SURE AYET NO |
ARAPÇA |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI HAMDI |
CELAL YILDIRIM |
SULEYMAN ATES |
O NASUHI BILMEN |
CÜZ SAYFA |
Lokman Suresi
1.Ayet |
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ الم -1 |
Elif Lâm Mîm. |
Elif, Lam, Mim. |
Elif - Lâm - Mîm. |
Elif lâm mim |
Elif, Lâm, Mîm. |
21 / 410 |
Lokman Suresi
2.Ayet |
تِلْكَ آيَاتُ الْكِتَابِ الْحَكِيمِ -2 |
(2-3) Bunlar, hikmet dolu Kitab’ın; iyilik yapanlara bir hidayet ve rahmet olarak indirilmiş âyetleridir. |
Bunlar sana o hikmetli kitabın âyetleri |
Bunlar o çok hikmetli Kitab´ın âyetleridir. |
Şunlar, hikmetli Kitabın âyetleridir. |
İşte bunlar, hakîm olan kitabın âyetleridir. |
21 / 410 |
Lokman Suresi
3.Ayet |
هُدًى وَرَحْمَةً لِلْمُحْسِنِينَ -3 |
(2-3) Bunlar, hikmet dolu Kitab’ın; iyilik yapanlara bir hidayet ve rahmet olarak indirilmiş âyetleridir. |
Hidayet ve rahmet için o (güzellik yapan) muhsinlere |
İyilik ve güzellikte bulunmayı (faydalı iş yapmayı) huy edinenlere doğru yol ve rahmettir. |
Güzel davrananlara yol gösterici ve rahmet olarak (indirilmiştir). |
Muhsinler için bir hidâyet ve bir rahmettir. |
21 / 410 |
Lokman Suresi
4.Ayet |
الَّذِينَ يُقِيمُونَ الصَّلَاةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكَاةَ وَهُمْ بِالْآخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَ -4 |
Onlar; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren kimselerdir. Onlar ahirete de kesin olarak inanırlar. |
Ki namazı kılarlar ve zekâtı verirler, Âhırete de onlar yakîn edinirler |
Onlar ki, namazı vaktinde dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler ve onlar evet onlar Âhiret´e kesinlikle inanırlar. |
Onlar ki namazı kılarlar, zekâtı verirler ve onlar âhirete de kesin olarak inanırlar. |
Onlar ki, namazı ikame ederler ve zekâtı verirler ve onlar, ahirete kat´i surette inanırlar. |
21 / 410 |
Lokman Suresi
5.Ayet |
أُولَٰئِكَ عَلَىٰ هُدًى مِنْ رَبِّهِمْ ۖ وَأُولَٰئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ -5 |
İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. |
İşte bunlar rablarından bir hidayet üzeredir ve işte bunlardır o felâh bulanlar |
İşte bunlar, Rablarından (belirlenip gösterilen) doğru yol üzeredirler ve işte bunlar kurtuluşa erenlerdir. |
İşte onlar, Rableri tarafından (gösterilen) doğru bir yol üzerindedirler ve onlar, umduklarına ereceklerdir. |
İşte onlar, Rablerinden bir hidâyet üzeredirler ve işte felâha erenler de onlardır. |
21 / 410 |
Lokman Suresi
6.Ayet |
وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَشْتَرِي لَهْوَ الْحَدِيثِ لِيُضِلَّ عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ بِغَيْرِ عِلْمٍ وَيَتَّخِذَهَا هُزُوًا ۚ أُولَٰئِكَ لَهُمْ عَذَابٌ مُهِينٌ -6 |
İnsanlardan öylesi vardır ki, bilgisizce Allah yolundan saptırmak ve o yolu eğlenceye almak için, eğlencelik asılsız ve faydasız sözleri satın alır. İşte onlar için aşağılayıcı bir azap vardır. |
Bayağı insanlardan kimi de vardır ki, Allah yolundan bilmiyerek sapıtmak ve onu eğlence yerine tutmak için lâf eğlencesi satın alır, işte bunlara mühîn bir azâb vardır |
İnsanlardan bir kısmı bilgisizce Allah yolundan saptırmak ve onu eğlence edinmek için sözün alaylı (güldürücü) olanını edinir. İşte onlar için aşağılayıp rüsvay edici bir azâb vardır. |
İnsanlardan kimi var ki; bilgisizce (insanları) Allâh´ın yolundan saptırmak ve onunla alay etmek için boş hadisi (eğlence sözünü) satın alır. İşte onlara küçük düşürücü bir azâb vardır. |
Ve insanlardan öylesi de vardır ki, lakırdının beyhûde eğlencesini satın alır ki, bilgisizlikle Allah´ın yolundan sapıtsın ve o yol ile alay ediniversin. İşte onlar için ihanet edici bir azap vardır. |
21 / 410 |
Lokman Suresi
7.Ayet |
وَإِذَا تُتْلَىٰ عَلَيْهِ آيَاتُنَا وَلَّىٰ مُسْتَكْبِرًا كَأَنْ لَمْ يَسْمَعْهَا كَأَنَّ فِي أُذُنَيْهِ وَقْرًا ۖ فَبَشِّرْهُ بِعَذَابٍ أَلِيمٍ -7 |
Ona âyetlerimiz okunduğu zaman; onları hiç işitmemiş gibi, kulağında bir ağırlık var da büyüklenerek arkasını döner. Ona, elem dolu bir azabı müjdele. |
Karşısında âyetlerimiz okunduğu vakıt da kibirlenerek ensesini döner, sanki onları işitmemiş, sanki kulaklarında bir ağırlık varmış, sen de onu elîm bir azâb ile müjdele |
Ona (o alaycı nanköre) âyetlerimiz okunduğu zaman sanki hiç işitmiyormuş, kulaklarında bir ağırlık varmış gibi büyüklük taslayarak arkasını çevirir. İşte onu elem verici bir azâb ile müjdele. |
Ona âyetlerimiz okunduğu zaman sanki onları hiç işitmemiş, sanki kulaklarında ağırlık varmış gibi büyüklük taslayarak döner. Ona acı bir azâbı müjdele. |
Ve ona karşı âyetlerimiz okunduğu vakit, sanki onu işitmemiş, sanki iki kulağında bir sağırlık varmış gibi böbürlenerek ensesini döner. Artık onu pek acıklı bir azap ile müjdele. |
21 / 410 |
Lokman Suresi
8.Ayet |
إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَهُمْ جَنَّاتُ النَّعِيمِ -8 |
(8-9) Şüphesiz, iman edip salih amel işleyenler için içlerinde ebedî kalacakları Naîm cennetleri vardır. Allah, (bu konuda) gerçek bir vaadde bulunmuştur. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. |
Fakat iyman edib de iyi işler yapanlar, şübhesiz ki onlara naîm Cennetleri var |
Onlar ki, imân edip iyi-yararlı amellerde bulundular, şüphesiz onlar için nîmet cennetleri vardır. |
İnanan ve iyi işler yapanlara ni´meti bol cennetler vardır. |
Muhakkak o kimseler ki, imân ettiler ve sâlih sâlih amellerde bulundular, onlar için de Nimet cennetleri vardır. |
21 / 410 |
Lokman Suresi
9.Ayet |
خَالِدِينَ فِيهَا ۖ وَعْدَ اللَّهِ حَقًّا ۚ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ -9 |
(8-9) Şüphesiz, iman edip salih amel işleyenler için içlerinde ebedî kalacakları Naîm cennetleri vardır. Allah, (bu konuda) gerçek bir vaadde bulunmuştur. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. |
İçlerinde muhalled olmak üzere onlar, hakkâ Allahın va´di bu ve azîz odur hakîm o |
Orada ebedî kalıcılardır. Allah´ın va´di haktır, (elbette gerçekleşecektir). O, çok güçlüdür, çok üstündür; yegâne hikmet sahibidir. |
Orada ebedi kalacaklardır. (Bu,) Allâh´ın gerçek va´didir. O üstündür, hüküm ve hikmet sâhibidir. |
Oralarda ebedîyyen kalıcılardır. Allah bihakkın vaad buyurmuştur. Ve O azîzdir, hakîmdir. |
21 / 410 |
Lokman Suresi
10.Ayet |
خَلَقَ السَّمَاوَاتِ بِغَيْرِ عَمَدٍ تَرَوْنَهَا ۖ وَأَلْقَىٰ فِي الْأَرْضِ رَوَاسِيَ أَنْ تَمِيدَ بِكُمْ وَبَثَّ فِيهَا مِنْ كُلِّ دَابَّةٍ ۚ وَأَنْزَلْنَا مِنَ السَّمَاءِ مَاءً فَأَنْبَتْنَا فِيهَا مِنْ كُلِّ زَوْجٍ كَرِيمٍ -10 |
Allah, gökleri görebileceğiniz direkler olmaksızın yarattı. Yeryüzüne de, sizi sarsmasın diye sabit dağlar yerleştirdi ve orada her türlü canlıyı yaydı. Gökten de yağmur indirip orada her türden güzel ve faydalı bitki bitirdik. |
Gökleri direksiz yarattı onları görüyorsunuz Arza da sizi çalkalar diye ağır baskılar bıraktı ve onda her bir hayvandan üretti, hem Gökten bir su indirdik de her hoş çeşitten yetiştirdik |
Gökleri —gördüğünüz şekilde— direksiz yarattı. Yeryüzüne de sizi sarsar diye sabit ulu dağlar yerleştirdi ve orada her türden hayvanlar serpiştirip yaydı. Ve biz, gökten su indirdik de yeryüzünde her çeşit bitkiden yetiştirdik. |
(Allâh), gökleri görebildiğiniz bir direk olmadan yarattı, sizi sarsar diye yere de sağlam ve yüksek dağlar attı ve orada her çeşit canlıyı yaydı. Gökten bir su indirdik de orada her güzel çifti bitirdik. |
Gökleri direksiz olarak yaratmıştır ki, onları görürsünüz ve yerde de sizi sarsmasın diye yüksek dağlar bırakmıştır ve orada her yürüyen hayvanlardan dağıtmıştır. Ve Biz gökten su indirdik, artık orada her fâideli nev´iden nebatlar bitirdik. |
21 / 410 |
Lokman Suresi
11.Ayet |
هَٰذَا خَلْقُ اللَّهِ فَأَرُونِي مَاذَا خَلَقَ الَّذِينَ مِنْ دُونِهِ ۚ بَلِ الظَّالِمُونَ فِي ضَلَالٍ مُبِينٍ -11 |
İşte Allah’ın yarattıkları! Haydi, Allah’ı bırakıp da taptıklarınızın yarattığını bana gösterin! Hayır, zalimler açık bir sapıklık içindedirler. |
İşte bu Allahın yarattığı, haydi gösterin bana ondan berikiler ne yaratmış? Fakat o zalimler apaçık dalâl içindeler |
İşte bu Allah´ın yarattığıdır. Haydi O´ndan başkalarının neler yarattığını gösterin bana ! Hayır, zâlimler acık bir sapıklık içindedirler. |
İşte bunlar, Allâh´ın yarattıklarıdır. Gösterin bana, O´ndan başka (tanrı dedik)leri(niz) ne yarattı? Doğrusu o zâlimler, açık bir sapıklık içindedirler. |
İşte bu, Allah´ın yarattığıdır. İmdi bana gösteriniz ki, ondan başkaları ne şey yaratmıştır? Hayır. O zalimler apaçık bir sapıklık içindedirler. |
21 / 410 |