SURE AYET NO |
ARAPÇA |
DİYANET VAKFI |
ELMALILI HAMDI |
CELAL YILDIRIM |
SULEYMAN ATES |
O NASUHI BILMEN |
CÜZ SAYFA |
Mut'affifin Suresi
27.Ayet |
وَمِزَاجُهُ مِنْ تَسْنِيمٍ -27 |
O içeceğin katkısı tesnimdir. |
Hem mizacı Tesnîmden |
Onun katkısı «tesnîm»dir. |
Karışımı tesnimdendir. |
(27-28) Ve onun mizacı tesnîmdendir. (O) Bir kaynaktır ki ondan ancak mukarrep olanlar içerler. |
30 / 588 |
Mut'affifin Suresi
28.Ayet |
عَيْنًا يَشْرَبُ بِهَا الْمُقَرَّبُونَ -28 |
Bir pınar ki, Allah’a yakın olanlar ondan içerler. |
Bir çeşme ki mukarrebîn onunla içerler |
Bir pınar ki, (Allah´a) yakın olma şerefine erişenler ondan içerler. |
Bir çeşme ki (Allah´a) yaklaştırılanlar ondan içerler. |
(27-28) Ve onun mizacı tesnîmdendir. (O) Bir kaynaktır ki ondan ancak mukarrep olanlar içerler. |
30 / 588 |
Mut'affifin Suresi
29.Ayet |
إِنَّ الَّذِينَ أَجْرَمُوا كَانُوا مِنَ الَّذِينَ آمَنُوا يَضْحَكُونَ -29 |
Şüphesiz günahkârlar, (dünyada) iman edenlere gülüyorlardı. |
Evet, o cürm işleyenler iyman edenlere gülüyorlardı |
Gerçekten suçlu günahkârlar (Dünya´da iken) imân edenlere gülerlerdi. |
Suç işleyenler, inananların üstüne gülerlerdi. |
Muhakkak o kimseler ki günah işlemişlerdi, imân etmiş olanlara gülerlerdi. |
30 / 588 |
Mut'affifin Suresi
30.Ayet |
وَإِذَا مَرُّوا بِهِمْ يَتَغَامَزُونَ -30 |
Mü’minler yanlarından geçtiğinde, birbirlerine kaş göz ederek onlarla alay ediyorlardı. |
Ve onlara uğradıkları zaman birbirlerine göz kırpıyorlardı |
Onlara uğradıkları zaman birbirlerine gözle kaşla işarette bulunurlardı. |
Onların yanından geçtikleri zaman birbirlerine kaş göz eder(ek onları küçümser)lerdi. |
Ve onların yanlarından geçer oldukları zaman, birbirlerine karşı göz işareti yaparlardı. |
30 / 588 |
Mut'affifin Suresi
31.Ayet |
وَإِذَا انْقَلَبُوا إِلَىٰ أَهْلِهِمُ انْقَلَبُوا فَكِهِينَ -31 |
Ailelerine dönerken zevk ve neşe içinde gülüşe gülüşe dönüyorlardı. |
Ve evlerine döndükleri zaman zevklanarak dönüyorlardı |
Yandaşlarına döndüklerinde neşeli bir eğlence içinde dönerlerdi. |
Âilelerine döndükleri zaman da (yaptıklarıyle övünüp) eğlenmeye başlarlardı. |
Ve kendi tâifeleri yanlarına döndükleri zaman pürzevk bir halde dönerlerdi. |
30 / 588 |
Mut'affifin Suresi
32.Ayet |
وَإِذَا رَأَوْهُمْ قَالُوا إِنَّ هَٰؤُلَاءِ لَضَالُّونَ -32 |
Mü’minleri gördükleri vakit, “Hiç şüphe yok, şunlar sapık kimselerdir” diyorlardı. |
Ve onları gördükleri vakıt ha, işte bunlar sapıklar diyorlardı |
Ve imân edenleri gördükleri vakit, «bunlar hiç şüphesiz sapıtmışlardır» derlerdi. |
İnananları gördüklerinde: "Şunlar sapık insanlar" derlerdi. |
Ve onları gördükleri vakit derlerdi ki: «İşte bunlar sapıklardır.» |
30 / 588 |
Mut'affifin Suresi
33.Ayet |
وَمَا أُرْسِلُوا عَلَيْهِمْ حَافِظِينَ -33 |
Hâlbuki onlar, mü’minlerin başına bekçi olarak gönderilmemişlerdi. |
Halbuki üzerlerine gözcü gönderilmemişlerdi |
Halbuki kendileri onlar üzerine gözcü gönderilmemişlerdi. |
Oysa kendileri, onların üzerine bekçi gönderilmemişlerdi. |
Halbuki bunlar, onların üzerlerine gözeticiler olarak gönderilmemişlerdi. |
30 / 588 |
Mut'affifin Suresi
34.Ayet |
فَالْيَوْمَ الَّذِينَ آمَنُوا مِنَ الْكُفَّارِ يَضْحَكُونَ -34 |
İşte bugün de mü’minler kâfirlere gülerler. |
İşte bugün de iyman edenler kâfirlere gülecekler |
Bugün ise imân edenler kâfirlere (onların perişan hâline) gülerler. |
İşte bugün de inananlar kâfirlerin üstüne gülerler. |
Artık o günde de o imân etmiş olanlar, o kâfirlere güleceklerdir. |
30 / 588 |
Mut'affifin Suresi
35.Ayet |
عَلَى الْأَرَائِكِ يَنْظُرُونَ -35 |
Koltuklar üzerinde (etrafı) seyrederler. |
Erîkeler üzerinde nazar edecekler |
Kanepeler üzerinde (çevreyi) seyrederler. |
Divânlar üzerinde (oturup) bakarlar: |
Tâhtlar üzerinde seyredeceklerdir. |
30 / 588 |
Mut'affifin Suresi
36.Ayet |
هَلْ ثُوِّبَ الْكُفَّارُ مَا كَانُوا يَفْعَلُونَ -36 |
Nasıl, kâfirler yapmakta olduklarının karşılığını buldular mı? |
Nasıl kâfirler ettiklerinin cezasını buldular mı? |
Nasıl, kâfirler yapageldiklerinin cezasını (lâyık olduğu şekilde) buldular mı ? |
"Kâfirler, yaptıklarıyle cezâlandılar mı?" diye. |
Nasıl o kâfirler, işler oldukları şey ile cezalanmış oldular mı? |
30 / 588 |
İnşikak Suresi
1.Ayet |
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ إِذَا السَّمَاءُ انْشَقَّتْ -1 |
(1-2) Gök yarıldığı ve Rabbine boyun eğdiği zaman -ki ona yaraşan budur-, |
Semâ inşikak ettiği |
(1-2) Gök yarıldığı, Rabbinin buyruğuna kulak verip boyun eğdiği zaman —ki gök bunun haklılık ölçüsündedir—. |
Gök yarıldığı, |
Gök yarıldığı zaman. |
30 / 588 |
İnşikak Suresi
2.Ayet |
وَأَذِنَتْ لِرَبِّهَا وَحُقَّتْ -2 |
(1-2) Gök yarıldığı ve Rabbine boyun eğdiği zaman -ki ona yaraşan budur-, |
Ve rabbını dinleyip haklandığı vakıt |
(1-2) Gök yarıldığı, Rabbinin buyruğuna kulak verip boyun eğdiği zaman —ki gök bunun haklılık ölçüsündedir—. |
Kendisine yaraştığı üzere Rabbini(n buyruğunu) dinlediği zaman! |
(2-3) Ve Rabbini dinlediği ve layık kılındığı zaman. Ve yer uzatılıp dümdüz olduğu zaman. |
30 / 588 |
İnşikak Suresi
3.Ayet |
وَإِذَا الْأَرْضُ مُدَّتْ -3 |
(3-4) Yer uzatılıp dümdüz edildiği ve içindekileri atıp boşaldığı zaman, |
Ve Arz meddedildiği |
(3-4-5) Yeryüzü uzatılıp dümdüz hâle getirildiği, içinde olanı boşalttığı ve Rabbinin buyruğuna kulak verdiği zaman —ki yeryüzü bunun haklılık ölçüsündedir— (herkes ne olduğunu iyice anlayacak).. |
Yer uzatıl(ıp dümdüz yapıl)dığı, |
(2-3) Ve Rabbini dinlediği ve layık kılındığı zaman. Ve yer uzatılıp dümdüz olduğu zaman. |
30 / 588 |
İnşikak Suresi
4.Ayet |
وَأَلْقَتْ مَا فِيهَا وَتَخَلَّتْ -4 |
(3-4) Yer uzatılıp dümdüz edildiği ve içindekileri atıp boşaldığı zaman, |
ve içindekini atıp boşaldığı |
(3-4-5) Yeryüzü uzatılıp dümdüz hâle getirildiği, içinde olanı boşalttığı ve Rabbinin buyruğuna kulak verdiği zaman —ki yeryüzü bunun haklılık ölçüsündedir— (herkes ne olduğunu iyice anlayacak).. |
İçindekileri dışarı atıp boşaldığı, |
Ve içinde ne var ise atıp boşaldığı zaman. |
30 / 588 |
İnşikak Suresi
5.Ayet |
وَأَذِنَتْ لِرَبِّهَا وَحُقَّتْ -5 |
Rabbini dinlediği zaman -ki ona yaraşan da budur- (insan yaptıklarını karşısında bulur!) |
Ve rabbını dinleyip haklandığı vakıt |
(3-4-5) Yeryüzü uzatılıp dümdüz hâle getirildiği, içinde olanı boşalttığı ve Rabbinin buyruğuna kulak verdiği zaman —ki yeryüzü bunun haklılık ölçüsündedir— (herkes ne olduğunu iyice anlayacak).. |
Ve kendisine yaraştığı üzere Rabbini(n buyruğunu) dinlediği zaman! |
Ve Rabbini dinlediği ve layık kılındığı zaman. |
30 / 588 |
İnşikak Suresi
6.Ayet |
يَا أَيُّهَا الْإِنْسَانُ إِنَّكَ كَادِحٌ إِلَىٰ رَبِّكَ كَدْحًا فَمُلَاقِيهِ -6 |
Ey insan! Şüphesiz, sen Rabbine (kavuşuncaya kadar) didinip duracak ve sonunda didinmenin karşılığına kavuşacaksın. |
Ey o insan! Sen cidden rabbına doğru çabalar da çabalar nihâyet ona mülâkî olursun |
Ey insan! Sen cidden (ölüp) Rabbına gidinceye kadar durmadan didinip koşturursun ve sonunda O´na kavuşursun. |
Ey insan, sen, Rabbine varan yolda çabalayıp durmaktasın, nihâyet O´na varacaksın. |
Ey insan muhakkak ki sen Rabbine doğru bir çalışmakla çalışıcısın, artık O´na kavuşacaksındır. |
30 / 588 |
İnşikak Suresi
7.Ayet |
فَأَمَّا مَنْ أُوتِيَ كِتَابَهُ بِيَمِينِهِ -7 |
Kime kitabı sağından verilirse, |
O vakıt kitabı sağ eline verilen |
(7-8) Artık kitabı (amel defteri) sağ eline verilen kimsenin kolay bir hesapla hesabı görülür.. |
(O zaman) Kimin Kitabı sağından verilirse: |
(7-9) İmdi kimin kitabı sağ eline verilmiş olursa. Artık bir kolay hesap ile muhasebe edilmiş olur. Ve ehline sevinçli olarak dönmüş bulunur. |
30 / 588 |
İnşikak Suresi
8.Ayet |
فَسَوْفَ يُحَاسَبُ حِسَابًا يَسِيرًا -8 |
Hesabı çok kolay bir şekilde görülecek, |
Kolay bir hisab ile muhasebe olunur |
(7-8) Artık kitabı (amel defteri) sağ eline verilen kimsenin kolay bir hesapla hesabı görülür.. |
O, kolay bir hesaba çekilecek, |
(7-9) İmdi kimin kitabı sağ eline verilmiş olursa. Artık bir kolay hesap ile muhasebe edilmiş olur. Ve ehline sevinçli olarak dönmüş bulunur. |
30 / 588 |
İnşikak Suresi
9.Ayet |
وَيَنْقَلِبُ إِلَىٰ أَهْلِهِ مَسْرُورًا -9 |
Sevinçli olarak ailesine dönecektir. |
Ve mesrur olarak ehline gider |
Ve sevinerek arkadaşlarına dönüp gider. |
Ve sevinçli olarak âilesine dönecektir. |
(7-9) İmdi kimin kitabı sağ eline verilmiş olursa. Artık bir kolay hesap ile muhasebe edilmiş olur. Ve ehline sevinçli olarak dönmüş bulunur. |
30 / 588 |
İnşikak Suresi
10.Ayet |
وَأَمَّا مَنْ أُوتِيَ كِتَابَهُ وَرَاءَ ظَهْرِهِ -10 |
Fakat kime kitabı arkasından verilirse, |
Ve amma kitabı «arkasından» verilen |
(10-11-12) Kitabı (amel defteri) arkasından verilen kimse ise, «vay, yazıklar oldu bana, mahvoldum !» diye bağırıp çağıracak, alev alev yanan Cehennem´e varıp girecek. |
Kimin Kitabı arka tarafından verilirse. |
(10-12) Fakat kime ki, kitabı arkası tarafından verilmiş olur. Derhal bir helâkı çağırır. Ve bir alevli ateşe yaslanacaktır. |
30 / 588 |
İnşikak Suresi
11.Ayet |
فَسَوْفَ يَدْعُو ثُبُورًا -11 |
(11-12) “Helâk!” diye bağıracak ve alevli ateşe girecektir. |
helâk! diye çağırır |
(10-11-12) Kitabı (amel defteri) arkasından verilen kimse ise, «vay, yazıklar oldu bana, mahvoldum !» diye bağırıp çağıracak, alev alev yanan Cehennem´e varıp girecek. |
O, ölümü çağıracak, |
(10-12) Fakat kime ki, kitabı arkası tarafından verilmiş olur. Derhal bir helâkı çağırır. Ve bir alevli ateşe yaslanacaktır. |
30 / 588 |
İnşikak Suresi
12.Ayet |
وَيَصْلَىٰ سَعِيرًا -12 |
(11-12) “Helâk!” diye bağıracak ve alevli ateşe girecektir. |
Ve Saıyre yaslanır |
(10-11-12) Kitabı (amel defteri) arkasından verilen kimse ise, «vay, yazıklar oldu bana, mahvoldum !» diye bağırıp çağıracak, alev alev yanan Cehennem´e varıp girecek. |
Ve alevli ateşe girecektir. |
(10-12) Fakat kime ki, kitabı arkası tarafından verilmiş olur. Derhal bir helâkı çağırır. Ve bir alevli ateşe yaslanacaktır. |
30 / 588 |
İnşikak Suresi
13.Ayet |
إِنَّهُ كَانَ فِي أَهْلِهِ مَسْرُورًا -13 |
Çünkü o, (dünyada iken) ailesi içinde sevinçli idi. |
Çünkü o ehlinde mesrur idi |
Çünkü o, (Dünya´da iken) yandaşlarının yanında (işlediği kötülüklerden dolayı) pek sevinçliydi. |
Çünkü o, (dünyâda) âilesi arasında (şımarık ve) sevinçli idi. |
Şüphe yok ki o, ehli arasında sevinçli bir halde idi. |
30 / 588 |