevbe edip dosdoğru inanan, iyi-yararlı amelde bulunan kimselerin korktuklarından kurtulup umduklarına kavuşanlardan olması umulur. |
Ama kim tevbe eder, inanır ve iyi iş yaparsa, o kurtuluşa erenlerden olabilir. |
Amma tevbe eden ve imân edip sâlih amelde bulunan ise felâha ermişlerden olmasını umabilir. |
20 / 392 |
Kasas Suresi
68.Ayet |
وَرَبُّكَ يَخْلُقُ مَا يَشَاءُ وَيَخْتَارُ ۗ مَا كَانَ لَهُمُ الْخِيَرَةُ ۚ سُبْحَانَ اللَّهِ وَتَعَالَىٰ عَمَّا يُشْرِكُونَ -68 |
Rabbin, dilediğini yaratır ve seçer. Onların ise seçim hakkı yoktur. Allah, onların ortak koştuklarından uzaktır ve yücedir. |
Rabbın dilediğini yaratır ve ihtiyar eyler, muhayyerlik onların değil, sübhan o Allah ve çok yüksek onların şirkinden |
Rabbın dilediğini yaratır ve dilediğini seçip beğenir. Onların ise seçmek ve seçilmek yetkileri yoktur. Allah, onların koştukları ortaklardan münezzehtir ve yücedir, |
Rabbin, dilediğini yaratır ve seçer. Seçim, onlara âit değildir. Allâh, onların ortak koştukları şeylerden uzaktır, yücedir. |
Ve Rabbin dilediğini yaratır ve seçer, onlar için ise muhayyerlik yoktur. Allah onların şerik koştuklarından münezzehtir, mütealîdir. |
20 / 392 |
Kasas Suresi
69.Ayet |
وَرَبُّكَ يَعْلَمُ مَا تُكِنُّ صُدُورُهُمْ وَمَا يُعْلِنُونَ -69 |
Rabbin, onların sinelerinin gizlediğini de açığa vurduklarını da bilir. |
Hem rabbın bilir onların sîneleri ne saklıyor ve de i´lân ediyorlar |
Rabbın onların göğüslerinde gizlediklerini de, açığa vurduklarını da bilir. |
Rabbin, onların göğüslerinin neyi gizleyip neyi açığa vurduğunu bilir. |
Ve Rabbin onların sinelerinin neler sakladığını ve neler ilan ettiklerini bilir. |
20 / 392 |
Kasas Suresi
70.Ayet |
وَهُوَ اللَّهُ لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ ۖ لَهُ الْحَمْدُ فِي الْأُولَىٰ وَالْآخِرَةِ ۖ وَلَهُ الْحُكْمُ وَإِلَيْهِ تُرْجَعُونَ -70 |
O, Allah’tır. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Dünyada da ahirette de hamd O’na mahsustur. Hüküm yalnızca O’nundur. Kesinlikle O’na döndürüleceksiniz. |
Allah o, başka tanrı yok ancak o, önünde sonunda hamd onun, huküm onun, nihayet döndürülüp ona götürüleceksiniz |
O (öyle) Allah´tır ki, Ondan başka Tanrı yoktur. Dünya´da da, Âhiret´te de hamd (her türlü güzel övgü) O´na mahsustur. Hüküm O´na aittir ve ancak O´na döndürüleceksiniz. |
O, kendisinden başka tanrı olmayan Allah´tır. İlkte de, sonda da (dünyâda da, âhirette de) hamd O´na mahsustur. Hüküm de O´nundur ve O´na döndürüleceksiniz. |
Ve Allah, O´dur. O´ndan başka ilâh yoktur. Hamd önce de ve ahirette de O´nun içindir. Ve hüküm O´na mahsustur ve O´na döndürüleceksinizdir. |
20 / 392 |