SURE AYET NO |
ARAPÇA |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI HAMDI |
CELAL YILDIRIM |
SULEYMAN ATES |
O NASUHI BILMEN |
CÜZ SAYFA |
Yunus Suresi
54.Ayet |
وَلَوْ أَنَّ لِكُلِّ نَفْسٍ ظَلَمَتْ مَا فِي الْأَرْضِ لَافْتَدَتْ بِهِ ۗ وَأَسَرُّوا النَّدَامَةَ لَمَّا رَأَوُا الْعَذَابَ ۖ وَقُضِيَ بَيْنَهُمْ بِالْقِسْطِ ۚ وَهُمْ لَا يُظْلَمُونَ -54 |
(O gün) zulmetmiş olan herkes, eğer yeryüzündeki her şeye sahip olsa, kendini kurtarmak için onu fidye verir. Azabı gördüklerinde, için için derin bir pişmanlık duyarlar. Onlara zulmedilmeksizin aralarında adaletle hükmedilir. |
Zulmetmiş olan her nefis bütün Arzdakine malik olsa idi, azâbı gördükleri vakıt hepsi içten içe nedamet ederek kendini kurtarmak için onu fedâ ederdi, fakat beynlerinde kaza, adalet ile imza edilmiştir, hiç birine zulmedilmez |
Eğer zulmeden her kişi, yeryüzündeki her şey kendisine ait olsaydı, onu kurtuluş akçesi olarak verirdi. Azabı gördükleri vakit hepsi de için için pişmanlık duydular. Aralarında adaletle hükmedilir ve onlar haksızlığa da uğratılmazlar. |
(O zaman), kendisine zulmeden her kişi, yeryüzünde ne varsa hepsi kendisinin olsaydı (azâbdan kurtulmak için) onu fidye verirdi. Azâbı gördükleri zaman, içlerinde pişmanlık duyarlar, aralarında adâletle hükmedilir, asla haksızlığa uğratılmazlar. |
Eğer zulmetmiş olan her şahıs için bütün yerde bulunanlar olsa idi elbette onları feda ederdi ve azabı gördükleri zaman için için nedâmette bulunmuş olurlar. Ve onların arasında adâletle hükmolunmuş olur ve onlar zulmolunmazlar. |
11 / 214 |
Yunus Suresi
55.Ayet |
أَلَا إِنَّ لِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ۗ أَلَا إِنَّ وَعْدَ اللَّهِ حَقٌّ وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَهُمْ لَا يَعْلَمُونَ -55 |
Bilesiniz ki, göklerdeki her şey, yerdeki her şey Allah’ındır. Yine bilesiniz ki, Allah’ın va’di haktır. Fakat onların çoğu bunu bilmez. |
Uyan Göklerde ve Yerde ne varsa Allahındır, uyan Allahın va´di muhakkak haktır ve lâkin ekserisi bilmezler |
Haberiniz olsun ki, göklerdeki ve yerdeki şeyler Allah´ındır. Dikkat edin ki Allah´ın va´di haktır; ne var ki insanların çoğu bunu bilmezler. |
İyi bil ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allâh´ındır. İyi bil ki Allâh´ın va´di gerçektir, fakat çokları bilmiyorlar. |
Uyanınız! Şüphe yok ki göklerde de ve yerde de her ne var ise Allah Teâlâ´nındır. Agâh olunuz! Allah Teâlâ´nın vaadi, elbette ki hakikattır, fakat onların ekserisi bilmezler. |
11 / 214 |
Yunus Suresi
56.Ayet |
هُوَ يُحْيِي وَيُمِيتُ وَإِلَيْهِ تُرْجَعُونَ -56 |
O, diriltir ve öldürür; ancak O’na döndürüleceksiniz. |
O hem diriltir hem öldürür ve hep döndürülüb ona götürüleceksiniz |
O diriltir ve öldürür ve ancak O´na döndürüleceksiniz. |
O, yaşatır, öldürür ve siz O´na döndürülüp götürüleceksiniz. |
O diriltir ve öldürür ve O´na döndürüleceksinizdir. |
11 / 214 |
Yunus Suresi
57.Ayet |
يَا أَيُّهَا النَّاسُ قَدْ جَاءَتْكُمْ مَوْعِظَةٌ مِنْ رَبِّكُمْ وَشِفَاءٌ لِمَا فِي الصُّدُورِ وَهُدًى وَرَحْمَةٌ لِلْمُؤْمِنِينَ -57 |
Ey insanlar! İşte size Rabbinizden bir öğüt, kalplere bir şifâ ve inananlar için yol gösterici bir rehber ve rahmet (olan Kur’an) geldi. |
Ey insanlar işte size rabbınızdan bir mev´ıza ve gönüller derdine bir şifa, ve mü´minler için bir hidayet ve rahmet geldi |
Ey insanlar! Size gerçekten Rabbinizden bir öğüt, gönüllerdeki (manevî hastalıklara) bir şifâ ve mü´minlere doğru yolu gösteren (bir belge) ve rahmet gelmiştir. |
Ey insanlar, size Rabbinizden bir öğüt, göğüslerde olan(sıkıntılar)a şifa ve inananlara bir yol gösterici ve rahmet gelmiştir. |
Ey insanlar! Muhakkak ki, size Rabbinizden bir öğüt ve gönüllerde olana bir şifa ve mü´minler için bir hidâyet ve bir rahmet gelmiştir. |
11 / 214 |
Yunus Suresi
58.Ayet |
قُلْ بِفَضْلِ اللَّهِ وَبِرَحْمَتِهِ فَبِذَٰلِكَ فَلْيَفْرَحُوا هُوَ خَيْرٌ مِمَّا يَجْمَعُونَ -58 |
De ki: “Ancak Allah’ın lütuf ve rahmetiyle, yalnız bunlarla sevinsinler. Bu, onların toplayıp durduklarından daha hayırlıdır.” |
De ki: Allahın fadlile, rahmetile, ancak onunla artık ferahlanın, o onların toplayıb durduklarından hayırlıdır |
De ki: Ancak Allah´ın geniş nimeti, yardım ve rahmetiyle; işte bununla ferahlanın ; bu onların topladıklarından daha hayırlıdır. |
De ki: "Allâh´ın lutfiyle, rahmetiyle (evet) ancak onunla ferahlansınlar. O onların toplayıp yığdıklarından hayırlıdır." |
De ki: «Allah Teâlâ´nın fazlı ile ve rahmeti ile.» İşte yalnız onunla ferahlansınlar. O, onların topladıklarından daha hayırlıdır. |
11 / 214 |
Yunus Suresi
59.Ayet |
قُلْ أَرَأَيْتُمْ مَا أَنْزَلَ اللَّهُ لَكُمْ مِنْ رِزْقٍ فَجَعَلْتُمْ مِنْهُ حَرَامًا وَحَلَالًا قُلْ آللَّهُ أَذِنَ لَكُمْ ۖ أَمْ عَلَى اللَّهِ تَفْتَرُونَ -59 |
De ki: “Allah’ın size indirdiği; sizin de, bir kısmını helâl, bir kısmını haram kıldığınız rızıklar hakkında ne dersiniz?” De ki: “Bunun için Allah mı size izin verdi, yoksa Allah’a iftira mı ediyorsunuz?” |
De ki baksanıza! Allah sizin için rızk olarak neler indirdi de siz ondan bir haram, bir halâl yaptınız, size, de: Allah mı izin verdi? Yoksa Allaha iftira mı ediyorsunuz? |
De ki: Baksanıza, Allah´ın size indirdiği rızıktan bir kısmını haram, bir kısmını helâl saydınız. De ki: Allah mı (bu hususta) size izin verdi, yoksa Allah´a karşı yalan mı uyduruyorsunuz ? |
De ki: "Gördünüz mü, Allâh´ın size rızık olarak indirdiği şeylerin bir kısmını harâm ve bir kısmını helâl yaptınız." De ki: "Allâh mı size böyle izin verdi, yoksa siz Allah´a iftirâ mı ediyorsunuz?" |
De ki: «Bana haber veriniz! Allah Teâlâ sizin için rızktan neler indirdi ve siz ondan bir haram bir de helâl kıldınız.» De ki: «Allah Teâlâ mı size izin verdi, yoksa siz Allah´a iftira mı ediyorsunuz?» |
11 / 214 |
Yunus Suresi
60.Ayet |
وَمَا ظَنُّ الَّذِينَ يَفْتَرُونَ عَلَى اللَّهِ الْكَذِبَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ ۗ إِنَّ اللَّهَ لَذُو فَضْلٍ عَلَى النَّاسِ وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَهُمْ لَا يَشْكُرُونَ -60 |
Allah’a karşı yalan uyduranların, kıyamet günü hakkındaki zanları nedir? Şüphesiz Allah insanlara karşı çok lütufkârdır, fakat onların çoğu (O’nun nimetlerine) şükretmezler. |
Yalanı Allaha iftira edenler kıyamet gününü ne zannediyorlar? Her halde Allah insanlara karşı bir lûtuf sahibidir, lâkin ekserisi bilmezler |
Allah´a karşı yalan uyduranlar Kıyamet gününü ne sanırlar ? Şüphesiz Allah insanlara bol nîmet ve geniş yardım sahibidir. Ne yazık ki onların çoğu şükretmezler. |
Allah´a yalan uyduranların kıyâmet günü hakkındaki zanları nedir? Muhakkak ki Allâh, insanlara karşı lutuf sâhibidir, ama çokları şükretmiyorlar. |
Allah Teâlâ´ya karşı yalan yere iftirada bulunanların Kıyamet günü hakkındaki zanları neden ibarettir. Şüphe yok ki, Allah Teâlâ insanlara karşı elbette fazl sahibidir, velâkin onların çokları şükretmezler. |
11 / 214 |
Yunus Suresi
61.Ayet |
وَمَا تَكُونُ فِي شَأْنٍ وَمَا تَتْلُو مِنْهُ مِنْ قُرْآنٍ وَلَا تَعْمَلُونَ مِنْ عَمَلٍ إِلَّا كُنَّا عَلَيْكُمْ شُهُودًا إِذْ تُفِيضُونَ فِيهِ ۚ وَمَا يَعْزُبُ عَنْ رَبِّكَ مِنْ مِثْقَالِ ذَرَّةٍ فِي الْأَرْضِ وَلَا فِي السَّمَاءِ وَلَا أَصْغَرَ مِنْ ذَٰلِكَ وَلَا أَكْبَرَ إِلَّا فِي كِتَابٍ مُبِينٍ -61 |
(Ey Muhammed!) Sen hangi işte bulunursan bulun, ona dair Kur’an’dan ne okursan oku ve (ey insanlar, sizler de) hangi şeyi yaparsanız yapın, siz ona daldığınızda biz sizi mutlaka görürüz. Ne yerde, ne de gökte, zerre ağırlığınca, (hatta) bu zerreden daha küçük veya daha büyük olsun, hiçbir şey Rabbinden uzak (ve gizli) olmaz; hepsi muhakkak apaçık bir kitapta (Levh-i Mahfuz´da yazılı)dır. |
Her hangi bir şe´nde bulunsan, Kur´andan her ne okusan ve her hangi bir amel yapsanız, siz ona dalıb coşarken mutlak biz üzerinizde şahid bulunuruz, rabbından ne Yerde ne Gökte zerre miskali ve ondan ne daha küçük ne daha büyük hiç bir şey kaçmaz hepsi bir kitabı mübîndedir |
(Ey sânı yüce Peygamber !) Hiçbir durumda bulunmazsın, onunla ilgili Kur´ân´dan bir şey okumazsın ve hiçbir iş yapmazsınız ki yaptıklarınıza dalarken üzerinizde hazır olmayalım. Ne yerde, ne de gökte zerre ağırlığınca hiçbir varlık Rabbinizden uzak (ve örtülü) kalmaz. Bundan daha küçüğü de, daha büyüğü de yok ki, o açık kitabda (yazılı) olmasın. |
Ne işte bulunsan, Kur´ân´dan ne okusan ve siz ne iş yapsanız mutlaka biz, içine daldığınız an üzerinizde şâhidiz (her yaptığınızı görürüz). Ne yerde, ne de gökte zerre ağırlığınca bir şey, Rabbin(in bilgisin)den kaçmaz. Ne bundan küçük, ne de büyük hiçbir şey yoktur ki, hepsi apaçık bir Kitapta olmasın. |
Ve sen bir işte bulunmazsın ve ondan, Kur´an´dan bir şey okumazsın ve sizler de amelden bir şey yapmazsınız ki, illâ Biz sizin üzerinize o işe daldığınız zaman şahitleriz. Ve Rabbinden ne yerde ve ne de gökte zerre miskali bir şey gaib bulunmaz ve ondan ne daha küçük ve ne de daha büyük bir şey yoktur ki, illâ apaçık olan bir kitapta (yazılıdır). |
11 / 214 |