KÜNYE   KAYNAKÇA   İLETİŞİM      

  SAYFANIN MOBİL VERSİYONU: kuranmeali.name.tr   

ARAPÇA METNİ     SURELER     MEAL     TEFSİR     KELİMELER-KAVRAMLAR    
AYET MEALLERİ   SURE MEAL   SAYFA MEAL   CÜZ MEAL   SECDE AYETLERİ
KUR'AN-I KERİMİN 61. SAYFASΙNA GÖRE AYET VE MEALLERİ Nİ SΙRALAMA >
MEAL SAYFALARI
1 2 3
4 5 6
7 8 9
10 11 12
13 14 15
16 17 18
19 20 21
22 23 24
25 26 27
28 29 30
31 32 33
34 35 36
37 38 39
40 41 42
43 44 45
46 47 48
49 50 51
52 53 54
55 56 57
58 59 60
61 62 63
64 65 66
67 68 69
70 71 72
73 74 75
76 77 78
79 80 81
82 83 84
85 86 87
88 89 90
91 92 93
94 95 96
97 98 99
100 101 102
103 104 105
106 107 108
109 110 111
112 113 114
115 116 117
118 119 120
121 122 123
124 125 126
127 128 129
130 131 132
133 134 135
136 137 138
139 140 141
142 143 144
145 146 147
148 149 150
151 152 153
154 155 156
157 158 159
160 161 162
163 164 165
166 167 168
169 170 171
172 173 174
175 176 177
178 179 180
181 182 183
184 185 186
187 188 189
190 191 192
193 194 195
196 197 198
199 200 201
202 203 204
205 206 207
208 209 210
211 212 213
214 215 216
217 218 219
220 221 222
223 224 225
226 227 228
229 230 231
232 233 234
235 236 237
238 239 240
241 242 243
244 245 246
247 248 249
250 251 252
253 254 255
256 257 258
259 260 261
262 263 264
265 266 267
268 269 270
271 272 273
274 275 276
277 278 279
280 281 282
283 284 285
286 287 288
289 290 291
292 293 294
295 296 297
298 299 300
301 302 303
304 305 306
307 308 309
310 311 312
313 314 315
316 317 318
319 320 321
322 323 324
325 326 327
328 329 330
331 332 333
334 335 336
337 338 339
340 341 342
343 344 345
346 347 348
349 350 351
352 353 354
355 356 357
358 359 360
361 362 363
364 365 366
367 368 369
370 371 372
373 374 375
376 377 378
379 380 381
382 383 384
385 386 387
388 389 390
391 392 393
394 395 396
397 398 399
400 401 402
403 404 405
406 407 408
409 410 411
412 413 414
415 416 417
418 419 420
421 422 423
424 425 426
427 428 429
430 431 432
433 434 435
436 437 438
439 440 441
442 443 444
445 446 447
448 449 450
451 452 453
454 455 456
457 458 459
460 461 462
463 464 465
466 467 468
469 470 471
472 473 474
475 476 477
478 479 480
481 482 483
484 485 486
487 488 489
490 491 492
493 494 495
496 497 498
499 500 501
502 503 504
505 506 507
508 509 510
511 512 513
514 515 516
517 518 519
520 521 522
523 524 525
526 527 528
529 530 531
532 533 534
535 536 537
538 539 540
541 542 543
544 545 546
547 548 549
550 551 552
553 554 555
556 557 558
559 560 561
562 563 564
565 566 567
568 569 570
571 572 573
574 575 576
577 578 579
580 581 582
583 584 585
586 587 588
589 590 591
592 593 594
595 596 597
598 599 600
601 602 603
604
SURE
AYET NO
ARAPÇA DİYANET VAKFI ELMALILI HAMDI CELAL YILDIRIM  SULEYMAN ATES O NASUHI BILMEN CÜZ
SAYFA
Al-i İmran Suresi

92.Ayet
لَنْ تَنَالُوا الْبِرَّ حَتَّىٰ تُنْفِقُوا مِمَّا تُحِبُّونَ ۚ وَمَا تُنْفِقُوا مِنْ شَيْءٍ فَإِنَّ اللَّهَ بِهِ عَلِيمٌ -92 Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe asla erişemezsiniz. Her ne harcarsanız Allah onu bilir. Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe siz birre eremezsiniz, maamafih her ne infak eyleseniz şüphesiz Allah onu da bilir Sevdiğiniz şeylerden (Allah yolunda, O´nun rızası uğrunda) harcamadıkça, gerçek iyiliğe elbette erişemezsiniz. Her ne harcarsanız, elbette Allah onu bilir. Sevdiğiniz şeylerden (Allâh için) harcamadıkça asla iyiliğe eremezsiniz. Ne harcarsanız Allâh onu bilir. Sevdiğiniz şeylerden infak edinceye kadar birre nâil olamazsınız ve her ne şey infak ederseniz şüphe yok ki, Allah Teâlâ hakkıyla bilir. 4 / 61
Al-i İmran Suresi

93.Ayet
كُلُّ الطَّعَامِ كَانَ حِلًّا لِبَنِي إِسْرَائِيلَ إِلَّا مَا حَرَّمَ إِسْرَائِيلُ عَلَىٰ نَفْسِهِ مِنْ قَبْلِ أَنْ تُنَزَّلَ التَّوْرَاةُ ۗ قُلْ فَأْتُوا بِالتَّوْرَاةِ فَاتْلُوهَا إِنْ كُنْتُمْ صَادِقِينَ -93 Tevrat indirilmeden önce, İsrail’in (Yakub’un) kendisine haram kıldığı dışında, yiyeceklerin hepsi İsrailoğullarına helâl idi. De ki: “Eğer doğru söyleyenler iseniz, haydi Tevrat’ı getirip okuyun.” Tevrat indirilmeden evvel İsrailin nefsine haram kıldığından başka yiyeceğin hepsi Beni İsraile halâl idi, de ki: haydi Tevratı getirin de onu güzelce okuyun eğer sadıksanız Tevrat indirilmeden önce İsrail (Yâkub Peygamberin kendisine haram kıldığı şeyler dışında kalan bütün yiyecekler İsrail oğullarına helâl idi. De ki: Eğer doğrulardan iseniz haydi Tevrat´ı getirip okuyun. Tevrât indirilmeden önce, İsrâil´in kendisine harâm kıldığı şeyler dışında, İsrâil oğullarına bütün yiyecekler helâldi. De ki: "Doğru iseniz, Tevrât´ı getirip okuyun." Bütün taamlar, Tevrat´ın nüzûlünden evvel İsrailoğullarına helâl idi. İsrailin kendi nefsine haram kıldığı şeyler müstesna. De ki: «Eğer sâdık kimseler iseniz Tevrat´ı getiriniz de onu okuyuveriniz.» 4 / 61
Al-i İmran Suresi

94.Ayet
فَمَنِ افْتَرَىٰ عَلَى اللَّهِ الْكَذِبَ مِنْ بَعْدِ ذَٰلِكَ فَأُولَٰئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ -94 Artık bundan sonra Allah’a karşı kim yalan uydurursa, işte onlar zalimlerin ta kendileridir. Demek ondan sonra Allah namına o yalanı kim uydurmuşsa artık onlar, o zalimlerdir Bundan sonra kim Allah´a karşı yalan uydurursa, işte zâlimler onlardır. Artık bundan sonra da kim Allah´a yalan uydurursa, işte onlar zâlimlerdir. Ondan sonra Allah Teâlâ namına kim yalan yere iftirada bulunursa işte onlar zalimdirler. 4 / 61
Al-i İmran Suresi

95.Ayet
قُلْ صَدَقَ اللَّهُ ۗ فَاتَّبِعُوا مِلَّةَ إِبْرَاهِيمَ حَنِيفًا وَمَا كَانَ مِنَ الْمُشْرِكِينَ -95 De ki: “Allah, doğru söylemiştir. Öyle ise hakka yönelen İbrahim’in dinine uyun. O, Allah’a ortak koşanlardan değildi.” De ki sadakallah, o halde hak perest bir hanif olarak İbrahim milletine tabi´ olun, o hiç bir zaman müşriklerden olmadı De ki: Allah doğru söylemiştir ; bâtıldan uzak, hakka tamamen yönelik İbrahim´in dinine uyun; O, Allah´a ortak koşanlardan değildi. De ki: "Allâh doğru söyledi, öyle ise dosdoğru, Allâh´ı birleyici olarak İbrâhim dinine uyun. O, ortak koşanlardan değildi." De ki: «Allah Teâlâ sâdıktır. Artık Hanîf olan İbrahim milletine tâbi olunuz. Ve o asla müşriklerden olmamıştır» 4 / 61
Al-i İmran Suresi

96.Ayet
إِنَّ أَوَّلَ بَيْتٍ وُضِعَ لِلنَّاسِ لَلَّذِي بِبَكَّةَ مُبَارَكًا وَهُدًى لِلْعَالَمِينَ -96 Şüphesiz, insanlar için kurulan ilk ibadet evi, elbette Mekke’de, âlemlere rahmet ve hidayet kaynağı olarak kurulan Kâ’be’dir. Doğrusu insanlar için vaz´olunan ilk ma´bed, elbette Mekkedeki o çok mübarek ve bütün âlemîne hidayet olan Beyttir Şüphesiz ki, insanlar yararına (yeryüzüne) ilk konulan ibâdet evi, âlemler için mübarek olan ve doğru yolu gösteren Mekke´deki mâbeddir. Doğrusu insanlara (ma´bed olarak) ilk kurulan ev, Mekke´de olandır. Âlemlere uğur, bereket ve hidâyet kaynağı olarak kurulmuştur. Şüphe yok ki, insanlar için ilk tesis edilmiş olan ev, Mekke´deki o çok mübarek ve âlemler için hidâyet olan Beyt-i Muazzama´dır. 4 / 61
Al-i İmran Suresi

97.Ayet
فِيهِ آيَاتٌ بَيِّنَاتٌ مَقَامُ إِبْرَاهِيمَ ۖ وَمَنْ دَخَلَهُ كَانَ آمِنًا ۗ وَلِلَّهِ عَلَى النَّاسِ حِجُّ الْبَيْتِ مَنِ اسْتَطَاعَ إِلَيْهِ سَبِيلًا ۚ وَمَنْ كَفَرَ فَإِنَّ اللَّهَ غَنِيٌّ عَنِ الْعَالَمِينَ -97 Onda apaçık deliller, Makam-ı İbrahim vardır. Oraya kim girerse, güven içinde olur. Yolculuğuna gücü yetenlerin haccetmesi, Allah’ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim inkâr ederse (bu hakkı tanınmazsa), şüphesiz Allah bütün âlemlerden müstağnidir. (Kimseye muhtaç değildir, her şey O’na muhtaçtır.) Onda açık âyetler var, İbrahimin makamı var ve ona dehalet eden eman bulur, yoluna gücü yeten her kimsenin o beyti haccetmesi de insanlar üzerine Allahın bir hakkıdır ve kim bu hakkı tanımazsa her halde Allahın ihtiyacı yok, o bütün âlemînden ganîdir Onda açık âyetler, İbrahim´in makamı vardır. Kim oraya girerse (her türlü saldırıdan) güven içinde olur. Yol bulmaya güç getirebilenin Beyt´i (Kabe´yi) haccetmesi Allah´ın insanlar üzerinde bir hak ve vecîbesidir. Kim bu hakkı inkâr (ya da küçümseyerek terk) ederse, şüphesiz Allah âlemlerden müstağnidir (hiç kimsenin ibâdetine ihtiyacı yoktur). Onda açık açık deliller, İbrâhim´in Makâmı vardır. Ona giren, güvene erer. Yoluna gücü yeten herkesin, o Ev´e gi(dip haccet)mesi, insanlar üzerinde Allâh´ın bir hakkıdır. Kim nankörlük ederse şüphesiz Allâh, bütün âlemlerden zengindir. Onda açık alâmetler, İbrahim´in makamı vardır. Ve her kim ona girerse emîn olur. Ve onun yoluna gücü yeten kimseler üzerine de o beyti haccetmek Allah Teâlâ için bir haktır. Ve her kim inkar ederse şüphe yok ki, Allah Teâlâ bütün âlemlerden ganîdir. 4 / 61
Al-i İmran Suresi

98.Ayet
قُلْ يَا أَهْلَ الْكِتَابِ لِمَ تَكْفُرُونَ بِآيَاتِ اللَّهِ وَاللَّهُ شَهِيدٌ عَلَىٰ مَا تَعْمَلُونَ -98 De ki: “Ey kitab ehli! Allah, yaptıklarınızı görüp dururken Allah’ın âyetlerini niçin inkâr ediyorsunuz?” De ki: Ey Ehli kitab! Niçin Allah´ın âyetlerine küfrediyorsunuz? Allah yaptıklarınızı görüb duruyor. De ki: Ey Kitap Ehli! Allah´ın âyetlerini neden inkâr ediyorsunuz ? Oysa Allah işlediklerinizi görüp biliyor. De ki: "Ey Kitap ehli, Allâh yaptıklarınıza tanık iken neden Allâh´ın âyetlerini inkâr ediyorsunuz?" De ki: «Ey ehl-i kitap! Ne için Allah Teâlâ´nın âyetlerini inkar ediyorsunuz? Halbuki Allah Teâlâ yaptıklarınıza hakkıyla şahitir.» 4 / 61
Al-i İmran Suresi

99.Ayet
قُلْ يَا أَهْلَ الْكِتَابِ لِمَ تَصُدُّونَ عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ مَنْ آمَنَ تَبْغُونَهَا عِوَجًا وَأَنْتُمْ شُهَدَاءُ ۗ وَمَا اللَّهُ بِغَافِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ -99 De ki: “Ey kitab ehli! (Gerçeği) görüp bildiğiniz hâlde, niçin Allah’ın yolunu eğri ve çelişkili göstermeğe yeltenerek inananları Allah’ın yolundan çevirmeye kalkışıyorsunuz? Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir.” De ki ey ehli kitab! niçin Allahın doğru yolundan iman edenleri men´ediyorsunuz, görüb durduğunuz halde niçin onun çarpıklığını istiyorsunuz? Allah yaptıklarınızdan gafil değildir De ki: Ey Kitap Ehli! İmân edenleri neden Allah yolundan —onda bir eğrilik arayarak— döndürmeye çalışıyorsunuz ? Halbuki (son dinin hak olduğuna, Hz. Muhammed´in son Nebî olarak gönderildiğine) şâhid bulunuyorsunuzdur. Allah işlediklerinizden habersiz değildir. De ki: "Ey Kitap ehli, gerçeğe tanık olduğunuz halde, niçin Allâh´ın yolunu eğri göstermeğe yeltenerek, inanmak isteyenleri Allâh yolundan çevirmeğe çalışıyorsunuz? Allâh yaptıklarınızdan habersiz değildir." De ki: «Ey ehl-i kitap! Ne için imân edenleri Allah Teâlâ´nın yolundan men ediyorsunuz? Onun çarpıklığını istiyorsunuz? Halbuki sizler şahitlersiniz, Allah Teâlâ da sizin yaptıklarınızdan gâfil değildir.» 4 / 61
Al-i İmran Suresi

100.Ayet
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِنْ تُطِيعُوا فَرِيقًا مِنَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ يَرُدُّوكُمْ بَعْدَ إِيمَانِكُمْ كَافِرِينَ -100 Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilenlerden herhangi bir gruba uyarsanız, imanınızdan sonra sizi döndürüp kâfir yaparlar. Ey o bütün iman edenler! eğer o kitab verilenlerden her hangi bir fırkaya uyarsanız sizi imanınızdan sonra çevirirler kâfir ederler Ey imân edenler! Kendilerine kitab verilenlerden (herhangi) bir zümreye uyacak olursanız, imânınızdan sonra sizi kâfir ederler (dininizden döndürmeye fırsat bulurlar). Ey inananlar, Kitap verilenlerden herhangi bir gruba uyarsanız imanınızdan sonra, (onlar) sizi döndürüp kâfir yaparlar. Ey imân edenler! Kendilerine kitap verilmiş olanlardan herhangi bir gürûha itaat ederseniz sizi imânınızdan sonra çevirip kâfirler yaparlar. 4 / 61
KUR'AN-I KERİM MEALİ, TEFSİRİ; AÇIKLAMASI, YORUMU VE MANAYI İZHARI;

Copyright © kuranikerim.name.tr, 2014